Conan-Night of the dark god- Kara tanrının gecesi(Ç&B)

ilkhantok

Onursal Üye
Çeviri & Balonlama
6 Ara 2010
1,981
29,028
Mersin
Şimdilik kendi çapımda bir Conan çalışmasına giriştim Martin Luther Kİng'in dedigi gibi "I have a dream" "Bir Rüyam var" orjinal yayınlanan Conanların Tüm maceralarının Türkçeyle buluşmuş bir listede toplu olarak bulunması; ne muhteşem olur değil mi? orjinal liste bazında(macera isimleriyle birlikte) çalışmayı bitirdim, ve onları alfa,aksoy ve lal yayınlarıyla örtüştürüp yayınlanmamış maceraları bulmaya başladım (conan'ın bilinmeyen ilk sayısıyla başlamıştık), bu paylaştıgım macerada onlardan biri(marmara çizgi yayınlarına hakim değilim yalnız), bu konuyla ilgili bir 15 gün sonra(tatil dönüşü) tekrar gündeme getirip yaptıgım çalışma ve detayları ile fikirlerinizi almak için geniş geniş sizleri rahatsız edeceğim,

Marvel 1971-1975 tarihleri arasında siyah-beyaz olarak sadece 11 sayı süren Savage Tales adı altında (adından da anlaşılacagı gibi) vahşi hikayelerle dolu bir çizgihikayeler serisi yayınladı, bunun sadece ilk 5 sayısında 7 adet Conan macerasına yer verdi ve bunların 6 tanesi Türkiyede yayınlandı( isim ve liste aşagıdadır) fakat Kara Tanrı'nın gecesi macerasını hiçbir yerde bulamadım(tekrar ediyorum marmara çizgi yayınlarına hakim değilim),bunun üzerine ConanTheCivilized le birlikte bu macerayı sizlerle bulaştırmayı istedik, ayrıyeten bu maceranın bir özelligide Conan'ın bilinmeyen ilk aşkıyla tanışacak olmamız ŞOK ŞOK ŞOK,

yine çenem düşmüş af ola
keyifle okuyun



1)The Frost Giant's Daughter(Donmuş Devin Kızı)
(Türkçe ilk yayın ALFA CONAN 66'LIK İLK FASİKÜL DİZİSİ,13.sayı)
(orj.ilk yayın savage tales no:1)(CTB 16)

2)Red Nails 1 (Kızı Tırnaklar 1)
(Türkçe ilk yayın ALFA 204'LÜK YENİ MACERALAR DİZİSİ 58. sayı)
(orj.ilk yayın savage tales no:2)(CONAN SAGA no: 9)

3)Red Nails 2 (Kızı Tırnaklar 2)
(Türkçe ilk yayın ALFA 204'LÜK YENİ MACERALAR DİZİSİ 58. sayı)
(orj.ilk yayın savage tales no:3)(CONAN SAGA no: 9)

4)Red Nails 3 (Kızı Tırnaklar 3)
(Türkçe ilk yayın ALFA 204'LÜK YENİ MACERALAR DİZİSİ 58. sayı)
(orj.ilk yayın savage tales no:3)(CONAN SAGA no: 9)

5)Night Of The Dark God (Kara Tanrının Gecesi)
(Türkçe ilk yayın ÇİZGİDİYARI ÇEVİRİBALONLAMA ÇALIŞMASI :) )
(orj.ilk yayın savage tales no:4)

6)The Dweller İn The Dark(Karanlıkta Yaşayan)
(Türkçe ilk yayın ALFA 204'LÜK YENİ MACERALAR DİZİSİ 111. sayı)
(orj.ilk yayın CTB 12)(savage tales no:4)

7)The Secret Of Skull River (Kafatası Nehri'nin Sırrı)
(Türkçe ilk yayın ALFA 204'LÜK YENİ MACERALAR DİZİSİ 35. sayı)
(orj.ilk yayın CTB 64)(savage tales no:5)




