Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz.. Tarayıcınızı güncellemeli veya alternatif bir tarayıcı kullanmalısınız.
23 Temmuz Ve Günler Yürümeye Başladı, Müzikli Resimli Edebiyat Takvimi
George STEVENS (d. 1904)
İleri gelen Amerika’lı filim yönetmeni ve yapımcılarından biri olan George
Stevens. filim hayatına kameraman olarak başlamıştır. 1930'larda canlı ve
hareketli komediler yapan ve yöneten Stevens. bunu izleyen yıllarda daha
ağır ve uzun filimlere önem vermiştir.
Stevens. seyircilerine unutulmayacak yapıtlar izletmeyi başarmıştır. Bun-
lardan bir kaçı : Gunga Din (1939), İnsanlık Suçu (1951), Shane (1952) ve Dev (1956)’dir. Bu filimlerden İnsanlık Suçu, yönetim dalında Filim Sanatı
ve ilimleri Akademi Ödülünü, Dev de. Akademi ve Look Ödülünü kazanmış-
lardır.
(Ara Güler)
Sergi kitabından alınmış olan bu biyografi notları bizzat fotoğraf sanatçısı Ara Güler tarafından ya fotoğrafı çektiği tahrihte, ya da sergiyi açtığı tarihte (1975) yazılmış olmalı. Çünkü anlaşılacağı gibi güncel değiller. İmlâsına dokunulmadan aktarıldı.
İçinde ondört yıl geçirdiğim Büyük Postane binası mimari olarak gerçekten etkileyici bir yapıdır. Sağdaki kulenin vakti zamanında İstanbul Radyosu olarak kullanıldığı anlatılırdı. Şehir hatları vapur bacalarından çıkan siyah dumanlar ve yılların asit yağmurlarıyla kirlenen dış cephe, memuriyetimin son yıllarında basınçlı ince kum püskürtme yöntemiyle taşlanıp ağartılmış, tüm önlemlere karşın yine de oda içlerinde epey toz yutmuştuk... Şehir siluetine ruh kazandıran bu tür yapıları ne kadar koruyabildiğimiz ayrı bir tartışma konusu ama bu uygulamanın yapıya yarardan çok zarar verdiği konuşulmuştu.
Aşağıda görselini koyduğum Vedat Tek'in bir başka eseri Ankara Palas da siluet olarak Büyük Postane binasını andırır bu arada. Yine Nişantaşı Valikonağı Caddesindeki Vedat Tek Evi, hemen yanıbaşına dayanan yeni nesil yapı ile estetik kaygının ve estetiğin ne menem bi' şey olduğu konusunda gelip geçenlere ders verir gibidir.
Bir Hüseyin abim vardı gençken, geyik muhabbeti yapardı bazen
" Bugün halkımın arasına girdim(!), belediye otobüsüne bindim, esnaf lokantasında kuru fasulye, pilav ve tuşu yedim " derdi.
Benim de arada bir yüksek(!) sosyeteye karıştığım olur
Sevgili NewLand'ın fotosunu paylaştığı Ankara Palas, Ulus semtinde ilk TBMM binasının tam karşısındadır.
Bir Cumhuriyet Bayramı kutlamasına katılmıştım Ankara Palas'ta.
Yüksek sivil ve askeri bürokrasi ile Ankara Sosyetesi hazirundu.
Zemin kırmızı halı, pencerelerde kalın kadife perdeler, gösterişli avizeler v.s., v.s.
Müskiratın envai türlüsü ganiydi ve filmlerdeki gibi jilet garsonlar servis yapıyordu.
Kutlama bittikten sonra mekanı terk ettiğimde Ankara havası bir hayli dumanlıydı