Ses ve Müzik; nasıl daha iyi dinlenir?

yeryüzü

Yönetici
3 Eki 2011
17,044
75,440
hiçbiryerde :)
1980'li yıllarda Yavuz Aydar ve Şebnem Savaşçı’nın
hazırlayıp sunduğu “Stüdyo FM" dinleyerek, aslında
daha küçükken, ondan çok yıllar önce farklı sesleri
dinleyerek başlayan müzik zevkim hala canlı olarak
devam ediyor ve hep daha iyi nasıl alabilir bu kulaklarım
sesleri diye sormaya devam ediyorum.

Bu konuda daha önce sorduğum soruyu ve cevapları
yazarak, dostların düşüncelerini dinlemeyi istiyorum...

En çok dinlediğim, rock müzik deyince
ilk aklıma gelen gruplardan biri demek
hafif kalacak Led Zeppelin çalışmaları
için çok teşekkür ederim "agartan" üstat.
Bu vesile ile bir şey sormak istiyorum.
Spotify aile üyeliği almıştım uzun süre önce,
çocuklar, arkadaşlar ile dinlemek için.
Çok iyi bir platform olduğunu düşünüyorum
ama mesela yine çok sevdiğim Neil Young,
bu platformdan çıkmış ya da girmemiş; onun
ayrı, ücretli/ücretsiz bir dinleme kanalı var,
uzun zaman önce girip bakmıştım, sonrasını
bilmiyorum... Buna benzer farklı konular
açılabilir ama benim sormak istediğim şu:
Spotify kanalı, flac müziği bilgisayarımıza
indirip dinleyeceğimizden daha iyi bir ses
verebilir mi? Ses sistemimiz mi daha önemli
bu noktada? Bilgisayara bağlı amfi ve hoparlör
varsa, hangisi daha önemli olabilir ya da olmayabilir?
Örnek olarak benim bir amfi var bilgisayara bağlı,
yamaha RX-V361 ve ona da "Canton" 60 watt, eski,
bir çift hoparlör ile ayrı bir 5+1 hoparlör bağlı.
Sonradan bir bloototh hoparlor aldım, Anker,
soundcore motion plus+ . Bu küçük hoparlör,
bütün bu amfi, bilgisayar ve iki üç hoparlörler
kadar iyi ses veriyor!.. (gücü 30 birşey sanırım:))
Savaştan önce bir çok kez Harkov şehrine gitmiştim.
Orada yaşayan arkadaşım bir bluetoth hoparlor
(Marshall killburn ya da ona benzer bir şey) alıp,
bana da önerdikten sonra almıştım ve pratik
kullanımını beğenmiştim.
Şimdi yazarken benim anker'i dinliyorum, hiç fena
değil ama dostların yorumlarını merak ediyorum,
öğrenmek istiyorum; nedir bu işlerin aslı astarı?
Her şey bir zevk işi mi, yoksa ne kadar özellik,
o kadar kalite mi; ya da daha başka bir şey mi? :):)

Ha, şimdi aklıma geldi, lambalı amfi diye bir şey
vardı okuduğum; Ankaradan abim de almıştı ondan
bir tane... Onu da layıkıyla dinleme şansım olmadı
henüz. Acaba öyle bir şey mi en güzel sesi verir?
Benimki de "ey güzel ayna, söyle en güzel daha iyisi
var mı ?" gibi oldu ama sormak istedim bilenlere,
nedir güzel mizk dinlemenin aslı astarı?
Agartan üstada tekrar teşekkür ederim bu vesile ile...
 

yeryüzü

Yönetici
3 Eki 2011
17,044
75,440
hiçbiryerde :)
Üstteki alıntıladığım mesaja "agartan" ve "Borarenan" dostların cevabı:

Şimdi, yeryüzü üstadım,

Çok fazla ve çok nitelikli sorular bunlar. :S

Sizden ricam, bütün üyelerin görüp, bilgi paylaşabilmeleri için bir konu sayfası açsanız...
Dileyenler fikirlerini yazsınlar.

Bu arada ben de biraz ders çalışayım. ;)

Saygılar.



