Lami Tiryaki
Onursal Üye
- 21 Nis 2009
- 513
- 3,729
DİKKAT 1! Bu yazı herhangi bir dinin yerilmesi veya yüceltilmesi amacıyla yazılmamıştır. Sevdiğimiz çizgi romanların fikir kökenlerine dair bir araştırmadan ibarettir. Lütfen konu dışı tartışma açılmamasını rica ederim.
DİKKAT 2! Aşağıdaki yazıda, Mandrake’nin “Yaşayan Makine” ve Kızılmaske’nin “Büyük Baba” isimli maceralarına ilişkin ciddi SPOILER/SÜRPRİZ BOZANLAR vardır. Yazıyı okumadan önce, bu hikayeleri okumanızı tavsiye ederim.
Lee Falk, Kızılmaske ve Mandrake’nin babası olmasının yanında ayrıca büyük bir anlatıcı ve yazardır. Dönemine göre yazdığı senaryolara, edebi anlatı harikaları olarak ta bakmak gerekir. 1930’larda anlatılmaya, yazılıp çizilmeye başlayıpta, hala günümüzde insanları büyüleyen kaç eser vardır ki…
Falk’un anlatılarında, olay örgüleri oluşturulurken birbirini kovalayan biteviye olay örgüleri yerine sürrealist, sırtını gerçek ötesi harika özelliklere dayamış karakterleri içeren muazzam bir evren tasarımına da yer verilmiştir. Olayların ve karakterlerin gelişimi köklerini bu harika evrenlerden aldığından, ortaya çok sağlam, ölümsüz öyküler çıkmıştır. Hala yerlilerin Kızılmaske’nin ölümsüzlüğüne inanmaları bizi eğlendiriyor, uçağa kurduyla binebilmesi bizi şaşırtmıyor.
Lee Falk evrenlerinde dinsel göndermeler ve karakterlere atfedilen dinsel özellikler oldukça dikkat çekicidir. Evrendeki en büyük galaksi olan Merkezi Galaksi’nin imparatoru Magnon, Mandrake’yi kardeşi gibi görür ve saygı duyar mesela. Mandrake, Olimpos Dağı’ndaki tanrıların saraylarına benzer Xanadu isimli bir şatoda sıradan insanlardan ve sıradan bir hayattan izole olarak yaşar. Sadece düşünce gücüyle, insanları başka alemlere götürür getirir vb.. Böyle pek çok özellikleriyle Mandrake, adeta bir kutsal kişi, bir peygamber havası verilmiş bir karakter gibidir. Benzer şekilde Kızılmaske’de inanılan ölümsüzlüğüyle, “insanüstü bir ruh” olmasıyla mitolojideki kutsal kişiler veya tanrılar gibidir. Günümüzün amerikan süper kahramanlarında da benzer özellikler görülür. Bu yolu açan, Lee Falk’tur.
Kutsal Kitab’ın RUT isimli 8. Bölümünde İsrail’den Moav’a göçen Naomi, orada iki oğluna iki gelin alır ve Moav’da yaşamaya başlarlar. Ancak kocası Elimelek, ve oğullarını kaybeden Naomi, Yahuda’nın Beytlehem kentine geri döner. Olağanüstü bir sadakatle kendisiyle birlikte yaşayan gelini Rut, Naomi’nin akrabası Boaz ile evlenir. Rut’un dördüncü kuşak torunu İşay’ın oğlu Davut, İsraillilerin peygamberlerindendir.
