Otacı
Süper Üye
- 5 Tem 2016
- 808
- 12,358
Arthur C. Clarke _ Şafak Projesi Phobos Tıpkıçekim PdfCs
Yazar : Arthur C. Clarke
Çevirmen : Ayşe Taşkın Osman Talat Taşkın
Yayınevi : Baskan Yayınları
Tür / Konu : BilimKurgu
Sayfa : 196 sayfa
Orijinal Adı : The Sands of Mars
Orijinal Dili : Türkçe
Basım Tarihi : 1983
Yirmi üçüncü Yüzyılda;
Marsta, aralarında Dünyanın en parlak, zekâlarının da bulunduğu bir grup insan, gezegenin yüzünü değiştirmek amacıyla savaş veriyorlardı.
Son birkaç haftada bu bitkiler nasılda büyümüştü!.. Şimdi boyları bir insan boyundan çok daha yüksekti. Gibson, bunların bir kısmının normal büyüme olduğunu kabul etse de diğer etkenin ........ olduğunu çok iyi biliyordu.
"Şafak Projesi" tüm hızıyla yaşıyordu.
Arthur C. Clarke _ Şafak Projesi Phobos Tıpkıçekim PdfCs 3Mb:
Arthur C. Clarke _ Şafak Projesi Phobos Tıpkıçekim PdfCs 3Mb:
Çağımızın Jules Verne'i
Arthur C. Clarke
Bugün çılgınca kullanmakta olduğumuz cep telefonlarının babasını tanıyor muyuz? Büyük bir olasılıkla, hemen hemen tüm okurların vereceği yanıt 'bilemedim' olacaktır. Yüzü aşkın roman, bini aşkın öykünün yazarı ve "Öldükten sonra beni yazar yanımla anımsayın, denizaltı araştırmalarımla, uzay bilimi ile ilgili çalışmalarımla değil" diyen Sir Arthur C. Clarke bir öyküsünde söz ediyor uzaya atılacak bir uydu ile haberleşmeyi ve ondan yararlanan bilim dünyası cep telefonunu oluşturuyor... Ünlü yönetmen Stanley Kubrick'in çok ses getiren filmlerinden birisi olan '2001 A Space Odssey'nin öyküsünün yazarı ve filminin senaryosunun yardımcı yazarı da Arthur C. Clarke.
1945 yılında, insanların haberleşme sistemlerini uydular yoluyla yapacaklarını ortaya atmıştı, hayal gibi gelen bu düşüncesi, aradan on iki yıl geçtikten sonra uzaya fırlatılan Sputnik 1 uydusu ile gerçek olmuştu; o ise önündeki minik bilgisayarı aracılığı ile dünyayla durmadan haberleşmenin tadını çıkardığını söylüyordu. Clarke için haberleşme, haberdar olmak, yaşamının en önemli parçalarından birisiydi. Belki de bu nedenle yirmi dört saat durmayan faks ve elektronik posta servislerinin başında sürekli adamları bulunurdu. Dünyadan haberi olan, 1990 yılında yakalandığı bir hastalıktan ötürü sürekli tekerlekli iskemlede oturmak zorunda kalan yazarın artık roman yazmayacağını da o seyahatte öğrenmiştim... 2001 yılını yaşadıktan sonra ölmek istediğini sık sık tekrarlayan Arthur C. Clarke, 2001 yılında tüm dünyanın televizyonlarındaydı.
Arthur C. Clarke yüzü aşkın kitabı ve bini aşkın öyküsü arasındaki uzayı ilgilendiren gerçeküstücü yaklaşımlarını her zaman bilimselliğe dayandırmayı istemiş ve uzayı yazmakta olduğu için denizlerin altına inmesi gerektiğini düşünüp bu işe başlamış. Onun deniz altındaki ağırlıksız ortamı keşfetmesi ise uzay araştırmaları merkezi NASA'nın astronotlarını su altında eğitmesine neden olmuş.
Stanley Kubrick'le birlikte yaptığı ve 1968'de Oscar ödülünü paylaştığı '2001 A Space Odyssey' filminde 'HAL 9000' adıyla bir bilgi işlem sistemini anlatan yazar, insan düşüncesine yakın düşünebilen bu sistemin gerçekleşmesinin eli kulağında olduğunu söylemişti, bir keresinde.
Arthur C. Clarke 1994 yılında Nobel Barış Ödülü'ne aday gösterilmişti. Sri Lanka'nın başkenti Colombo'nun yakınlarındaki Moratuwa Üniversitesi'nin onursal başkanlığını da yapmış olan yazarın adına bu üniversitede kurulu bir de enstitü vardır.
Barışsever kimliği ile tanınan ve İngiltere Kraliçesi'nden "Sir" ünvanı alan Arthur C. Clarke, dünyanın pek çok üniversitesinden fahri doktorluk unvanları almıştı ve sayılamayacak kadar çok ödülün sahibiydi. Birkaç yıl önce ABD'ye yaşayan Türk gazeteci Bircan ÜNVER'e son romanı The Last Theorem'in ilk el yazmalarını göstermişti. Ancak hastalıklar ve yorgunluk yazarın bu kitabını bitirmesini engelledi. Kitap, Amerikalı yazar Frederik POHL tarafından bitirilecek ve Ağustos 2008'de ABD ve Avrupa'da satışa sunulacaktır.
İngiltere'de Minehead, Somerset'de doğan Arthur C. Clarke kendi arzusu üzerine Colombo'da dini hiçbir törenin yapılmadığı bir törenle yakıldı.
Bu yazı, Cüneyt AYRAL imzasıyla, 28.03.2008 tarihinde Radikal Kitap Ekinde yayınlanan röportajdan alınmıştır.
Bu söyleşi, BBC Focus dergisinin Aralık 2007 184.sayısında yayımlandı. Arthur C.CIarke'nin 90.yaşına basması nedeniyle yapılan bu söyleşiden dört ay sonra yazar (19 Mart 2008'de) sonsuzluğun uzay gemisiyle kendine ayrılmış olan yere ulaşmak için yola çıktı.
Arthur C.CLARKE ile SÖYLEŞİ
90 yaşına ulaşmak nasıl bir duygu?
Kendimi 85 yaşından daha yaşlı hissetmiyorum. Bob Hope'un da dediği gibi; "Doğum günü pastasındaki mumlar pastadan daha masraflı oluyorsa yaşlandığını anlarsın." Ama işin kötü tarafı arkadaşlarımın çoğu artık yaşamıyor
Bilim ve Teknoloji, sizin katılımınızla bir gelişme yaşadı mı?
1920'lerve 30'larda büyüyen birisi olarak bu kadar çok şeyi yaşayıp görebileceğimi asla düşünemezdim. Gezegenler Derneğinde bizlerin boş zamanlarımızda, uzay yolculuğu hakkında konuştuğumuz doğrudur. Ancak hayal ettiklerimizin, yaşadığımız zaman süreci içerisinde gerçekleşeceğini asla düşünmemiştik.
Dünya iklimindeki değişiklikler sizi endişelendiriyor mu?
Bize kendi kehanetimizi tahmin etme fırsatı verdiği için felsefi olarak iyimserim. Gelecek yıllarda temiz enerji üretmekle durumu daha da kötüleştirmeyi engellemiş oluruz, ancak bu karışıklığın akıbeti olan kötü sonuçlarla da yaşamak zorundayız. Ama insanlık bunun da üstesinden gelecektir.
İnsanlığın karşılaşacağı en büyük tehdit nedir?
Organize din, ahlaki ve ruhsal kurtuluşa ermeyi engelleyerek akıllarımızı bulandıracaktır. Bu, tüm zamanların en sinsi yayılan bir hastalığıdır. Umuyorum ki insanlığımız bir gün bu eski inancından vazgeçebilecektir.
Dünyayı yönetiyor olsaydınız, neyi değiştirmek isterdiniz?
Ülkeler ve devletler, yönetimi din ile karıştırıyorlar. Bu milyarlarca insanı acı içinde bırakacak ölümcül bir karışımdır. Din çok özel bir meseledir ve asla bir gösteri sporu değildir.
Yaptıklarınız içerisinde en çok gurur duyduğunuz şey nedir?
