Nasıl Bir Türk Çizgi Romanı istiyorum...

hüseyin aksakal

Onursal Üye
Çeviri & Balonlama
7 Eyl 2010
773
5,728
Kdz. Ereğli
Aynı kahramanı üç dört ayrı ressamın çizdiği, iki-üç kişilik senaryo takımlarının birlikte çalıştığı istikrarlı olarak yayınını sürdürebilecek bir Türk çizgi romanı istiyorum...

Bir çizgi roman hangi yaş grubuna hitap ettiğini iyi bilmeli. Gençler, daha uzun süredir genç olanlar için ayrı ayrı konseptler veya varyantlar üretilebilir.

Bizim yaşlar söz konusu olduğunda, yağmur yağarken pencereden bakarken, aklına son savaşta yitirilen onca canlar gelip hüzünlenen, bir savaş mekanizmasının çarkı olmak için ömür verdiğinden ötürü utanan bir çizgi roman kahramanım olsun isterim.

İki kişinin hakkından gelebilen ama üç veya daha fazla kişiye karşı savaşması gerektiğinde en azından strateji kullanan, bilemedin kaçmayı akıl eden bir çizgi roman kahramanım olsun istiyorum.

Ömrünü kılıç-kalkan veya otomobil tabanca gibi şeylere verdiği için karşı cinsin reddedebildiği bir kahramanımız olsun istiyorum. Karşı cinsin reddetmesi mümkün olmayan hayali kahramanlardan gına geldi de...

Yaşlılığı için ganimet paylarından biriktirdiği akçeyi, görevini başarmak için harcayan, kendisiyle bu yüzden alay edenlere küçümseyerek gülümseyebilen bir çizgi roman kahramanımız olsun isterim...

Her zaman olayları sürükleyen değil, kimi zaman da olayların içinde sürüklenen bir kahramanımız olsun isterim. Komedi unsuru olarak oğlunu evermeye çalışan--çift çubuk edinmeye zorlayan bir anne figürü iyi olabilir.

Anasından kahraman doğmasın, önemli bir kayıp, ruhunda açıklanabilir bir açlığı doyurmak için önemli işler başarmaya mecbur hissetsin kendini...

Fantastik unsurlar olarak, Al Karası, Al karısı, Erlik'in oğulları, kudurmuş küçük hayvanlar, rüyaya giren dede korkut ve olmayacak kehanetlerini kullanmak mümkün olabilir. Dede Korkut anlatılarının masal olmadığını anlayan bir kahraman fena olmazdı. Mutlaka ve mutlaka tarihi bir arkaplanı olsun. Tarihsel kesinlikle sınırlanmak istenmiyorsa, kuralların askıya alınabileceği mantıklı bir izafet çerçevesi kurulmalı... Kimse büyüyü elini sallayarak yapmamalı. Kimi zaman bilimsel yöntemler kullanılabilmeli.

Türk kültürü içinde yetişmiş birinin, fars, arap, bizans gibi yerleşik krallıkların absürtlüklerini vurgulamasını beklemek gerek...

Başka neler olabilir?
 
12 Şub 2010
15,006
543,719
Çok ilginç ve güzel bir konu açmış sevgili Hüseyin Aksakal dostumuz

Türk çizgi romanına çağdaş ve özgün bir soluk gelmesini çok arzu ediyorum

Çizer yönünden çok elverişli bir ortama sahip olduğumuza inanıyorum

Yapılacak katkılarla, desteklerle daha da iyi olacağına inanıyorum

Eksiklerimiz var şüphesiz

Başta geleni ise senaryo yazarlığı

Günümüzün yetenekli, ustalaşmış yazarlarından çizgi roman için devşirme yapılması, yeni yazarların teşvik edilmesi şart

En zor kısmı ise bunun için verilecek emeklerin maddi karşılığını sağlamanın maalesef yetersiz olması, en büyük handikap olarak bunu görüyorum
 

dezocan11

Çeviri & Balonlama
10 Kas 2009
163
225
İzmir
Ufaktan çalışmalara başladık. Şuan webcomic formatında haftada bir sayfa yayınlanıyor. İleride büyük seriler için planlarımız var. İlgilenenler şu linkten ulaşabilirler. :D

