FELIX the CAT
Avustralya doğumlu çizer Pat Sullivan, Felix the Cat adlı karakterini ilk kez 1917'de ortaya çıkan bir çizgifilm karakteri olarak üretmiştir. Animasyonun başarısı o kadar fazla olmuştur ki, Sullivan 1933'deki ölümüne değin afacan kedi karakterinin maceralarını içeren yüzden fazla çizgifilm hazırlamıştır. Üstelik bunlar arasında 'seslendirilmiş ilk çizgifilm' ve NBC tarafindan 1930'da 'televizyonda yayınlanan ille çizgifilm'de vardır. 1923'de King Features Syndicate, Pat Sullivan'a karakterini günlük bir gazete bantı haline getirmesini teklif etmiştir. Böylece Kedi Felix, 14 Ağustos 1923'de bir Pazar sayfası ve 9 Mayıs 1927'de de günlük bant haline gelmiştir.
Felix bantları, uzun bir süre Pat Sullivan'ın imzası taşıdığı halde (1933 Şubatındaki ölümünden sonra kendisiyle aynı adı taşıyan yeğeni onun orijinal stilini devam ettirmiştir), yeğen ya da amca Sullivan'dan hangisinin neyi çizdiği şüphelidir. Adı Latince'de 'Tanrıların dostu' anlamına gelen Felix'in gerçek yazarının kim olduğu hakkında da çeşidi varsayım ve çelişkili iddialar olmuştur Mesela Bill Holman'ın, 1932'den 1935'e kadar bu başlığın maceralarını yazdığı iddia edilmiştir. Ancak Sullivan'ın önceden beri ortağı olan Otto Messmer'in başlangıcından 1954'de bu işi Joe Oriolo'ya bırakana dek başlığı çiziyor ya da en azından yönetiyor olması muhtemeldir. Bu tarihten sonra bant ve televizyon kanalları için çizgifilmleri Joe Oriolo Productions için çeşidi yazarlar tarafindan hazırlanmıştır.
Felix'in, yazar Rudyard Kipling'in 'kendi kendine yürüyen kedi'sinden esinlenildiğine inanılmaktadır. Küçük siyah kedi, çizgiroman sanatının en önemli yaratımlarımdan biridir.
Yalnızlığı, yabancılara karşı olan duyguları ve kadere karşı yaptığı inatçı savaşı, doğa güçlerine yani açlık, soğuk ve karşılaştığı düşüncesiz ve duyarsız insanlık onu hayvan kılığındaki gülünç kahraman şeklinde damgalamaya yetmiştir. Messmer'in kaleminin tesiri altındaki Felix the Cat, en hatırlanmaya değer maceralarını yaşamıştır. Bunlar arasında 'Anne Kaz Ülkesi' başlıklı öykü; gelecekteki makineleştirilmiş uygarlık, güneş sistemindeki gezegenler, Afrika'nın balta girmemiş bölgelerinde geçen hayal gücü ve düş arasındaki bir noktada yaşanan maceraları hep hatırlananlardandır.
Talihsiz kedi Felix, maceralarında kendisini genellikle biricik aşkı Phyllis tarafından reddedilmiş, sahibinin evinden atılmış ya da acımasız düşmanları tarafından takip edilirken bulmuştur. Animatör olduğu zamanlardaki deneyimlerinden yararlanan Messmer, bant üzerinde mizah alanındaki biçimsel içerikleri tek tek denemiştir. Örneğin -içindeki bütün harfler uçtuktan sonra- Felix'in konuşma balonuyla Mars'dan Dünya'ya inmesi ya da kafasının üzerinde asılı duran ünlem işaretini bir silah olarak kullanarak kahramanlığa soyunması gibi metaforlar Felix the Cat bantlarının vazgeçilmez klasikleri arasındadır.
1920 ve 19301u yıllarda Felix the Cat, diğer efsanevi kedi çizgiroman karakteri olan Krazy Kat'den daha güzel bir şiirsellik ve lirizm seviyesi yakalamıştır. Ancak ilginçtir ki, Felix her zaman için Avrupa'da Amerika'da olduğundan daha çok tanınmış ve sevilmiştir. 1954'de ünlü Fransız akademisyen Marcel Brion şöyle yazmıştır: "Felix bir kedi değil; kedinin ta kendisi. Ya da daha iyi açıklamak gerekirse, o bir süper kedi, çünkü o hayvanlar alemindeki hiçbir kategoriye uymuyor."
Felix'in pek çok bölümü Popular Comics tarafından yeniden basılmış ve 1940 ve 1950'lerde Toby tarafından bastırılan özel bir albümü yayınlanmıştır. Elbetteki televizyon ekranlarından ve sinema perdesinden yayınlanan animasyon serilerini de unutmamak gerekir.
Çocuk Duygusu dergisinin 12. sayısındaki Felix the Cat bantı.
Felix the Cat, ülkemizde ilk olarak 1936 yılında yayına başlayan Yavrutürk adlı çocuk dergisinde konuşma balonuna sahip tek çizgiroman olarak ve her seferinde bir tam sayfalık öyküleri Kara Kedi başlığıyla gözükmüştür. Birinci Kanun/Aralık 1937'de ise Çocuk Duygusu dergisinde Küçük Fino adı altında; yeniden 1938 tarihli Yavrutürk Yıllığında, alt yazılı bir öyküsü yayınlanmıştır. Sonraki yıllarda ise, orijinal çizgileriyle 1944'de Çocuk Haftası dergisinde Kara Kedi başlığıyla; 1963'den itibaren Çocuk ve Yuva dergisinde Aksakal Amca ve Bibi gibi değişik adlar altında boy göstermiştir.
Avustralya doğumlu çizer Pat Sullivan, Felix the Cat adlı karakterini ilk kez 1917'de ortaya çıkan bir çizgifilm karakteri olarak üretmiştir. Animasyonun başarısı o kadar fazla olmuştur ki, Sullivan 1933'deki ölümüne değin afacan kedi karakterinin maceralarını içeren yüzden fazla çizgifilm hazırlamıştır. Üstelik bunlar arasında 'seslendirilmiş ilk çizgifilm' ve NBC tarafindan 1930'da 'televizyonda yayınlanan ille çizgifilm'de vardır. 1923'de King Features Syndicate, Pat Sullivan'a karakterini günlük bir gazete bantı haline getirmesini teklif etmiştir. Böylece Kedi Felix, 14 Ağustos 1923'de bir Pazar sayfası ve 9 Mayıs 1927'de de günlük bant haline gelmiştir.
Felix bantları, uzun bir süre Pat Sullivan'ın imzası taşıdığı halde (1933 Şubatındaki ölümünden sonra kendisiyle aynı adı taşıyan yeğeni onun orijinal stilini devam ettirmiştir), yeğen ya da amca Sullivan'dan hangisinin neyi çizdiği şüphelidir. Adı Latince'de 'Tanrıların dostu' anlamına gelen Felix'in gerçek yazarının kim olduğu hakkında da çeşidi varsayım ve çelişkili iddialar olmuştur Mesela Bill Holman'ın, 1932'den 1935'e kadar bu başlığın maceralarını yazdığı iddia edilmiştir. Ancak Sullivan'ın önceden beri ortağı olan Otto Messmer'in başlangıcından 1954'de bu işi Joe Oriolo'ya bırakana dek başlığı çiziyor ya da en azından yönetiyor olması muhtemeldir. Bu tarihten sonra bant ve televizyon kanalları için çizgifilmleri Joe Oriolo Productions için çeşidi yazarlar tarafindan hazırlanmıştır.
Felix'in, yazar Rudyard Kipling'in 'kendi kendine yürüyen kedi'sinden esinlenildiğine inanılmaktadır. Küçük siyah kedi, çizgiroman sanatının en önemli yaratımlarımdan biridir.
Yalnızlığı, yabancılara karşı olan duyguları ve kadere karşı yaptığı inatçı savaşı, doğa güçlerine yani açlık, soğuk ve karşılaştığı düşüncesiz ve duyarsız insanlık onu hayvan kılığındaki gülünç kahraman şeklinde damgalamaya yetmiştir. Messmer'in kaleminin tesiri altındaki Felix the Cat, en hatırlanmaya değer maceralarını yaşamıştır. Bunlar arasında 'Anne Kaz Ülkesi' başlıklı öykü; gelecekteki makineleştirilmiş uygarlık, güneş sistemindeki gezegenler, Afrika'nın balta girmemiş bölgelerinde geçen hayal gücü ve düş arasındaki bir noktada yaşanan maceraları hep hatırlananlardandır.
Talihsiz kedi Felix, maceralarında kendisini genellikle biricik aşkı Phyllis tarafından reddedilmiş, sahibinin evinden atılmış ya da acımasız düşmanları tarafından takip edilirken bulmuştur. Animatör olduğu zamanlardaki deneyimlerinden yararlanan Messmer, bant üzerinde mizah alanındaki biçimsel içerikleri tek tek denemiştir. Örneğin -içindeki bütün harfler uçtuktan sonra- Felix'in konuşma balonuyla Mars'dan Dünya'ya inmesi ya da kafasının üzerinde asılı duran ünlem işaretini bir silah olarak kullanarak kahramanlığa soyunması gibi metaforlar Felix the Cat bantlarının vazgeçilmez klasikleri arasındadır.
1920 ve 19301u yıllarda Felix the Cat, diğer efsanevi kedi çizgiroman karakteri olan Krazy Kat'den daha güzel bir şiirsellik ve lirizm seviyesi yakalamıştır. Ancak ilginçtir ki, Felix her zaman için Avrupa'da Amerika'da olduğundan daha çok tanınmış ve sevilmiştir. 1954'de ünlü Fransız akademisyen Marcel Brion şöyle yazmıştır: "Felix bir kedi değil; kedinin ta kendisi. Ya da daha iyi açıklamak gerekirse, o bir süper kedi, çünkü o hayvanlar alemindeki hiçbir kategoriye uymuyor."
Felix'in pek çok bölümü Popular Comics tarafından yeniden basılmış ve 1940 ve 1950'lerde Toby tarafından bastırılan özel bir albümü yayınlanmıştır. Elbetteki televizyon ekranlarından ve sinema perdesinden yayınlanan animasyon serilerini de unutmamak gerekir.
Çocuk Duygusu dergisinin 12. sayısındaki Felix the Cat bantı.
Felix the Cat, ülkemizde ilk olarak 1936 yılında yayına başlayan Yavrutürk adlı çocuk dergisinde konuşma balonuna sahip tek çizgiroman olarak ve her seferinde bir tam sayfalık öyküleri Kara Kedi başlığıyla gözükmüştür. Birinci Kanun/Aralık 1937'de ise Çocuk Duygusu dergisinde Küçük Fino adı altında; yeniden 1938 tarihli Yavrutürk Yıllığında, alt yazılı bir öyküsü yayınlanmıştır. Sonraki yıllarda ise, orijinal çizgileriyle 1944'de Çocuk Haftası dergisinde Kara Kedi başlığıyla; 1963'den itibaren Çocuk ve Yuva dergisinde Aksakal Amca ve Bibi gibi değişik adlar altında boy göstermiştir.