100'ün üzerinde kitabım ve seçebileceğiniz 1000 den fazla kısa makalelerim var. İletişim uydularını icat ettiğim ve bu sayede toplam I 5 pound para aldığım Extra Terrestrial Relays (Wireless World, Ekim 1945)adlı kitabımdan bahsetmek isterim. Bunun hemen ardından BBC yarışması için I948'de yazılan (fakat yarışmaya kabul edilmeyen) ve sonraları geliştirilerek Staniey Kubrick ile film haline getirilen 'The Sentinel'(2001,: A Space Odyssey - 2001 Bir Uzay Macerası)'den de bahsedebilirim.
Arthur C. Clarke Hakkında:
Doğumu: 16 Aralık 1917 Minehead, Devon ingiltere.
Eğitimi: Huish Dil Okulu, Taunton (1927-1936), 1948 yılında Londra King's College'de matematik ve fizik eğitimi.
Kariyeri: Kraliyet Ordusunda radar uzmanı (1941-46) , İngiliz Gezegenler Derneği Başkanlığı (1946-47, 1950-53).
1947 den beri yazdığı 100'ün üzerinde bilim ve bilimkurgu kitapları onu tüm zamanların en çok satan bilimkurgu yazarı yaptı. Bunlardan bazıları: 2001 Bir Uzay Macerası, Şafak Projesi, Rama ile Buluşma, Kara Güneş.
Unvanları: 1998 yılında şövalye ilan edildi. 4923 numaralı bir Asteroid'e (Serenpidad- ceraptos arthurclarkei) ve bir dinozor yaratığı cinsine adı verildi.
**********************************************
Hiç emekli olmayı düşündünüz mü?
Emeklilik planlarım hep başarızlıkla sonuçlandı. Bu yüzden şimdi denemiyorum bile. Bu aralar Frederik Pohl son kitabımı tamamlıyor. "The Last Theorem", umduğumdan daha fazla zaman aldı. Bu benim son kitabım olabilir ama yinede az önce söylediğim gibi.
2003 yılında Mars yüzeyinde bitki örtüsü olduğunu iddia etmiştiniz. Buna hâlâ inanıyor musunuz?
Mars'la ilgili yapılan son araştırmalardan elde edilen resimler üzerinde yaptığım çalışmalardan sonra yüzeyde banyan bitkilerine çok benzeyen şeyler buldum. Mevsimler ile değişiklik gösteren ve yer değiştiren bu şeyler, en azından bir bitki örtüsü olduğunu gösteriyor. Tabii, ki bu bir doğrulama gerektirir ki bunun yakında gerçekleşeceğini umuyorum.
Hala 'Cold Fusion' (soğuk füzyon) fikrini destekliyor musunuz?
Aslında soğuk değil ve muhtemelen füzyon da değil, ama bir şeyler oluyor. Ticari boyutunu henüz görmemiş olmamıza rağmen, 10 yıldır, belki daha da fazla zamandır, bu yeni enerji deneyleri hakkında kendimi açık fikirli tutmaya çalıştım. Hâiâ umudum var. Tabi ki, bu tuhaf derecede bol enerji sonucu doğuracak çalışmalar geliştirilirse, gezegenimizde fosil yakıt çağını kapatıp, iklim değişikliği ile ilgili endişelere son vereceğiz ve böylece gezegenimizin jeopolitik yapısı korunacak.
Şu sıra başka yeni fikirleriniz var mı?
30 yıldan fazla bir süredir önayak olduğum uzay asansörü (kablo aracılığı ile nesneleri Dünya'dan uzaya nakletme) fikrine insanlar bir zamaniar gülerdi. Ama şimdi kimse gülmüyor. Hâlâ birden fazla evren ve zamanda yolculuk konularında açık fikirliyim.
Günümüz gençlerine bir mesajınız yar mı?
Clarke' in üç yasasını hatırla;
1. Eğer farklı ama biraz yaşlı bir bilim adamı, olası bir şeyden bahsediyorsa, neredeyse haklıdır. Eğer imkansız bir şeyden bahsediyorsa, muhtemelen yanılıyordur.
2. Mümkün olanın limitlerini keşfetmenin tek yolu, imkansızlığı hesaba katmamaktır.
3. Çok ileri bir teknoloji sihirden ayırt edilemez.
Bu söyleşi, KÜL ÖYKÜ Dergisi'nin Haziran 2008 tarihli 8.sayısından alınmıştır.
Yazar : Arthur C. Clarke
Çevirmen : Ayşe Taşkın Osman Talat Taşkın
Yayınevi : Baskan Yayınları
Tür / Konu : BilimKurgu
Sayfa : 196 sayfa
Orijinal Adı : The Sands of Mars
Orijinal Dili : Türkçe
Basım Tarihi : 1983
Yirmi üçüncü Yüzyılda;
Marsta, aralarında Dünyanın en parlak, zekâlarının da bulunduğu bir grup insan, gezegenin yüzünü değiştirmek amacıyla savaş veriyorlardı.
Son birkaç haftada bu bitkiler nasılda büyümüştü!.. Şimdi boyları bir insan boyundan çok daha yüksekti. Gibson, bunların bir kısmının normal büyüme olduğunu kabul etse de diğer etkenin ........ olduğunu çok iyi biliyordu.
"Şafak Projesi" tüm hızıyla yaşıyordu.
Arthur C. Clarke _ Şafak Projesi Phobos Tıpkıçekim PdfCs 3Mb:
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
Arthur C. Clarke _ Şafak Projesi Phobos Tıpkıçekim PdfCs 3Mb:
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
Çağımızın Jules Verne'i
Arthur C. Clarke
Bugün çılgınca kullanmakta olduğumuz cep telefonlarının babasını tanıyor muyuz? Büyük bir olasılıkla, hemen hemen tüm okurların vereceği yanıt 'bilemedim' olacaktır. Yüzü aşkın roman, bini aşkın öykünün yazarı ve "Öldükten sonra beni yazar yanımla anımsayın, denizaltı araştırmalarımla, uzay bilimi ile ilgili çalışmalarımla değil" diyen Sir Arthur C. Clarke bir öyküsünde söz ediyor uzaya atılacak bir uydu ile haberleşmeyi ve ondan yararlanan bilim dünyası cep telefonunu oluşturuyor... Ünlü yönetmen Stanley Kubrick'in çok ses getiren filmlerinden birisi olan '2001 A Space Odssey'nin öyküsünün yazarı ve filminin senaryosunun yardımcı yazarı da Arthur C. Clarke.
1945 yılında, insanların haberleşme sistemlerini uydular yoluyla yapacaklarını ortaya atmıştı, hayal gibi gelen bu düşüncesi, aradan on iki yıl geçtikten sonra uzaya fırlatılan Sputnik 1 uydusu ile gerçek olmuştu; o ise önündeki minik bilgisayarı aracılığı ile dünyayla durmadan haberleşmenin tadını çıkardığını söylüyordu. Clarke için haberleşme, haberdar olmak, yaşamının en önemli parçalarından birisiydi. Belki de bu nedenle yirmi dört saat durmayan faks ve elektronik posta servislerinin başında sürekli adamları bulunurdu. Dünyadan haberi olan, 1990 yılında yakalandığı bir hastalıktan ötürü sürekli tekerlekli iskemlede oturmak zorunda kalan yazarın artık roman yazmayacağını da o seyahatte öğrenmiştim... 2001 yılını yaşadıktan sonra ölmek istediğini sık sık tekrarlayan Arthur C. Clarke, 2001 yılında tüm dünyanın televizyonlarındaydı.
Arthur C. Clarke yüzü aşkın kitabı ve bini aşkın öyküsü arasındaki uzayı ilgilendiren gerçeküstücü yaklaşımlarını her zaman bilimselliğe dayandırmayı istemiş ve uzayı yazmakta olduğu için denizlerin altına inmesi gerektiğini düşünüp bu işe başlamış. Onun deniz altındaki ağırlıksız ortamı keşfetmesi ise uzay araştırmaları merkezi NASA'nın astronotlarını su altında eğitmesine neden olmuş.
Stanley Kubrick'le birlikte yaptığı ve 1968'de Oscar ödülünü paylaştığı '2001 A Space Odyssey' filminde 'HAL 9000' adıyla bir bilgi işlem sistemini anlatan yazar, insan düşüncesine yakın düşünebilen bu sistemin gerçekleşmesinin eli kulağında olduğunu söylemişti, bir keresinde.
Arthur C. Clarke 1994 yılında Nobel Barış Ödülü'ne aday gösterilmişti. Sri Lanka'nın başkenti Colombo'nun yakınlarındaki Moratuwa Üniversitesi'nin onursal başkanlığını da yapmış olan yazarın adına bu üniversitede kurulu bir de enstitü vardır.
Barışsever kimliği ile tanınan ve İngiltere Kraliçesi'nden "Sir" ünvanı alan Arthur C. Clarke, dünyanın pek çok üniversitesinden fahri doktorluk unvanları almıştı ve sayılamayacak kadar çok ödülün sahibiydi. Birkaç yıl önce ABD'ye yaşayan Türk gazeteci Bircan ÜNVER'e son romanı The Last Theorem'in ilk el yazmalarını göstermişti. Ancak hastalıklar ve yorgunluk yazarın bu kitabını bitirmesini engelledi. Kitap, Amerikalı yazar Frederik POHL tarafından bitirilecek ve Ağustos 2008'de ABD ve Avrupa'da satışa sunulacaktır.
İngiltere'de Minehead, Somerset'de doğan Arthur C. Clarke kendi arzusu üzerine Colombo'da dini hiçbir törenin yapılmadığı bir törenle yakıldı.
Bu yazı, Cüneyt AYRAL imzasıyla, 28.03.2008 tarihinde Radikal Kitap Ekinde yayınlanan röportajdan alınmıştır.
Bu söyleşi, BBC Focus dergisinin Aralık 2007 184.sayısında yayımlandı. Arthur C.CIarke'nin 90.yaşına basması nedeniyle yapılan bu söyleşiden dört ay sonra yazar (19 Mart 2008'de) sonsuzluğun uzay gemisiyle kendine ayrılmış olan yere ulaşmak için yola çıktı.
Arthur C.CLARKE ile SÖYLEŞİ
90 yaşına ulaşmak nasıl bir duygu?
Kendimi 85 yaşından daha yaşlı hissetmiyorum. Bob Hope'un da dediği gibi; "Doğum günü pastasındaki mumlar pastadan daha masraflı oluyorsa yaşlandığını anlarsın." Ama işin kötü tarafı arkadaşlarımın çoğu artık yaşamıyor
Bilim ve Teknoloji, sizin katılımınızla bir gelişme yaşadı mı?
1920'lerve 30'larda büyüyen birisi olarak bu kadar çok şeyi yaşayıp görebileceğimi asla düşünemezdim. Gezegenler Derneğinde bizlerin boş zamanlarımızda, uzay yolculuğu hakkında konuştuğumuz doğrudur. Ancak hayal ettiklerimizin, yaşadığımız zaman süreci içerisinde gerçekleşeceğini asla düşünmemiştik.
Dünya iklimindeki değişiklikler sizi endişelendiriyor mu?
Bize kendi kehanetimizi tahmin etme fırsatı verdiği için felsefi olarak iyimserim. Gelecek yıllarda temiz enerji üretmekle durumu daha da kötüleştirmeyi engellemiş oluruz, ancak bu karışıklığın akıbeti olan kötü sonuçlarla da yaşamak zorundayız. Ama insanlık bunun da üstesinden gelecektir.
İnsanlığın karşılaşacağı en büyük tehdit nedir?
Organize din, ahlaki ve ruhsal kurtuluşa ermeyi engelleyerek akıllarımızı bulandıracaktır. Bu, tüm zamanların en sinsi yayılan bir hastalığıdır. Umuyorum ki insanlığımız bir gün bu eski inancından vazgeçebilecektir.
Dünyayı yönetiyor olsaydınız, neyi değiştirmek isterdiniz?
Ülkeler ve devletler, yönetimi din ile karıştırıyorlar. Bu milyarlarca insanı acı içinde bırakacak ölümcül bir karışımdır. Din çok özel bir meseledir ve asla bir gösteri sporu değildir.
Yaptıklarınız içerisinde en çok gurur duyduğunuz şey nedir?