Davut’un peygamberliği ve İsrail’in kralı oluşuna ilişkin hikayeler, 9. ve 10. sıradaki “1. ve 2. Samuel”de anlatılır. Samuel, tanrının konuştuğu İsrail’in kutsal kişisidir. İsrail’e önderlik etmiş, ancak krallık etmemiştir. Önce Saul isimli birinin kral olmasına vesile olur. Ancak Saul’un asi kişiliği ve söz dinlemezliği nedeniyle pişman olur. Ne Samuel, ne de Tanrı’nın sevdiği Saul’un en büyük baş belası komşu Filistliler olup sık sık İsraillilere saldırıp ciddi kayıplar verdirmektedirler. Özellikle Filist ordusunda boyu 2.9m olan Golyat isimli bir dev vardır ki, geçebilmek mümkün değildir. Bir saldırıda onlarca İsrailli’yi katledip çıkmaktadır. Bu arada iki ağabeyi Kral Saul’un yanında savaşmakta olan Davut, babasının koyunlarını gütmektedir. Davut bir ara ağabeylerini görmeye cepheye gider. Tam o sırada Golyat İsrail ordusunun karşısına çıkıp kendisini yenebilecek bir babayiğit olup olmadığını sorar. Eğer kendisini yenebilen biri çıkarsa Filistlilerin savaşı bırakıp geri çekileceğini iddia eder. İsrail ordusuyla adeta dalga geçer. Davut, Kral Saul’a kendisinin Golyat’ı öldürebileceğini iletir ve Golyat’la dövüşmek için izin alır. Golyat’la karşı karşıya gelen Davut, cebinden sapanını çıkarıp Golyat’a okkalı bir taş savurur. Taş Golyat’ın tam alnına isabet eder ve dev yere kapaklanır. Koşup Golyat’ın kılıcını alan Davut, devin kafasını keserek savaşı İsraillilerin lehine çevirir… Ancak Kral Saul, sonraları Davut’u kıskandığı için ömrünü Davut’u öldürmeye çalışarak, Davut’ta kralına sadakatini esirgemeyerek geçirir vs vs...
David and Goliath
Lee Falk’ın yazdığı ve 1961 ve 1962 yıllarında “Goliath” orijinal ismiyle Amerika’da günlük bant şeklinde yayınlanan öykü, Mandrake’nin en güzel maceralarından biridir. Macera, Türkiye’de 1977 yılının Ekim ayında Tay Yayınlarının 171-173. Sayılarında “Yaşayan Makine” ismiyle yayınlandı. Hikayede, Dr. Press isimli bir bilim adamı, dünyanın en gelişmiş bilgisayarını hareket edebilen bir yapının içinde tasarlamayı başarır. Bir bina büyüklüğünde bu robot-bilgisayarın adı Golyat’tır. Ancak Golyat kendi içinde minik yeni robotlar üretir ve Dr. Press’i yaralayarak laboratuvardan kaçar. Golyat’ı laboratuvarda en son gören kişiler onu ziyarete gelen Mandrake ve Narda’dır. Dr. Press komada olduğundan, robotun kaboluşundan Mandrake sorumlu tutulur ve hapse atılır. İnanılmaz güçlere sahip olan Mandrake, kanuna karşı gelmeyi aklından dahi geçirmez. Bu arada Golyat, Hometon isimli demir madenleri işletilen bir kenti ele geçirir ve sayısını bir hayli arttırdığı robot ordusuyla, şehirde bir tür mekanik mükemmel yaşam yaratır. İnsanlar belli saatlerde yatar, kalkar, çalışır, yemek yerine hap yer ve sadece Golyat’ın uygun gördüğü bir hayatı yaşamaya zorlanırlar. İnsanlığın icat ettiği hiçbir silah Golyat’ın ordularını altedemez ve makine dünyanın kalanını da fethetmek üzere harekete geçer.
Maceranın Yeraldığı Mandrake Sayıları
Bu arada Dr. Press iyileşmiş ve Mandrake’nin sıçsuzluğu ortaya çıkmıştır. Hometon’a giden Mandrake, Dr. Press ve birkaç kişi daha Golyat’ın köle halkına katılmak zorunda kalır. Ancak şehirde robot gibi yaşamaya karşı çıkan bir grup vardır. Bunlar çocuklardır! Kentin valisinin oğlu Jones(veya Jim) tellerden atlayıp şehir dışına arkadaşlarıyla oynamaya gider. Bu kaçak vakasına çok kızan Golyat, robotlarıyla tel örgülerin dışında Jones ve arkadaşlarını arar. Jones ortaya çıkarak “yettin gayri!..” deyip sapanıyla Golyat’a bir taş atar. Taş Golyat’un başının üzerindeki kamerayı parçalar. Göremeyen harika makine bir uçurumdan aşağı yuvarlanarak paramparça olur. Golyat ölünce robot ordusu da hareketsiz kalır ve savaş insanların lehine sona erer. Devlet görevlisi, tebrik etmek üzere valinin oğluna adını sorar. Çocuk cevap verir: “Benim David(Davut) Jones’tur efendim”.
Yenilmez Golyat
David'in Sapanı
Golyat'ın Sonu
Küçük yer değiştirmelerle Kutsal Kitap’taki Davut-Golyat öyküsü, Lee Falk’un elinde ustalıkla tipik bir Mandrake macerasına dönüşmüştür. Mandrake yönetim tarafından haksızlığa uğrayan kahraman rolünde Davut’tan rol çalarken, valinin oğlu Davut’u başarıyla canlandırır. Yarattığı Golyat’tan pişman olan Dr. Press kişiliğinde, hem Saul’un krallığına pişman olan Samuel’e hem de Saul ve Golyat’tan nefret eden tanrıya gönderme yapılır. Aslında bu öykü, Dede Korkut hikayelerinden Tepegöz ve Basat kavgasına da pek bir uyar ama yöntem itibariyle Kutsal Kitap’taki Davut hikayesine gönderme yapıldığı açıktır.
Lee Falk, 1964’te bence en uzun ve en güzel Kızılmaske maceralarından biri olan “The Adventures of Lucy Carry”yi yazar. 24 hafta boyunca toplam 144 stripte tamamlanan bu şahane macera bizde ilk kez, 1974 yılının Mayıs ve Haziran aylarında Tay Yayınları’nın 42-45. fasiküllerinde “Büyük Baba” ismiyle yayınlanır. Adı gibi “baba bir macera” olan Büyük Baba’da, usta yazar yine ince ince dini göndermelerde bulunur.
Maceranın Yeraldığı Sayılar
Ne zaman okusam, tuhaf bir duygusallığa ve heyecana kapıldığım bu muhteşem öyküde Kızılmaske’nin dedesi bir çatışmada dört kurşunla yaralanır. Bir ağacın altında ölmek üzereyken en çok bekar olduğuna üzülür. Fantom soyu tükenmek üzeredir. “Keşke evlenmiş olsaydım” der. Ancak kahramanımızın dedesi ölmeden, pigmeler Büyük Baba’yı kurtarırlar. Ormanın yakınlarında oturan Dr. Cary’yi getirip, Fantom’u ameliyat ettirirler. Fantom, hayatını kurtaran Dr. Cary’ye kocaman bir elmas hediye eder. Bileğine de iyilik mührünü damgalar.
Dr. Cary, aldığı elmasla orman kenarına bir hastane yaptırır ve yoksullara bedava hizmet vermeye başlar. Hastanenin kapısına da iyilik mührünü işler. Böylece Dr. Cary ve hastane ilelebet Fantom’un koruması altına girmiş olur. Bu arada New York’tan yanına gelen güzel kız kardeşi Jane’de ona hemşirelik etmeye başlar. Yaralarını pansuman etmeye hastaneye gelen Büyük Baba, Jane’i görür görmez aşık olur. Hatta Jane’i Dr. Cary’nin karısı zannederek başlarda epey bir üzülür. Aslında Jane’de bu gizemli maskeli adama anında aşık olmuştur. Epey olaylı bir süreç sonunda Büyük Baba, Jane ile evlenir. Ancak bu evliliğe hiçbir zaman onay vermeyen Dr. Cary, hırsını hastanenin kapısındaki iyilik mühürünü sökerek çıkarır. Ancak o gece hastaneye bir yıldırım düşer ve bina tümüyle yanıp yok olur. Bu acı olayları kaldıramayan Dr. Cary Amerika’ya döner. Bileğindeki iyilik mühürü sayesinde evlatları ve torunlarıyla birlikte zenginleşirler ve asla başları derde girmez. Torunu Lucy Cary, güzellik yarışması birincisi ve ünlü bir Holywood yıldızı olur.
Aşk
İyilik Mühüründen Vazgeçme!
Lucy, dedesinden sürekli dinlediği 60 yıl önce Afrika ormanlarında geçen efsaneleri ve onun yanan hastanesinin harabelerinin olduğu yerleri görmeyi çok arzulamaktadır. Bu amaçla Movitan’a gelerek ormanda dedesinin hastanesinin harabelerini aramaya çıkar. Ancak bir haydut çetesi onu fidye için kaçırırlar. Olayı haber alan Fantom araştırınca, Lucy’nin aslında kuzeni olduğunu anlar ve ona yardım etmek için harekete geçer.
