Lami Tiryaki
Onursal Üye
- 21 Nis 2009
- 514
- 3,745
Dikkat! Bu yazı, Dylan Dog maceralarıyla ilgili Spoiler/Sürprizbozanlar içerir!
Dylan Dog, geçmişi ve geleceği itibariyle fantastik ve karanlık bir dünya vaadediyor. Ne zaman geçmişi söz konusu olsa o karanlık yeraltı nehrinin içindeki harabe kalyona giden karanlık sandalı görüyoruz. Morgana öykülerinde sıkça rastladığımız Diylan'ın da ödip kompleksini hafiften hissettiği öyküler, aslında anne ve babasının ortaya çıkışı ve ölümsüzlüğü arayışının giriş kapılarıymış. Tabii biz tüm bu olayların perde arkasını ve efsanenin başlangıcını(yoksa sonunu mu?) renkli 100. sayıyla öğrendik.
Tiziano Sclavi'nin müthiş kıvrak anlatımıyla işin fantastik boyutunun keyfini sürerken etkileyici bir drama da tanık olduk. Dylan Dog'da trajik dramları kendi hayatıyla ilgili konularda sürdürme geleneğini diğer yazarlar da benimsemiş olmalı ki dünyanın sonu veya "bir yörenin sonu" ile ilgili öyküler de dolaylı olarak Dylan Dog'un kişisel yaşamıyla birleştirilerek anlatılıyor. Color Fest(Renk Cümbüşü) albümlerinde bununla ilgili çarpıcı iki örnek var. Color Fest 2 numaralı albümdeki Alessandro Bilotta'nın yazdığı albümün ilk macerası Ölüler Gezegeni'nde yanmış bitmiş, sonu gelmiş bir dünyada yaşam savaşı veren ihtiyar bir ajan rolünde Dylan'ı görürüz. Dünyayı yok eden salgının yayıldığı "Zero Patient" çok ilginç bir sürprizdir. Dylan'ın Zero'yu ziyaret ettiği sahneler çok etkiledi beni. Kurtuluşu yine kalyonuna binerek o çok korktuğu denizlere açılmakta bulur kahramanımız.
Yine Renk Cümbüşü(Color Fest) albümlerinin altıncısı olan Ölümcül Kadınlar'ın dördüncü öyküsü (Paola Barbato'nun enfes öyküsü) İşten Çıkarılma, şimdiye kadar okuduğum en ilginç Dylan öykülerinden biri oldu. 32 sayfalık öykü, geçmişteki o kadar çok anıyı bünyesinde barındırıyor ki. Dünyanın sonundan Dylan evrenine müthiş bir geçiş yaşıyorsunuz. Son sayfalarda anlatılanlar bizi geçmişin bazı önemli maceralana sürükler.
Bunlardan birincisi Rodeo 7. sayıda yer alan Keskin Ustura. Yine Sclavi'nin etkileyici anlatımıyla yazdığı 28 numaralı bu ilginç öyküde, umutsuz insanlar için dünyanın sonunun ne demek olduğuna tanık oluyoruz.
Ve nihayet en etkileyici ve en hüzünlü dünyanın sonu öyküsü, kl zaten adında da aynı anlam var, Hozcomics 30. sayı (orijinal 77)'da yer alan Dünyadaki Son İnsan. Ya, burada sürpriz yok, fantastik bir şeyler yok. Korku bizzat gerçek dünyanın ta kendisi olmuş. Dylan'ımıza eşlik eden yegane tek kişi sadece bir hayalet olan Anna Never ve Gorucho'nun anılarını kaydettiği video kasetler. Ancak asıl korku Dylan'ın bizzat kendi bedeninde gizlidir! O intihar sahnesinde Zagor'un Kabus macerasını anımsamamak elde değil. Sclavi bu kez Dylan'ı umutsuzluğun eşiğinde intihara götürmüş. Doğrusu dünyadaki son insan olmak, hele de o durumda son insan olmak nasıl bir korkudur, düşününce insan kendini bir tuhaf hissediyor. Gerçi Sclavi burada da küçük bir umut vermiş. Alacakaranlığa bir kez daha sığınmış. Ama bu yeterli olur mu, okuyup siz kendiniz karar verin.
Selamlar
Lami Tiryaki
Dylan Dog, geçmişi ve geleceği itibariyle fantastik ve karanlık bir dünya vaadediyor. Ne zaman geçmişi söz konusu olsa o karanlık yeraltı nehrinin içindeki harabe kalyona giden karanlık sandalı görüyoruz. Morgana öykülerinde sıkça rastladığımız Diylan'ın da ödip kompleksini hafiften hissettiği öyküler, aslında anne ve babasının ortaya çıkışı ve ölümsüzlüğü arayışının giriş kapılarıymış. Tabii biz tüm bu olayların perde arkasını ve efsanenin başlangıcını(yoksa sonunu mu?) renkli 100. sayıyla öğrendik.
Tiziano Sclavi'nin müthiş kıvrak anlatımıyla işin fantastik boyutunun keyfini sürerken etkileyici bir drama da tanık olduk. Dylan Dog'da trajik dramları kendi hayatıyla ilgili konularda sürdürme geleneğini diğer yazarlar da benimsemiş olmalı ki dünyanın sonu veya "bir yörenin sonu" ile ilgili öyküler de dolaylı olarak Dylan Dog'un kişisel yaşamıyla birleştirilerek anlatılıyor. Color Fest(Renk Cümbüşü) albümlerinde bununla ilgili çarpıcı iki örnek var. Color Fest 2 numaralı albümdeki Alessandro Bilotta'nın yazdığı albümün ilk macerası Ölüler Gezegeni'nde yanmış bitmiş, sonu gelmiş bir dünyada yaşam savaşı veren ihtiyar bir ajan rolünde Dylan'ı görürüz. Dünyayı yok eden salgının yayıldığı "Zero Patient" çok ilginç bir sürprizdir. Dylan'ın Zero'yu ziyaret ettiği sahneler çok etkiledi beni. Kurtuluşu yine kalyonuna binerek o çok korktuğu denizlere açılmakta bulur kahramanımız.
Yine Renk Cümbüşü(Color Fest) albümlerinin altıncısı olan Ölümcül Kadınlar'ın dördüncü öyküsü (Paola Barbato'nun enfes öyküsü) İşten Çıkarılma, şimdiye kadar okuduğum en ilginç Dylan öykülerinden biri oldu. 32 sayfalık öykü, geçmişteki o kadar çok anıyı bünyesinde barındırıyor ki. Dünyanın sonundan Dylan evrenine müthiş bir geçiş yaşıyorsunuz. Son sayfalarda anlatılanlar bizi geçmişin bazı önemli maceralana sürükler.
Bunlardan birincisi Rodeo 7. sayıda yer alan Keskin Ustura. Yine Sclavi'nin etkileyici anlatımıyla yazdığı 28 numaralı bu ilginç öyküde, umutsuz insanlar için dünyanın sonunun ne demek olduğuna tanık oluyoruz.
Ve nihayet en etkileyici ve en hüzünlü dünyanın sonu öyküsü, kl zaten adında da aynı anlam var, Hozcomics 30. sayı (orijinal 77)'da yer alan Dünyadaki Son İnsan. Ya, burada sürpriz yok, fantastik bir şeyler yok. Korku bizzat gerçek dünyanın ta kendisi olmuş. Dylan'ımıza eşlik eden yegane tek kişi sadece bir hayalet olan Anna Never ve Gorucho'nun anılarını kaydettiği video kasetler. Ancak asıl korku Dylan'ın bizzat kendi bedeninde gizlidir! O intihar sahnesinde Zagor'un Kabus macerasını anımsamamak elde değil. Sclavi bu kez Dylan'ı umutsuzluğun eşiğinde intihara götürmüş. Doğrusu dünyadaki son insan olmak, hele de o durumda son insan olmak nasıl bir korkudur, düşününce insan kendini bir tuhaf hissediyor. Gerçi Sclavi burada da küçük bir umut vermiş. Alacakaranlığa bir kez daha sığınmış. Ama bu yeterli olur mu, okuyup siz kendiniz karar verin.
Selamlar
Lami Tiryaki
Moderatör tarafında düzenlendi: