Şimşek İlkbiz Yayınevi Özel Sayı 01

Gulyabani

Yönetici
15 Ara 2010
5,003
22,045
Sarıyer
Değerli dostlarım;

şimdiye kadar diğerleri bölümünde bazı çizgi romanlar paylaşmıştım ama "bence" hiç bu kadar bu başlığa yakışan bir paylaşımım olmamıştı.

Bu eser elime tesadüfen, bir siparişin arasına karışmış ya da "bana jest olsun diye arasına konulmuş olarak" geçti. İsmail Öztürk tarafından çizilmiş ve İlkbiz yayınlarından "5 Eylül" sayısı olarak yayınlanmış. Kapakta özel sayı "1" ibaresi var, en arka sayfada da 3,5 YTL satış bedeli olduğu belirtilmiş. Sondan bir evvelki sayfada ise resimleyen İsmail Öztürk efsane Comics 01.06.1963 ibaresi var.

Özetle elimizde "tahminen 1963 doğumlu" İsmail bey tarafından "muhtemelen son yıllarda (YTL!)" çizilmiş ve "bir" eylülde yayınlanmış bir western öyküsünün ilk sayısı var.

Dakotalar, Wyandotlar ve Huronlar bir kasabaya saldırıyorlar, Oneidalar beyazlarla dost olduklarından bu saldırıyı desteklemiyorlar, kasabadan birisi kaleye haber vermeye gidiyor, süvariler tam zamanında yetişiyor, vs. Her şey zamanının (1970 lerin) western jargonuna uygun. Bu arada kasabada yangın çıkıyor, bir ev alev alıyor, içeride kalan babaannesini kurtarmak için bir çocuk içeri giriyor, onu takiben süvari albayı yanan binaya dalıyor ve de albayın peşinden tüm askerleri alevlerin içine giriyorlar (bkz:tarama sayfa 12, dergi sayfa 10) burası da "milli askeri" jargona (ölümüne!) güzel bir gönderme olmuş.

Konu ve çizim konusunda "iyi" ya da "kötü" hiç bir yorumum yok, okuyun ve kendiniz değerlendirin, ben okuduktan sonra iyi ki bir göz atmışım dedim (çünkü, okurken eğlendim), sizin de diyeceğinize ve yazmayı seviyorsanız bu mesajın altın satırlar dökeceğinize eminim. Daha uzun da yazabilirdim ama malum ne kadar uzun yazarsak gramer kurallarını ihlal etme olasılığımız o kadar artıyor, o yüzden kısa kesmeye çalıştım.

Bu arada eserin yayın tarihi tam net değil, o yüzden yayıncı ya da eser sahibi tarafından itiraz olursa konu ve linkler hemen silinebilir, sonuçta amacımı yayıncıyı baltalamak değil, reklamını yapmak.

Sevgi & Saygı



 
12 Şub 2010
15,006
543,709
Kapağa bakar bakmaz, Magua'nın kardeşi Tomy Brawn bu demişim.








Yerli çizim Kinova'dan Boni Karl da var Şimşekilkbiz'de






Yine yerli çizim Kinova'lardaki punk saçlı kızılderili de bu çizgi romanımızda vazgeçilmez figüran olarak ekmek parası peşinde:)




Magua ve bir kısım yerli Kinova çizeri Orhan Tunçdemir ile Şimşekilkbiz üstadı İsmail bey arasında usta-çırak ilişkisi mi, yoksa hayranlık bağı mı vardır dersiniz:)

En orijinalinden yerli bir çizgi roman ve ilk sayısı için sevgili Nadir'e teşekkür ediyorum.Yerli çizerlerimizin cesaretine ve girişkenliğine diyecek yok. Ahh! Bir de Dakota'lara Dakato demeseydi:)

Malum, Dakota'lar kendilerine Dakota derler, düşmanları onları Siu diye çağırırlar ve Dakotalar kendilerine Siu denilmesinden hoşlanmazlar. Dakato denilmesini nasıl karşılayacaklar merak ediyorum:)
 

dedo11

Onursal Üye
8 Nis 2013
1,840
4,956
Sayın gülyabani ;

Kumandan bey” , “kumandan amca” , “Çocuklar ateşten uzak durmalı evlat!” gibi bize özgü ( = has ) cümleler bir yana aşağıdaki diyalogları lütfen bir kez de benden okuyunuz.