Lucy, kendisini kaçıran haydutlar tarafından, Fantom kayalığından ormanın derinliklerine götürülür. Fantom Kayalığı’ndan orman içlerine on iki yol gitmekte ve on iki kabileye ulaşılmaktadır. Fantom Lucy’nin on üçüncü yoldan gittiğini anlar ve Lucy’yi dedesinin yaptırdığı hastane harabelerinde öldürülmek üzereyken kurtarır. Ve macera devam eder...
Asalet
Beni çok etkileyen bu öyküyü aslında kare kare anlatmak isterim ama konunun dışına da fazlaca taşıp sabrınızı zorlamayayım. Neyse...
Kızılmaske’nin iyilik mühürü, bir çeşit “Haç”a benzer. Mühür, bir kimsenin bileğinde, kapısında, boynundaki kolyede vs varsa, o kişi inanılmaz bir şekilde, gizemli bir koruma altına girer. Başlarına asla bir kötülük gelmez. Maceramızda Dr. Cary hastanenin kapısından iyilik mühürünü söktüğü gece göklerden yıldırımlar inerek hastaneyi yerle bir eder. İyilik mührünün sökülmesi adeta bir lanetle son bulmuştur. Fantom Kayalığı’ndan on iki yolun ayrılması ve on iki kabileye ulaşması, İsrail’i kuran on iki boya ve muhtemelen İsa’nın on iki havarisine veya Güneş-Zodyak mitolojisine bir gönderme olmalıdır. Falk’un, öykülerinde İslam mistisizmiyle ilgilendiğini sanmıyorum ama Dr. Cary’nin iyilik mühürünü terk ettiği anda, hastaneye yıldırımlar düşüp yakmasına bir katkı da bizden olsun; Kur’an-ı Kerim’in Rad Suresi 12 ve 13. Ayetleri şöyle der: Ayet 12:Size korku ve ümit duyguları içinde şimşeği gösteren ve yağmur dolu bulutları meydana getiren O’dur. Ayet 13: Gök gürültüsü Allah’ı överek tenzih eder; O’nun korkusundan dolayı melekler de buna katılır. Onlar Allah hakkında tartışıp dururken O, yıldırımlar gönderip bunlarla dilediğini çarpar. O’nun azabı pek şiddetlidir(Diyanet çevirisinden). Doğru yoldan çıkanların yıldırımlarla cezalandırılması da bir nevi gönderme midir acaba? Yine “Fantom’un yüzünü gören ölür” orman deyişini islamiyetteki kutsal kişilerin yüzlerinin resmedilmesinin yasaklandığına bir gönderme mi varsaysak acaba?.. Neyse, geçelim burayı.
Alıcı gözle bakıldığında Lee Falk hikayelerinde pek çok dini göndermeyi farketmek mümkündür. Sihirbazlık Akademisi’ni bir çeşit cennet sayarsak, Mandrake ve diğerlerini cennette yaşayan Adem ve Havva’lara benzetebiliriz. Akademi’den yaptığı kötülükler nedeniyle kovulan ve-adından belli-Lucifer(veya nam-ı diğer Kobra) bildiğimiz “Genesis(Yaratılış)” kısmının ilk öykülerindendir. Akademinin hocalarını ve öğrencileri Olimpos’un tanrılarına benzetmek te pekala mümkündür. Mandrake’nin bir türlü “adam edemediği” ve sonunda güçlerini elinden alarak aslında bir şekilde “yaşarken öldürdüğü” ikiz kardeşi Derek’le olan mücadelesi bariz bir Hayın/ Kayın(Habil/Kabil) göndermesi değil midir? Bunları da detaylı incelemek lazım ama yazı epey uzadı, farkındayım. Bir sonraki makaleye artık...
Selamlar
Lami
Kaynakça:
1-Yaşayan Makine:Tay Yayınları Mandrake Fasikül Dizisi 171-173 (07.10.1977-21.10.1977)
2-Büyük Baba:Tay Yayınları Kızılmaske Fasikül Dizisi 42-45 (27.05.1974-17.06.1977)
3-Kutsal Kitap, Bölüm 7:RUT (s:279-283)
4-Kutsal Kitap, Bölüm 8: 1. Samuel (s:284-320)
5-Kutsal Kitap, Mezmurlar (s:571-664)
6-David and Goliat Resmi:
7-Kur’an-ı Kerim Çevirisi Diyanet İşleri Başkanlığı Sayfası:
DİKKAT 2! Aşağıdaki yazıda, Mandrake’nin “Yaşayan Makine” ve Kızılmaske’nin “Büyük Baba” isimli maceralarına ilişkin ciddi SPOILER/SÜRPRİZ BOZANLAR vardır. Yazıyı okumadan önce, bu hikayeleri okumanızı tavsiye ederim.