Müziğe yıllarını vermiş, geçmişte çeşitli türlerde şarkılar, soundtrack'ler, remix'ler bile hazırlayıp yayınlamış birisiyim.. Size "ses kalitesi" konusunda birkaç tüyo vereyim, üstat yeryüzü.

Spotify kullanmıyorum ama bir ara "nedir, ne değildir" diye bakmak için açıp kurcalamıştım. Ekranda "Ayarlar" menüsü olur. Oraya girip ses kalitesi ayarlarına bakın. Düşük, Normal, Yüksek, En Yüksek.. gibi şeyler yazar. Onların hepsini En Yüksek/Very High olarak seçin. Bildiğim kadarıyla En Yüksek'teki ses formatı ve kalitesi "MP3, 320 Kbps" oluyor. Diğerleri ondan da düşük. Spotify'ın FLAC formatı kullandığını sanmam. Ama güncel sürümlerinde ve premium hesaplarda varsa bilmem. Yalnız, ses kalitesi arttıkça dosyanın boyutu da artar ve dolayısıyla internet kotanız o ölçüde daha çok azalır. Özellikle de cep telefonlarının internet paketleri kotalı oluyorlar. Diğer normal, sınırsız ev/ofis internet paketlerinde sorun olmaz.

"Bilgisayarda en iyi ses kalitesi nasıl elde edilir", konusu için şunları yazayım:

1) Ses kartı önemlidir. Bir bilgisayar satın aldığınızda ses kartı, anakartın üzerinde tümleşik (on-board) olarak gelir. Ve o tümleşik ses kartları profesyonel düzeyde değildirler. Ana kartın kalitesine göre; kötü, vasat ya da belki vasatın biraz üstü olurlar. Ses kalitesine çok önem veren biriyseniz, pahalı, kaliteli bir ses kartı satın alıp bilgisayarınıza takmanız gerekir. Bu, sisteminizin ses kalitesini baya iyileştirecektir.

2) Ses kartını hallettikten sonra, hoparlör sistemi de çok önemli. Her pahalı hoparlör sitemi kesinlikle kalitelidir denemez, arada istisnalar olabiliyor ama kaliteli sesi alabileceğiniz hoparlör sistemleri genelde pahalıdırlar. Bu konudaki kullanıcı deneyimlerini araştırmak lazım. Kullananlara sormak lazım. Test etmek lazım. YouTube'da inceleme videoları falan izlemek lazım... Bu süreçten sonra hangi marka ve modelde hoparlör sistemi satın alınacağına karar verilmeli.

3) İnternetten indirdiğiniz şarkıların/albümlerin çoğu MP3 formatında, 128 Kbps, 160 Kbps, 192 Kbps, 320 Kbps vs. kalitesinde olurlar... Daha kaliteli sese ulaşabilmek için, bir müzik albümünün orijinal CD'sinden "lossless (kayıpsız)" şekilde, FLAC formatında ya da ISO kalıbı olarak dijital ortama aktarılmış dosyaları bulup indirmek gerekir. Bunun için internette bir sürü site var. Korsan siteler tabii. Dosya indirme sitelerine yükleyip kendi sitelerinde link veriyorlar ya da torrent olarak paylaşıyorlar. Arama motorunda "download lossless flac albums" şeklinde aramalar yaparsanız karşınıza çıkar. Burada şu uyarıyı yapayım. Bazı siteler sahtekarlık yapıyorlar, MP3 formatındaki bir albümü FLAC'a dönüştürdükten sonra, sanki lossless FLAC albümüymüş gibi başlık açıp paylaşıyorlar. Sırf sitelerinde içerik oluşsun, sitenin trafiği artın vs. diye bu sahtekarlığı yapıyorlar. Bunu test eden yazılımlar da var. Yani o türde indirdiğiniz bir albümün gerçekten orijinal CD'den mi aktarılmış olduğunu yoksa sahte mi olduğunu tespit eden yazılımlar var.

