Conan the Barbarian 004 - Fil Kulesi

Dindar Diker

Çeviri & Balonlama
11 Nis 2009
2,448
8,396
İzmir
Editörlüğünü Stan Lee'nin yaptığı, senaryosunu Roy Thomas'ın yazdığı ve Barry Windsor Smith'in çizdiği meşhur Fil Kulesi sizlerle, dostlar. Balonlamasını uzun zaman önce yapmıştım, ama dalgınlık sonucu paylaşmamışım, çok özür dileyerek beğeninize sunuyorum.

İyi okumalar.










Yeni link
 
Moderatör tarafında düzenlendi:

hüseyin aksakal

Onursal Üye
Çeviri & Balonlama
7 Eyl 2010
773
5,728
Kdz. Ereğli
Bu öykü, Robert E. Howard'ın en önemli Conan öykülerindendir. Henüz yayınlanmamış Hyboria Çağı denemesinde açıklanan tarihsel arkaplan bu öyküde fil kafalı Yag Kosha'nın ağzından anlatılır. Aynı zamanda Hyboria etnisitesinin bir özetini ile Conan ve Hyboria inançları hakkında ipuçları sağlar. Öykü şöyle başlıyor:


Meşaleler, doğunun hırsızlarının gece vakti şenlik yaptığı Maul’un izbelerinde kasvetle titreşirdi. Namuslu insanlar bu kesimden sakındığı, bekçiler de kirli sikkelerle yapılan ödemeler yüzünden işlerine karışmadığından, diledikleri gibi kafayı çekerek bağırıp çağırabilirdi. Çöp yığınları ve balçık dolu kargacık burgacık toprak caddelerde gürültücü sarhoşlar naralar atarak sendelerdi. Kurdun kurdu avladığı gölgelerde çelik ışıldar; karanlıktan tiz kadın kahkahaları, itişip kakışanlar ve kavgacıların sesleri yükselirdi. Meşale ışığı, kırık pencereler ve ardına kadar açık kapılardan dışarı kıpkızıl süzülür; dışarıya vuran bayat şarap ve terli beden kokusu, tokuşturulan kupaların gürültüsü, kaba saba masalara vurulan yumruklar ve müstehcen şarkıların nakaratları tokat gibi çarpardı insanın yüzüne.

Hırpaniliğin her seviyesinden serserinin—sinsi yankesiciler, kötü bakışlı fidyeciler, çevik parmaklı hırsızlar, kadınlarıyla kabadayı caniler, ciyak ciyak bağıran rüküş kadınlar—toplandığı bu batakhanelerden birinde cümbüşün sesi alçak, isli çatıya dek yükseliyordu. Yerli hırsızlar—kemerlerinde hançerler, yüreklerinde hileyle koyu tenli, kara gözlü Zamoralılar—baskın unsurdu. Ancak yarım düzine yabancı ülkeden kurt da vardı. İri zayıf bedenine bağlı geniş kılıcıyla-–zira Maul’da insanlar alenen kuşanırdı çeliği–-suskun, tehlikeli dev Hyperborealı kaçak vardı. Kanca burnu ve kıvırcık, simsiyah sakalıyla bir Shemli sahtekâr vardı. Kumral bir Gunderlinin—mağlup bir ordudan kaçmış, gezgin bir paralı asker—dizinde oturan cüretkâr bakışlı Brythunialı bir fahişe vardı. Müstehcen hareketleri alaycı naralarına yol açan koca göbekli haydut ise zanaat ilminde erişebileceğinden daha fazla bilgiye doğuştan sahip Zamoralılara, kadın kaçırmanın inceliklerini öğretmeye ta Koth’tan gelmiş profesyonel bir fidyeciydi.

Bu adam, kaçırmaya niyetlendiği kurbanının çekiciliğini tarif ederken duraklayarak burnunu kocaman köpüklü bira maşrapasına daldırdı. Sonra kalın dudaklarından köpükler saçarak konuştu: “Hırsızlar tanrısı Bel adına, kadın nasıl kaçırılırmış göstereceğim onlara. Onu şafaktan önce Zamora sınırında ele geçireceğim, bir kervan da almak için bekliyor olacak. Ophirli bir kont bana ipek tenli soylu bir Brythunialı için üç yüz gümüş vaat etti. Sınır kentleri arasında, bir dilenci gibi dolanarak uygun birini bulmak bana haftalara mal oldu. Ve o kız, güzellikte üstüne yok!”

Havaya vıcık vıcık bir öpücük gönderdi.

“Shem’de onun için Fil Kulesi’nin sırrını satacak beyler tanıyorum,” dedi birasına dönerken.

...
 

kadirnip

Onursal Üye
Çeviri & Balonlama
21 Kas 2014
4,654
22,314
Adana
Teşekkürler Sevgili Dindar Diker... Çok güzel çeviri-balonlama çalışması ve paylaşım...
 
12 Şub 2010
15,006
543,713
Bir hırsızlık öyküsü bu kadar mı güzel anlatılırmış?

Fil Kulesi deyince Conan demeyen birine Conan okumuş demem; öyle bir efsanedir.

Edebi yönden olsun, duygusal yönden olsun muhteşem ötesi bir öykü bu.
Kaç kez okudum sayamam ama en güzeli sevgili Dindar Diker'in bu paylaşımıyla oldu desem asla yalan değil.

Şayet Buscema çizgileriyle çizilmiş olsaydı bu öykü tüm zamanların en güzel çizgi romanı ödülünü alırdı bence.

Sevgili Hüseyin Aksakal'ın paylaştığı R.E. Howard 'dan alınma pasaj ise okuduğum en güzel edebi eserler arasındadır.
Ne yani, Nobel edebiyat ödülü verilmemiş mi R.E. Howard'a bu eseriyle?
O komitenin edebiyat zevkinden şüphe etmeyeyim mi?

Renkli olarak çok güzel olmuş
Sevgili Dindar Diker sen çok yaşa e mi:)
 
Üst