 

margath

Yeni Üye
1 Eyl 2011
24
77
Arayıcılar'ı az önce okudum.Bazı önerilerim olacak izninizle..Arkaplan sıkıntısı var gibi..konuyu tamamlayacak frame'ler eksik kalmış..bir de,çizilen karakterler çizere bakmak yerine konuya dönük olmalı...başarılar dilerim...
 

serdary67

Onursal Üye
18 Eki 2009
8,731
25,953
ordu-turkey
Ufaktan çalışmalara başladık. Şuan webcomic formatında haftada bir sayfa yayınlanıyor. İleride büyük seriler için planlarımız var. İlgilenenler şu linkten ulaşabilirler. :D

Siteye baktım tebrik ederim sayfa sayfa ama güzel bittiğinde burada da cbr şeklinde paylaırsanız harika olur.
 

hüseyin aksakal

Onursal Üye
Çeviri & Balonlama
7 Eyl 2010
773
5,728
Kdz. Ereğli
Bu konuda kafa yoran çok kişi olduğu anlaşılıyor. Birazının çalışmaları yayınlandı, birazınınki de proje aşamasında... Burada dikkat çekmek istediğim konulardan biri de istikrar. Zagor ilk yayınlandığında döneminin tüm italyan çizgi romanlarından pek farkı yoktu. Sonra süper kötüler, bilim, fantezi derken psikoloji de işin içine girdi. Zagor'un yayın macerasını kabaca şöyle kategorize edebiliriz.
1 Romantik Dönem: İyi ve kötü net şekilde ayrılır, meseleler basittir, kötü buldun mu baltayı indir şeklinde.

2.Realistik dönem:Tarih ve sosyoloji giderek işin içine girmeye başlar. Bu dönemde kızılderili uygarlığı teması belirginleşir. Kimi zaman Zagor saf tutmakta zorlanır.

3.Modern dönem: Burada iyi beyazlar kadar kötü beyazların da bulunduğu, aynı şekilde kızılderililerin de iyisi kötüsü aynı macerada bulunabiliyor. Bu konseptin en belirgin macerası Wichita Dağlarında Hesaplaşma macerasıdır. Tarihin ve mitolojinin en az bilinen bölgelerine kadar girilir ve Zagor bu dönemde hormonları olduğunu hatırlar. Vicdanıyla hesaplaştığı anlar yaşanır.

Elbette bu dönüşüm aynı zamanda çizgi roman okurunun da dönüşümüdür ve çizgiler de bu dönüşüme ayak uydurur. Bizde Tarkan ve Kara Murat örneklerini düşünecek olursanız, ilk dönemlerinin sonunda yayın hayatlarına son vermişlerdir. Kurumsallaşma yoluna gidilmemiş, işbölümü yapılmamış, çizgi dünyasında yaşanan gelişmelere paralel bir dönüşüm çabası gerçekleşememiştir.

Sözün özü şu... Çizgi romanla iştigal eden arkadaşlar bir kereliğine en iyisini üretebilirler ama bu yeterli değil. Güzel olanın istikrarlı olması da önemli. İstikrar da ekip işidir. Ekip olmadan bir süre sonra çıta düşüyor, en azından yükselmesi mümkün olamıyor. Bunların da göz önünde bulundurulması gerekir.
 

hüseyin aksakal

Onursal Üye
Çeviri & Balonlama
7 Eyl 2010
773
5,728
Kdz. Ereğli
Esas karakteri farklı çizerlerin çizmesine itirazınız dışında tüm diğer konularda aynı fikirdeyim. Burada uluslararası nitelik kazanan uzun soluklu çizgi romanların kaç ayrı çizer tarafından çizildiğini düşünürseniz, bunun zamanla tekdüzeliğe kapılmanın da ilacı olduğunu görebiliyoruz.