4) Codec'ler ve şarkıyı dinlediğiniz yazılımlar da önemlidir. Eskiden Winamp programı çok meşhurdu. Ben size, hem codec olarak hem de medya oynatıcı olarak "K-Lite Codec Pack"i öneririm. İndirdikten sonra "MPC-HC (Media Player Classic Home Cinema)" medya oynatıcısıyla çalışıyor. Ve sürekli güncelleniyor. Güncellemeleri kontrol et özelliği seçili ise, sizi 1-2 ayda bir uyarıyor, yeni güncelleme var diyor, sayfasına gidip en güncelini indiriyorsunuz. Şu linkten indirebilirsiniz:

Basic, Standard, Full, Mega gibi farklı paketleri var. Ben "Full" olanını kullanıyorum, bence o yeterli. "Mega" paketinde özel grafik olayları falan var, tavsiye etmem.

5) Ses sistemlerinizin ya da medya oynatıcılarınızın ekolayzır ayarları da önemli. En ham, en orijinal sesi "standart ekolayzır" ayarında alırsınız. Yani hiç ayar yapılmamış, sıfır ayarlı, default, normal düzeydeki ayarda. Ben hep onu tercih ederim. Bazı kişiler o ayarlarla oynamaya bayılıyorlar. Bass, tiz ayarlarını falan değiştiriyorlar. Bazı şarkılarda işe yarar, farklı bir hava katar ama bazılarını da kötüleştirir.

6) Odanızdaki ses yalıtımı, akustik de önemli bir faktördür. Ses dalgaları nasıl yayılıyor vs... Bir aralar komşular zilimize basıp benimle çok tartışırlardı, bu ne ses yahu derlerdi. Ama sonradan hallettim o işi. :)

Vs... Bunun gibi birkaç faktör daha var. Üstat agartan'ın dediği gibi, forumda ayrı bir başlık açılıp incelenmesi gereken bir konu bu. Böylece daha çok kişi kullanıcı deneyimlerini yazabilir.

Bir de bir uyarıda bulunayım. Mecbur kalmadıkça sakın kulaklıkla şarkı dinlemeyin. Çok zararlı. Sinir hücrelerine zarar veriyor. Hele de yüksek seste ve uzun süre dinlemişseniz. Bunu ezbere yazmıyorum, bildiğim, tecrübe ettiğim bazı olaylar yaşandı...
 

Logic

Çeviri & Balonlama
3 Kas 2021
356
4,079
Evren
Ev ortamında gerçek kalitede müzik dinlemek istiyorsanız odanızın ses mühendisleri tarafından şekillendirilmesi lazım. Müzik kaynağı olarak hala plaklar tercih sebebidir. Birde dijital formatta müzikler var, bunlarında en kalitelisi ham dosyalar yani wav dosyalıdır. Diğer FLAC, ALAC, APE vb. gibi doyalar her ne kadar kayıpsız oldukları ifade edilselerde iyi bir kulak ve ses sisteminde WAV ile arasında büyük farklar vardır.

Gelelim kaynaktan gelen sesi orjinaline yakın duymaya. İlk başka çok kaliteli bir ön güçlendirici ile güç katına gerek olur. Ultra sistemlerde ön yükselteçte (preamplifier) çok yüksek örneklemeli ve yüksek bant genişliğine sahip sayısal cihazlar kullanılırken, çıkışta ise lambalı (Tube) güç katları (power amplifier) tercih edilir.

Hoparlörler ise tam bir muamma. Tamamen kulak zevkinize uygun tip hoparlör seçme durumundasınız, tabi her marka her tür müzikte başarılı olamıyor.

Neyse, normal kullanıcı olarak ne yapabiliriz ona gelelim. Bir kere iyi müzik dinlemek için kesinlikle çift kanal, A class tümleşik bir güçlendirici edinmemiz lazım (integrated amplifier). Kesinlikle 5+1, 7+1 sinema izlemek için üretilmiş cihazlarla iyi kalitede müzik dinleyemeyiz. Çeşitli sitelerde satılan 2. el 80 li yıllarda üretilmiş çok çok iyi amfiler bulmak mümkün. Mesela Marantz, Luxman gibi markalar oldukça kaliteli modeller ürettiler, Technics firmasının da class AA serisi cihazları oldukça popülerdi bir zamanlar.

Hoparlör olarak ise bir şey demek çok zor, ben olsam referans serisi studio kitaplık tipi kolonları tercih ederdim. Zira hem boyutları küçük hemde ses frekanslarına tepkileri oldukça doğrusal. Onlarda ikinci el bolca var piyasada. Ben zamanında Yamaha'nın bu tip hoparlörlerinden kullanmıştım ve oldukça tatminkardı.