Savage_Tales_Featuring_Conan_4-01.jpg

Savage_Tales_Featuring_Conan_4-05.jpg



 

akyıldız

Süper Üye
15 Nis 2010
1,779
2,638
Bir solukta okudum. Brule'nin Tanrı olması bile ilginç. Çizgidiyarının yepyeni bir liste ve yayınlanmamış Conanlara kavuşacağı haberi de çok güzel. Teşekkürler İLHANTOK.
 

garfield67

Onursal Üye
19 Mar 2016
1,822
8,981
Savage Tales 1-2-3-4-5 orijinal The Savage Sword of Conan Volume one içinde ilk 141 sayfa içinde mevcut... (verdiğiniz Savage Tales 4; Chapter 4. sayfa 81-101 arası) daha da ayrıntılı vermek gerekirse...:

Savage Sword of Conan (SOSC)

01. The Savage Sword of Conan Volum 1.

001 – Savage Tales of Conan the Barbarian #01
Donmuş Devin Kızı (The Frost Giant's Daughter)
Sayfa Sayısı: 012 (007-018), (Orijinal Sayı: CTB16/ST1/SSOC1-v1.)
007-Donmuş Devin Kızı -The Frost Giant's Daughter.
(Roy Thomas-Barry Smith)*

002 – Savage Tales of Conan the Barbarian #02
Kızıl Tırnaklar (Red Nails I)

Sayfa Sayısı: 021 (021-041), (Orijinal Sayı: ST2/SSOC1-v1.)
021- Kızıl Tırnaklar (Red Nails)
(Roy Thomas-Barry Smith)*

003 – Savage Tales of Conan the Barbarian #03
Yeraltı Mezarındaki Adam (The Lurker From Catacombs) (Red Nails II)
Sayfa Sayısı: 025 (043-067), (Orijinal Sayı: ST3/SSOC1-v1.)
043-Yeraltı Mezarındaki Adam-The Lurker From Catacombs, (Red Nails II)
Karanlıktan Gelen Adam (He Comes From The Dark) (Red Nails III)
Sayfa Sayısı: 012 (068-079), (Orijinal Sayı: ST3/SSOC1-v1.)
068-Karanlıktan Gelen Adam-He Comes From the Dark, (Red Nails III)
(Roy Thomas-Barry Smith)*

004– Savage Tales of Conan the Barbarian #04
Kara Tanrının Gecesi (Night of the Dark God)
Sayfa Sayısı: 021 (081-101), (Orijinal Sayı: ST4/SSOC1-v1.)
081-Kara Tanrının Gecesi -Night of the Dark God,
(Roy Thomas-Gil Kane)
Karanlıkta Yaşayan (The Dweller in the Dark)
Sayfa Sayısı: 016 (103-118), Orijinal Sayı: (CTB12-v2./ SSOC1-v1.)
103-Karanlıkta Yaşayan-The Dweller in the Dark,
(Roy Thomas – Barry Smith – Various)

005– Savage Tales of Conan the Barbarian #05
Kafatası Nehri'nin Sırrı (The Secret of Skull River)
Sayfa Sayısı: 020 (120-139), (Orijinal Sayı: CTB64/ST5/ SSOC1-v1.)
120-Kafatası Nehri'nin Sırrı-The Secret of Skull River,
(Roy Thomas-Jim Starlin-Al Milgrom)

ama dediğiniz gibi Türkiye'de yayınlanmamış... Aslında cilt olarak The Savage Sword of Conan koleksiyonu, The Cronicles of Connan koleksiyonu gibi Türkçeye çevrilse bu iki seri düzenli ve sıralı Conan koleksiyonlarına sahip olmamızı sağlar...

Çalışmalarınıza ve paylaşımlarınıza teşekkür eder devamının gelmesini dört gözle beklerim... Saygılar...
 