Lee Falk, Kızılmaske ve Mandrake’nin babası olmasının yanında ayrıca büyük bir anlatıcı ve yazardır. Dönemine göre yazdığı senaryolara, edebi anlatı harikaları olarak ta bakmak gerekir. 1930’larda anlatılmaya, yazılıp çizilmeye başlayıpta, hala günümüzde insanları büyüleyen kaç eser vardır ki…
Falk’un anlatılarında, olay örgüleri oluşturulurken birbirini kovalayan biteviye olay örgüleri yerine sürrealist, sırtını gerçek ötesi harika özelliklere dayamış karakterleri içeren muazzam bir evren tasarımına da yer verilmiştir. Olayların ve karakterlerin gelişimi köklerini bu harika evrenlerden aldığından, ortaya çok sağlam, ölümsüz öyküler çıkmıştır. Hala yerlilerin Kızılmaske’nin ölümsüzlüğüne inanmaları bizi eğlendiriyor, uçağa kurduyla binebilmesi bizi şaşırtmıyor.
Lee Falk evrenlerinde dinsel göndermeler ve karakterlere atfedilen dinsel özellikler oldukça dikkat çekicidir. Evrendeki en büyük galaksi olan Merkezi Galaksi’nin imparatoru Magnon, Mandrake’yi kardeşi gibi görür ve saygı duyar mesela. Mandrake, Olimpos Dağı’ndaki tanrıların saraylarına benzer Xanadu isimli bir şatoda sıradan insanlardan ve sıradan bir hayattan izole olarak yaşar. Sadece düşünce gücüyle, insanları başka alemlere götürür getirir vb.. Böyle pek çok özellikleriyle Mandrake, adeta bir kutsal kişi, bir peygamber havası verilmiş bir karakter gibidir. Benzer şekilde Kızılmaske’de inanılan ölümsüzlüğüyle, “insanüstü bir ruh” olmasıyla mitolojideki kutsal kişiler veya tanrılar gibidir. Günümüzün amerikan süper kahramanlarında da benzer özellikler görülür. Bu yolu açan, Lee Falk’tur.
Kutsal Kitab’ın RUT isimli 8. Bölümünde İsrail’den Moav’a göçen Naomi, orada iki oğluna iki gelin alır ve Moav’da yaşamaya başlarlar. Ancak kocası Elimelek, ve oğullarını kaybeden Naomi, Yahuda’nın Beytlehem kentine geri döner. Olağanüstü bir sadakatle kendisiyle birlikte yaşayan gelini Rut, Naomi’nin akrabası Boaz ile evlenir. Rut’un dördüncü kuşak torunu İşay’ın oğlu Davut, İsraillilerin peygamberlerindendir.
Davut’un peygamberliği ve İsrail’in kralı oluşuna ilişkin hikayeler, 9. ve 10. sıradaki “1. ve 2. Samuel”de anlatılır. Samuel, tanrının konuştuğu İsrail’in kutsal kişisidir. İsrail’e önderlik etmiş, ancak krallık etmemiştir. Önce Saul isimli birinin kral olmasına vesile olur. Ancak Saul’un asi kişiliği ve söz dinlemezliği nedeniyle pişman olur. Ne Samuel, ne de Tanrı’nın sevdiği Saul’un en büyük baş belası komşu Filistliler olup sık sık İsraillilere saldırıp ciddi kayıplar verdirmektedirler. Özellikle Filist ordusunda boyu 2.9m olan Golyat isimli bir dev vardır ki, geçebilmek mümkün değildir. Bir saldırıda onlarca İsrailli’yi katledip çıkmaktadır. Bu arada iki ağabeyi Kral Saul’un yanında savaşmakta olan Davut, babasının koyunlarını gütmektedir. Davut bir ara ağabeylerini görmeye cepheye gider. Tam o sırada Golyat İsrail ordusunun karşısına çıkıp kendisini yenebilecek bir babayiğit olup olmadığını sorar. Eğer kendisini yenebilen biri çıkarsa Filistlilerin savaşı bırakıp geri çekileceğini iddia eder. İsrail ordusuyla adeta dalga geçer. Davut, Kral Saul’a kendisinin Golyat’ı öldürebileceğini iletir ve Golyat’la dövüşmek için izin alır. Golyat’la karşı karşıya gelen Davut, cebinden sapanını çıkarıp Golyat’a okkalı bir taş savurur. Taş Golyat’ın tam alnına isabet eder ve dev yere kapaklanır. Koşup Golyat’ın kılıcını alan Davut, devin kafasını keserek savaşı İsraillilerin lehine çevirir… Ancak Kral Saul, sonraları Davut’u kıskandığı için ömrünü Davut’u öldürmeye çalışarak, Davut’ta kralına sadakatini esirgemeyerek geçirir vs vs...
