EsseGesse'den...

Gabby

Onursal Üye
18 Haz 2012
262
1,442
Hal Foster (Prince Valiant) ve EsseGesse’den (Tommiks, Viking Kraliçesi) birer panel…


akz6mv.jpg
21m6zo7.png



İki karenin orijinal yönleriyle yanyana duran halleri ilk bakışta biribirleriyle alakasız gibi algı yaratabiliyor.
EsseGesse’nin sözkonusu paneli oluştururken hangi parçaları kullandığını daha net görebilmek için çizim yönlerini değiştirmem gerekiyordu…
Demir dövme örsünün yönünü üzerindeki çekic aynı yöne baktığı için olduğu gibi bıraktım... :)


29c86fc.jpg
mawb4g.jpg


dm76no.jpg

9ghauo.jpg


***

iv8o6r.jpg


Valiant’ın yamaçtan ağaç dalına tutunarak buz tutmuş nehir kıyısına indiği güzergahı Tavega’lı bir macerada
Konyakçı ve Tom da kullanmışlar meğer.
Buzlu zeminin gölge yansımalarına bakılırsa hem de gün içinde…:)

Trio ile ilgili her türlü yeni bilgi- bulgu benim için keyif vericidir. Sizlerle de paylaşmak istedim.
Paylaşımlarım kafayı nelere takmış algısı yaratmıyor ve en önemlisi sıkmıyorsa daha nicelerini vaktim elverdiğince paylaşmak isterim... :)


2mnfa4z.png


n19fyg.png




 

direnc11

Yönetici
11 May 2009
10,078
36,676
İstanbul
...
Trio ile ilgili her türlü yeni bilgi- bulgu benim için keyif vericidir. Sizlerle de paylaşmak istedim.
Paylaşımlarım kafayı nelere takmış algısı yaratmıyor ve en önemlisi sıkmıyorsa daha nicelerini vaktim elverdiğince paylaşmak isterim... :)
...

Aman üstadım, lütfen devam edin. Bunun için gerekiyorsa şu anki fotoğrafımı çeker gönderirim.

Keyiften ağzım kulaklarıma varmış durumda. :)

Hârikasınız...
 

ertuğrul

Admin
5 Nis 2009
24,847
136,879
Fırsat buldukça takip etmekten büyük keyif aldığım paylaşımlar.
Devamını bekleriz değerli dostum.
Teşekkür ederim.
 

serdary67

Onursal Üye
18 Eki 2009
8,726
25,910
ordu-turkey
Devam kardeş gerçekten o kadar iyi yakalamışsın ki helal olsun sana! Daha kimbilir neler çıkacak ortaya?! Sen çizgiroman aleminin dedektifi oldun, bence "Newland" nicki yerine "ÇR dedektifi" nicki sana uygun olacaktır.
 
Moderatör tarafında düzenlendi:

hadon

Onursal Üye
Çeviri & Balonlama
10 Mar 2010
3,056
9,085
Kastamonu
Teşekkürler, gerçekten ilginç.

Böyle detayları öğrenmek güzel. Ama ben yorumlayamadım. Daha doğru ifadesiyle bilgim eksik olduğu için, ne anlamam gerektiğini bilemedim.

Prens Valiant'ı çizenler EsseGesse'den mi yararlanmış, yoksa tersi mi olmuş. Ya da ikisini de çizen aynı ekip mi?

Hattâ, anlayamadığım başka bir durum mu var?

Cehaletimi bağışlayın. :)

Haa! Bir de şurası var; bu kadarına "esinlenme" denilemez; bu resmen kopya...
 

Shoryuken

Yönetici
9 Nis 2013
4,043
20,204
Kamlançu
O değil de bugün Hal Foster'ın doğum günüymüş. Işıklar içinde yatsın.
Sevgili Hadon, Hal Foster çizgi romanı çizgi roman yapanların ilklerinden. Hatta en iyilerinden...
Çalışmaları çok fazla taklit edilmiş... Bunun başlangıç olduğunu, başka örneklerin geleceğini göreceksiniz. Ama ben Essegesse'nin böyle bir şey yapacağını hiç tahmin etmezdim, bunu da dipnot olarak ekleyeyim :)

Bu arada uzaktan kolay görünüyor ama işin içine girince ne kadar zor olduğu ortaya çıkıyor. Hikaye bulmak, senaryolaştırmak, kitaba ya da çizgiye aktarmak gerçekten çok zorlu işler. Kaçınılmaz olarak sizden önceki ustaları taklit etmek durumunda kalabiliyorsunuz. Bu bakımdan önceden "resmen hırsızlık" diye düşünüyordum, şimdi daha toleranslı bakıyorum olaya...

Bu arada Essegesse resmin yönünü değiştirerek uyanıklık yapmış ama ustamızın gözünden kaçmamış. Bu tarz çalışmaların artarak devam etmesine vesile olduğunuz için teşekkürler Newland. Kolay gelsin.
 

hadon

Onursal Üye
Çeviri & Balonlama
10 Mar 2010
3,056
9,085
Kastamonu
@ Shoryuken teşekkür ederim, sanıyorum şimdi anladım. NewLand'ın yaptığı sıkı bir araştırmacılık örneği öyleyse. Yukarıda kanıtı sunulan şey tam bir iyi gazetecilik gösterisi.

@ NewLand, Elinize kolunuza sağlık.
 

Sadık Mustafa

Süper Üye
1 May 2014
139
822
Hal foster'ın da bire bir yararlandığı, veya değiştirerek kullandığı paneller vardır..

Sessiz sinama dönemindeki film kareleri başta olmak üzere, fotoğraflar, zamanın Ansiklopedi gravürleri, konu mankenleri vs. Maalesef harddiskim yandı, içinde Hal foster'e ait çok önemli görsel belgeler vardı. ( Sevgili dostum, palio68 ve Ramazan Türkmen kurtarmaya çok çalıştı olmadı) konu çok dallanır budaklanırsa, belki tekrar derin araştırma içine girip kaybettiğim şeyleri size sunarım..

Amaç bağcıyı dövmek değil üzüm yemek olmalı. Dünya'nın en ağır en zor sanat dallarından bir tanesidir Çizgi-roman yazmak ve çizmek. ( Hal Foster masada çok fazla oturmaktan sakatlık geçirmiştir) Benim de sırtım ve boynumda sorunlar çıktı ameliyatla platin takılması gerekiyor..

Neyse; konuyu fazla uzatmadan. Yerli çizerimiz olsun yabancı çizerler olsun bir şekilde birbirlerinden esinlenmişler, yararlanmışlar.. Artık adını ne koyarsanız..

Daha öncede söyledim; yüzlerce binlerce örnekle dolu çizgi-roman Dünyası.O ondan araklamış bu bu bundan çalmış diye gidersek hiç bir yere varamayız.. Bardağın dolu tarafına bakıp tadını çıkarmakta fayda var..

Bu işin özü, üç aşağı beş yukarı nereye bakarsanız bakın aşağıda örneğini sunduğum gibidir. '' Ayşe hanım sakız çiğner fakat Fatma hanım gibi çıtlatamaz'' misali. Hal foster usta Deniz feneri gibi çizerlere yol göstermiş, esin kaynağı olmuş yararlanılacak baş ucu kitabı olmuş, ortaya türlü güzellikler çıkmıştır..

Hal foster gibi tüm çizerlerin uyguladığı yöntem, hemen- hemen aynıdır. Detaylarda boğulmadan bir kaç örnek paylaşıyorum..


24v1a47.jpg
11ql6jk.jpg



512arn.jpg



kegh2x.jpg



spyqtv.jpg



24vl0ra.jpg

2na369j.jpg



2cp6hz5.jpg



2ltiixc.jpg

120tms6.jpg



5l5v6w.jpg



103dfu9.jpg

2dkihaq.jpg



j7dvy9.jpg

vfiez9.jpg



qx0uhd.jpg

35i26b4.jpg



2j3l0qo.jpg

oidq1k.jpg



5fg8kz.jpg
 

R.Türkmen

Çizgi Roman Ustası
12 Şub 2012
763
2,979
Olay budur. Nereden yararlandığınızın aslında pek bir önemi de yoktur. Sonuçta siz yeni bir şey söylüyorsunuz. Değişiyor çünkü her ne aldıysanız sizin üslubunuzda. Tabi bir üslubunuz varsa...
Mesele fikrinizi, çok iyi bir senaryoyu doğru bakış açısıyla çizerek hayata geçirebilmekte. Bir Çizgi romanda çizgiden çok hikâye önemlidir. Kaç tane iyi çizer vardır ki dünyada. Hikâyeniz sürükleyici değilse allame-i cihan çizseniz tutmaz. O yüzden fazla abartmamak lazım bu işi.
Elbette kendi çektiğiniz, kurguladığınız fotoğraflar en doğru yoldur, metoddur. Tabi ki sonra gelir film sahnelerinden ve çizgi roman karelerinden yararlanmak. Ama bir action, dövüş, kılıç sahnesini eğer bilmiyorsanız fotoğraflayamazsınız ki. Ancak bulur bir yerlerden kullanır, kendinize uydurursunuz.
Elbette özgün olmak lazım tamam, ama bu işlerin hepsi biraz da etkilenmeyle güzel oluyor. Parayla pulla oluyor. İmkanın varsa stüdyo kurarsın, manken kullanırsın yaparsın bu işleri. Dünyanın çeşitli yerlerine de gider, kendi kafana göre fotoğraflar çekersin, materyaller toplarsın. Özgün bir şeyler yaparsın, çizersin. (Alex Raymond mesela böyle yapıyormuş. Seyahate çıkıyor, orada tasarladığı konuya uygun resimler çekiyor, modellerden yararlanıyor. Stüdyo da çizgiye döküyor. Hal Foster'ın da fotoğraflardan yararlandığını biliyoruz. Buna benzer yanlış hatırlamıyorsam Bob Hope'nin bir çizgi roman ressamının hayatını canlandırdığı bir filmi vardı. Orada yazdığı konuyu fotoğraflıyor, sonra onları stüdyosunda çizgiye dönüştürüyordu. Film bunu anlatıyordu.)

Böyle olmasaydı eğer bir Karaoğlan, bir Tarkan, bir Malkoçoğlu okuyabilir miydik? Prens Valiant'tan eğer bir Karaoğlan çıktıysa, Karaoğlan'dan da bir sürü kılıçlı kahraman çıktı.
Bildiğimiz kadarıyla Abdullah Turhan çizimlerinde hiç bir şeyden esinlenmemiş oturmuş kafadan çizmiş ama keşke bir dönem esinlenseymiş. Çok daha fazla ilerletirdi kuşkusuz çizimlerini. Son Burakbey çizimlerinde Orhan Dündar üstadın göstermesiyle Gir'in bilim kurgu üslubunu kendine uyarlamaya çalışmış. Hatırlarsınız kesik kesik nokta türü çizgilerdi.. Devamı gelseydi belki şimdi bambaşka bir üslup çıkacaktı. Nereden biliyoruz.

Batı'nın Rönesans'dan beri bir sanat geçmişleri var. Adamlar o zamandan beri sanatçıları okullarda ustaların yanında yetişerek tecrübe ve bilgi edinerek büyük bir birikimin üstüne yenilerini koyarak bu işi çok daha ileri seviyelere taşıdılar. Bu günkü zirveye ulaştılar. Aynı şekilde o işleri yapabilecekleri ortam, iş alanı, dökümanlar, sanat dalları mevcut. Kaynaklar da mevcuttu. Bütün bu birikimi kullanarak çizgi romanlara daha sağlam girebiliyorlar. Çizgi romanlarını daha üstün, daha vasıflı, daha ayrıntılı yapabiliyorlar. Bu batıdaki sanat gelişimi diğer ülkelerin birbirini etkilemesiyle çok daha fazla ilerledi ve gelişti. Birbirleriyle sanatçı olarak sanat olarak alışverişte bulunup, birbirlerini tetiklemişlerdir. Bunun neticesinde çalışmalar her seferinde daha da gelişerek çok iyi işler üretmişlerdir. Bu 500 yıllık bir birikimin sonucudur. Biz de ise bu iş Ratip Tahir Burak'la başlamış. Adamın bir geçmişi yok, bir birikimimiz yok, hiç bir imkanımız yok. Yani adamların 500 yıllık geçmişine, geleneğine karşılık bizimki 50 yıl. Bu 50 yılda batıya nazaran onların ki gibi, hiç bir imkan olmamasına rağmen, hiç bir sanatsal gelişim olmamasına rağmen, hiç bir destek ve yardım görmemelerine rağmen bir Suat Yalaz, bir Sezgin Burak, bir Abdullah Turhan, bir Ayhan Başoğlu çıkarabilmiş isek bu bizim sanatçılarımızın çok kabiliyetli ve bu işe çok sevdalı olmalarının bir sonucudur. Sonuçta bu adamlar yazmayı ve çizmeyi iyi biliyorlardı. Zaten onlarla beraber bu işte bitti ülkemizde. Eğer bizimkiler Avrupa'da bu işi yapsaydılar, o imkanlarla bugün onlar taklit ediliyor ve onlar isim sahibi olurlardı. burada da o örnekleri verirdik.:) Bu çalışmaları, materyalleri kullanmaları bizimkilerin yeteneksizliğinden değil, çarkı döndürmek, işi yetiştirmek için mecburen başvurdukları bir yöntemdi. yoksa aç kalırlardı. Bunu en usta çizerler de az çok yapıyor zaten, görüyoruz.

Bizimkilerin yaptığı aslında çölde iğneyle kuyu kazmaya benziyor. Bu iğneyle de adamlar ancak bu kadar su çıkarabilmişler. Onlara imkan verilseydi onlardan daha iyilerini yaparlardı diye düşünüyorum. Şimdi de imkan yok zaten. Ustaların elde edemediği o imkanlar şimdi olsun, ortam olsun bakalım biz yeni kuşaklar olarak neler yapıyoruz, görürsünüz. Arada 500 yıllık bir fark var nasıl kapatacağız arkadaş bu farkı. Nasıl rekabet edeceğiz dünyayla? Kapatamayız ancak bir seviyeye getirebiliriz. Zaten o imkanları elde etmek de öyle kolay değil. Memleketin geri kalmışlığı ile orantılı, gelişmişliği ile beraber gidiyor.

İşte meselenin özü bu.:) Selamlar...
 
Son düzenleme:
Üst