Son düzenleme:

ekenciz

Onursal Üye
Çeviri & Balonlama
13 Eyl 2009
2,993
13,517
Tarihçi titizliği ile çalışan sabırlı arkadaşlara saygım sonsuz. Sayın ilhantok da böyle titiz çalışan biri. Tüm conanseverler adına size teşekkür ederim.
 

prince

Onursal Üye
20 Ağu 2012
4,471
27,003
Gece ışıl ışıl oldu sayende üstadım.Hiç duraksamadan okumak için indiriyorum.
Çok teşekkürler...
 

hüseyin aksakal

Onursal Üye
Çeviri & Balonlama
7 Eyl 2010
773
5,728
Kdz. Ereğli
Kara Tanrı'nın Gecesi isimli öykü, Robert E. Howard'ın Turlogh O'brien öyküsünden uyarlama... Turlogh, bir kan davası yüzünden klanından sürülmüş bir karakter. Clontarf savaşına katıldıktan sonra gönderildiği sürgünde, kulağına küçüklüğünden tanıdığı bir kızın kaçırıldığı geliyor ve kurtarmak için peşine düşüyor. Yolda bir heykel buluyor, kayığına alıyor. Bu heykel sihirli güçleri olan bir nesnedir. Pictlerin ilk büyük şefi Brule'nin tasviridir aynı zamanda. Howard eserleri arasında, Brule'nin pict oluşundan ötürü Bran Mak Morn külliyatı içinde kabul edilir bu öykü. Hadı bu kadar anlattıktan sonra bir pasaj da oradan alalım:

"...

Turlogh heykeli pruvaya sıkıca bağladı. Yeniden denizi yarmaya koyuldu. Artık gökler daha da grileşmiş, kar acıtan, saplanan mızraklar halinde yağıyordu. Dalgalar buz grisiyle damar damar olmuş, rüzgârlar böğürüyor, açık tekneyi dövmeye devam ediyordu. Oysa korkmuyordu Turlogh. Kayığını daha önce hiç sürülmediği gibi sürüyordu. Kükreyen bora ve yağan karın arasında hızlanıyor, Kara Adam’ın da ona yardım ettiği doğuyordu Dalcassialının içine. Sahiden de, doğaüstü bir yardım olmasaydı yüz kez kaybolmuş olurdu. Kayık kullanmadaki tüm becerisini kullanıyordu; ona öyle geliyordu ki dümen yekesi ve kürekte görünmez bir el vardı: Yelkeni ayarlarken insan hünerinden daha fazlası yardım ediyordu ona.

Tüm dünya beyaz bir peçeye döndüğü zaman, hatta Gael’in yön duygusu bile kaybolduğunda bilincinin loş girintilerinde konuşan sessiz bir sese itaat ederek dümen kullanıyormuş gibi geldi ona. Nihayet kar yağışı kesildiği, soğuk gümüş rengi ayın altında bulutlar yuvarlandığında ve kara önünde yükselip, bunun Helni adası olduğunu anladığında da hayret etmedi. Dahası Thorfel’in ejder gemisinin denizde dolaşmadığı zamanlarda demir attığı körfezin bulunduğu kara çıkıntısı civarında olduğunu ve körfezden yüz metre içeride Thorfel’in skallisinin olduğunu da biliyordu. Vahşice sırıttı. Dünyanın tüm hüner bile onu tam olarak bu noktaya getiremezdi —safi şanstı bu— yo, şanstan daha fazlasıydı. Yaklaşması için en uygun olabilecek yer burasıydı— düşmanının barınağından yarım mil mesafede, yine de şu çıkıntılı burun sayesinde herhangi bir nöbetçinin gözünden uzak bir yer... Pruvadaki Kara Adam’a göz attı—bir sfenks kadar kasvetli, sırrına erilmezdi. Tuhaf bir duygu çöktü Gael’in üstüne—tüm bunlar onun işiydi; Turlogh’ın şahsı sadece oyundaki bir piyondu. Neydi bu fetiş? Hangi zalim sırdı o yontma gözlerin barındırdığı? Esmer küçük adamlar niçin böyle korkunç bir şekilde savaşmıştı onun için?