Bunların dışında eğer daha az para harcayarak sizi tatmin edecek şekilde müzik dinlemek istiyorsanız, FLAC gibi "kayıpsız" ses dosyalarını çalabilecek bir DAC cihazı ile, kulalık güçlendiricisi ve kaliteli bir dış kulaklık edinebilirsinzi. Ben yıllardıR AKG, Audio Technica, Koss gibi firmaların kulaklıklarını kullanıyorum ve çok memnunum.

Cümle kurarken kesin betimlemeler yapmama aldırmayın, bu konu tamamen kişisel birşey. Teknolojik ölçümlerde nirvana kabul edlen bir sistem sizin hoşunuza gitmeyebilir. İnsan kulağının duyabileceği ses spectrumu bellidir ama her insan müzik dinlemekten hoşlanmaz, kimisi sadece bazı türleri dinler, çoğumuzun da duyma spektrumunda yer yer çökmeler vardır.

Rock'ça kalın.

 
Moderatör tarafında düzenlendi:

boga

Onursal Üye
27 Kas 2010
184
2,316
Etilerde şubesi olan çok pahalı ses sistemleri satan bir firmanın satış müdürü olan çok yakın arkadaşım bir dinleme odasına aldı.
Markasını hatırlamadığım ve üstünde sadece volume ve on-off anahtarı
olan bir amplifikatör ile Serdar Ortaç'ın çok bilinen bir parçasını çaldı.
O gün daha önce Serdar Ortaç'ı hiç dinlememişim dedim. Hatta daha önce hiç müzik dinlemediğimi fark ettim.

Ses sinyali amplifikatörlerin içinden geçerken yüksek frekanslar, alçak frekanslara göre daha hızlı hareket eder.
Dolayısı ile giriş ve çıkış sinyali arasında fark oluşur. Bu farkı azaltmak için bazı hoparlör firmaları (B&W vb.) tiz hoparlörleri biraz daha geriye koyar.

lambalı amplilerde elektronlar transistörlü amplilere göre daha hızlı hareket ettiğinden lambalı ampliler daha doğru ses verirler.
Fakat lambalı amplilerin çıkış empedansları çok yüksek olduğundan (yaklaşık 300 ohm) hoparlörlerin empedanslarına (4,8,16 ohm)
uydurmak için çıkışlarda empedans trafosu kullanılır. Bu empedans trafolarında oluşan hum sese exstra bir tını ekleyerek sesi negatif olarak etkiler.

Yanlış hatırlamıyorsan dalga boyu nedeni ile iyi bir dinleme için
salonunuzun yaklaşık 30 mtr uzun olması gerekiyor.

En önemlisi yaşa bağlı duyma kaybı. Eğer müzik hayatınızda varsa
kulak testi yaptırmanızı öneririm. Eğer kayıp varsa yukarıdakileri dikkate almayın.
 
Son düzenleme:

boga

Onursal Üye
27 Kas 2010
184
2,316
Maalesef login isimli üyemize plak konusunda katılamıyorum.
Medya olarak plak en son tercihiniz olsun.
Sebeplerine gelince
1) 5 farklı mekanik ayar gerekiyor.
2) Wow ve Flutter denilen mekanik dönüş ve motora bağlı
titreşimlerle oluşan distorisyon (bozulma)
3) Plaklar dinledikçe aşındıklarından sürekli ses kaybı oluşur.
4) Kayıt kafası düz bir çizgide kayıt yapmasına rağmen kafa okurken
Eliptik bir yörünge takip ettiğinden ses her zaman orjinal
değildir. Bazı pikap firmaları bu kaybı en aza indirmek için
kolları "S" şeklinde yapıyorlar.
5) İMÇ deki müzik firmaları CD Türkiye'ye geldikten sonra ellerindeki
analog master kayıtları imha ettiklerinden piyasadaki yerli plakların
büyük çoğunluğu cd den kayıttır. Yani dıdısının dıdısı.
 
Son düzenleme:

scanfan

Yönetici
25 Eyl 2013
7,211
75,311


Tonmayster (ses yönetmeni) Fuat Domaniç FluTV'de üç bölümde ses ve ses kayıt/playback sistemleri hakkında konuşuyor. Ben de dahil çoğunluğu ters köşeye yatırarak plak kaydının çok da iyi olmadığını, dijital kayıtların daha iyi olduğunu nedenleriyle anlatıyor. Zaten sayın "boga" da biraz önce benzer saptamalarda bulunmuş.
 

yeryüzü

Yönetici
3 Eki 2011
17,044
75,440
hiçbiryerde :)
Çok değerli dostların yazılarını ayrıca değerlendirmek
konusunu saklı tutmak kaydıyla, iki öneriyi en önce
dikkate almak gerektiğini yaşım icabı belirtmek ve
nacizane ben de tavsiye etmek isterim:

Birincisi, kulaklıkla müzik dinlemek kesinlikle kulaklara
çok zarar veriyor; mümkün oldukça kaçınmak gerekir.

İkincisi, yaşla birlikte duyma problemleri başladığı için
bunları kontrol ettirmekte de fayda olabilir...

Öncelikle dikkatimi çeken bu iki konudan sonra
yeni bilgileri heyecanla bekliyorum. Daha keyifli,
daha kaliteli müzik dinlemek bizlerin ve yeni
kuşakların da hakkı tabii ki...
 

agartan

Onursal Üye
28 Haz 2019
1,225
11,297
Pink Floyd - The Endless River (2014) / Allons-Y (1)

Örnek a: 320 kb/s (44.1 kHz) MP3 formatının maximum kalitesi (4,5 MB)

Örnek b: 886 kb/s (44.1 kHz, 16 bit) Standart CD'den riplenmiş 2 kanal FLAC dosyası (12,5 MB)

Örnek c: 8158 kb/s (96 kHz, 24 bit, 6 chanel) 5+1 kanal özellikli FLAC dosyası (113 MB)

Allons-Y (1):


Üstadım, üç parça da aynı albüm, aynı sürüm.
Fakat farklı ses özelliklerine sahip, farklı versiyonlar.


Şimdi:
Bir mp3 ses dosyası 320 kb/s değer taşıyabilir, daha çok taşıyamaz.

Ses CD'leri standart olarak 16bit, 44,1 kHz değerindedir. (1000 kb/s değere kadar çıkabilir)

Bu iki kuraldan, üçüncü örneğin (8158 kb/s, 96 kHz, 24 bit) bir CD'den üretilemeyeceği ortadadır.

Hatta, DTS ses formatını taşıyabilen Audio DVD medyalar bile bu yükü taşıyamazlar.
(96 kHz, 24 bit'te sıkıntı olmaz ama 6000 kb/s'den fazlasını alamazlar)

Bir ara SACD (Super Audio CD) medyaları çıkmıştı, DVD'ye yakın bir kalitesi vardı.
Bu medyadan üretilmiş bir albüm sunacağım, daha fazla ayrıntıyı o zaman yazarım.
96 kHz, 24 bit özelliği o medyada da vardı.

Geriye, günümüz teknolojisinde BluRay diskler kalıyor.
Son örnek BluRay diskten üretilmiş.


Birinci örneği CD yazma programı ile bir ses CD'si yapabilirsin.
Program, mp3 dosyayı otomatik olarak WAV (ham ses) dosyasına çevirir ve yazar.
Parça 16 bit, 44,1 kHz özelliğine gelir. Ama 320 kb/s özelliği ile. Fazladan bir değer katamaz.
Dinleme kalitesi açısından MP3 dosya ile arasında fark yoktur.


İkinci örneği CD yazma programı ile bir ses CD'si yapabilirsin.
Program, FLAC dosyayı otomatik olarak WAV (ham ses) dosyasına çevirir ve yazar.
Kullandığımız FLAC dosya da zaten bir ses CD'sinden çevrilmişti, orijinaline dönmüş olur.


Üçüncü örneği CD yazma programı ile bir ses CD'si yapabilirsin.
Program, FLAC dosyayı otomatik olarak WAV (ham ses) dosyasına çevirir ve yazar.
Ama kullandığımız FLAC dosya bir BluRay diskten gelmişti, artık ses CD'si kalitesine düşmüş olur.


Yabancıların 'vinyl', bizim plak dediğimiz medyalarda müzik dinlemenin keyfini hiçbir medya ve-re-mez.
Karıştırılan kavram şu, 'ses kalitesi' değil, alınan keyiften bahsediliyor.


Taş plak, 45'lik plak, EP plak, LP plak, makara band, kaset, Audio CD, Audio DVD kullanan biri olarak bence,
(şu anda yalnızca Audio DVD medyasına sahip değilim, diğerleri mevcut) audio kalitesi olarak plaklar en sonda gelir.
Hatta diyebilirim ki, plaklar arasında en iyi durumda olanlar dedemden kalma taş plaklar.
Plak koleksiyonu yapan sayın Lami Tiryaki'nin yerinde olsam, plaklarımı FLAC olarak dijital ortama aktarırdım.


FLAC olarak, çünkü plaktan dijital ortama aktarırken değerleri manuel olarak ayarlayabiliyorsunuz.
Pink Floyd Diskografisi başlıklı sunumda bol bol "Vinyl Rip" var, değerleri orada da görebilirsiniz.

Bir "Vinyl Rip" FLAC dosyayı da Audio CD yapmak isterseniz, kalitesini düşürmüş olursunuz.

Bu kadar çenebazlıktan sonra...

İnsan kulağı 22 mHz değere kadar işitip, ayırabilir.
Daha yükseklerini kedilere, köpeklere;
daha da yüksekleri ise yarasalara bırakır.


Çok da fazla üstüne gitme yani, üstad.

Saygılarımla.

*
 

GüvenGüven

Süper Üye
19 Ocak 2010
1,093
5,323
Bandırma
Bir bilgisayar mühendisi olarak şunu söylüyorum; kilobytelara takılmayın! Ses ve müzik kulakla değil; tınıyla dolayısıyla bedenle dinlenir... Duymak için kulak zarı şart değildir!

Kâni Karaca ellerini tüplü televizyon ekranına dayayıp ekrana bakarken Nezih Uzel sormuş:
- Ne yapıyorsun Kâni?
- Televizyon izliyorum...

Öncelikle bildiğiniz, uzun yıllardır dinlediğiniz parçaları mümkün olan en kısık, duyulup duyulmadığı meçhul sesle baştan sona tek seferde durdurmadan, atlamadan ve bölmeden, konsantre olup dinlemeye çalışın. Bırakın hafızanız, ses telleriniz, akciğerleriniz yani aslında tüm bedeniniz kulak zarınızın yakalamakta güçlük çektiği sesleri yakalasın ve duyamadıklarınızı tamamlasın... Ben bu pratiği Alan Parsons parçaları üzerinde uygulayarak kazanmıştım. Iron Maiden ve Vangelis yine çok sesliliğin doruğuna çıkmış sanatçılar ve keza onlarda da çok başarılı olmuştum. İlk denemelerde çok başarısız olursanız hoparlörün sesini bir kademe yükseltip önüne yastık koyun ve sesi boğun. Sonraki denemelerde daha düşük seste, daha temiz sesle deneyin.

Bir süre sonra ruhunuzun derinliklerinde teknolojinin sizlere sunamayacağı sesleri duymaya ve tamamlamaya başlayacaksınız. Alan Parsons size karmaşık gelirse; Stevie Wonder - Superstiton hem eğlenceli hem de dolu dolu parçadır, büyük keyifle pratik yapma imkanı bulursunuz. Tekrar ediyorum; müziği kulağınızın zarıyla değil, bedeninizle dinleyin. Tıpkı kalabalık bir grup hâlinde İstiklâl Marşı okurken bedeninizde ses dalgalarınını hissetmeniz gibi...
 
Son düzenleme:

boga

Onursal Üye
27 Kas 2010
184
2,316
Sn.GüvenGüven çok güzel bir konuya parmak basmış.
İnsan, kulağının duyma kapasitesi nedeni ile (20-20000hz)
bazı sesleri duyamaz.
Fakat Sony firması bir ara 30,000 Hz tiz hoparlör üretti.
Gerekçesi ise "İnsan duymasa bile vücüd hisseder".

Bir ara şöyle bir makale okumuştum;
Eskiden insanlar iyi ampli almak için , bu iş için özel olarak yetiştirilmiş köpekler kullanırlarmış.
Ampliyi dinlerken köpek huzursuzlanırsa o ampli alınmazmış.
Çünkü köpekler insan kulağının duymadığı 20Hz altındaki
frekansları duyar.
 

melih_

Onursal Üye
24 Ara 2015
1,209
3,856
Osmaniye
EV ortamında müzik dinlemek için 7+1 dijital ses sistemi, buna uygun iyi bir işlemcili ses kartı ve donanımdan iyi verim alabilmek için de yüksek kalitede ses dosyalarına ihtiyaç vardır. Donanımlar ihtiyaca ve alım gücüne göre değişir. Ses kartı için Creative ses sistemi için se Logitech yeterlidir.
 

boga

Onursal Üye
27 Kas 2010
184
2,316
Ampifikatör seçimlerinde sizlere naçizane bir tavsiyem olacak.
Eski amplifikatörlerden uzak durun. Efsane, vintage gibi
terimleri dikkate almayın.
Elektronik cihazlar aktif ve pasif diye adlandırdığımız componentlerden oluşur ve bunların bir ömrü vardır.
(Component ihtiyaçlarımı temin ettiğim "farnell" isimli sitede bu componentlerin lifetime'ları gözükmektedir.
Merak edenler bakabilir.)
Örneğin 2000 saat ömrü olan bir kondansatör, günde 2 saat müzik dinleseniz yaklaşık 3 senede ömrünü tamamlar ve cihaz
imal edildiği günkü gibi ses vermez.

Bütçeniz el verdiğince iyi markaların üst seviye cihazlarını tercih edin. Bence bu fiyat farkını hakediyorlar.
Bu cihazlar üst seviye componentler kullanıyor. Bu cihazların neden pahalı olduğunu anlayabilmeniz için
bir cihazda onlarca kullanılan kondansatörün farklı markaların fiyatlarını yazdım.

100 µF, 100 V
panasonic ECA 0,69€
nichicon muse 1,38€
elna silmic 2 2,69€
 
Son düzenleme:

boga

Onursal Üye
27 Kas 2010
184
2,316
Maalesef sayın Melih'e katılamıyorum.
7+1 sistem için 8 adet hoparlör gerekir. Müzik kayıtlarının çoğu "Stereo" yani 2 kanaldır.
Dolayısı ile ses iki hoparlörden gelecek ve diğer 6 hoparlör sadece görsel olarak kalacaktır.
İşlemciniz dünyanın en iyi işlemcisi de olsa olmayan bir sesi üretemez.
 
Son düzenleme:

melih_

Onursal Üye
24 Ara 2015
1,209
3,856
Osmaniye
Maalesef sayın Melih'e katılamıyorum.
7+1 sistem için 8 adet hoparlör gerekir. Müzik kayıtlarının çoğu "Stereo" yani 2 kanaldır.
Dolayısı ile ses iki hoparlörden gelecek ve diğer 6 hoparlör sadece görsel olarak kalacaktır.
İşlemciniz dünyanın en iyi işlemcisi de olsa olmayan bir sesi üretemez.


Sayın Boga, eleştirinize saygı duymakla birlikte yazımdaki şu cümleyi de burada aktarmadan geçmek istemedim.

"...ve donanımdan iyi verim alabilmek için de yüksek kalitede ses dosyalarına ihtiyaç vardır."

Donanımdan iyi ya da hakkıyla verim alabilmek için internetin altını üstünü getirilse de gerçek sesi (dijital) bulmak zor hatta imkansızdır.
 

boga

Onursal Üye
27 Kas 2010
184
2,316
Sn. Melih,

Sanırım yanlış anladınız. Ben kayıdın kalitesinden değil kanal sayısından
bahsediyorum. Günümüzdeki müzik kayıtlarının bir çoğu 2 kanal.
Bu kayıt dünyanın en iyi kayıdıda olsa 7+1 sistem bir işe yaramaz.
Sadece 2 hoparlörden ses alırsınız.
7+1 sistemlerin üretim amacı sinema sistemleri içindir. Müzik için değil.
Siz cümlenize "Ev ortamında müzik dinlemek için" diye başlamıştınız.
 
Üst