Zagor Hakkında Harika Bir Yazı

bentley

Guest
16 Eyl 2013
53
115
Zagor Hakkında Harika Bir Yazı

tam adı zagor tenay'dır algonkin dilinde baltalı ilah anlamına geldiği söylensede aslen bir anlamı yoktur. kahramanımıza ajax adı verilecekken bu adda bir deterjan firmasının olduğunun anlaşılmasıyla ve z; harfinin kapakta dikkat çekeceği düşüncesiyle zagor adında karar kılınmıştır.

babası irlandalı bir göçmendir ve zagor çocukken annesi ve erkek kardeşiyle birlikte başlarında bir beyaz olan kızılderililer tarafından katledilmiştir. zagor wandering(gezgin) fitzy; denen bir avcı tarafından yetiştirilmiş, balta kullanmayı, avlanmayı ve ormanda yaşamayı bu avcıdan öğrenmiştir.

babasının ve ailesinin intikamını onları öldüren tüm kabileyi(köyü) katlederek alan zagor daha sonra babasınında masum olmadığını ve kızılderilileri köle yaptığını, katlettiğini öğrenmiştir. akabinde hayatının bundan sonrasını kötüler ve kötülüklerle mücadele etmeye adayacağına yemin etmiştir.

kızılderililer arasında itibarının artması ve sözünün geçmesi için kendine insan kılığında bir ilah görünümü pozisyonu belirlemiş, örneğin dumanlar içinden aniden belirerek ve tüm suçluları ne pahasına olursa olsun altettiği ve baltasını her zaman etkin kullandığı için baltalı ilah konumuna layık görülmüştür.

zagor'un maceralarında yanında her zaman hazır ve nazır bulunan, arkadaşı pis boğaz, tabansız ve rahatına düşkün çiko adlı kısa boylu, şişman bir meksikalıdır. çiko maceraların mizahi yönünü oluşturur ve zagor maceralarının sertliğinin ve ciddiyetinin yumuşamasını sağlar. ayrıca çikonun şapşallıkları ve korkaklığı zagor'un üstünlüğünü ve karizmasını iyice ortaya çıkarır.

bunun yanında zagor'un dostları arasında; iflah olmaz hazine avcısı kazmakürek bill, sahte dedektif sherlock holmes bozması bat batterton, çikonun dolandırıcı dostu fransız baron icaro la plume, zagor'un kızılderili kan kardeşi tonga, avcı doc, gitarında bir silah taşıyan gitar jim, gözlüklü kızılderili büyücü dörtgöz, sarhoş postacıları drunk duck, hint fakiri ramath, zagor'un sevgilisi frida, mühendis robson, satko, sullivanlar, tahta bacaklı kaptan fishleg, kötülükle savaşmaya yeminli,zagor kadar cesur ve güçlü kain adlı fanatiktir.

düşmanları ise; beş macerada zagor'un başına bela olan deli ve dahi bilim aadamı hellingen, baron rakosi, şeytan ruhlu mortimer, her şeyi herkesten iyi yapan üstün insan süper mike, zagor'un babasını öldürenlerin şefi seleman kinsky, karmaşık tabiatlı profesör verybad, haydutlar, kurt adamlar, zombiler, vampirler, büyücüler, kahinler, uzaylılar gibi bir kısmı fantastik sinema ve roman dünyasının kullandığı çoğu anti-kahraman ve klasik kötülerdir.

zagor pensilvanya'da hayali bir orman olan darkwood(karanlık orman)'da bir bataklığın ortasındaki kulübede çikoyla birlikte yaşar... yaşamasına ama hayatının çok azı bu kulübede geçer. çoğunlukla yollarda ve evinden çok uzaklarda maceralar yaşadığı farklı diyarlardadır.

maceralar gerçekçi düzeyde yaşanan, çoğunlukla bir western havasında geçen ve fantastik içerikli olmak üzere birbirinden tamamen farklı iki kategoridedir.

kızılderililerle, haydutlarla, askerlerle, darkwood'a dışarıdan gelip olaylar çıkaran ya da zagor'un uzaktaki dostlarının yardımına koştuğu maceralar western tabanlıdır.

bunun yanında deli profesörlerin, uzaylıların, zombilerin, kurt adamların, uzaydan gelen bitkilerin, yaşayan iskeletlerin, yeniden dirilen büyücülerin, yeraltında yaşayan ecinnilerin vs. maceraları fantastik yani gerçeküstü niteliktedir.

fantastik ya da gerçekçi olsun zagor tüm bu 300'e yakın macerasının hepsinden de başarıyla çıkmış, gücünün, zekasının, dostlarının ve şansının yardımıyla bütün badireleri atlatmıştır.