Turlogh, kayığı küçük bir derenin ağzına doğru sürdü. Buradan birkaç metre yukarıda demir attı ve sahile çıktı. Pruvadaki kasvetli Kara Adam’a son kez baktı ve dönüp olabildiğince saklı kalarak alelacele burnun yamacına tırmandı. Yamacın tepesinden öbür tarafa doğru bakındı. Yarım milden daha az bir mesafede Thorfel’in ejder gemisi demirlemişti. Aynı zamanda, içinde kükreyen ateşlerin olduğunu gösteren ışıltılar sızan, kaba yontulmuş kütükten inşa edilmiş uzun, alçak yapı olan Thorfel’in skallisi de oradaydı. Cümbüşün naraları keskin, durgun havada açıkça işitiliyordu. Dişlerini gıcırdattı. Cümbüş! Evet, neden oldukları yıkım ve katliamı kutluyorlardı—sıcak közlere dönüşen evler, katledilen insanlar, tecavüz edilen kızlar. Dünyanın efendileriydi bu vikingler— tüm güney diyarı çaresizdi kılıçlarının altında. Güney diyarlarının halkı onları eğlendirmek için yaşardı —köleler de— Turlogh şiddetle ürperdi ve sanki üşümüş gibi sarsıldı. Kan saplantısı fiziksel bir acı gibi üstüne çöküyordu, fakat beynini bulandıran tutkunun sislerini püskürttü. O, savaşmak için değil, kaçırılan kızı kurtarmak için buradaydı.

Sefer planının üstünden geçen bir general gibi zemini dikkatle kayda aldı. Skallinin arkasında ağaçların sıklaştığına dikkat etti; ana binayla körfez arasında daha küçük evler, depolar ve uşak kulübeleri vardı. Sahil yakınında koca bir ateş yanıyor, etrafında ise birkaç haydut kükreyerek içiyordu ama şiddetli soğuk çoğunu ana binadaki içki salonuna girmeye zorlamıştı.

Turlogh, sahilden geniş bir yay çizip ormana girerek ağaçlık yamaçtan aşağı süründü. Hayli dolambaçlı bir rotadan, Thorfel’in yerleştirdiği kesin olan gözcülerince ortaya çıkarılmaktan sakınarak ağaç gölgelerinin koruması altında skalliye yaklaştı. Tanrılar, eskiden olduğu gibi arkasında Clare savaşçıları olsaydı! O zaman ağaçların arasından bir kurt gibi sinsi sinsi sokulmak olmazdı! Sahneyi gözünün önünde canlandırırken, eli baltasının sapının üstünde demir gibi kilitlendi—saldırı, naralar, kan dökme, Dalcassia balta oyunları—içini çekti. O yalnız bir sürgündü; bir daha asla klanının silahşörlerini savaşa götüremeyecekti.

Kendini birden alçak bir çalının arkasında karın içine attı ve kıpırdamadan durdu. Geldiği yönden adamlar yaklaşmaktaydı—yüksek sesle homurdanan ve ağır ağır yürüyen adamlar. Görüş alanına girdiler— iki kişiydiler. Gümüş pullu zırları ay ışığında parlayan dev Norveçli savaşçılar. Aralarındaki bir şeyi güçlükle taşımaktaydılar ve Turlogh bunun Kara Adam olduğunu hayretle gördü. Kayığının bulmuş olmalarını anlamanın şaşkınlığı, daha büyük bir şaşkınlık içinde boğulmuştu. Bu adamlar dev idiler; kolları demir kaslarla kabarıyordu. Yine de hayret verici bir ağırlık altında gibi sendelemekteydiler. Ellerindeki Kara Adam yüzlerce kilo ağırlığında gibi görünüyordu; oysa Turlogh bir tüy gibi kolayca kaldırmıştı onu! Şaşkınlıktan az kalsın sövüyordu. Bu adamlar muhakkak sarhoştu. İçlerinden biri konuştu ve gırtlaksı aksanından Turlogh’un ensesindeki kısa tüyler diken diken oldu; tıpkı bir köpek bir düşman görünce olduğu gibi.

