Boz Aygırlı Alpago - Çocuk Haftası Derleme (213-247 Sayılar)

12 Şub 2010
15,006
543,776
file




Bir Dede Korkut şaheseri daha. Mehmet Tekdal çizmiş.

Karaoğlan macerasında BA'NI ÇİÇEK okuduğumda anlamını bilememiştim Banı ne demek diye. Bu macerada da Banı Çiçek var. Anlamını hâlâ bilmiyorum:).

Sevgili direnc11'in Çocuk Haftası 214. sayı paylaşımına şunları yazmışım :
Bozaygırlı ve Barbaros'a bakınca Çocuk Haftası dergilerine ağırlık vermek gerektiği anlaşılıyor. Umarım bir gün derlemelerini Diyarda görürüz.

Çizgi roman tarihimizin incileri bunlar. 1940 lı yıllar sevgili direnc11 den soruluyor Diyarda.

Şükranlarımı, saygılarımı sunuyorum.

Kısmette paylaşmak varmış. Kısmet işte:)
Saygılarımla
 
Moderatör tarafında düzenlendi:

savok

Admin
30 Eki 2009
19,991
83,665
Kasımpaşa


Bir Dede Korkut şaheseri daha. Mehmet Tekdal çizmiş.

Karaoğlan macerasında BA'NI ÇİÇEK okuduğumda anlamını bilememiştim Banı ne demek diye. Bu macerada da Banı Çiçek var. Anlamını hâlâ bilmiyorum:).



Abi teşekkürler.
Naçizane biraz vikipedi alıntısı yapayım:

Vikipedi, özgür ansiklopedi


Banıçiçek, Dede Korkut hikâyelerinde geçen Bamsı Beyrek'in beşik kertmesidir. Oğuz boylarında kadınların eşit haklara sahip olduğunun en önemli, en belirgin simgesidir. Banu (Bağnu) Çiçek diye de geçer.

Bileşik yapılı Banuçiçek antroponiminin birinci parçası olan Banu/Banı sözcüğü Fars kökenlidir ve "Hanım" anlamına gelir. Destandaki «Banuçiçek» isminin oluşmasında «hanım» yani «kral karısı» anlamında olan Banı sözcüğü aslından bu manada bir ünvandır. Güzellik belirten, köklü bir geçmişe sahip olan, bugün de kadın adı olarak işlenen "Çiçek" adının çok eski bir tarihi vardır. Moğol-Türk dillerinde ortak olan bu kelime "Orhun-Yenisey" yazıtlarında "Çeçek" şeklinde işlenir ve güzellik içerikli olduğu için eski Türk isim sisteminde önemli bir yere sahiptir.
 

kadirnip

Onursal Üye
Çeviri & Balonlama
21 Kas 2014
4,654
22,315
Adana
Harika Dede Korkut derlemeleriniz çok çok anlamlı... Nesir olarak bile okuması çok zevkli iken, çizgi roman olarak okumak bir başka güzel...
Çok teşekkürler sevgili Profesör... Elinize sağlık...
 

Beymelikli18

Onursal Üye
26 Eyl 2014
18,882
52,470
Kendi Koltuğunda
Banıçiçek

Banıçiçek, Dede Korkut hikâyelerinde geçen Bamsı Beyrek'in beşik kertmesidir. Oğuz boylarında kadınların eşit haklara sahip olduğunun en önemli, en belirgin simgesidir. Banu (Bağnu) Çiçek diye de geçer.

Bileşik yapılı Banuçiçek antroponiminin 1. parçası olan Banu/Banı sözcüğü Fars kökenlidir ve "Hanım" anlamına gelir. Destandaki “Banuçiçek” isminin oluşmasında “hanım” yani “kral karısı” anlamında olan Banı sözcüğü aslından bu manada bir ünvandır. Güzellik belirten, köklü bir geçmişe sahip olan, bu günde kadın adı olarak işlenen "Çiçek" adının çok eski bir tarihi vardır. Moğol-Türk dillerinde ortak olan bu kelime "Orhun-Yenisey" yazıtlarında "Çeçek" şeklinde işlenir ve güzellik içerikli olduğu için eski Türk isim sisteminde önemli bir yere sahiptir.

