Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz.. Tarayıcınızı güncellemeli veya alternatif bir tarayıcı kullanmalısınız.
Mekanı cennet olsun, çocuktum Samsun Fuarına gelmişti tiyatrosu, ilk seyrettiğim tiyatroydu. Benim için her zaman özeldi.. Allah(C.C.) rahmet eylesin..
Nejat Uygur ,Kemal Sunal gibi kişiler insanların hayallerinde yaşarlar.Onlar bu yönleri ile ölümsüzdür bir bakıma.Kemal Sunal'ın öldüğüne inanıyormusunuz?Ben inanmıyorum.Nejat Uygur da eserleriyle her zaman yaşamaya devam edecek.
“Ümit mi, Simit mi?” oyununu, iznini alarak lisede oynadığım, kendisinden önce giden dayımın yakın dostu, büyük ustanın ölümünü şu saniye bu mesajdan öğrendim, hiç bilinmeyen bir yüzü de; çok çok eskilerden model uçakçı oluşudur, bunu kimseler bilmez, bilmezdi.
Olsun, üstadım orada da sahne yapar, zaman yaklaşıyor, kaç yılbaşı daha göreceğiz, bekle büyük usta, biz de geliyoruz.
Kendisine rahmet, sevenlerine sabır dilerim...
Son yıllarda hiç sesi soluğu çıkmıyordu,
uzun süredir rahatsızlığı nedeniyle tedavi görüyordu.
hep benzettiğim başka bir ustayı da hatırladım...
Babami kaybettim diyebilirim inanilmaz uzuldum ...
Cocuklugum Istanbul Findikzade Odabasi'nda gecti babam gibi sevdigim Nejat Uygur kapi komsumuzdu ; cocuklari Suha ; Suheyl ; Behzat ve Ahmet ile tum cocuklugumuz beraber gecti ... TV'nin daha evlerimize lux olarak girdigi donemde bircok gece giris katlarinda evinin salon perdesinde Sarlo'nun sessiz filmlerini bizim tum sokagin cocuklarina oynatirdi... Yolda bizi gordugunde her zaman bizden cok buyuk oldugu halde bize " NE HABER ABI NASILSINIZ? " derdi. Buyuk bir tiyatro ve resim sanatcisi ; harika bir baba ve mukemmel bir insandi .
Bu tatsiz dunyanin ondan sonra artik hic tadi olmayacak.
Allah onu cennetine alsin... Allah rahmet eylesin ....
Dünya bir sahne herkes kendine düşen rolü oynuyor sonra perde kapanıyor... Ama öyle Büyük ustalar var ki onlar asla unutulmayacak Bizleri güldürdün bu zor hayat koşulları arasında dertlerimizi unutturdun. Allah da seni güldürsün Mekanın cennet olsun Rahat uyu Nejat Uygur
Tiyatroya 63 yıl emek vermiş, hiciv ve kahkaha üstadıydı. Çocukken Kadıköy'deki Kadıköy sinemasına her sezon yeni bir oyunu gelir, gider seyreder, yanaklarımız ağrıyana kadar gülerdik, oyunun sonunda da mutlaka bir kıssadan hisse konuşması yapar, gözlerimizi yaşlandırırdı.
Türkiye'de beni güldürebilen birkaç insandan biriydi, bir diğeri de Metin Akpınar'dır, son jenerasyondan da Cem Yılmaz var...
Umarım onun bu kadar sene israrla emek verdiği Türk tiyatrosunda ateş hiç sönmez, bayrağı başkaları devir alır...
Tiyatrosundan gülmeden çıkmanız olanaksızdı. Gülme garantili oynardı. 1987 Ankara Batı sine-
masında "Hanedan" oyununu izlerken eşim doğum yapmak üzereydi. Güncel politik durumları
da işleyen Halk'a dönük tiyatro yapardı rahmetli. En son Mahzun Kırmızıgül'ün yönettiği "Beyaz
Melek" filminde oynamıştı.Uzun zamandır hastaydı. Ölümü kolay ve çabuk olmadı.Oyunda tuluat
tarzını bahri Beyat'la çok iyi kullanırdı. Onun oyunlarında kullandığı bir replikle tamamlayayım.
Bel altı bir espri yapar, karşısındaki "-Anlayamadım" Deyince de "-Anlayan anladı" derdi ve
seyirci gülerdi. Ne kadar değerli bir insan ve sanatçı olduğunu ANLAYAN ANLADI...
Bir gün İstiklal'de sevgili Nurtap Emir'in sahaf dükkanında oturmuş o dönem Maceraperest'ten çıkan yayınları konuşuyorduk çok iyi hatırlıyorum. Birdenbire omuzuma bir el indi. Döndüm, Nejat Uygur'la burun buruna geldim. Bilenler bilir, Nurtap Emir'in Ana Bala Han'daki dükkanı çok dardır. İki kişi zor oturur. Hemen kalkıp yer vermek istedim "buyrun üstadım, filan" diyecek oldum. "Ne demek oğlum" diyerek güçlü bir şekilde beni ittirip tekrar yerime oturttu. Bir yandan Nurtap hn'la konuşurken bir yandan elini sürekli omuzumun üzerinden hafif hafif kaldırıp indiriyordu. Muhabbetini bitirdikten sonra acelesi olduğunu çaya kalamayacağını söyleyip ayrıldı. Omuzuma "el vermiş" bir kaç üstaddan birisiydi. Ne onur.
1989 veya 90 yılıydı sanırım. ODTÜ Uluslararası Gençlik Topluluğu'nun konuğu olarak gelip, tam iki saat hiç durmadan konuşmuştu. O iki saat bana 10dk gibi gelmişti. Canlandırmasıyla birlikte, yanlışlıkla topu attırıp kasabalılara erken oruç açtırdığından, sahnede kapıya çarpma efekti yaparken gerçekten çarptığından filan bir dolu anısını anlatmış gülmekten kırıp geçirmişti bizi.
Televizyondan çok seyrettim tiyatrolarını. Annem de ben de çok sayıp ve severdik. İyi bir kişilik. Oğullarını tiyatro yolunda devam ettiremedi ama hiç değilse yararlı çocuklar bıraktı geriye.