Bugs&Taz:Time Busters PS1 incelemem

Lucy Hawk

Yeni Üye
7 Kas 2018
7
16
Adını vermek istemediğim bir siteye editör olmak için yazdığım ilk yazımdır ancak anlaşmazlıklar nedeniyle hiç paylaşamadım. Grupta retro oyunlar hakkında bir bölüm bulamadığım için buraya paylaşmayı uygun gördüm.

Looney Tunes serilerini hiç sevmezdim. Sürekli kötü karakterlerin amaçsız kovalayışı, birbirlerini tekrar eden espiriler, ana karakterin havada olduğunu anladığı zaman düşmesi... ama en sevdiğim PS1 oyununun da bir Looney Tunes oyunu oluşu ilginç, değil mi?

Çünkü o yıllarda PS1 oyunu bulmak çok zordu. İki kişilik olanlar ise çok kısıtlıydı. Bunlar shooter, yarış, araba, dövüş gibi oyunlar olurdu ve senaryosu varla yok arasındaydı.

İşte Bugs and Taz: Time Busters bu sorunun kurtarıcısı olarak çıkmıştı. Oyun tek kişilikken zor ve sıkıcıyken, iki kişiyken karşılıklı fikir alışverişinde bulunabileceğiniz yaşınız kaç olursa olsun oynayabileceğiniz bir oyundu.

Yanlız "kusursuz" değildi. Birçok nedeni vardı; PS1'in son zamanlarında çıkışı, Bugs Bunny: Lost in Time'ın devamı oluşu (ilk oyunla sadece senaryosu aynıdır ama oynamasanız hiçbir şey kaybetmezsiniz), pazarlama hataları ve hedef kitlesi.

Hedef kitleden kastım; oyun sadece "çocuk oyunu" olarak algılandı. Oysa hedef kitlesi "çocuk yetişkinler"di. Çünkü oyunun bölümleri eski Looney Tunes filmlerine göndermeydi ve oynayış da NES'te hasret kaldığımız ilerlemeli iki kişilik oyunlar gibiydi.

Senaryoya gelecek olursak; Granny, Granwich'te Tweety ve Taz ile birlikte yaşarken, kapıyı temizlikçi olduğunu iddaa eden Daffy Duck çalar ve... zaman makinesi kırılmıştır. Granny panik içinde Bugs'a gider ve yardımcı olması için "evcil hayvanı" Taz'ı da verir. Böylece maceramız da başlar. Oyunumuz "herşeyi parçala, sonra da düşmanı hallet" olmadığı için düşmanları zekamızla yenmeliyiz. Bunun için çözmemiz gereken puzzle'lar var, bir de karakterlere özel hareketlerimiz.

Özel hareketler yazınca beklentiniz yüksek olmasın. Bunlar yeri geldiğinde kullanacağımız stratejik şeyler. Örneğin; Bugs tünel kazamaz ama Taz kazabilir. Taz, kazdığı tünele giremez ama Bugs bir zıplar ve ta da.

İşte tek kişiliği de -şahsımca- sıkıcı yapan da bu. Çünkü karakterler arası geçiş yapmak yorucu ve kullanmadığınız karakteri de hareket ettiren bir yapay zeka yok. Onu güvenli bir yere koyup, işi gelince sihirli aynamızdan çağırmak gerekiyor. Ayrıca kamera açısı berbat; isterseniz tek kişi oynayın, isterseniz çift, kameraya hiçbir şekilde hakim olamıyorsunuz. İki kişilikteyken daha da kötü, ekranı bölme seçeneği yok! Peki bu oyundan zevk almanızı engelleyecek kadar kötü mü? Tabi ki de hayır ama geliştirilebilirdi diye düşünüyorum.

Oyunun müzikleri o kadar güzel ki, tekrardan dinlemek isteyeceksiniz. Özellikle de Moon Valley bölümünün müziği şu ana kadar dinlediğim en güzel oyun müziklerinden birisiydi. Bu konuda Gilles Leveillé'nin hakkını vermek gerekir. Renk düzeni ise pastelik, hiç göz yormuyor ve Looney Tunes izleme isteği uyandırıyor.

Seslendirmeye değinecek olursam; Mel Blanc'ın vefatından sonra kadroyu güzel kişilere emanet etmişler. Sesler hiç rahatsız etmiyor ama bir burukluk hissettiriyor. Özellikle de Granny'i seslendiren June Foray'ı geçen yıl aramızdan ayrıldı, saygıyla anıyorum.

Oyun bazen kendini tekrar ediyor. Örneğin bir bölümde hokey oynadıysanız, diğer turda da futbol oynuyorsunuz. Oyunlar farklı olabilir ama oynayış tekdüze.

Eğer oyunu yüzeysel değil de, herşeyiyle bitirmek istiyorsanız; Granny'nin oyunun başında açıkladığı gibi tüm çarkları toplamamız, ACME kutularını kırmamız ve kayıp kişileri bulmamız gerekiyor. Aksi takdirde son düşmanı yenmenize rağmen oyunun sonuna ulaşamıyoruz.

Kısacası bütün bunları topladığımız zaman; kusurlu ama güzel bir oyun çıkıyor. Şimdi olsa oynanır mı? Evet, çünkü bu zamanda bile senaryolu iki kişilik oyun bulmak zor.

Not: PC ile PS1 versiyonları arasında küçük farklar vardır. Bu inceleme PS1 versiyonu hakkındadır.
 
Üst