zagor, bazı maceralarda geçici olarak kör kalmış, yaralanmış, belleğini yitirmiş, komalarda kalmış hatta bir keresinde hellingen'in mezarı başında yenilgiyi kabul ederek kahramanlıktan bile istifa etmiş ama sonunda tüm serüvenlerden yüzünün akıyla çıkmıştır.

zagor insan iyiliği, gücü ve karralığının doğaüstü dahi olsa düşmanları yenebileceğinin bir manifestosu niteliğindedir.

ve zagor'un hiç bir olumsuz falsosu yoktur. her zaman doğrudan, iyiden ve haklıdan yanadır. hiç bir zaman doğruluktan şaşamaz ve iyilikten taviz vermez.

bu tavır zagor'u çizgiromanseverler nezdinde bir efsane statüsüne getirmiştir.

zagor, insan ve erkek olarak son derece idealize edilmiş bir kahramandır. bu sıfatlarının yanında içki, sigara içmez, kumar oynamz, fuhuş yapmaz, suç işlemez, gece hayatı vs. yoktur. şarkı, müzikle, eğlenceyle de pek işi yoktur.

son derece mazbut ve tutucu olduğu halde eşsiz fizik ve akıl/mantık gücüyle en üstün yinede odur ve bu üstünlüğü genellikle maceraları sırasındaki zorlu şartlarda ortaya çıkar.

amacı; insanlığı zedeleyen olumsuzluklarla ve olumsuzlarla mücadele edip onları yenerek hayata mutlak doğruluk, iyilik ve adaletin hakim olmasıdır. bu açıdan bir melekten farksızdır.

ve zagor'un çok okunup sevilmesinin nedenide, istediği an tüm dünya nimetlerine kavuşacağı halde, bunun yerine nefsinden ve zevklerinden vazgeçerek kötülerle ve kötülüklerle amansızca mücadele etmesidir.
 

ZagorSever1

Kıdemli Üye
21 Ara 2014
135
356
Zagor'u yan komşumdan daha iyi tanıdığım için yazıyı baştan sona okumadım aralara baktım. Yazıda bir kaç hata var. Çiko'nun dolandırıcı dostu Trampy. Zagor bir macerada başarısız oldu Karayiplerde bir adada geçen macera. Zagor içki içer çok macerada bira, viski içmişliği vardır. Bir de Zagor kahramanlık, kızılderililerle beyazlar arasında barış için mücadele etmese büyük ihtimal avcı olup yine doğada yaşar çok öyle tüm dünya nimetlerine falan kavuşamaz zaten aç gözlü değil. Zaten bu şekilde çalışmadan yaşarken daha rahat bütün dünyayı neredeyse gezdi 1 kuruş harcamadan. Yemek içmek zaten avlandımı yeter olmadı kökler var. Evinini kendi yapıyor ormanda ağaç bol. Zaten evi 40 yılın başında kullanıyorlar göçebe hayatları var Çiko ile. Bir de çok macerada altın sattığını görüyorum ama altın aradığını, bulduğunu gördüğüm tek macera yok.
 

hüseyin aksakal

Onursal Üye
Çeviri & Balonlama
7 Eyl 2010
773
5,727
Kdz. Ereğli
ve zagor'un hiç bir olumsuz falsosu yoktur. her zaman doğrudan, iyiden ve haklıdan yanadır. hiç bir zaman doğruluktan şaşamaz ve iyilikten taviz vermez.

bu tavır zagor'u çizgiromanseverler nezdinde bir efsane statüsüne getirmiştir.

Elbette bazı karakterleri severiz. Konu çizgi roman olduğunda, sunulan izafet çerçevesini baştan kabul ederiz ki Zagor'u sevmek böyle mümkün olabilir. Oysa onu seviyor olmak, yukarıdaki yazıda da belirtildiği üzere babasının günahları yüzünden onu cezalandıran kızılderili kabilesine uyguladığı soykırımda onu haklı çıkarmaz.

Daha sonra iyiliğin yanında yer aldığını söyleyebilmesi için önce o kabileye karşı günahlarının cezasını çekmesi, en azından adalet önünde hesap vermesi gerekirdi.

İkinci bir konu, Kış Yılanı macerasında topraklarında izinsiz avlanan beyazları öldürdüler diye, Kış Yılanı ve kabilesine karşı beyazların tarafını tuttuğu öyküdür. Burada suçlu beyazları korumak için sayısız kızılderiliyi öldürmüştür. Bu da Zagor'u haklı olduğunu göstermenin zor olduğu eylemlerdendir.

Üçüncü bir konu, elinde kendinin erişimi altında olan barut, duman, ışık gibi unsurlarla kendini ilah gibi kabul ettirme girişimidir. Onun bir insan olduğunu öne süren her genç kızılderili şefi Zagor'dan bir araba sopa yemiştir. Bu açıdan bakıldığında eylemleri sorgulanamaz totaliter bir lider niteliği taşır. Önündeki kartal da zaten çoğu totaliter rejimin sembolüdür.

Totaliter sembolü iddiasını beğenmeyen, Zagor'un yazıldığı İtalya'nın totaliter dönem sembollerine, özellikle Mussolini Kartalı'na bir baksın bence. (Ayrıca Hitler Kartalı, Franco Kartalı, Saddam Kartalı ve Roma Kartalı gibi görsellere de bakabilirsiniz)

Bu yazdıklarıma rağmen ben de Zagor'u severek okurum. Çünkü çizgi roman okumaya haz beklentisiyle girişiriz. Yarı uyanık bilincimiz bu yüzden kusurları minimize eder, güzellikleri ön plana çıkarır. Bütün mesele tüm çelişkilerine rağmen en baştaki izafet çerçevesinin kurgulanmasındaki başarıda yatar. Çelişkilere rağmen bunun başarılması ise daha parlak bir zaferdir senarist için.
 
Son düzenleme:

Malatyalı

Aktif Üye
15 Şub 2016
287
576
speedforce
Evet bir çok hikayesinde haksızlık yapmıştır kendisi bakıldığında sorgulanamaz bir yapısı var adamın. Yani eleştirsen ne olacak ki Balta içinde bırakır seni. Ayrıca ilk Zagor filmi Türkiye'de çekilmiştir anti parantez. ;)
 
12 Şub 2010
15,006
543,642
Zagor'u severek okurum ama en sevdiklerim arasında üst sıralarda değildir.

Bir çok macerada en yakın dostu Çiko'ya karşı oldukça aşağılayıcı ve alaycı tavırları, sözleri en başta gelen sebebidir.

Kendisinin üstün fizik gücüne karşı kısa boylu ve fizik olarak yetersizliğinden dolayı kendisi gibi dayanıklı olmaması normal olan Çiko'yu çok kez bu aşağılamalarıyla kırmış ve küstürmüştür. Günlerce yürüyüş yapmak zorunda kalan Çiko'nun, uzun bacaklı Zagor'dan daha çabuk yorulması normaldir ama Zagor bunu da alay konusu yapar, tehditler savurur. Cebinde altın olmasına rağmen Çiko'yu bir kasabada yalnız bıraktığında karnını rahatça doyuracak harçlığını vermez. Her ortamda ve her vesileyle "dost" unu aşağılama, küçümseme fırsatını kaçırmayan Zagor pek makbul bir dost sayılmaz.

Kızılderililer arasında otorite kurmak için sürekli olarak "ilah"lık iddiasını kanıtlamak için dalavereler yapması da, onları açıkça kandırmak ve saflıklarından dolayı sömürmektir. Halkın iyiliği için halka üç kağıt açması da pek ahlaki bir meziyet sayılamaz.

Eğlence ve müzikle pek ilgisi olmadığı konusuna gelince barlardaki eğlencelere katılmaz ama avcıların yıllık toplantılarında yarışmalara katılır. Kütük üzerinde sopa dövüşü, yumrukla rakibini kaç metre uzağa atacağı ve ipe asılan iki grubun birbirini çekmesi gibi eğlenceleri sever. Kızılderililere yaptığı ilahlık numaraları da bir nevi tiyatro eğlencesinden sayılır. Gitar Jim'i severek dinler.

Dostu Kaptan Fishleg tahta bacaklı değildi sanırım.
 

Malatyalı

Aktif Üye
15 Şub 2016
287
576
speedforce
53eccc4c1db87.jpg


Zagora olan bakış açım değişti resmen :eek:
 

ZagorSever1

Kıdemli Üye
21 Ara 2014
135
356


Kızılderililer arasında otorite kurmak için sürekli olarak "ilah"lık iddiasını kanıtlamak için dalavereler yapması da, onları açıkça kandırmak ve saflıklarından dolayı sömürmektir. Halkın iyiliği için halka üç kağıt açması da pek ahlaki bir meziyet sayılamaz.


Kızılderililere karşı manitunun elçisi ya da baltalı ilah olarak onları etkilemesini normal görüyorum. Mecburen bunu yapmak zorunda.
Derdi zaten beyaz adam ile yerlilerin dostluk içinde yaşaması.

Kızılderililer için ölmek de öldürmek de yemek içmek gibi normal bir olay. Her insanın özgürce gezebilmesi gereken yerleri sahiplenip oraya giren insanları öldürmekte sorun görmüyorlar. Düşünün bir yere gittiniz doğa gezisi yaparken sırtınıza oku yiyorsunuz ya da kafanıza baltayı.
Kızılderililer doğada özgürce yaşamayı tercih ettiler, saygı duyarım ben de olsam köle olacağıma o yolu tercih ederdim. Sonuçta pek çoğu onuruyla savaşarak öldüler. Zaten yüzyıllarca özgürce yaşayan bir ırkın beyaz adamlar gibi şehirleşmesini, kapitalist sistemin kölesi olmasını bekleyemezdik.

Kızılderililer vahşi doğru, öldürmek onlar için hiç sorun değil. Vicdanları falan sızlamaz. Ama onların yaşayabilmesi için belli alanlar onlara bırakılamazmıydı. Bunu kendime soruyorum.
 
12 Şub 2010
15,006
543,642

Kızılderililer için ölmek de öldürmek de yemek içmek gibi normal bir olay.

Her insanın özgürce gezebilmesi gereken yerleri sahiplenip oraya giren insanları öldürmekte sorun görmüyorlar. Düşünün bir yere gittiniz doğa gezisi yaparken sırtınıza oku yiyorsunuz ya da kafanıza baltayı.


Kızılderililer vahşi doğru, öldürmek onlar için hiç sorun değil. Vicdanları falan sızlamaz.

Sevgili Zagorsever1, yapmış olduğunuz kızılderili tanımlaması beyazların yazdığı ve çizdiklerinde yansıttığı bir imaj.

Kızılderililerin topraklarını işgal etmek ve onları soykırıma uğratmak için kendilerine buldukları bahaneler bunlar.

Gerçek kızılderillerin öyle olmadığını biliyoruz. Kısmen Ken Parker da gerçek kızılderili yaşamı ve felsefesi hakkında kırıntı bilgiler var ama o da yeterli ve tam tarafsız değil.

Avrupanın en ipten kazıktan kurtulmuş insanları olan veya askerlikten ayrılarak Amerikanın zenginliklerini yağmalayan maceraperestler olan beyazlar kızılderililerin topraklarını, canlarını gasp etmelerini haklı göstermek için vahşi kızılderili safsatasını yutturdular. Biz çizgi roman diye severek okuyoruz ama bu onlara inandığımız anlamına gelmiyor.

Kızılderililere vahşi diyen o beyazların torunları, şimdi Afganistan, Irak, Libya ve daha bir çok bölgedeki "vahşi" lere medeniyet götürüyorlar ve milyonlarca insanın kanı üzerinden Asya ve Afrikanın zenginliklerini yağmalıyorlar.
Talibanı, El Kaideyi, İşidi onlar icad ettiler sonra bu kılıflarla tüm bölge halklarını vahşetle damgalayıp malı götürüyorlar sevgili dostum.
 

tevfikg13

Yeni Üye
22 Eki 2009
2
4
saygı, sevgi, selâm. yazılanlar ne kadar, kime göre doğru<gerçek<hakikât. en doğru<gerçek<hakikât en çok satan kitapta mıdır. herşeye tek pencereden, tek göz ile mi bakmalıyız. neden 2 gözümüz, yöneten beynimiz ve besleyen kalbimiz var. neden herşeyin zıttı var. kara mıyız, beyaz mıyız yoksa karışıkmıyız. insanlar neden çeşit çeşit. yaratan isteseydi herkes tamamı ile denk olamazmıydı. hep bana rabbena ne kadar doğru<gerçek<hakikât. neden herkes bu dünyada , ne diye hesapta başka canlılar aranıyor.nedir bu göz , gönül doymazlığı. niyetimiz ne ola. herkes, nefsinden ister bambaşka bir dünyada malı götürmek. mesela illâ ,,ankaraya,, paralı yoldan gitmekmidir. yolmudur ,ankara-mıdır- beklentimiz nasıldır. orada hangi başkanı görmek istiyoruz. o başkan hepimizi satar mı acaba? hâbilmi olacağız, kâbil mi. niyetimiz ne ola. bana göre ALLAH herkesin iyiliğini versin..saygı, sevgi, selâm. :)
 

ZagorSever1

Kıdemli Üye
21 Ara 2014
135
356
Moderatör tarafında düzenlendi:
12 Şub 2010
15,006
543,642
Muhteşem bir mektup
Amerikalıların aklı başında olanlar bu mektuptan ders almışlar
Kendi memleketlerinde doğayı korumakta dünyanın çok ötesine gitmişler
Ama keşke tüm dünya ve insanlık için de bu hassasiyeti gösterseler

Bu paylaşım için teşekkür ediyorum sevgili Zagorsever1
 
Üst