Bamsı Beyrekle Banı Çiçek

Oğuz Beyleri Aladağ'a ava gitmişlerdi. Oğuzun üstüne sürüyle geyik geldi. Bamsı Beyrek bir geyiği kovarken gök çayırın üstünde bir kırmızı otağ gördü. Geyiği otağın önünde okladı. Otağa girmek istediyse de edeplendi. Girmedi. Meğer bu Bay Bican'ın kızı Banı Çiçek'in eviydi. Banı Çiçek dadılarına seslendi;
“Bre dadılar! Bu kavat oğlu kavat bize erlik mi gösterdi? Varın payını alın!” dedi.
Kısırca yenge geldi. Beyrek'ten pay istedi. Beyrek; “Ben avcı değilim, bey oğluyum. Hepsi sizin olsun” deyince Banı Çiçek'in kanı kaynadı.
Beyrek’in yüzü peçeliydi. Banı Çiçek; “Bre çağırın otağa gelsin!” dedi.
Banı Çiçek;
-Yiğit, gelişin nereden?
Beyrek;
-İç Oğuzdan.
Banı Çiçek;
-Kimin nesisin?
Beyrek;
-Bay Büre oğlu Bamsı Beyrek dedikleri benim.
Banı Çiçek;
-Niçin geldin?
Beyrek;
-Bay Bican'ın bir kızı varmış, o*nu görmeye geldim.
Banı Çiçek;
-O kız kimseye görünmez. Fakat ben dadısıyım. Gel seninle ava çıkalım. Benim atımı geçersen, o*nun atını da geçersin. Benim okumu geçersen, o*nun okunu da geçersin. Güreşte beni yıkarsan, o*nu da yıkarsın.
Beyrek;
-Öyleyse atlanın!

İkisi de atlandılar. Yarış yaptılar. Beyrek'in atı kızın atını geçti.Ok attılar, Beyrek'in oku geçti. Güreş tuttular, yenişemediler. Beyrek bunaldı. Bu kıza basılacak olursa Oğuz içinde bir daha başını kaldıramazdı. Kızı kavradı. Bağdaladı. Emceğinden tutunca kız huylandı. Kendisini yere bıraktı. Bay Bican kızı Banıçiçek'in kendisi olduğunu söyledi. Bamsı Beyrek, Banı Çiçek’i 3 öptü, bir dişledi. Parmağındaki altın yüzüğü çıkardı, Banı Çiçek'in parmağına geçirdi. “Aramızda bu nişan olsun!” dedi. Bamsı Beyrek eve geldiğinde babasına evlenmek istediğini söyledi.

Baba; -Oğuz’dan kimin kızını alayım? Beyrek; -Baba! Bana öyle bir kız alıver ki, ben yerimden doğrulmadan o kalksın, ben siyah koç atıma binmeden o binsin, ben düşmana varmadan o baş getirsin. Baba; -Oğul, sen kız değil kendine yoldaş dilersin. Sen Banı Çiçek'i istersin. Beyrek; -Evet baba. Baba; -Banıçiçek'in bir kardeşi vardır. Adı Deli Karçar'dır. Kızı isteyeni öldürür. Bamsı Beyrek ısrar edince babası Bay Büre, Oğuz Beylerini okudu. Danışık etti. Banı Çiçek'i istemeye Dede Korkut'u gönderdi. Dede Korkut, Bayındır Hân’ın tavlasından 3 at seçti. 2 atı yedekleyerek Deli Karçar'ın otağına gitti. Baş indirdi. Bağır bastı. Görklü selâm verdi. Deli Karçar; “Amelin mi azdı? Ecelin mi geldi? Buralarda neylersin?” deyince Dede Korkut, Tanrı'nın buyruğu, Peygamberin sözüyle Banı Çiçek'i istemeye geldiğini söyledi. Deli Karçar öfkelendi. Dede Korkut başına gelecekleri sezdi. Daha fazla beklemeden atına binip oradan uzaklaştı. Deli Karçar ardından kovaladı.

Atı yorulan Dede Korkut, yedek atına binerek kaçmaya, Deli Karçar da o*nu kovalamaya devam etti.
Deli Karçar sonunda Dede Korkut'u yakaladı. Kılıcını kaldırdı. Boynuna vurmaya hazırlandı.
Dede Korkut ermiş kişiydi. İsm-i Azam okudu. “Vurursan elin kırılsın” diye beddua edince Deli Karçar'ın eli havada kaldı.

Deli Karçar; “Medet! El aman! Tanrı'nın birliğine yoktur güman! Dede, elimi iyileştir, Banı Çiçek'i vereyim” dedi. Dede Korkut dua etti. Deli Karçar'ın eli düzeldi. Deli Karçar, kız kardeşi için kalın olarak; maya görmemiş bin buğra, kısrak görmemiş bin aygır, koyun görmemiş bin koç, kuyruksuz kulaksız bin köpek ve bin pire istedi.Dede Korkut bu istekleri Bay Büre'ye iletti. Olan biteni nakletti. Bay Büre sevindi.

Toy günü için hazırlıklara başlandı. Dede Korkut hediyeleri aldı. Deli Karçar'ın yanına geldi. Deli Karçar hediyeleri beğendi. Deli Karçar pireleri göremedi. Dede Korkut, pireleri alması için o*nu çadıra girdirdi. Pireler saldırınca Deli Karçar bağırmaya, çadırın kapısını açması için Dede Korkut'a yalvarmaya başladı. Bir daha kavga etmeyeceğini söyledi. Tövbe etti.

Oğuz töresine göre gerdek çadırı, güveyin attığı okun düştüğü yere dikilirdi. Bamsı Beyrek okunu attı. Okun düştüğü yere gerdek çadırı dikildi. Yavuklusunun gönderdiği kırmızı kaftanı Beyrek'in giymesi yoldaşlarına hoş gelmeyince Beyrek kaftanın sırayla giyilmesini istedi.
 

yeryüzü

Yönetici
3 Eki 2011
17,047
75,623
hiçbiryerde :)
İşte kıymetli bir derleme daha sevgili üstattan.
Kaybolmamak üzere çizgi roman sevenlerin,
araştırmacıların hizmetinde... Teşekkürler,
saygılar Haluk ağabey.
 

Shoryuken

Yönetici
9 Nis 2013
4,044
20,235
Kamlançu
Boz aygırlı Bamsı Beyrek olmuş Boz aygırlı Alpago!

Dede Korkut Hikayeleri'nin en çok sevilen hikayesi Bamsı Beyrek'tir ki Cumhuriyet sonrası türkü ve hikaye derleme çalışmaları sırasında 8-10 farklı bölgede ufak farklılıklar içeren değişik versiyonları derlenmiştir.

Mehmet Tekdal neden böylesi sevilen bir hikayede bu kadar radikal değişikliklere gitmiş anlamak güç.

Hikayenin başında Bay Bora (Pay Püre Bey) oğulları, kardeşleri olan beylere bakıp "benim oğlum on yedi yaşına geldi, malak gibi dolaşıyor, hüneri yok" filan diyor. (İfadeler bana ait, espri olsun diye eklendi, art niyet yok). Hikayede ise çocuğu olmadığı için ağlıyor, beyler de dua ediyorlar. Banı Çiçek'in babası Pay Piçen bey de "benim de kızım olursa oğlunla evlendiririm" diyor. Beşik kertmesi yapılıyor.

Oğuz'da dört yiğit yüzü peçeli olarak dolaşır; Bamsı Beyrek, Kan Turalı, Kara Göne ve oğlu. Çok yakışıklıdır bunlar. Burada zaten Bamsı yerine Alpago olduğu için yüzünün açık olması gerekiyor! Nişanlısını görünce bıyık burması da ayrı bir incelik! :D

Velhasıl bir sürü ufak tefek değişiklikler var, hepsine değinecek zamanım yok. Sonlara doğru bir durum var, onu eklemeden olmaz.

Parasar'ın Bayburt Hisarından Bamsı Beyrek kale kumandanının kızının kendisini alması şartı ile serbest bırakması olayı...

Burada her ne kadar kız erkek arkadaşına yardım edip Alpago'yu serbest bıraktırsa da Türk töresine yakıştıramamış çizer deyip anlayış gösterilebilir... Yalnız bu destanlar aracılığıyla kadın-erkek eşitliği vs örnekleri verilirken bu kısım atlanıyor galiba. Adam hem Banu Çiçek ile evleniyor, hem de kendisini serbest bırakan Bayburt Kalesindeki kızı alıyor. Gel çık işin içinden!

Çok laf kalabalığı yaptım, kusura bakmayın.
Teşekkür ederim Profesör üstadım, çok güzel bir kaynak eser sundun bizlere. Ne kadar şükran sunsak bu güzelliğin karşılığı olmaz...
 

serdary67

Onursal Üye
18 Eki 2009
8,731
25,954
ordu-turkey
Dün gece saat ikide sırf bu kitabı okumak için geç yattım.Şu çok açık geçmiş yıllarda bu ülkede çok zor koşullarda bu kitapları ve çizgileri çıkaran ustalar gerçek sanatçıymış.Sayın haluk abim bitmeyen sevdana selam olsun.
 

KARAOĞLAN

Onursal Üye
2 Şub 2010
3,004
20,648
Gaziantep
Hem çizgi roman tarihi ve araştırmacıları için, hem de kişisel arşivimiz için önemli paylaşımlar.
Kağıda aktaracak kadar da değerli.
Hakkın ödenmez Haluk Bey.
 
Üst