M. Kutlukhan Perker Söyleşisi - Air Vol.3 Pureland - Comic-Con

Baykuş

Yeni Üye
2 Mar 2010
52
26
airvol3pureland.jpg


San Diego’da 30 yıldır düzenlenen ve Angelina Jolie’den Jessica Alba’ya birçok ünlü ismin akın ettiği çizgi roman fuarı Comic Con’a katılan tek Türk çizer M. Kutlukhan Perker’in yeni kitabı Air Pureland raflardaki yerini aldı.

■ Yeni kitabınız Air’i biraz anlatabilir misiniz?
'Air', dört albüm olarak tasarlanmış bir çizgi roman. Şu anda serinin üçüncü albümü olan Pureland piyasaya çıktı. Konusu oldukça ilginç. 11 Eylül sonrası bir hostesin dünyada ve hava trafiğinde başından geçen doğaüstü olayları anlatıyor. Bunu havacılığın tarihi öğeleri ve karakterlerini günümüze taşıyarak yapıyor.
■ Çizeri sizsiniz. Yazarı kim?
Daha önce Cairo isimli albümde birlikte çalıştığım G. Willow Wilson.
■ Air’in başkahramanları kimler?
Asıl kahramanımız Blythe isimli bir hostes. Zayn adında her seyahatte farklı bir pasaportla yolculuk eden, aslında Suudi asıllı Arap olan bir Interpol ajanıyla tanışıyor. Bir süre sonra aralarında aşk ilişkisi başlıyor. İlk iki albümde Blythe, Zayn’ın gerçek kimliğini bilmiyor. Zayn, Blythe’in sevgilisi olunca okur istemez onun da iyilerden biri olduğunu varsaydı. Yine de şüpheler kalmıştı.
■ Yan karakterler de var mı?
Ünlü Amerikalı kadın pilot Amelia Earhart’ın yanı sıra ünlü Fransız pilot ve çocuk kitabı Küçük Prens’in yazarı St. Exupery de karakterler arasında. Şöyle bir ipucu da vermek isterim. Bu iki ünlü tarihi isim de gerçek hayatta bir hava kazasında kaybolmuş ve cesetleri bulunamamıştı. Air’de bu kişilerin nasıl kaybolduğunu ve tekrar ortaya çıkmalarının arkasındaki hikâyeleri de anlatıyoruz.
■ Seri ne kadar süredir devam ediyor?
2008’den beri aylık olarak devam ediyor.
■ Bu seriler kaç sayıda bir albüm haline geliyor?
Her 5-6 sayıda bir maceralar kolektif edisyon halinde albüm olarak yayınlanıyor. Aralık 2010 veya Ocak 2011’de hikâyeyi sonlandıracağız.
■ Başkahramanlardan biri bir Arap. 11 Eylül’den sonra oluşan fobiyi de düşünürsek, Amerikalı okuyucusu bunu nasıl karşıladı?
Genellikle iyi karşılandı. Ama bazı aşırı sağ kesimlerden tepkiler de aldık. Örneğin internet üzerinden faaliyet gösteren ve kendine Infidel Alliance adını veren grup tarafından bir müddet hedef gösterildi.
■ Batı’da Doğulu karakterler çizmek nasıl bir duygu?
Doğulu karakterlerin Batı’da, Batı dilinde ve Batılılara anlatılması çok eski bir gelenek. Tecrübelerimizden biliyoruz ki hem edebiyatta hem de sinemada çok önemli ve etkili bir yeri var bu öykülerin. Asıl problem, son derece de ironik olarak Batılı öykülerin Doğu’da Doğulular tarafından Doğululara anlatılmasında ortaya çıkıyor. Daha doğrusu anlatılamamasında. Örneğin Amerikalılar, Sinbad’ı ya da Alaaddin’in Lambası’nı film yapabiliyor. Ama Türkiye’de ya da başka bir Ortadoğu ülkesinde bir bilimkurgu filmi yapmak zordur. Böyle şeylerin bizde aslına uygun anlatımı olamıyor. Komedisi yapılıyor ve kabul görüyor. Komik uzay filmleri, kovboy filmleri buna güzel örnekler gibi.
■ Mistik, paranormal öğeler de var öyküde öyle değil mi?
Havacılığın henüz teknik olarak başlamadığı ancak teorik olarak insanları hayli meşgul ettiği dönemler ve o dönemlerin sembolizmi Air’de fazlasıyla mevcut. Örneğin, Aztekler’in Hyperpractism dediği bir hadise var. Buna göre insanın uçabilmek veya eşyaları uçurabilmek için hiçbir alete, teknolojiye ihtiyacı yok. Bunu tamamen düşünce gücüyle başarabiliriz. İşte bu tip mistik tarihi düşünceler ve inançlara da rastlayabilirsiniz hikâyede.
■ Air geçen sene ‘En iyi seri dizi’ dalı’nda Eisner Ödülü’ne aday oldu. Neden ödülü eski bir seri olan Iron Man’e kaptırdı?
Herhangi bir ödül kazanmanın birinci nedeni ‘en iyi’ olmaktır. Demek ki Iron Man, Air’den daha iyiymiş.
■ Gizem, mistisizm, paranormal olaylar hem çizgi romanlarda hem de sinemada Amerikan toplumunun bayıldığı unsurlar. Türkiye’de böyle bir çizgi roman sizce tutar mıydı?
Ülkelerin ve halklarının damak tatları farklı olabiliyor. Örneğin Türkiye’de ayran çok sevilir ama ABD’de kimse ayran nedir bilmez. Kültürel olaylar da bu durumdan pek farklı değil. Toplumların beğenilerinde bir radar sistemi var ve çoğu şey bu radara takılıyor. Radardan geçebilenler de var tabii ama çoğunlukta değil.
■ Air için günde ne kadar çizim yapmanız gerekiyor?
Ayda 22 sayfa ve bir kapak çiziyorum. Dolayısıyla çok zamanımı alıyor. Ama 20 yıldır bu işi yapıyorum ve benimle çalışan herkes çok hızlı ve disiplinli çalıştığımı bilir. Bugüne kadar hiçbir işin son tarihini kaçırdığım görülmemiştir.
■ Kitaplar dışında başka nerelere çizim yapıyorsunuz?
Fırsat buldukça ABD’deki gazete ve dergilere, bir de Habertürk’ün pazar ilavesinde her hafta Elif Şafak’ın pazar yazılarına illüstrasyon hazırlıyorum.
■ Elif Şafak’ın Kâğıt Helva adlı kitabında da çizimleriniz var. Nasıl bir araya geldiniz, fikir nereden çıktı?
Elif benim hem en yakın dostlarımdan hem de en sevdiğim yazarlardan birisi. Habertürk’teki sayfamız için fikir Fatih Altaylı’dan gelmişti. Bu sayfada çok güzel bir kimya oluşturduk. Kâğıt Helva’da illüstrasyon kullanma fikri Elif ve Doğan Kitap’ın yayın yönetmeni Deniz Yüce Başarır’dan çıktı. Habertürk’te oluşturduğumuz bu kimyayı Kağıt Helva’ya taşıdık.
■ Elif Şafak’la çalışmak nasıl?
Ben Elif Şafak illüstrasyonlarını cuma günleri çiziyorum. İstanbul ile New York arasında yedi saat fark olduğu için sabah uyandığımda yazı çoktan gelmiş oluyor. Bu sayfa için çalışmaya başlayalı bir buçuk sene oldu ve bu süre içerisinde neşe ve heyecan içinde uyanmadığım bir cuma sabahı bile olmadı.
■ Bir önceki kitabınız Insomnia Cafe’nin yazarı da sizdiniz? Yazarlığını sizin yapacağınız yeni bir kitap düşünüyor musunuz?
Yazıp çizdiğim bir başka albüm üzerinde yavaş yavaş çalışıyorum.

DÜNYANIN EN BÜYÜK ÇİZGİ ROMAN FESTİVALİ
■ Geçenlerde San Diego Comic Con’a katıldınız. Comic Con nedir?
ABD’de hemen hemen her ay bir büyük şehirde çizgi roman festivali yapılır. Bunların en büyüğü ve en prestijli olanı San Diego Comic Con’dur. 1970’ten beri
düzenlenen ve her geçen yıl gelişen bir organizasyon.
■ Geçen senelerdeki Comic Con’lardan farklı olduğunu düşündünüz mü?
Evet çünkü son birkaç yıldır hemen hemen tüm film ve TV yıldızlarının ve meşhur yönetmenlerin de katılım gösterdiği bir popüler kültür organizasyonuna dönüştü.

HABERTÜRK - MELDA GÜNGÜL
1 AĞUSTOS 2010
 
Üst