Öte yandan zıtlık konusuna burada girmemişim. Diyarda yaptığım Zagor incelemesinde doğal-doğaüstü, modern-ilkel, trajik-komik, Avrupalı-Amerikalı, insanüstü-insansı gibi karşıtlıklara dikkat çekmeye çalışmıştım. Demek istediğim haklısınız. Ana karakterin karşıtının da sağlıklı kurgulanması gerekir. Fakat öykü kurgusu ve enstrumanlara sıra geldiğinde zıtlıklardan yararlanmaya devam etmek gerek. Gece olmadan gündüz olmaz.

Karakterin özellikleriyle ilgili yazdıklarım tamamen simgesel... Çok daha farklı da olabilir ama normal insanların duygularını anlayabilen, modern insanın empati kurmak isteyebileceği bir karakteri tercih ederim demek istiyorum. Aynı zamanda Clark Kent-Süpermen zıtlığının modern insanın bir gün çok farklı, hayranlık uyandıracak bir görünüşle kamuoyu önüne çıkabileceği hayali vardır. Kahramanın tutması için modern okurun o kahramanın yerine geçip, yaptıklarını yapmak istemesi gerekir. Zaten kimse sabah akşam kötü adam dövmek istemez. Biraz da anlamak, anlaşılmak ister.

Yorumlarınız ufuk açıcı... Teşekkür ve selamlarımla...
 

büyük beyaz

Yönetici
Çeviri & Balonlama
E-Dergi Takımı
17 Ağu 2009
17,733
44,000
denize sıfır
Çok keyifle mesajları okudum keşke yıllar önce konuşmaya başlasaydık.
Uzun zamandır hep yapmak istediğim işlerden biri de X kahramanın herhangi bir macerasını masaya yatırıp artıları-eksileriyle tartışmaktı.
Ama zamanım çocuklar büyüdükçe daralıyor sürekli.
Konunun özüne gelirsek farklı çizerlerin birlikteliği Bizde yürümez.
Millet olarak ortaklık hep bize ters gelmiştir.
Yürütebilenler ise başını alıp yükselmiştir.
Benim hayalim-tercihim artık osmanlının dışına çıkabilmek.
Kılıçlı kahramanları sevdik, seviyoruz ama bir tık üstü lazım.
Bu yöndeki düşüncemin en iyi örneği Seyfettin efendi oldu.
Senaryo çalışmaları için ekip olmazsa günü kurtarmaktan ileriye gidemeyiz diye düşünüyorum.
Konunun dışı belki ama birçok blogta birkaç kişinin biraraya gelip
ilginç çeviri-balonlamalar yapmaları hoşuma gidiyor.
Gençler comics alanına daha hakim ve yatkın, bizden birşeyler çıkmasa da en azından okuyan kesimin arttığını düşünüyorum.
Fazla uzatıpta başınızı şişirmeyeyim.:)
Aklımdan geçenler şu anda bunlar.
 

hüseyin aksakal

Onursal Üye
Çeviri & Balonlama
7 Eyl 2010
773
5,728
Kdz. Ereğli
Farklı çizerlerin birlikteliği olamayacaksa, çizerin tabanında nasır çıktığında yayının aksaması tehlikesi olur. Karakter yazarın değil, o yazarın o karakteri kendisi için yarattığı yayınevinin olmalı. John Buscema çoğu yerde Conan'ın sadece karakalemini çiziyor. Alfredo Alcala, Ernie Chan, ne bileyim Tony De Zuniga vb de çiniliyor. Biz de bilmem kaç bin kilometre ötede onların çizgilerine hayran hayran bakıyoruz.

Soru şu... Neden onlar bizimkilerin çizgilerine hayran hayran bakmıyor da biz onlarınkine bakıyoruz. Birlikte çalışmak mümkün değilse bu konunun tartışılmasına gerek yok. Nitekim eski yöntemleri deneyerek eskiden alınandan daha iyi sonuç alamayacağımız ortada.

Hani Mevlana "Dün dünde kaldı cancağızım, bugün yeni şeyler söylemek lazım" diyor ya... Bayrak bir tık yukarı çıkacaksa, yeni bir şey söylemek gerek.

Senarist takımları konusu aslında karmaşık bir konu değil. Bizde eksik olan senaristin açıklarının sağlama hesabını yapabilecek editörlerin olmayışı. Bu alanda da bir açılım gerekiyor bence...

Saygı ve sevgiler hepinize...
 

büyük beyaz

Yönetici
Çeviri & Balonlama
E-Dergi Takımı
17 Ağu 2009
17,733
44,000
denize sıfır
Şu an aklıma gelen, ilkokul öğrencilerinin nerdeyse tamamı resim, beden, müzik, din gibi derslerden hep 5 alır.
Resim çizebilen kaç çocuk var çevrenizde?
Alt yapı yok yani.
Acaba ilk olarak ne yapacağımızın listesini mi çıkarsaydık?
Sanatsal becerileri ön plana çıkaran-çıkarmaya çalışan bir müfredat yok.
Konuyu dağıttığım için kusura bakmayın.:)
Yine aklıma geldikçe yazacağım.
 

hüseyin aksakal

Onursal Üye
Çeviri & Balonlama
7 Eyl 2010
773
5,728
Kdz. Ereğli

Acaba ilk olarak ne yapacağımızın listesini mi çıkarsaydık?

Bu konuyu değerlendirebilecek yetkin arkadaşlarımız olduğuna eminim. Konuyu ben açtım ama yorumcuların çoğunun bu konuya benden hakim olduğunu da gözlemleyebiliyorum.

Her yol aynı zamanda neticeye gitmeli, pratik olmalı.Yorumların bazıları aynı zamanda yola da çıkmış olduklarından pratikte de eksik yok bence...

Yine de bayiden çizgi roman satışının, özellikle yerlilerde sıkıntılı olduğu söylenebilir... Bunu aşacak bir şey lazım...
 

margath

Yeni Üye
1 Eyl 2011
24
77
Ülkemizde,çizgi roman çizeri sıkıntısı yaşanmasının en büyük nedeni aslında yerleşik süreklilik arzeden bir piyasanın olmayışı ve ekonomik şartların son derece yetersiz oluşu.yabancı çizerlere hayranlıkla bakıyoruz..Çünkü,amansız bir rekabet var aralarında ve son derece titiz bir çalışma ile ortaya çıkmak zorundalar.Özür dileyerek söylüyorum,yanlış anlamayın,çok ünlü bir yerli çizgi roman ressamının çizimleriyle altyapısını halletmiş yeni bir çizgi roman ressamının çizimlerindeki yüzeysellik çok benzerlik gösteriyor.Şunu demek istiyorum,bizde ekonomik nedenlerinde etkisiyle,senaryo-kompozisyon-konuya uygun çizim-anatomik bilgi gibi konular da detaylara inme,kendini geliştirme kaygısı olmuyor..Ve bütün bunlar genelikle tek bir kişinin elinden çıktığı için geri dönüşler
yapamıyor.Ne olabilir ? yetenekli genç yada halen çizgi roman üretmeye çalışan ressamların ürünlerini getirebilecekleri, kendi aralarında değerlendirme-eleştiri yapabilecekleri,piyasaya çıkması düşünülen çizgiromanın üretiminin yapılabileceği/ yaptırılabileceği gönüllü özverili en azından ilk etapta bir ortak grup kurma yoluna gidilebilir. diye düşünüyorum...
 

serdary67

Onursal Üye
18 Eki 2009
8,731
25,953
ordu-turkey
Bu konuyu değerlendirebilecek yetkin arkadaşlarımız olduğuna eminim. Konuyu ben açtım ama yorumcuların çoğunun bu konuya benden hakim olduğunu da gözlemleyebiliyorum.

Her yol aynı zamanda neticeye gitmeli, pratik olmalı.Yorumların bazıları aynı zamanda yola da çıkmış olduklarından pratikte de eksik yok bence...

Yine de bayiden çizgi roman satışının, özellikle yerlilerde sıkıntılı olduğu söylenebilir... Bunu aşacak bir şey lazım...

Aslında tüm çizgiroman çıkaran yayınevleri ortak bir dağıtım ağı kurup bu ağ ile kitapları tüm türkiye ye dağıtsa şimdikinin iki misli satış olur.Ama her işte olduğu gibi bunda da kavga ve telifin başkasına devrinden dolayı küslük vb. durumlar bu sonucu doğuruyor.Yani herkes kendi ayağına sıkıyor.Sonuç istanbul,izmir,ankara hariç satış yapılan mekan yok.Öyle olunca millet de bu kitapları bilmiyor.Ayrıca az satış fiyatları artırdığı için alan da az oluyor.Dağıtım ağıyla ucuza ve çok satış çözüm sadece bu kadar basit.
 

Motion

Kıdemli Üye
31 Mar 2013
613
3,374
vjRdaz.jpg
 
Son düzenleme:

hüseyin aksakal

Onursal Üye
Çeviri & Balonlama
7 Eyl 2010
773
5,728
Kdz. Ereğli
Motion olayın piyasa ve üretim safhalarındaki sıkıntıları çok iyi anlatmış. Kendisini tebrik ve teşekkür ediyorum.

Kendisinin ilk mesajında karakterler üzerine yazdıkları üzerinden devam etmek gerekirse, yan karakter konusu Karaoğlan-Çalık örneğinde olduğu gibi ast üst ilişkisinden bir parça uzak bir çözüme kavuşmalı. Öykünün çatısının yan karakterler üzerine kurulduğu, esas kahramanın öykünün yarısında katıldığı çok sayıda başarılı örnek var. Uluslararası başarı kazanan öykülerde de bunu görüyoruz. Bizim öykülerimizin büyük bölümü asıl kahramanla başlayıp asıl kahramanla bitiyor. Bir de şu karizmatik tiplerden başka tipte de üretim yapılması gerek. Asteriks'i, Tenten'i düşünün. Orta yaşlardakiler paçoz Komiser Kolombo'nun ne kadar sükse yaptığını hatırlayacaktır.

Arkaplan meselesi bir çizgi romanda en önemli açıklayıcı unsurların arasında yer alır. Çizgi roman tiyatroya benzemez. Tiyatroda bir yere kapı yazarsanız, seyirci onu kapı olarak algılar. Çizgi romanda kapının ahşabına, kurt yeniklerine kadar detaylandırmak gerekir.

Yani kahramanlar veya belli aksiyon sahneleri kadar bunların yaşandığı arkaplanların üstünde de titizlikle çalışmak gerekiyor. Eğer güzel bir yağmur sahnesinde karakterlerden biri camdan bakarak hüzünlenemezse, onunla özdeşleşecek insani bir çapa noktası bulamazsınız, şimşekler çakan bir gece iyi tasvir edilmezse, bir kovuğa saklanan bir karakterin korkularını anlayamazsınız.

Bir de emeğe saygısızlık olarak anlaşılmasın lütfen. Kendi çizerlerimizle ilgili yazarken bir mahalle baskısı var. Eleştirel bir tutum içine girildiğinde sanatçının şevkinin kırılacağı düşünülüyor. Öykü anlatımı, sekanslar, paneller, çizimler gibi konularda eleştiriden kaçınmak bir açıdan bu alanın önünü kapatıyor. Birileri yapıcı eleştiri falan diyebilir ama eleştiri eleştiridir. Eleştirilen yapıcı mı bulur, yıkıcı mı bulur diye yapılmaz eleştiri. Şahsa değil, ürüne yapılan bir şeydir. Hataların tekrarının önüne geçmenin en önemli aracıdır eleştiri. Daha fazla kullanmak gerek.
 
Son düzenleme:

hüseyin aksakal

Onursal Üye
Çeviri & Balonlama
7 Eyl 2010
773
5,728
Kdz. Ereğli

Evet! Seyfettin Efendi varan 1! Üç sayı umarım üç bin sayıya ulaşır. Umarım Abdülhamit dönemi Başlangıç, Menderes Dönemi Ultimate serileriyle genişler...

Türk çizgiromanının rönesansını (Yeniçağ desek mi?) temsil etmeye aday. Aynı zamanda sayfa-fiyat orantısı açısından erişilmez de değil.
 
Üst