“Bırak şunu; Thor’un eceli, bu nesne bir ton çekiyor. Artık dinlenelim.”

Öbürü bir karşılık homurdandı ve heykeli yere indirmeye başladılar. Sonra biri kavrayışını yitirdi; eli kaydı ve Kara adam sertçe karın içine düştü. İlk konuşan uludu.

“Seni sakar aptal, ayağımın üstüne düşürdün! Lanet olsun, bileğim kırıldı!”

“Elimi burktu!” diye bağırdı diğeri, “Bu şey canlı diyorum sana!”

“O zaman onu öldüreceğim,” diye hırladı topallayan Viking kılıcını çekerek. Yerde yatan heykele vahşice vurdu. Kılıç parça parça olurken ateşler çaktı, uçan bir çelik parçası yanağını kesince öbür Norveçli de uludu.

“İblis var bunun içinde!” diye bağırdı diğeri kabzayı atarak. “Bir çizik bile almadı! İşte tut şuradan—artık bira salonuna götürelim de onunla Thorfel ilgilensin.”

“Bırak kalsın,” diye gürledi ikinci adam yüzünden kanı silerek. “Boğazlanmış bir domuz gibi kanıyorum. Artık geri dönelim de Thorfel’e adaya sokulan gemi olmadığını söyleyelim. Bizi o buruna bakmaya bu yüzden yolladıydı.”

“Şu bulduğumuz kayık ne olacak?” diye terslendi diğeri. “Bir İskoç balıkçı fırtınada rotasından sapmış ve ormanın içinde bir fare gibi gizleniyor zannımca. İşte bir el at; put veya iblis, bunu Thorfel’e götürelim.”

Zahmetten oflayıp puflayarak heykeli bir daha kaldırdılar ve biri söve saya topallayarak; öbürüyse zaman zaman gözlerine kaçan kanı silerek, bir kez daha ağır ağır devam ettiler.

Turlogh sessizce doğrulup onları seyretti. Bir üşüme belkemiğinde yukarı aşağı geziniyordu. Bu adamların ikisi de onun kadar güçlüydü, yine de kendisinin kolayca taşıdığı şeyi taşımak için güçlerinin tümünü harcıyorlardı. Kafasını salladı ve yeniden yola koyuldu.
..."
 

The_DarknesS

Yönetici
Çeviri & Balonlama
17 Nis 2010
9,542
28,638
İzmir
Sevgili ilkhantok,
Benim gibisine ilaç gibi gelen bir paylaşım.
Çok teşekkür ederim.

Umarım listeleme projenizi tamamlarsınız.
Çalışmalarınızda kolaylıklar dilerim.
 

Hakan Alpin

Çizgi Roman Ustası
Onursal Üye
24 Şub 2015
1,783
15,165
Harika bir haber ve paylaşım. Epey zamandır Conan okumamıştım. Hem de Türkiye'de ilk kez :) Elinize, emeğinize sağlık, teşekkürler :)
 

sbasak

banned
7 Mar 2015
449
2,849
Savage Tales 1-2-3-4-5 orijinal The Savage Sword of Conan Volume one içinde ilk 141 sayfa içinde mevcut... (verdiğiniz Savage Tales 4; Chapter 4. sayfa 81-101 arası) daha da ayrıntılı vermek gerekirse...:



ama dediğiniz gibi Türkiye'de yayınlanmamış... Aslında cilt olarak The Savage Sword of Conan koleksiyonu, The Cronicles of Connan koleksiyonu gibi Türkçeye çevrilse bu iki seri düzenli ve sıralı Conan koleksiyonlarına sahip olmamızı sağlar...

Çalışmalarınıza ve paylaşımlarınıza teşekkür eder devamının gelmesini dört gözle beklerim... Saygılar...



Marmaranın yayınladığı ilk ciltte tamamı mevcuttur.
 
Üst