100'ün üzerinde kitabım ve seçebileceğiniz 1000 den fazla kısa makalelerim var. İletişim uydularını icat ettiğim ve bu sayede toplam I 5 pound para aldığım Extra Terrestrial Relays (Wireless World, Ekim 1945)adlı kitabımdan bahsetmek isterim. Bunun hemen ardından BBC yarışması için I948'de yazılan (fakat yarışmaya kabul edilmeyen) ve sonraları geliştirilerek Staniey Kubrick ile film haline getirilen 'The Sentinel'(2001,: A Space Odyssey - 2001 Bir Uzay Macerası)'den de bahsedebilirim.
Arthur C. Clarke Hakkında:
Doğumu: 16 Aralık 1917 Minehead, Devon ingiltere.
Eğitimi: Huish Dil Okulu, Taunton (1927-1936), 1948 yılında Londra King's College'de matematik ve fizik eğitimi.
Kariyeri: Kraliyet Ordusunda radar uzmanı (1941-46) , İngiliz Gezegenler Derneği Başkanlığı (1946-47, 1950-53).
1947 den beri yazdığı 100'ün üzerinde bilim ve bilimkurgu kitapları onu tüm zamanların en çok satan bilimkurgu yazarı yaptı. Bunlardan bazıları: 2001 Bir Uzay Macerası, Şafak Projesi, Rama ile Buluşma, Kara Güneş.
Unvanları: 1998 yılında şövalye ilan edildi. 4923 numaralı bir Asteroid'e (Serenpidad- ceraptos arthurclarkei) ve bir dinozor yaratığı cinsine adı verildi.
**********************************************
Hiç emekli olmayı düşündünüz mü?
Emeklilik planlarım hep başarızlıkla sonuçlandı. Bu yüzden şimdi denemiyorum bile. Bu aralar Frederik Pohl son kitabımı tamamlıyor. "The Last Theorem", umduğumdan daha fazla zaman aldı. Bu benim son kitabım olabilir ama yinede az önce söylediğim gibi.
2003 yılında Mars yüzeyinde bitki örtüsü olduğunu iddia etmiştiniz. Buna hâlâ inanıyor musunuz?
Mars'la ilgili yapılan son araştırmalardan elde edilen resimler üzerinde yaptığım çalışmalardan sonra yüzeyde banyan bitkilerine çok benzeyen şeyler buldum. Mevsimler ile değişiklik gösteren ve yer değiştiren bu şeyler, en azından bir bitki örtüsü olduğunu gösteriyor. Tabii, ki bu bir doğrulama gerektirir ki bunun yakında gerçekleşeceğini umuyorum.
Hala 'Cold Fusion' (soğuk füzyon) fikrini destekliyor musunuz?
Aslında soğuk değil ve muhtemelen füzyon da değil, ama bir şeyler oluyor. Ticari boyutunu henüz görmemiş olmamıza rağmen, 10 yıldır, belki daha da fazla zamandır, bu yeni enerji deneyleri hakkında kendimi açık fikirli tutmaya çalıştım. Hâiâ umudum var. Tabi ki, bu tuhaf derecede bol enerji sonucu doğuracak çalışmalar geliştirilirse, gezegenimizde fosil yakıt çağını kapatıp, iklim değişikliği ile ilgili endişelere son vereceğiz ve böylece gezegenimizin jeopolitik yapısı korunacak.
Şu sıra başka yeni fikirleriniz var mı?
30 yıldan fazla bir süredir önayak olduğum uzay asansörü (kablo aracılığı ile nesneleri Dünya'dan uzaya nakletme) fikrine insanlar bir zamaniar gülerdi. Ama şimdi kimse gülmüyor. Hâlâ birden fazla evren ve zamanda yolculuk konularında açık fikirliyim.
Günümüz gençlerine bir mesajınız yar mı?
Clarke' in üç yasasını hatırla;
1. Eğer farklı ama biraz yaşlı bir bilim adamı, olası bir şeyden bahsediyorsa, neredeyse haklıdır. Eğer imkansız bir şeyden bahsediyorsa, muhtemelen yanılıyordur.
2. Mümkün olanın limitlerini keşfetmenin tek yolu, imkansızlığı hesaba katmamaktır.
3. Çok ileri bir teknoloji sihirden ayırt edilemez.
Bu söyleşi, KÜL ÖYKÜ Dergisi'nin Haziran 2008 tarihli 8.sayısından alınmıştır.
Son düzenleme: