Conan Alfa Yayınları Tam Maceralı Koleksiyon Dizisi Sayı 019 - Kral Tutamon

ertuğrul

Admin
5 Nis 2009
24,851
137,151
file


file




İyi okumalar.
 
Moderatör tarafında düzenlendi:

sarkomer

Yönetici
18 Ağu 2009
13,336
302,187
Conan'ın can düşmanı olan uzun boylu ve boynuzlu büyücü değil miydi bu "Tutamon"...
Güzel bir maceraydı yanlış hatırlamıyorsam...
Yeniden okumak keyif verecek!..
Dostuma gönül dolusu teşekkür ediyor,
sevgi ve saygılarımı iletiyorum.

52308R.gif
 

hüseyin aksakal

Onursal Üye
Çeviri & Balonlama
7 Eyl 2010
773
5,728
Kdz. Ereğli
GAMBURU’DAN Kral Juma’nın Başkenti Kulalo’ya, oradan da Wastrel’i bıraktıkları Zikamba nehrinin ağzına yolculuk günlerce sürdü. Chabela yaya seyahat ettiği için öyle tükenmişti ki, Juma’nın zencileri çabucak bambu ve kaba kumaştan, bir sedye yapmıştı. Bundan böyle Prenses nispeten daha kolay bir yolculuk geçirmişti.

Conan’a gelince, birkaç saat dinlenme ve yarım tulum sert şarap ve koca bir biftek dilimi onu yeniden canlandırırdı. Conan’ın barbar mirasının, muhteşem hayvan yaşamsallığını, dolaştığı ve serüven aradığı diyarların daha zayıf, daha yumuşak insanlarına üstünlüğünü göstermesi ilk kez olmuyordu. Fiziksel üstünlüğünden özel bir gurur duymuyordu, Bunun nedeninin soyu veya tanrılardı ve bundan çalım satmanın gereği yoktu.

Zikamba’nın palmiyeli saçaklarına vardıklarında gün batımı vaktiydi. Nehrin ağzına vardıklarındaysa ay bakır bir kalkan gibi yükselmekteydi.

Orada akıntı bir haliç şeklinde yayılıyordu; uyuşuk bir akıntı, taze suyunu tortudan karalrmış gürleyen denizle karışıyordu. Ve orada şok edici bir manzara bekliyordu onları.

Sigurd yutkundu, toparlandı ve sunturlu küfürler düzmeye başladı.

Conan hiçbirşey demedi ama yüzünün ifadesiz bronz maskesi öfkeden kararıyordu.

Çünkü Wastrel, sığ sularda, güvertesine kadar suya batmıştı. Direklerinden yalnızca kararmış kökleri kalmış, ateş güvertesini perişan etmişti. Bunlardan ve ormanın kenarındaki bir düzine toprak tümsekten, Cimmerialı orada bir savaş yaşandığını ve Wastrel’in kaybettiğini tahmin etmişti.

Juma’nın grubunun yaklaşma sesi, tetikteki nöbetçileri uyarmıştı. Alarm çığlıkları ve bir koşuşturmaca sesi oldu. Meşaleler yandı ve bir grup güçlü denizcinin ellerindeki çıplak denizci palalarının üzerinde parladı. Conan dostlarını yana itti ve ileriye yürüdü.

Acınacak haldeydiler. Çoğu kirli sargılara sarınmış ve bazıları sopa ve koltuk değnekleri üzerinde topallıyordu. Yardımcısı Zeltran, aceleyle geldi. Sağ kolu sargılar içindeydi ve palasını sağ elinde taşıyordu.

“Kaptan!” diye bağırdı. “Sen misin bu? Bağışla ama seni bir daha göreceğimi sanmıyordum. Orman seni yutmuş gibi görünüyordu!”

“Yaşıyorum Zeltran,” dedi Conan. “Ama başınıza ne geldi burada? Bir sorun olduğunu görüyorum ama kim yaptı bunu?”

Zeltran elemle başını salladı. Tombul ikinci kaptan epey kilo vermişti.

“O Zarono köpeği!” diye hırladı. “Üç gün önce Petrel bize sürpriz bir baskın yaptı…”

“Sürpriz mi?” diye kükredi Conan. “Bu nasıl olabildi? Gözcüler yok muydu?”

Zeltran küfretti. “Bir sürü gözcü vardı Kaptanım, fakat dünyanın tüm gözcüleri bile Petrel’i göremezdi. Üzerimize yoğun bir sis çökmüştü… Bu gözler böyle bir sisi hiç görmemişti. Kimsenin arkasını göremediği granit bir kaya gibiydi…”

“Evet, Kaptan. Bu doğru,” dedi bir denizci. “Bu büyücülüktü Kaptan Conan… Kara büyü değilse bağırsaklarım kızarsın!”
 

hüseyin aksakal

Onursal Üye
Çeviri & Balonlama
7 Eyl 2010
773
5,728
Kdz. Ereğli
Sprague De Camp ve Lin Carter'in birlikte yazdığı Conan the Buccaneer-Korsan Conan romanının çizgi roman uyarlaması bu... Aksiyon açısından Howard ile rakip olabilecek pastişlerdendir. Bir yerlerde bulup alelacele çevirmiştim. Bir üslup üstüne bina edilmeyince anlatım yavan kalıyor. Kapağın altındaki resmi anlatan bölümün girişini paylaştım.

Buradaki öykü Prenses Chabela'nın (Şabela)'nın bir kabustan uyandığı "Kanlı Düş" bölümüyle başlar. Bu öykü aynı zamanda Türkiye'de yayınlanan ilk Conan öyküsüdür. İlk sayıyı bayide iki arkadaş gördük, benim ilgimi çekmedi, ama arkadaşım aldı. Öyle okuduk. İlk sayıda yeterli aksiyon yoktu ama tuhaf, karanlık olaylara çağrı yapıyordu. Mecburen ikinci sayıyı da aldık...Sonra üçüncü sayıyı kaçırınca saç baş yolduk. Allahtan tekrar sayılar sayesinde olayı birkaç yıl içinde çözmüş olduk. O günden bu güne otuz yılı aşkın süre geçti... Kısmet romanının ingilizcesini de okumakmış.
 

melih_

Onursal Üye
24 Ara 2015
1,213
3,864
Osmaniye
Aynı zamanda Bulvar Gazetesi de hatırladığım kadarıyla iç sayfadaki çizgi roman ekinde diğer maceraları (Erlikin Gözü, Sihirli Kılıç vs) ile birlikte yayınlamıştı. İlk maceralarda üç büyükün (Roy Thomas, John Buscema ve Tony Dezuniga) imzası olunca Conanın sevilmesi ve tutulması kaçınılmaz olmuştu.
 

melih_

Onursal Üye
24 Ara 2015
1,213
3,864
Osmaniye
Sprague De Camp ve Lin Carter'in birlikte yazdığı Conan the Buccaneer-Korsan Conan romanının çizgi roman uyarlaması bu... Aksiyon açısından Howard ile rakip olabilecek pastişlerdendir. Bir yerlerde bulup alelacele çevirmiştim. Bir üslup üstüne bina edilmeyince anlatım yavan kalıyor. Kapağın altındaki resmi anlatan bölümün girişini paylaştım.

Buradaki öykü Prenses Chabela'nın (Şabela)'nın bir kabustan uyandığı "Kanlı Düş" bölümüyle başlar. Bu öykü aynı zamanda Türkiye'de yayınlanan ilk Conan öyküsüdür. İlk sayıyı bayide iki arkadaş gördük, benim ilgimi çekmedi, ama arkadaşım aldı. Öyle okuduk. İlk sayıda yeterli aksiyon yoktu ama tuhaf, karanlık olaylara çağrı yapıyordu. Mecburen ikinci sayıyı da aldık...Sonra üçüncü sayıyı kaçırınca saç baş yolduk. Allahtan tekrar sayılar sayesinde olayı birkaç yıl içinde çözmüş olduk. O günden bu güne otuz yılı aşkın süre geçti... Kısmet romanının ingilizcesini de okumakmış.


Sayın Hüseyin Aksakal bayide bir çizgiroman alıyorsunuz ve ilk sayfasını çeviriyorsunuz:


PM4Vkb.png


Prenses Şabelayı görüyorsunuz.


İnsanın ilgisini çekmemesi düşünülebilir mi :)
 

Ekli dosyalar

  • ğğğğğğğğğğ.jpg
    ğğğğğğğğğğ.jpg
    19.8 KB · Görüntü: 0

hüseyin aksakal

Onursal Üye
Çeviri & Balonlama
7 Eyl 2010
773
5,728
Kdz. Ereğli
Sayın Melih_

1980 yılına kadar tanıdığımız çizgi roman kahramanları steril tiplerdi. Hepsi sinekkaydı traşlıydı ve okura şefkatle bakarlardı. Dara düştüklerinde kederlenirdik. Conan'ın ilk sayısını kapağı çevirerek almadık. O an bayide alacak bir şey olmadığı için aldık ama kapak resmindeki tip inanılmaz kabaydı
http://www.cizgidiyari.com/forum/co...i-ilk-fasikul-serisi-1980-1981-sayi-01-a.html

İç sayfalardaki tip de bizim mahallenin temiz delikanlılarıyla alakası olmayan bir tipti. Bir geldi, mahallenin tüm delikanlıları onun yanında süklüm püklüm tiplere dönüştü... Fantezi edebiyatının ana köklerinden birinde bu hoyrat barbarın bulunduğunu ilk yayınlandığından belki yirmi yıl sonra öğrendik.

Selamlar...
 
Üst