Contrapaso

gandor08

Yönetici
6 Ocak 2013
18,367
141,603
j0m996pf97vvggj5g.jpg


u5zi2p9mdd2bbzo5g.jpg


 

MelihAbi

Yeni Üye
9 Nis 2020
33
592
Istanbul

Contrapaso
Muhaliflerin Çocukları (Ötekilerin Çocukları)

(Senaryo ve çizimler: Teresa Valero)

Üstadımız @gandor08 tarafından üç yıl önce paylaşılan bu çizgi romanı geçenlerde okudum ve çok beğendim.

İspanya’da 1956 yılında Franco rejiminin yoğun sansür ortamında, gerçeklerin peşinden
koşmaya çalışan iki gazeteci var karşımızda:



Birinci kahramanımız, gençliğinde faşist partinin aktif üyesi olarak Franco’yu desteklemiş olmasına rağmen,
artık iktidardaki rejimle arasına ciddi mesafe koymuş olan yaşlı gazeteci Emilio.
Ve yanında, İç Savaş döneminde öldürülmüş bir komünistin oğlu olan çaylak gazeteci Leon.

Emilio İç Savaş’ın bittiği 1939 yılından beri, sadece kadınları öldüren bir seri katilin peşindedir,
ama bu konuda yazdığı haberleri sansür yüzünden yayınlayamamaktadır.

Ülkede her şeyin güllük gülistanlık olduğunu söyleyen Franco rejiminde,
ucu devlete dokunabilecek tüm suçlar hasıraltı edilmektedir.
Örneğin bir cinayet işlendiğinde, hiçbir araştırma soruşturma yapılmadan, alakasız ve masum birisinin
günah keçisi seçilip infaz edilmesi, artık rutin haline gelmiştir.





Çizgi romandaki hikâyemizin başladığı Şubat 1956’da yeni bir kadın cesedi daha bulununca,
Emilio ve Leon hemen araştırmacı gazetecilik faaliyetine girişirler.

İlk bulgular, San Carlos hastanesindeki rejim taraftarı doktorlar, hemşireler ve Katolik rahibeler tarafından
idare edilen karanlık bir şebekeye işaret etmektedir.

Ayrıca, hapishanelerdeki solcu kadınlar üzerinde insanlık dışı deneyler yaparak, kadınların “arızalı” siyasi görüşlerini
“tedavi etmeye” çalışan ırkçı ve öjenik ( ) doktorlar olduğunu da keşfederler.



Mahkûm kadınlar hapishanede doğum yaparsa, ne tesadüf ki, tüm bebekler “ölü doğum” olarak kayıtlara geçirilmekte,
hem anneden hem de bebekten bir daha haber alınamamaktadır.
Tabii ki aslında bu bebekler, çocuğu olmayan “rejim destekçisi” zengin ailelere satılmaktadır.

İspanyol toplumundaki derin bölünme
Bu çizgi romanı sıradan bir cinayet / seri katil hikâyesinden ayıran nokta,
İç Savaş’tan yaklaşık yirmi yol sonra bile İspanyol toplumundaki bölünmüşlüğün ne derece derin olduğunu göstermesi.

Savaşı kazanan taraf olan milliyetçilerin, kaybeden taraf olan “kızılları” insan yerine koymaya,
onları anlamaya ya da birlikte yaşamaya hiç niyetlerinin olmadığını görüyoruz.

Savaştan sonra faşist diktatörlüğün uyguladığı nefret ve intikam politikaları
ya da hapishanelerde yaşanan kitlesel işkenceler ve toplu mezarlar…
Hepsi hâlâ herkesin belleğinde çok taze olmasına rağmen, sanki bunların hiçbiri yaşanmamış gibi,
kazanan taraftakiler her şeyi inkâr edip hayatlarına devam etmektedirler.



Kahramanların katile dönüşmesi
Gençliğinde faşist Falanjist olan ama sonradan rejimi eleştirmeye başlayan Emilio, yaşadığı dönüşümü şöyle açıklıyor:
“O zamanlar kahramanlara ihtiyacımız vardı, bu yüzden onları destekledik,
ama sonra bir baktık ki, kahraman dediklerimiz birer katil olup çıktılar.”

Çizgi romanın asıl konusu da tam olarak bu zaten:
İspanyol toplumundaki bölünme, sol ile sağ arasında ya da farklı siyasi partilerin
destekçileri arasında yaşanmış bir çatışma değildi.
Aksine, bir şeyleri özgürce sorgulamak ve tartışmaya açmak isteyen “iyi insanlar” ile
kendisinden farklı düşünenleri öldürmek ya da susturup bastırmak isteyen “zorbalar” arasındaydı.

Savaşı “zorbaların” kazandığını ve ülkeyi karanlık bir inkâr ve suskunluk atmosferine soktuklarını biliyoruz.
İşte bu çizgi roman “geçmişle yüzleşmek” ve bir arada yaşama umudunu yeniden inşa etmek için küçük bir adım atıyor.


 

eankara

Onursal Üye
24 May 2010
962
5,661
Gecikmiş de olsa emeklerinize çok teşekkürler Sn. @gandor08 . Tabii, bir teşekkürüm de size Sn. @MelihAbi. Konunun detaylarıyla değindiğiniz güzel sunumunuzu ilgiyle okudum. Üzerinde çok tartışılan bir dönemin insanlara olan etkisini okumak , tarihsel açıdan da ilginç olacak. Bu paylaşım zamanında gözümden kaçan paylaşımlardan. Ama, tüm bunların dışında, daha önce çalışmalarını görmediğim Teresa Valero'nun grafik anlayışını görmek çok güzeldi. Sanatçının çizimlerini çok beğendim. ( Eserdeki renklendirme ve çizimler bana uzaktan, çalışmalarını çok sevdiğim sanatçımız İlban Ertem'i hatırlattı ! )

Emekleriyle bize bu eseri okuma imkanı veren Sn. @gandor08 'e, uzun süre sonrasında güzel sunumuyla haberdar olmamı sağlayan Sn. @MelihAbi 'ye ve başta değerli dostum @Calligrapher olmak üzere katkıda bulunan dostlara teşekkürlerimi sunarım.
 
Üst