--- Çocuk sorar : "Askerlerine niçin emir vermedin? Sizin yerinize, veya sizinle onlar da girerdi!.."
--- "Askerlerim emrime amadedir."
“Kumandanlarının enkaz halindeki eve girdiğini görünce Albayın peşinden hep birlikte alevlerin arasına daldılar!.."
( *Dedo’nun notu : Belli ki bizdeki gibi “Komutan – asker” ilişkisi yazarımızın aklının bir kenarından ortaya fırlamış. )


--- Kumandan : "Ahlaki duygu açık kalplilik ister, bu sende var!.."
"Ayrıca cesursun!.."
"Şimdi, söyleyeceklerimi dikkatle dinle bakalım evlat! Hayatta başarılı olmanın tek, yolunun çalışkanlık, disiplin ve dürüstüğün olduğunu! İnsanın iyiden yana olmaması durumunda çok kötü sonuçlarla karşılaşabileceğini aklından hiç çıkarma! Gelelim size!.."
"babaannen ve siz bizimle birlikte kaleye gelirsiniz, kasabalılar bu arada evlerini onarır, sonra tekrar gelip siz okulunuza kasabalılar da normal hayatlarına devam eder!.."

………..
--- Kumandan : "...çaresiz gördüğümüz yerde peşlerine takılıp yakalayabildiklerimizi mahkemeye gönderebiliyoruz!.."
( *Dedo’nun notu : Dikkat öldürmüyorlar , sağ yakalıyorlar (!) çünkü mahkemeye gönederebiliyorlar sadece (!) )

( *Dedo’nun notu : Denebilir ki ; “Ne var bunlarda sadece diyaloglar biraz acemice.” Değil. Garip olan bütün bu konuşmalar yanan eve girdiklerinde alevlerin içinde konuşuluyor olması. )

…………
…………
Şimşek : "O savaşta Albay da yaralanmıştı ama bünyesi kuvvetli olduğundan ve dürüstlüğü itibarıyla tanrı onu bize bağışlamıştı! ..."
( *Dedo’nun notu : Dikkat Albay , hem “bünyesi kuvvetli” , hem de “dürüstlüğü itibarıyla” tanrı tarafından onlara bağışlanmış !? )

--- Şimşek : "Babaannemizi kurtardıktan sonra, kalede kendine gelmiş, uzun yıllar daha yaşamıştı!.."
soran kişinin buna cevabı : "Vay be!.. Demir gibi bir kadınmış doğrusu!.. Onu tebrik etmek isterdim. Onun yerine sizi kutlarım!.."
( *Dedo’nun notu : Babaanne ölmemiş , kim bilir belki de sadece dumandan bayılmıştı ? Veya yarası hafifti. Veya bünyesi kuvvetliydi. Ama soru soran buna “demir gibi kadınmış” nitelemesini hiç kimse yapamaz bence bu durumda. Bunun için onu tebrik etmek nasıl oluyor doğrusu böyle bir tebrik şekli bilmedim. Hele torununu bu nedenle tebrik etmek neymiş , bilemiyorum )
--- "Doğrusu duygusal ve anlamlı bir cocukluk döneminiz varmış. .... "
( *Dedo’nun notu : “duygusal ve anlamlı bir çocukluk dönemi” hiç böyle bir niteleme ile anılan çocukluk dönemine rastlamadım , doğrusu )
"Hatıralarımız anmak beni de acıktırdı!.."
( *Dedo’nun notu : Demek hatıraları anmak insanları acıktırabiliyormuş (!) )
"Tatlıdan sonra yemek, hazımsızlık yapar şimdiden haberiniz olsun!.."




Yukarıdaki alıntılar ilk 20 sayfadan. Aman ha benim bu çizgi romanı küçümsediğimi sanmayın. Tüm bu incelemeye girişmemin nedeni ; Sayın yöneticimiz “ertuğrul”un “Okurken ben de eğlendim” sözü üzerine “bir de ben okuyayım bu çizgi romanı” düşüncesi ile böyle bir incelemeye giriştim. Biraz da suçlu o (!) Şaka bir yana. Bunları iki nedenle yazdım.
1 – Kendim de yazma uğraşı içinde olan bir kişiyim. İzlediklerimden , okuduklarımdan veya kendi yazdıklarımdan şu sonucu çıkardım. Her ne kadar tutarlı ve güzel konu bulursan bul , “diyaloglar” ( = karşılıklı konuşmalar ) mantıklı ve konuşanlara uygun , konuşma anına uygun , gerekli vb. değilse o sanat yapıtı bitmiştir.
( Belirtmeden geçemiyeceğim. Yabancı filmlerde “diyaloglar” olağanüstü güzel. )
2 – Ben de 1967’lerde Ortaokulda iken Çizgisi güçlü arkadaşım Ali Afrin ile Çizgi Roman yapma sevdasına kapılmıştık. Tabi ki başaramamıştık. Bunu şunun için yazdım. Yani bu çizgi romanın oluşturuluşundaki ruh halini ve İsmail Öztürk arkadaşı pek az kişi benim kadar iyi anlar. ( Yani ben de damdan düşmüş biriyim ) Anlaşılan İsmail Öztürk arkadaş ben de yapabilirim diye bu işe girişmiş. ( Resimleri çizgi roman tekniğine ne denli uygun bu konuyu bir kenara bırakırsak ) Hem yazarım , hem çizerim sevdası ile böyle bir sonuç elde etmiş. Konu tamamen yabancı ( bunu her anlamda söylüyorum. )

Tüm bunlara rağmen “naif” bir kitap. Yalnız okurken de biraz yukarıdaki gibi konular aklımı çeldi. Ben de yazmadan edemedim.

Umarım çalışmalarına saygı duyduğum “gülyabani” beni yanlış anlamaz. Emeğine saygısızlık ettiğimi sanmaz. ( gerçekten böyle bir amacım hiç olmadı , olamaz. )

Emeğine ve paylaşım isteğine teşekkür ederim.
 

gandor08

Yönetici
6 Ocak 2013
18,367
141,595
Bende kitabı okuduğumda böyle bir senaryoyu bir yerde tekrar okudum diye düşünürken üstad açıklamayı yaptı, Maguada da aynı senaryo vardı.

Teşekkürler abi sağolasın.
 

Gulyabani

Yönetici
15 Ara 2010
5,003
22,045
Sarıyer
Umarım çalışmalarına saygı duyduğum “gülyabani” beni yanlış anlamaz. Emeğine saygısızlık ettiğimi sanmaz. ( gerçekten böyle bir amacım hiç olmadı , olamaz. )

Bu çizgi romanın ne yazarıyım, ne çizeriyim ne de pazarlamacısıyım, emeğine saygı duyduğum İsmail beyi de tanımam, dolayısı ile benim açımdan alınacak bir durum yok. Eser hakkında isteyen istediği eleştiriyi yapabilir.
 

dedo11

Onursal Üye
8 Nis 2013
1,840
4,956
Sayın gulyabani ;

Seni kıracak bir şey yazmadım. Yazmak da istemem. Sadece kritik yapmak istemiştim. Başımdan geçen deneyim ışığında bir şeyler yazdım.
( Elbette ki yazarı çizeri sen değilsin ve pazarlama yapmıyorsun. Yazdıklarımdan böyle anlam çıkarsa gerçekten de üzülürüm. Çizerini eleştirmem onun emeğini yok saydığımı da göstermesin lütfen. )
Tek kuşkum senin değerli emek ve paylaşım isteğini eleştirmişim gibi algılamandı. Saygılar ve sevgilerle...
 
Üst