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
David and Goliath
Lee Falk’ın yazdığı ve 1961 ve 1962 yıllarında “Goliath” orijinal ismiyle Amerika’da günlük bant şeklinde yayınlanan öykü, Mandrake’nin en güzel maceralarından biridir. Macera, Türkiye’de 1977 yılının Ekim ayında Tay Yayınlarının 171-173. Sayılarında “Yaşayan Makine” ismiyle yayınlandı. Hikayede, Dr. Press isimli bir bilim adamı, dünyanın en gelişmiş bilgisayarını hareket edebilen bir yapının içinde tasarlamayı başarır. Bir bina büyüklüğünde bu robot-bilgisayarın adı Golyat’tır. Ancak Golyat kendi içinde minik yeni robotlar üretir ve Dr. Press’i yaralayarak laboratuvardan kaçar. Golyat’ı laboratuvarda en son gören kişiler onu ziyarete gelen Mandrake ve Narda’dır. Dr. Press komada olduğundan, robotun kaboluşundan Mandrake sorumlu tutulur ve hapse atılır. İnanılmaz güçlere sahip olan Mandrake, kanuna karşı gelmeyi aklından dahi geçirmez. Bu arada Golyat, Hometon isimli demir madenleri işletilen bir kenti ele geçirir ve sayısını bir hayli arttırdığı robot ordusuyla, şehirde bir tür mekanik mükemmel yaşam yaratır. İnsanlar belli saatlerde yatar, kalkar, çalışır, yemek yerine hap yer ve sadece Golyat’ın uygun gördüğü bir hayatı yaşamaya zorlanırlar. İnsanlığın icat ettiği hiçbir silah Golyat’ın ordularını altedemez ve makine dünyanın kalanını da fethetmek üzere harekete geçer.
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
Maceranın Yeraldığı Mandrake Sayıları
Bu arada Dr. Press iyileşmiş ve Mandrake’nin sıçsuzluğu ortaya çıkmıştır. Hometon’a giden Mandrake, Dr. Press ve birkaç kişi daha Golyat’ın köle halkına katılmak zorunda kalır. Ancak şehirde robot gibi yaşamaya karşı çıkan bir grup vardır. Bunlar çocuklardır! Kentin valisinin oğlu Jones(veya Jim) tellerden atlayıp şehir dışına arkadaşlarıyla oynamaya gider. Bu kaçak vakasına çok kızan Golyat, robotlarıyla tel örgülerin dışında Jones ve arkadaşlarını arar. Jones ortaya çıkarak “yettin gayri!..” deyip sapanıyla Golyat’a bir taş atar. Taş Golyat’un başının üzerindeki kamerayı parçalar. Göremeyen harika makine bir uçurumdan aşağı yuvarlanarak paramparça olur. Golyat ölünce robot ordusu da hareketsiz kalır ve savaş insanların lehine sona erer. Devlet görevlisi, tebrik etmek üzere valinin oğluna adını sorar. Çocuk cevap verir: “Benim David(Davut) Jones’tur efendim”.
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
Yenilmez Golyat
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
David'in Sapanı
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
Golyat'ın Sonu
Küçük yer değiştirmelerle Kutsal Kitap’taki Davut-Golyat öyküsü, Lee Falk’un elinde ustalıkla tipik bir Mandrake macerasına dönüşmüştür. Mandrake yönetim tarafından haksızlığa uğrayan kahraman rolünde Davut’tan rol çalarken, valinin oğlu Davut’u başarıyla canlandırır. Yarattığı Golyat’tan pişman olan Dr. Press kişiliğinde, hem Saul’un krallığına pişman olan Samuel’e hem de Saul ve Golyat’tan nefret eden tanrıya gönderme yapılır. Aslında bu öykü, Dede Korkut hikayelerinden Tepegöz ve Basat kavgasına da pek bir uyar ama yöntem itibariyle Kutsal Kitap’taki Davut hikayesine gönderme yapıldığı açıktır.
Lee Falk, 1964’te bence en uzun ve en güzel Kızılmaske maceralarından biri olan “The Adventures of Lucy Carry”yi yazar. 24 hafta boyunca toplam 144 stripte tamamlanan bu şahane macera bizde ilk kez, 1974 yılının Mayıs ve Haziran aylarında Tay Yayınları’nın 42-45. fasiküllerinde “Büyük Baba” ismiyle yayınlanır. Adı gibi “baba bir macera” olan Büyük Baba’da, usta yazar yine ince ince dini göndermelerde bulunur.
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
Maceranın Yeraldığı Sayılar
Ne zaman okusam, tuhaf bir duygusallığa ve heyecana kapıldığım bu muhteşem öyküde Kızılmaske’nin dedesi bir çatışmada dört kurşunla yaralanır. Bir ağacın altında ölmek üzereyken en çok bekar olduğuna üzülür. Fantom soyu tükenmek üzeredir. “Keşke evlenmiş olsaydım” der. Ancak kahramanımızın dedesi ölmeden, pigmeler Büyük Baba’yı kurtarırlar. Ormanın yakınlarında oturan Dr. Cary’yi getirip, Fantom’u ameliyat ettirirler. Fantom, hayatını kurtaran Dr. Cary’ye kocaman bir elmas hediye eder. Bileğine de iyilik mührünü damgalar.
Dr. Cary, aldığı elmasla orman kenarına bir hastane yaptırır ve yoksullara bedava hizmet vermeye başlar. Hastanenin kapısına da iyilik mührünü işler. Böylece Dr. Cary ve hastane ilelebet Fantom’un koruması altına girmiş olur. Bu arada New York’tan yanına gelen güzel kız kardeşi Jane’de ona hemşirelik etmeye başlar. Yaralarını pansuman etmeye hastaneye gelen Büyük Baba, Jane’i görür görmez aşık olur. Hatta Jane’i Dr. Cary’nin karısı zannederek başlarda epey bir üzülür. Aslında Jane’de bu gizemli maskeli adama anında aşık olmuştur. Epey olaylı bir süreç sonunda Büyük Baba, Jane ile evlenir. Ancak bu evliliğe hiçbir zaman onay vermeyen Dr. Cary, hırsını hastanenin kapısındaki iyilik mühürünü sökerek çıkarır. Ancak o gece hastaneye bir yıldırım düşer ve bina tümüyle yanıp yok olur. Bu acı olayları kaldıramayan Dr. Cary Amerika’ya döner. Bileğindeki iyilik mühürü sayesinde evlatları ve torunlarıyla birlikte zenginleşirler ve asla başları derde girmez. Torunu Lucy Cary, güzellik yarışması birincisi ve ünlü bir Holywood yıldızı olur.
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
Aşk
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
İyilik Mühüründen Vazgeçme!
Lucy, dedesinden sürekli dinlediği 60 yıl önce Afrika ormanlarında geçen efsaneleri ve onun yanan hastanesinin harabelerinin olduğu yerleri görmeyi çok arzulamaktadır. Bu amaçla Movitan’a gelerek ormanda dedesinin hastanesinin harabelerini aramaya çıkar. Ancak bir haydut çetesi onu fidye için kaçırırlar. Olayı haber alan Fantom araştırınca, Lucy’nin aslında kuzeni olduğunu anlar ve ona yardım etmek için harekete geçer.
Lucy, kendisini kaçıran haydutlar tarafından, Fantom kayalığından ormanın derinliklerine götürülür. Fantom Kayalığı’ndan orman içlerine on iki yol gitmekte ve on iki kabileye ulaşılmaktadır. Fantom Lucy’nin on üçüncü yoldan gittiğini anlar ve Lucy’yi dedesinin yaptırdığı hastane harabelerinde öldürülmek üzereyken kurtarır. Ve macera devam eder...
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
Asalet
Beni çok etkileyen bu öyküyü aslında kare kare anlatmak isterim ama konunun dışına da fazlaca taşıp sabrınızı zorlamayayım. Neyse...
Kızılmaske’nin iyilik mühürü, bir çeşit “Haç”a benzer. Mühür, bir kimsenin bileğinde, kapısında, boynundaki kolyede vs varsa, o kişi inanılmaz bir şekilde, gizemli bir koruma altına girer. Başlarına asla bir kötülük gelmez. Maceramızda Dr. Cary hastanenin kapısından iyilik mühürünü söktüğü gece göklerden yıldırımlar inerek hastaneyi yerle bir eder. İyilik mührünün sökülmesi adeta bir lanetle son bulmuştur. Fantom Kayalığı’ndan on iki yolun ayrılması ve on iki kabileye ulaşması, İsrail’i kuran on iki boya ve muhtemelen İsa’nın on iki havarisine veya Güneş-Zodyak mitolojisine bir gönderme olmalıdır. Falk’un, öykülerinde İslam mistisizmiyle ilgilendiğini sanmıyorum ama Dr. Cary’nin iyilik mühürünü terk ettiği anda, hastaneye yıldırımlar düşüp yakmasına bir katkı da bizden olsun; Kur’an-ı Kerim’in Rad Suresi 12 ve 13. Ayetleri şöyle der: Ayet 12:Size korku ve ümit duyguları içinde şimşeği gösteren ve yağmur dolu bulutları meydana getiren O’dur. Ayet 13: Gök gürültüsü Allah’ı överek tenzih eder; O’nun korkusundan dolayı melekler de buna katılır. Onlar Allah hakkında tartışıp dururken O, yıldırımlar gönderip bunlarla dilediğini çarpar. O’nun azabı pek şiddetlidir(Diyanet çevirisinden). Doğru yoldan çıkanların yıldırımlarla cezalandırılması da bir nevi gönderme midir acaba? Yine “Fantom’un yüzünü gören ölür” orman deyişini islamiyetteki kutsal kişilerin yüzlerinin resmedilmesinin yasaklandığına bir gönderme mi varsaysak acaba?.. Neyse, geçelim burayı.
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
Alıcı gözle bakıldığında Lee Falk hikayelerinde pek çok dini göndermeyi farketmek mümkündür. Sihirbazlık Akademisi’ni bir çeşit cennet sayarsak, Mandrake ve diğerlerini cennette yaşayan Adem ve Havva’lara benzetebiliriz. Akademi’den yaptığı kötülükler nedeniyle kovulan ve-adından belli-Lucifer(veya nam-ı diğer Kobra) bildiğimiz “Genesis(Yaratılış)” kısmının ilk öykülerindendir. Akademinin hocalarını ve öğrencileri Olimpos’un tanrılarına benzetmek te pekala mümkündür. Mandrake’nin bir türlü “adam edemediği” ve sonunda güçlerini elinden alarak aslında bir şekilde “yaşarken öldürdüğü” ikiz kardeşi Derek’le olan mücadelesi bariz bir Hayın/ Kayın(Habil/Kabil) göndermesi değil midir? Bunları da detaylı incelemek lazım ama yazı epey uzadı, farkındayım. Bir sonraki makaleye artık...
Selamlar
Lami
Kaynakça:
1-Yaşayan Makine:Tay Yayınları Mandrake Fasikül Dizisi 171-173 (07.10.1977-21.10.1977)
2-Büyük Baba:Tay Yayınları Kızılmaske Fasikül Dizisi 42-45 (27.05.1974-17.06.1977)
3-Kutsal Kitap, Bölüm 7:RUT (s:279-283)
4-Kutsal Kitap, Bölüm 8: 1. Samuel (s:284-320)
5-Kutsal Kitap, Mezmurlar (s:571-664)
6-David and Goliat Resmi:
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
7-Kur’an-ı Kerim Çevirisi Diyanet İşleri Başkanlığı Sayfası:
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
Son düzenleme: