Doğan Kardeş 1972 sayı 025

Doktor Kim

Aktif Üye
17 Mar 2011
325
14,124
Doğan Kardeş 1972 sayı 25 _ [1972.06.19]​

dogankardes19720619sayi25page01mryer6.jpg

Sevgili dostlar bu gün Doğan Kardeş dergisinin bu sayısında altta gördüğünüz romanı tefrika edilen Kemalettin Tuğcu hakkında bir şeyler söylemek istiyorum. Kendimde başkalarının sıkıntılarına karşı empati duymamda ve iyi bir insan olmamda katkıları olduğunu düşündüğüm bir yazardır. Orta okul ikinci sınıfta Türkçe dersi ara dönem ödevi için bir kitabın özetini çıkarmamız istendi,öğretmenimiz tarafından... Ben de hep gözlerim yaşlı olarak vede duygulanarak okuduğum Kemalettin Tuğcu'nun bir kitabını seçtim. "Öksüz Çocuk" romanını çok sevmiştim. Onun özetini çıkardım. Ama herkesinkinden farklı olsun istedim sevgili Kemalettin Tuğcu'nun bu kitabı... Aynı kitap gibi hazırladım ve kartondan kapak yaptım. Kitabın kapak resmini bu karton kapağa birebir renkli olarak çizdim. Resme karşı yeteneğimde vardı. Çok güzel olduğunu söyledi arkadaşlarım. Eee kitap gibi dedim ya kaptırmışım kendimi yaz babam yaz! Neredeyse romanın tamamını kopyalayacaktım da yarısıyla yetindim. Öğretmenim de değişik ve güzel bir ödev olmuş dediğini hatırlıyorum... Geçmiş zaman işte...
Son söz olarak diyorum ki:
"Tuğcu kitaplarıyla bize sabır, vefa, çalışma, acıma, merhamet gibi insanı insan yapan bu duyguları gösterdi."

dogankardes19720619sayi25page18mryer6.jpg
Altta ise yazar hakkında benimde yeni bir şeyler öğrendiğim araştırma yazılarını bulacaksınız.
Zamangezgininden...

Henüz televizyonun evlere girmediği, yazlık ve kışlık sinemaların olduğu yıllardı. Radyo tiyatrolarından, Kemalettin Tuğcu ve Kerime Nadir romanlarına, oradan Yeşilçam filmlerinin büyülü dünyalarına gidip geliyorduk. O dünyaların yakıcı hüznü bizi de kavuruyordu. Yeşilçam’ın unutulmaz filmleri, o filmlerin unutulmaz oyuncuları hepimizi büyülü dünyalarına almışlardı. İnançlı sinemacıların, her biri doğal yetenek olan oyuncuların olanaksızlıklar içinde ortaya çıkardıkları filmler halk tarafından beğeniyle izleniyordu. Melodramlarda ağlayan izleyici macera filmlerinde “esas oğlanın” kötü adamı dövdüğü sahneleri, filmin kahramanını alkışlıyordu. İzleyici Kral Ayhan Işık’ı, Çirkin Kral Yılmaz Güney’i, Malkoçoğlu Cüneyt Arkın’ı, Karaoğlan Kartal Tibet’i alkışlarken, kötü adamlar yuhalanır, ıslıklanırdı.
1970’li yılların başına kadar sürdü bu durum. Sonra büyü bozuldu. Yazar Mesut Kara.

imageszcz.jpg
Kemalettin Tuğcu
Doğum 27 Aralık 1902
İstanbul, Osmanlı Devleti
Ölüm 18 Ekim 1996 (93 yaşında)
İstanbul, Türkiye
Mesleği,Yazar
Dönem i, 1928-1996
Türü, Çocuk ve gençlik romanları

KEMALETTİN TUĞCU

“Diğer kuşakları bilemem ama 68 ve 78 kuşağının bir Kemalettin Tuğcu’su vardı…
Okumayı onunla sevdik biz. Hayallerimizi onun roman ve hikaye karakterleri ile birlikte kurduk hep.Güçlünün ezilene yaptıklarını ondan öğrendik ve ezilenin yanında yer almayı da….İlkokul dönemimizin Hayat Bilgisi öğretmeni oldu O kitaplarıyla… Aile ilişkilerini, hayata dair tüm değerleri, iyiyi, kötüyü, erdemi, merhameti, küçük mutluluklardan büyük sevinçlere ulaşmayı öğretti. Sosyal sınıflar arasındaki çelişkileri de hep ondan öğrendik…
Bir dönemin çocuklarına sevgiyi, dayanışmayı, doğayı, hayvan sevgisini, iyi insan olmanın erdemini, haksızlığa karşı durmayı, yardımseverliği, kısaca HAYAT’I öğreten koca çınar…..(Ali Fuat BOĞA)”
Yazar Kemalettin Tuğcu, 1902 yılında binbaşı Galip Bey ile Şaziment Hanım’ın
ikinci çocuğu olarak Çengelköy’de dünyaya gelmiştir. Fiziksel rahatsızlığından ötürü dedesinin Çengelköy'deki köşkünde, toplumdan uzak hazin ve yalnız bir çocukluk dönemi geçirir. Hiç okula gitmediği halde okuma-yazmayı, annesinin yardımıyla öğrenir ve babasının kitaplığında okuduğu çeşitli kitaplar ile kendi kendini yetiştirir ve tercümeler yapacak kadar Fransızca öğrenir. 13 yaşlarında iken şiirler ve öyküler yazmaya başlar
Genç yaşta yazmaya başlayan Tuğcu, türlü işlerde çalıştıktan sonra 1932 yılında Türkiye Yayınevi’ne girmiştir. İstanbul’da çıkan pek çok çocuk dergisinde romanları , hikaye ve şiirleri yayımlanır. Bu arada bazı romanları senaryolaştırılarak filme alınmıştır 1955’te geçtiği Hayat dergisinden, 1974 yılında emekli olur. TÜYAP tarafından 1995 yılında, özel olarak ödüllendirilen yazarın tercüme romanları, on iki adet aile romanı, üç yüz kadar çocuk romanı gazete ve dergilerde çıkmış iki yüzden fazla seçme hikayeleri vardır.
Öte yandan, Kemalettin Tuğcu romanları, popüler edebiyat yapıtları olmalarının yanında, Türkiye’nin modernleşme deneyiminden kaynaklanan bir başka olgudan ötürü de edebiyat söyleminden dışlandıkları için, çifte ön yargıya maruz kalmıştır. Bu olgu, Kemalettin Tuğcu romanları ile “arabesk kültür” arasında kurulan bağlantıdır. Kemalettin Tuğcu romanları, Türkiye’nin 1950’lerden başlayarak geçirdiği toplumsal deneyime ilişkin önemli ipuçları taşımaktadır. Bilindiği gibi, bu dönemde, “arabesk” olarak adlandırılan kültürel kategori ortaya çıkmış ve bu kategoriye ilişkin bir karşı-söylem de gelişmiştir.Tuğcu romanlarındaki ana karakter çoğunlukla 12-14 yaşlarında bir genç kız ya da genç erkektir. Anlatıcı söylemi olay örgüsünü sıklıkla bu kahramanlarının gözünden işler. Anlatılar çoklukla, sahnelemeye, diyaloglara ve ana karakterlerin birbirleriyle karşılaşmalarına dayanır. Romanların her biri ortalama 80-100 sayfa civarında olup, roman türü açısından kısa metinlerdir. Genelde kahramanın 12-13 yaşından 18-20 yaşına dek geçirdiği süreyi kapsar. Çok fazla sayıda mekân yoktur, az sayıda karakter vardır ve genç-yetişkin kahramanın hayatının bir sonraki aşamasına geçmesiyle, örneğin evlenmesiyle sona erer.
Anlatıların toplumsal bağlamı belirgindir. Tuğcu’nun yazarlığı, genç-yetişkinlerin sorunlarına dikkat çeker niteliktedir. Hepsinden daha fazla dikkat çeken durum, Tuğcu romanlarının hemen hepsinin mutlu sonla bittiğidir. Genelde birinci tekil kişili anlatım benimsenmiştir ancak üçüncü tekil kişili anlatıma da sıklıkla rastlanır. Anlatıcı nadiren müdahildir. Anlatıcı söyleminin genel olarak nesnel olduğu, didaktik olmadan, göstererek anlatmayı tercih ettiği görülmüştür. Mekansal betimlemeler, çoklukla en belirgin özelliklere yapılan vurguyla kısa tutulur okurun dikkati mekana odaklanır. Diğer pek çok kısa popüler edebiyat türlerinde olduğu gibi bu yöntem, okurun dikkatini olay örgüsüne çeker ve metinlerin uzamasını engeller.Kemalettin Tuğcu romanlarında en fazla öne çıkan toplumsal karşıtlık,“zengin-fakir” karşıtlığıdır. Metinlerinin hemen hepsi, karakterlerin sınıfsal kökenlerine yapılan vurgularla doludur.Ayrıca, Kemalettin Tuğcu’nun genç yetişkinlere yönelik romanları, yalnızca biçimsel ya da içeriklerine ilişkin özellikleriyle değil, anlatı yapısı ve karakterlerinin birbirleriyle ilişkisi açısından da türsel özellik göstermektedir. (MELİKE SILA ARLI Yüksek Lisans Tezi)
Yaşamının son yıllarında, gözünde gelişen katarakt yüzünden görme yeteneğini tamamen yitiren Tuğcu, 19 Ekim 1996 günü vefat etmiştir Kemalettin Tuğcu Türk Çocuk edebiyatına büyük katkılar yapmış sessiz kahramanlardan biridir.

Basılmış eserlerinden bazıları (Ayrıca; kaybolmuş veya basılmamış 150 civarında roman yazmıştır):

1 Ben ve Arkadaşlarım, 2 Adını Değiştiren Çocuk, 3 Aferin Yaşar, 4 Ah Bu Çocuklar, 5 Ahiretlik, 6 Kuklacı, 7 Bronz Madalya, 8 Altının Rüyası, 9 Ana Kucağı, 10 Anaların Anası, 11 Anasının Kızı, 12 Anasının Kuzusu, 13 Annelerin Çilesi, 14 Annemin Hikayesi, 15 Annesizler, 16 Arabacının Kızı, 7 Aradaki Demir Kapı, 18 Arkadaşım Teoman 19 Arsadaki Demir Kapı 20 Ateş Böcekleri 21 Ayrılık Yılı 22 Ayşecik 23 Baba Evi 24 Babam ve Ben 25 Babamın Çilesi 26 Babamın Günahı 27 Babasının Oğlu 28 Babasızlar 29 Balıkçı Güzeli 30 Balıkçının Kızı 31 Bekçi Baba 32 Benim Annem 33 Benim karım 34 Bir Çocuğun Öyküsü 35 Bir Dağ Masalı 36 Bir Evlatlığın Hatıra Defteri 37 Bir Garip Kızcağız 38 Bir Köpeğin Anıları 39 Bitişik Komşular 40 Bizim Kuşak 41 Bizim Mahallenin Çocukları 42 Boş Beşik 43 Bu Çocuk Kimin 44 Bu Toprağın Çocukları 45 Büyük Göç 46 Büyüklerin Günahı 47 Cambazın Kızı 48 Can Yoldaşları 49 Ceylan Kuzu 50 Çalınmış Çocuklar 51 Çiçekçi Amca 52 Çiçekçi Kız 53 Çiftlikteki Sürgünler 54 Çıkmaz Sokak 55 Çocuk Hırsızları 56 Çocuk İhtiyar 57 Çocuk Pazarı 58 Çocukların Adası 59 Çocukluk Arkadaşım 60 Çocuksuzlar 61 Dağdaki Yabancı 62 Deniz Çocuğu 63 Deniz Kızı 64 Devlet Kuşu 65 Dilenci Baba 66 Dişi Kuş 67 Doğduğum Ev 68 Doktor Anne 69 Düşkün Çocuk 70 Ekmek Parası 71 El Kapısı 72 Eski Bir Masal 73 Eskici Baba 74 Eskicinin Köpeği 75 Evlatlık 76 Garip 77 Garip Emine 78 Garip Kuşun Yuvası 79 Göçmen Kızı 80 Görmeyen Yavru 81 Gurbet Acıları 82 Gurbetteki Çocuk 83 Gülçin Abla 84 Güllü Bahçe 85 Güzel Bir Gün 86 Güzin Hala 87 Hacı Baba 88 Hayat Arkadaşı 89 Herkesten Uzak 90 Hırdavatçı Dede 91 Hırsızın Oğlu 92 Hissiz Adam 93 Huysuz adam 94 İçki Sanatı 95 İçler Acısı 96 İhtiyar Öğretmen 97 İhtiyarlar 98 İki Kardeş 99 İncili Terlik 100 İstanbul Sokakları 101 Kaçık 102 Kaçık Garip Bir Adam 103 Kara Annem 104 Karakaçan 105 Karanlıkta Bir Çocuk 106 Kardeşim Tomris 107 Kartalın Yuvası 108 Kayıkçı Güzeli 109 Kayıp Aranıyor 110 Kimsesiz 111 Kimsesiz Adam 112 Kimsesiz Çocuklar 113 Kimsesizler 114 Kırk Ev Kedisi 115 Kız Arkadaşım 116 Kız Evlat 117 Kolsuz Bebek 118 Korkunç Yıllar 119 Koruköy’ün Yetimi 120 Köy Doktoru 121 Köyde Unutulanlar 122 Köydeki Arkadaşım 123 Köydeki Evimiz 124 Köydeki Kısmet 125 Köydeki Kız 126 Köyden Gelen Kız 127 Köyden İndim Şehire 128 Köye Gelen Yabancı 129 Köylü Çocuk 130 Köyünü Unutan Adam 131 Küçük Adamlar 132 Küçük Balıkçı 133 Küçük Besleme 134 Küçük Bey 135 Küçük Boyacı 136 Küçük Çalgıcı 137 Küçük Çırak 138 Küçük Erkek 139 Küçük Gazeteci 140 Küçük Göçmen 141 Küçük Hanım 142 Küçük İşportacı 143 Küçük Kambur 144 Küçük Kaptan 145 Küçük Sanatçı 146 Küçük Serseri 147 Küçük Sevgili 148 Küçük Sürgün 149 Küçük Şoför 150 Küskün Çocuklar 151 Mahallenin Sevgilisi 152 Mavi Gözlü Bebek 153 Maymunlar Adası 154 Mehmetçik 155 Mercan Kolye 156 Mine’nin Arkadaşları 157 Mirasyediler 158 Ninelerin Ninesi 159 Ormandaki İhtiyar 160 Oyuncakçı Dede 161 Öksüz Dilimi 162 Öksüz Murat 163 Öksüz Oğlan 164 Pasifikte Bir Türk Genci 165 Piyangocu Kız 166 Saadet Borcu 167 Sakat Çocuk 168 Sakatın Gözyaşları 169 Satılan Çocuk 170 Serseri Çocuklar 171 Siyah Atlı Şövalye 172 Siyahlı Kadın 173 Sokak Köpeği 174 Sokaktan Gelen Çocuk 175 Son Çocuk 176 Soylu Çocuk 177 Sürgün 178 Süt Annem 179 Süt Kardeşler 180 Şehir Çocuğu 181 Şeytan Çocuk 182 Şımarıklar 183 Şoförün Kızı 184 Talihsiz Çocuk 185 Tanrı Misafiri 186 Taş Yürek 187 Tekinsiz Ada 188 Toprak Adamlar 189 Toprak Ana 190 Uçurum 191 Uğurlu Çocuk 192 Unutulan Çocuk 193 Unutulan Kadın 194 Üç Arkadaş 195 Üç Arkadaş ve İçler Acısı 196 Üvey Anne 197 Üvey Baba 198 Viran Bağ 199 Yalnız Çocuk 200 Yapraklar Dökülürken 201 Yavrucuk 202 Yer Altında Bir Şehir 203 Yetim Ali 204 Yetim Malı 205 Yetimler Güzeli 206 Yılanlı Bağ 207 Yolunu Şaşıran Adam 208 Yurt Özlemi 209 Yuvadan Uzak 210 Yuvaya Dönüş 211 Zavallı Büyük baba 212 Zavallı Çocuk

Sinemaya uyarlanmış eserleri

1960 - Ayşecik
1961 - Kolsuz bebek ("Talihsiz Fatoş" romanından)
1964 - Yüz Karası
1997 - Baba Evi
1998 - Mercan Kolye
1998 - İki Arkadaş
1999 - Küçük Besleme (TV Dizisi)
2000 - Hırsızın Oğlu (TV Dizisi)
2000 - Üvey Baba (TV Dizisi)
2004 - Canım Annem (TV Dizisi)

Kendisi için yazan adam

Türkiye, yarım yüzyıl boyunca en çok Kemalettin Tuğcu'yu okudu. Birçok 'en çok'un altında imzası var. Çok garip talihi olmuş.
Çoğu imzayı kendisi atmamış, onun adına başkaları kareleri doldurmuş. En çok yazan, en çok okunan, en kolay okunan, en çok ağlatan o oldu ülkemizde. Köylere kadar ulaşmayı başardı. Kitabevlerinin vitrinlerini onun kitapları süsledi. Ama o Türkiye'nin en az tanınmış şöhretleri arasında ilk sırada yer alıyor.

Hiç bir zaman 'ben de varım' dememiş şimdiye kadar. Buna herkes şaşıracak belki ama yazdıkları da umurunda olmamış. 'Kemalettin Tuğcu nasıl bir yazar?' diye sorun. 'Nasıl romanlar yazmış?' Bunu herkes bilir. "Pembe sıtma hapları", "çocukluğumuzu karartan yazar", "kabak çekirdeğini bile doldurmaz hikayelerin yazarı". Bütün bunların da hiç birini ciddiye almadı. Yazdı ve yaşadı. On üç yaşından ölümünden önceki birkaç yıla kadar hep yazdı, yazmaktan hiç uzaklaşmadı.

Tükenmeyen bir umudun yazarı oldu. Hayatının ve hayallerinin hikayesini yazmayı varoluş gerekçesi saydı. Yüreğini 'cız ettiren bir ses' varsa onu yazmaktan geri durmadı. Koşarcasına yazdıklarını koşarcasına okutmayı da başardı. Hayatın içinde iddiasız, orta insan tiplerine duygu yükledi. Biraz abartılı bir havada, biraz hayallerle kuşatılmış olarak. Kahramanlarını hep başarıya yönlendirdi. Çoğu çocuk kahramanlarından oluşan bir dünya kurdu. Her engeli aşmayı başardı kahramanları. Özürlü de olsalar, kimsesiz de. Kahramanları aile içinde hayatı huzura ayarlamayı öğrendi hep. Bu yüzden okurlarını yalnızca çocuk olarak düşünülmemeli. Her yaştan okura onun kadar kolay ulaşan bir başka yazarımız da olmadı.

GÖZYAŞLARINI PAYLAŞTIĞIMIZ YAZAR

Bunu yaparken "gözü yaşlı bir yazar"la yan yana yürüdüğümüzün farkına çok azımız varabildi. O yazarken nerede ağlamışsa biz de kitabın o satırlarında ağladık. Plağa kaydedilen teessür gibi bir şeydir bu. Siz ağlıyorsanız, yazar orada ağlamıştır. Acıklı romanlar yazmak bir zaaf mı? Bu soru da Kemalettin Tuğcu ile sınırlı olamaz. Bizde ve dünyada birçok yazar ve kitap sıralamak mümkün. Tuğcu, bizim acıklı yanlarımızı yazmıştır. Biraz abartılı belki, hayalle süslenmiş gerçeklik içinde. Ama bize ait bir gerçeklikten hiç uzaklaşmadan.

Kimse Kemalettin Tuğcu nasıl bir yazardır? diye sormamış şimdiye kadar. Bunu ilk defa gündeme getiriyor değilim. Hep söyledim: Kemalettin Tuğcu modern dünyanın en yaman yazıcılarından biri. Türkiye'de bilinmiyor. Belki de dünya, birkaç tezin dipnotları dışında adını hiç duymamış. O dipnotlar ise çok önemli: Türkiye'de en çok okunan çocuk yazarının adı hep Kemalettin Tuğcu. Yarım yüzyıl süren bir öncülük, bir ilk. Yine de yazarlığı üzerine ciddiye alınacak çok az şey yazıldığını söyleyebilirim. Bence bu yaman yazıcının söylediği daha önemli: "Benim için" diyor "yazmak yaşamaktan farksızdır. Bir bardak su içer gibi kitaplarımı yazıyorum." Hiç birini basıldıktan sonra okumamış. Bir ırmakta iki kere yıkanılmayacağını söylemekten ayrıca hoşlanıyor. Hayat bir defa yaşanır ve "mazide" kalır. "Ben kendim için yazan bir adamım. İçimdeki çocuğu inzivadan kurtarmak benim en büyük tutkum olmuştur. Tepkisini öğrenmem de kolaydır. Bir iyilik hissederim kitap bitince. Okurun da bu iyiliği hissetmesini isterim." Bir duyarlılığın paylaşılması diyebilirsiniz buna: "Beni okuyanlar hep bir iyilik hissetmişlerdir. Sevilmemin biricik nedeni de bu. Okuyucularımın bana nerede rastlasa gülümseyerek memnunluklarını ifade edişleri de bundan."

ÇOK KİŞİ OKUMAYI ONUNLA ÖĞRENDİ

Okurları arasında birçok yazar olmasına rağmen en çok eleştirenler de onlar olmuş. Çoğunun okur ve belki de yazar olmalarında o ince dokunmuş kurguların da payı olmuştur. Bunu açıklayanların sayısı ise çok azdır.

Onu tanıdığımda 80'in üzerinde bir hayal ustası idi. Ve içindeki çocukla yaşamayı başaran Kemalettin Tuğcu'nun tam bir portresi ile karşılaşmış ve gülümsemiştik.

Kemalettin Tuğcu, daha çok çocuk kitapları yüzünden eleştirildi. "Köprü Altı Çocukları", "Sokak Çocukları", "Unutulan Çocuk", "Zavallı Çocuk", "Kimsesiz Çocuklar" gibi küçük romanları bu eleştirilerin kaynağı gösterilebilir. 1950'li yılların ortalarından itibaren yazmaya başladığı çocuk kitapları, aslında Türkiye'nin çocuk fotoğrafına melodram havasının biraz abartılı karışımından ibaretti. Yazdıklarının yalnızca bu nedenle okunduğunu söylemek ise haksızlık olur. Kolay okunabilen metinler, iyi ayarlanmış kurgular, merak, kahramanlarla özdeşleşme Tuğcu'nun yazarlık biçimini belirlemede ipuçları sayılabilir. Sanıyorum bu yönü ile hiç ilgilenilmemiş olması yüzünden zincirleme yanlışlara yol açılmıştır. Yanında ve karşısında olanlar ayırımının nedeni de bu olmuştur.

ELEŞTİRİLERE BAKMADAN YAZDI

Tuğcu'nun yazdıkları önemsiz kabul edilir, ideolojik bulunur, ilhamsız olduğu, daha çok kazanmak için ticari kaygılarla yazdığı ileri sürülür. Bir sefalet yazıcısı olarak gösterilir. Edebiyat dışı gösterilir. O ise hiç birini ciddiye almadan hergün yeni icat ettiği kuklaları ile kahramanlarını mutlu etmekten geri kalmaz.

Ne yazık ki yazdıklarının tam listesi yok. 300'ün üzerinde yayınlanmış 140 civarında yayımlanmamış veya kaybolmuş kitap. Bir rekora koşmak veya ipi göğüslemek için değildi bu serüven. "Marazi bir tutkuya dönüşmüş yazma biçiminin" başlıbaşına hikayesiydi. Selim İleri "Böyle bir yeteneğim olsaydı, hiç durmaz çocuk romanları kaleme alırdım" diye yazmıştı. Bu cümle belki de Tuğcu hakkında şimdiye kadar verilmiş en şık, en insaflı hükümdür.

Kemalettin Tuğcu, Türkiye'de çocuğu özne durumuna getiren, en yaygın okuru olan bir yazarımız. Pekos Bil, Kinova, Binbir Roman gibi çizgi roman ve çocuk klasiklerine karşı okunmayı başarmış bir öncü. Yazdıklarına herşeyi ile herkesin katılması elbette mümkün değil. Etrafında yapılan tartışmalara da. Galiba hepimiz kendisine az da olsa haksızlık ettik.

Kendisini çocukların savunacaklarına olan inancı daha da önemli: "Bu kadar çok okunmayı nasıl başarıyorsunuz?" sorusuna verdiği cevap Kemalettin Tuğcu'nun portresini tamamlıyor: "Bunu çocuklara sorun". Siz de kendinize.
26 Ekim 1996 / Mustafa Ruhi Şirin. Ölümünün ardından Aksiyon dergisinde.

Doğan Kardeş Yayınlarında Müdürlük yaptı.

Ayakları içe dönük olarak sakat doğdu. Babası kendisinden 16 ay büyük olan ağabeyi Nurettin’e ders verirken o da okuma yazmayı öğrendi. Sakatlığı yüzünden okula devam edemedi. Bir süre Galatasaray Lisesi’ne devam etse de ailesinin her şeyini kaybedip yoksul hale düşmesi yüzünden bunu da sürdüremedi. Yirmi yaşındayken bir ayağındaki sakatlık için ameliyat olduysa da sonucun olumlu olmaması bir yana, çok canı yandı ve ötekinin ameliyatından vazgeçti. Bu olumsuz durum da onu yalnızlığa itti.
Bir söyleşide şunları söyledi: “Yirmi altı yaşıma kadar münzevi bir hayat yaşadım. Ne mektebe gittim, ne de gençlik hayatı yaşadım. Yalnızlığın bana verdiği can sıkıntısıyla yazmaya başladım. On üç yaşımdan beri yalnız yazı yazdım, beni bu yazılar avuttu, yazdıklarımla yaşadım.” Roman yazarlığı dışında Türkiye Yayımevi idare memurluğu, Ev-İş Kadın gazetesi sekreterliği, Doğan Kardeş Yayınları müdürlüğü, Hayat dergisi arşiv şefliği gibi işler yaptı. Yaşamını “Sırça Köşkün Masalcısı” adlı kitapta anlatan, yeğeni gazeteci yazar Nemika Tuğcu, şu yargıya varıyor: “Hiçbir kitabında cinayet yoktur Kemalettin Tuğcu’nun; tecavüz, işkence yoktur. Gaddar üvey babalar ve kötü ruhlu üvey anneler vardır; çocuklar dayak yer, evden kovulur, ama hikâyelerin sonlan iyi biter. Hak yerini bulur; çalışan, dürüst olan kazanır.”


Sevgili dostum Mr.Yer6; kırmızıları maviye döndürmede katkım olsun benim yerime sen paylaş deyince bana da bu kaliteli taramaları eklemek farz oldu. Çok teşekkür ederim sevgili dostum.
İlk link Mr.Yer6'nın 38 mb olan linki, 2. ve 3.linkler sırasıyla Media ve Mega 17 mb olan kaliteden ödün vermeden küçülttüğüm linklerdir.
İyi okumalar dilerim.​



DOĞAN KARDEŞ [1972.06.19] SAYI.25 - Mr.YER6 CBR 39 Mb:


Doğan Kardeş 1972 sayı 24 CBR 17 Mb:


Doğan Kardeş 1972 sayı 24 CBR 17 Mb:


anigifmlm.gif


alaska698crc1agxg.jpg

ZAMANGEZGİNİ
BAYHUN ÖNTÜRK
 
Son düzenleme:

denizkara

Yeni Üye
28 Mar 2010
98
165
denizci
Eline sağlık üstadım, tamamını okudum.
Cümleler ortalanmadan; en soldan başladığı için de çok mutlu oldum, öbür türlü yoruyor beni.

Çizgi roman okurken kızarlardı evde, bir gün; edebiyatçı olan dayım şahit oldu ve “Bırakın okusun, ne bulursa okusun, yeter ki okusun.” dedi. Ve ben hep okudum.
İşin ilginci; okumayı ilkokul 2'de söktüm, ama ilkokul 4 gibi; artık çocuk Edebiyatı değil, büyük edebiyatı okuyordum, okumadığım dünya klasiği yok ve Dostoyevski bir numaramdır.
Ancak tüm bu kazanımları; çizgi roman gibi, bir de Kemalettin Tuğcu’ya borçluyum, edebiyatta alfabem o olmuştur, bende hakkı vardır.

Kötülerin karşısında durma gücümü verenlerdendir.
Zaten ben hep, kötülerin çocukluklarında; hiç Kemalettin Tuğcu okumadıklarını düşünmüşümdür.

Büyük ustaya selam olsun.
 
Son düzenleme:

dynamo

Onursal Üye
3 Eyl 2009
3,180
4,079
Yeni sayı için çok teşekkürler.Doğan Kardeş'in 1972 yılı sayıları daha çok hoşuma gitti.Çizgi roman,hikâye ve bilim ile ilgili oldukça zengin bir içeriğe sahip.
 

direnc11

Yönetici
11 May 2009
10,089
36,765
İstanbul
Sevgili bayhun, bu yeni Doğan Kardeş sayısı için sana ve Mr. Yer6'ya teşekkür ediyorum. Zannedersem paylaşımında küçük bir karışıklık olmuş. Mr Yer6'ya ait verdiğin link 24. sayıya aitken senin boyutunu küçülttüğün sayı 25. sayıya ait. Kontrol edebilirsen sevinirim.

Sevgiler
 

whiteeagle

Yeni Üye
26 Kas 2014
7
0
Doktor Kim olağanüstü güzellikte bir yazı. Her okuduğumda çocukluk günlerime geri dönüyorum. Çok teşekkürler...
 
Üst