04 Temmuz Ve Günler Yürümeye Başladı, Müzikli Resimli Edebiyat Takvimi

[yeryüzü]

www.youtube.com/watch?v=dkO2kb2hFTY

Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için Giriş yap veya üye ol.

Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için Giriş yap veya üye ol.

Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için Giriş yap veya üye ol.

 

[scanfan]

​

 

[scanfan]

Aaron COPLAND (d. 1900)
Şöhretli bestecinin eserleri Amerika’da ilk defa 1924 yılında Besteciler Bir-
liği tarafından düzenlenen bir konserde duyulduktan sonra Aaron Copland
süratle zirveye tırmanmaya başladı. Bugün. Aaron Copland'ın ünü Amerika
dışına çıkmış ve müzik dünyasının unutulmayacak isimleri arasına katılmış-
tır. Aynı zamanda çok iyi bir orkestra şefi ve piyanist olan Copland'ın sa-
yılamayacak kadar çok bestesi vardır. Bunların arasında senfoniler, kon-
çertolar ve operalar da bulunmaktadır. Ünlü sanatçı, ayrıca müzikal filimler
için de besteler yapmıştır. Bunlardan bazıları şunlardır : Fareler ve İnsan-
lar (1939). Kuzey Yıldızı (1943). Kırmızı At (1948) ve Vahşî Bir Şey (1961).
Copland pek çok ödülün sahibidir: Amerikan Sanat ve Edebiyat Akademisi
Altın Madalyası (1956). Brandeis Üniversitesi Yaratıcı Sanatlar Altın Ma-
dalyası (1960). Edvvard MacDovvell Ödülü (1964). Cumhurbaşkanlığı Hürri-
yet Madalyası (1964). vs.

(Ara Güler)

Sergi kitabından alınmış olan bu biyografi notları bizzat fotoğraf sanatçısı Ara Güler tarafından ya fotoğrafı çektiği tahrihte, ya da sergiyi açtığı tarihte (1975) yazılmış olmalı. Çünkü anlaşılacağı gibi güncel değiller. İmlâsına dokunulmadan aktarıldı.​

 

[Beymelikli18]

Arada sırda dinlediğim bir şarkıdır arşivimde vardı nostalji bir şarkıdır.arabada bile dinlerim.Sevgili doktorumuzun ve scanfan kardeşimizin verdiği günün anlam bilgileri için teşekkürlerimizi sunarım.Neyse arkadaşlar hekese hayırlı sabahlar iyi hafta tatilleri dilerim çalışanlara Allah kolaylık versin derim.

 

[hadon]

Teşekkür ederiz dostlar. Ellerinize sağlık.

Güney Haçı'nda anlatılanları ilk kez duydum. İnşallah bir Don Amado da bu topraklara nasip olur...

 

[kadirnip]

Elinize sağlik sevgili yeryüzü ve scanfan... Günler harika ilerliyor...

 

[profesör]

Koçero, 1964 yılında bugün öldürülmüş

Elli tane Jesse James veya Bill Kid ederdi

Şayet yazmayı, çizmeyi seven bir millet olsaydık

Nice destansı romanlar, çizgi romanlar üretirdik Koçero'dan

Google amcaya sordum, sadece bir şarkı çıktı

Eşkiya tabir edilirdi, yaptığı soygunlar günlerce tefrika edilirdi

Ama perde arkası neydi?
Öyküsü neydi Koçero'nun? Neden dağa çıktı?
Hala bilmeyiz " Eşkiya" ların en ünlüsünün öyküsünü
Bir de Hakimo'yu hatırlıyorum ünlü " Eşkiya " dan

Yaratıcı konu bulma yoksuluyuz yazın alanında
Bir Karaoğlan yarattı Suat Yalaz
Ardından kılıçlı Cengiz, Atilla dönemi kahramanı furyası; sürüsüne bereket

Bir Yaşar Kemal çıktı, İnce Memed'i yazdı, Nobel adayı oldu " Eşkiya " romanıyla
Bir kaç film çevrildi siyah beyaz Yeşilçem emekleriyle

Koçero dağda öldürülmedi
Kısır edebiyatımız, romanımız, çizgi romanımız öldürdü onu

 

[yeryüzü]

Edebiyat takvimimiz Al Capone'nin
hapis cezası tarihini vermiş, çünkü
onun filmleri, kitapları, şarkıları var!

Koçero'nun da var filmleri, şarkıları
hatta kitabı da çıkmış geçtiğimiz yıl!

Biz ne kadar ilgileniyoruz, onu sormak lazım
asıl. Haluk abi bam teline basmış yine sağolsun.

Bizimkiler "şaki", "terörist", "anarşik".
Biz kendimizi tanımaya çalışmazsak
daha çook Holywood ürünleri yer,
onlara tabi olmaya da devam ederiz.
Profesör üstadıma selamlar, saygılar...

 

[yeryüzü]

Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için Giriş yap veya üye ol.

Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için Giriş yap veya üye ol.

 

[scanfan]

1960'larda Fransa'nın "Yeni Dalga" sinema akımıyla neredeyse eş zamanlı başlayan "İran Yeni Dalgası" adı verilen sinema akımının öncü yönetmenlerinden "Abbas Kiyarüstemi" 4 Temmuz 2016'da (bugün) Paris'te ölmüş. Bağırsak kanseri tedavisi gören dünya çapındaki ünlü yönetmen 76 yaşındaymış. Arkadaşımın Evi Nerede, Ve Yaşam Sürüyor, Zeytin Ağaçları Altında, Kirazın Tadı, Yakın Plan, gibi filmleri, sayısız uluslararası ödülü vardı. Bizim neden kendimize has, dünyaca tanınan ve özel bir yere oturtulan bir sinemamız yok diye hep hayıflanmışımdır. Onca olumsuz şartlarda çalışmalarına ve sayısız dezavantajlarına rağmen İran sineması dünyanın dört bir köşesinde tanınıyor ve takdir ediliyor, ödüllere boğuluyor, üzerinde akademik çalışmalar yapılıyor. Türkiye de en azından böyle bir ödüllendirilmeyi, tanınmışlığı hak etmiyor muydu? Ben "Abbas Kiyarüstemi"nin filmleri dışında bir de "Macid Macidi"nin filmlerini izlemiştim (Cennetin Rengi, Cennetin Çocukları vs)

​