Yücel Köksal ile Türk Çizgi Romanı Üzerine Söyleşi

Raven

Yönetici
7 May 2009
1,443
12,533


Değerli dostlarım. Bugüne kadar çizgi diyarı çatısı altında pek çok yazar ve çizerle röportaj yaptım. Amma bu sefer ki röportaj diğerlerinden biraz farklı. Çünkü olaylar kendiliğinden gelişti, hasbihalimiz soru cevap şeklinde olmadı, tam bir sohbet havasında geçti. Üstadımız anlattı, bizler mest olmuş bir şekilde dinledik. En başından başlayalım. Her şey cumartesi günü çalan bir telefonla başladı. Arayan profesörümüz Haluk abiydi. Hal hatır girizgâhından sonra bana, yarın işin var mı dedi, ben olmadığını söyleyince, yarın Yücel Köksal geliyor, onunla sohbet edeceğiz, gelmek ister misin dedi. Başta yücel Köksal adı bende hiçbir çağrışım uyandırmadı. Çizer olduğunu anladım ama ne çizdiği konusunda bir bilgim yoktu. Haluk abi bana Teks, Zagor kapakları ve Akbulut Kaan deyince beynimde bir ışık yandı. Biz eski okurlar onu yücel Köksal olarak değil, o muhteşem sulu boya kapak tablolarının ressamı, meşhur imzasıyla YÜCEL olarak biliyorduk. O anda heyecanlandım, mutlaka geleceğim dedim. Velhasıl kelam Pazar günü oldu, biz karargâh üyeleri Kadıköy'ün yolunu tuttuk. İlk olarak değerli çevirmen ve ressam Fatih Okta ile tanıştık ki o başka bir maceramızın konusu. Ama ne yazık ki Yücel Köksal gelememişti. Rahatsızlanmıştı ve hastanedeydi. Kısa bir süre sonra çalan telefondan, hastaneden çıktığını, bizleri kırmamak adına o haliyle Kadıköy'e doğru geldiğini öğrendik ve beklemeye başladık. Ve sonunda üstat Büyülü dükkânın kapısında göründü. İlyas dostumuz hemen bize güzel bir masa hazırladı, çaylar geldi. Yücel hocamız çayından bir yudum aldı. Gözleri bizi görüyordu ama zihni uzaklardaydı. Ve o yılları yeniden yaşarcasına anlatmaya başladı...

1949 yılıydı. Ben orta 1'e geçmiştim. Bir resim öğretmenimiz vardı, bütün sınıfa model çizimi yaptırırdı. Benim çizimlerimi alır bütün sınıfa gösterir, bakın hepiniz Yüceli örnek alın derdi. Nasıl gururlanır nasıl mutlu olurdum anlatamam. İlk kıvılcım herhalde o zaman yandı. Çizmek bende günden güne büyüyen bir tutku halini aldı. Resim yeteneğimin nerden geldiğini bilmiyordum. Bir eğitimim yoktu. O gölgelendirmeleri ışığın geliş yönünü nasıl doğru yapıyordum bilmiyordum ama oluyordu işte. Hocamın bütün teşviki mutlaka akademiye gidip bu işin eğitimini almam üzerineydi. Babam İstanbul'a atanınca işte fırsat dedim. Akademiye girecektim ama olmadı işte. Elektrik okuduk.



Ama sonra hayalime ulaşmam başka bir şekilde oldu. Öğrencilik yıllarımda Cağaloğlu'nda Ekicigil yayınevinde bazı kopya işler çizmeye başladım. Yani yabancı çizgi romanların Türkçe uyarlaması. Özgün işler değildi ama çizgimi geliştirmeme çok yardımcı oldu. O zamanki teknikle, bu tarz çizimler önce aydınger kağıdına çiziliyor, sonra film olarak baskıya gidiyordu. 1955 yılında İlk çizdiğim macera bir Robin Hood macerasıydı, 64 sayfaydı. Bu sayede çizerlik mesleğine adım atmış oldum ama ben kendi özgün çizimlerimi yapmak derdindeydim. Bu yüzden karakalem çalışmalarımı yayınevine, Eşref ve Recep Ekicigil'e götürdüm. Bana bunlar baskı tekniğine uygun değil, götür bunları çinile öyle gel dediler.
Ama bir sorun vardı, ben çini mürekkebi nedir, tarama ucu nedir, işler nasıl çinilenir, gerekli malzemeler nedir, beyaz guaş boya ne işe yarar gibi konularda hiçbir şey bilmiyordum ki. Cağaloğlu'nda bir dükkâna girdim, çinileme malzemesine ihtiyacım olduğunu ama malzemelerin ne olduğunu bilmediğimi söyledim, adam bana işim var git başımdan dedi. Çok kırılmıştım ama yılmadım. Yokuş aşağı inmeye devam ettim ve Tekniker kırtasiyeye girdim. Derdimi söyleyince bana sen hiç merak etme dediler ve bana çizim için gereken bütün malzemelerden oluşan bir set hazırladılar. Ben işleri çiniledim götürdüm, beğendiler. Bana her gün gelebilir misin dediler. O günden sonra benim için çok yoğun bir trafik başladı, sabahları derse giriyor, 2- 3 saat ders arası boşlukta yayınevine koşuyor, sonra yine derse gidiyordum.


Bu dönemde çizgilerime en çok yön veren olay, 1952 yılında yayına başlayan Yelpaze dergisi oldu. Bu dergide ben çalışmadım, zaten yabancı menşeili çizgi romanları yayınlayan bir dergiydi. G.Bertoletti, W.Molino gibi İtalyan çizerlerin çizdiği illüstrasyon kapaklara hayranlık duyar onların çizgi tekniklerini çözmeye çalışırdım. Bu yelpaze dergisinin de ilginç bir öyküsü var. Dergi ilk 4 sayısında sıfır satmış. Yayınevinin derginin yayınını durdurmaktan başka bir çaresi yokmuş. Ama bir yol bulmuşlar. Bu öyle bir kampanyaydı ki dünyada eşine az rastlanır. 5. Sayıyı alana ilk 4 sayı bedava diye ilan verdiler. Dergi o hafta kapış kapış satıldı. Ve 1950 yılların sonuna kadar en çok satan çizgi roman dergilerinden biri oldu.



Ekicigil yayınevi iflas edip kapanınca son Havadis gazetesinde çizim işleri yapmaya devam ettim. Ama sonra yolum ceylan Yayınlarıyla kesişti. Sayın Erdoğan Egeli'nin teklifiyle başladığım Ceylan Yayınları maceramda Akbulut Kaan Karakterini çizmeye başladım. Aslında beni Akbulut Kaan ile özdeşleştirseler de bu karakteri sadece 2 yıl çizdim. Seriye Nejat Erhan başlamıştı. Sonra ben devraldım. 2 yıl her hafta çizdikten sonra seriye kısa bir süre de Şahap Ayhan devam etti. Ayrıca Akbulut Kaan, Tamer yiğit'in başrolde oynadığı Akbulut, Malkoçoğlu ve Karaoğlan'a karşı ismiyle filme çekildi.




Ekicigil yayınevi de camiaya hiç hakketmediği şekilde veda etti. Yayınevi, çizgi roman piyasasından sinema piyasasına kaydı ve ARTİST isimli dergiyi çıkarmaya başladı.



Hatta ben de bir süre bu derginin yazı işleri müdürlüğünü yaptım. 1964 yılında Tanju Gürsu, Cüneyt Arkın ve Filiz Akının resimleri dergiye geldi. Bu kadro, Halit REFİĞ yönetmenliğinde Gurbet kuşları isimli filmi çekmeye başladılar. Ben de filmin afişini çizmeye başladım ama o güne kadar renkli çalışma yapmadığım için gerçekten çok zorlandım. Bir mizansen hazırladım, iş bitince Recep Ekicigil'e götürdüm. Afişe baktı, sen yine bildiğin işi yap, bırak bu afiş işlerini dedi. Moralim çok bozuldu. O günden sonra renkli illüstrasyon çalışmalarında kendimi geliştirmeye karar verdim. Bu arada Film çok tuttu. Yılın en iyi filmi seçildi. Ne yazık ki Ekicigil sinema piyasasında fazla tutunamadı ve sonra iflas etti.





1960 ihtilalinde, 'Kansız ihtilal 1960' isimli, ihtilalcilerin çıkardığı kitabın kapağını çizdim. Bu kapak çizimim çok ilgi gördü. Ondan sonra politik SIR isimli derginin kapaklarını çizmeye başladım. Bu dergi o zaman çok sansasyonel, çok tepkiler alan bir dergiydi.



Daha sonra Ceylan yayınları, Son havadis gazetesi ve Burhan yayınlarında çalıştım. Ceylan yayınlarının Tommiks Teksas, Teks kapaklarını Samim utkun çiziyordu. Ben kapak çizimlerini ondan devraldım ve uzun süre bu yayınların kapaklarını YÜCEL imzasıyla çizdim. Burhan yayınlarında Bahadır kapaklarını da ben çiziyordum. Ceylan'dan ayrıldıktan sonra 4 yıl boyunca Ertuğrul Edirne ile birlikte, yurtdışı için western- korku dergilerinin kapak resimlerini yağlı boya ve akrilik tablolar şeklinde çizdim. Elimde kalan 20 ye yakın tabloyu Almanya'dan gelen bir ekibe teslim ettim. Bu da Almanya maceramın başlangıcı oldu.







Gelelim Tay yayınlarına, Bu yayınevinin ilk kapaklarını ben çiziyordum. İlk çizdiğim Kapak Tom Brakstı. Ardından Zagor ve mister No geldi. Bu arada çizmekten ve okumaktan en keyif aldığım karakter Mister No olmuştur her zaman. bende yeri ayrıdır. Neyse sonra Sezen Yalçıner Pekos Bill'in yeni serisini getirdi. 30 sayı Pekos Bill çıkardım. Yayıncılıkla ilgilenmeye başlayınca kapak çizimlerine yeteri kadar zamanım kalmıyordu. Sezen Bey senin yerine kapakları kim çizebilir diye sordu. Ben de tanıdığım biri var dedim. Abimin arkadaşı Aslan Şükür. İyi bir ressamdı ama daha önce bu piyasada çalışmamıştı, ilk başlarda konsept oluşturmakta zorlandı, Ben ona kompozisyonları hazırladım ve o da boyadı. Birkaç sayı sonra Aslan Şükür kendi tarzını oturtmaya başladı ve kapak çizimlerini tamamen benden devraldı. Çok ta iyi iş çıkardı. Ben de Tay yayınlarından gönül rahatlığıyla ayrıldım.



Daha sonra Hürriyet gazetesinde çalışmaya başladımç Kelebek için illüstrasyonlar, gazetenin manşetleri için çizimler yaptım. 1973 74 yıllarında çalıkuşu romanının çizgi romanını çizdim. Sonra Hürriyet gazetesinin almanya baskısı için 2 yıl süren Köroğlu , o bitince de akdeniz Korsanları öykülerini çizdim. Bu arada daha önce çizdiğim renkli tablolar için Almanya'dan düzenli olarak telif almaya başladım.



Ama hayatın bir cilvesi, Kardeşim olan sinema oyuncusu Yılmaz Köksal ile yaptığımız bir araba yolculuğu sırasında kaza geçirdim. Bileğim sakatlandı. Çizgi romancılıkla arama mesafe koyan olay da bu oldu. Bileğimin iyileşmesi uzun zaman aldı. Ben de Düğün davetiyesi ve kartpostal baskısı işine girdim. Elim iyileştikçe, kartpostal çizimlerini yapmaya başladım. Şimdi bugünlere geldik. Çizmekten asla vazgeçmedim. Yağlı boya tablolar yapıyorum. Bunları sevdiğim, bizi unutmayan dostlarıma hediye ediyorum. Kendim için soyut resimler yapıyorum. Beni hatırladınız, buraya davet ettiniz. Bana geçmişi hatırlattınız. İnanın gözlerim doldu. Bugün, yaptığım bunca işin boşa gitmediğini görünce mutlu oluyorum. Hepiniz sağolun çocuklar...

 
Son düzenleme:

ekenciz

Onursal Üye
Çeviri & Balonlama
13 Eyl 2009
2,988
13,484
Sanki oradaymışım gibi okudum. Çocukluğumda Yücel Köksal'ın isimini sadece yücel olarak bilir, yaptığı kapaklara hayran hayran bakardım. Bize onun ağzından o günleri hatırlatan sohbeti nakletmenizden dolayı ayrıca teşekkür ederim.
 

uzung

Yönetici
Yönetici
14 Ağu 2009
3,396
26,011
İstanbul
Sevgili Mustafa, öncelikle seni kutluyorum. Gerçekten de tam bir sohbet havasında olmuş ropörtaj. Hiçbir ayrıntıyı kaçırmamışsın. Sanki üstat karşımızda ve biz can kulağı ile dinliyormuş gibi oldum.
Bu vesile ile bu keyifli ortamı hazırladığı için Haluk ağabeye ve Yücel Köksal üstadımıza teşekkürlerimi sunarım.
 

denizkara

Yeni Üye
28 Mar 2010
61
44
denizci
Orada olmama rağmen; müthiş keyifle okudum, sağol Kara Mustafam :)

Yücel Köksal üstadımızı tanıma şansı elde edebildiğim için; çok mutluyum :)
 

cngz1

Aktif Üye
3 Ara 2011
392
9,657
İstanbul
Güzel bir söyleşi olmuş. Yücel Köksal, usta bir çizerin ağzından hayat hikayesi Müthiş Teşekkürler Mustafa eline sağlık
 
12 Şub 2010
15,006
543,641
Önce kendimi kutluyorum
İstanbul'a az bir yol kalmışken Mustafa'yı aradığım için
Bu işi ondan iyi yapacak kimse tanımıyordum, yanılmadığımı, hatta umduğumdan çok daha iyisini bulduğumu anlıyorum
Telefon etmeden önce içimde sıkıntı vardı
Ya Mustafa kaytarırsa:), işim var gelemem derse diye
Sağolsun kırmadı
Hele Akbulut Kaan dediğimde yelkenler suya inmiş, hoşafın suyu kesilmişti

Bugün Diyar'dan çok büyük iki keyif aldım
Öğlen vakti okuduğum, sevgili Mistercaki'nin Milliyet Çocuk güzellemesiydi

Şimdi ise keyfim kat kat katlandı, muhteşemsin Mustafa
Artık kaytarmana göz yummayacağım, bu işler tam senin işin
Hatta şu e-dergi işini de yeniden ele almak lazım

Yücel Köksal usta ile yapılan sohbetin büyük kısmında orada olmama rağmen Mustafa'nın bu işteki ustalığını şimdi daha iyi anladım

Ne diyeyim? Helal olsun sana:)
 

caretta

Onursal Üye
24 Ağu 2011
2,943
23,713
Kıbrıs
Ben de Raven Mustafa Pala'yı bu güzel ropörtajı için kutluyorum.Ama önce Haluk Bey'i gerekli organizasyonu yaptığı için kutlamak gerekir.
Yücel Köksal'ın çizdiği harika Kaptan Swing fasikül kapakları,Ceylan Betmen kapakları da nasıl unutulabilir?Hayatta olan usta bir çizere gösterilen kadirşinaslık ve vefa da takdire değer.Bu gibi organizasyonlar
kolay değil.Bayağı emek ve koşuşturma gerekir.Uzakta olup da akıl öğretmek kolay demezseniz bu gibi çalışmaların devam etmesi ve hayatta
olan çizer,yayıncı,çevirmen gibi çizgi romanla ilgilenmiş kişilerle bu gibi
buluşmalar ne kadar güzel olur.
 

scanfan

Yönetici
25 Eyl 2013
7,211
75,231

Benim için en şaşırtıcısı sayın Yücel Köksal'ın aktör Yılmaz Köksal'ın kardeşi olduğunu öğrenmem oldu. Sayın Raven'ın bu nadide röportajı sanırım birçok ansiklopedi ve kitap için referans kaynağı, ÇD için de bir prestij vesilesi olacaktır. Teşekkürler Raven, teşekkürler 'karargah' ekibi ve ÇD ailesi.

 

Lami Tiryaki

Onursal Üye
21 Nis 2009
513
3,727
Her zaman söylediğim bir konuyu burada tekrar etmek isterim. Bu türde röportajların derlenerek kitaba dönüştürülmeleri gerekir. Bu ustalar bu gün varlar yarın Allah gecinden versin göçüp gidecekler. Hazır hayatteyken hepsinden bol fotoğraf, anı vs temin edip Türk edebiyatının duvar tahtasındaki muhteşem yerlerini almaları gerekir.

Bu söyleşinin bu bağlamda ne kadar kıymetli olduğunu kelimelerle anlatmak yetersiz kalır. Bu söyleşileri çoğaltıp bir an önce kitaba dönüştürmek gerekir. Keşke zamanım ve imkanlarım olsaydı da bu işi kendim yapabilseydim. Ellerine sağlık dostum, gerçek bir çizgi roman tarihi kaydı olmuş.

Selamlar
Lami Tiryaki
 

ihtiyardost

Onursal Üye
12 Kas 2010
3,347
65,216
Bu keyifli ve de samimi / duygusal röportaja tanık olan
çizgi roman severlerden biri de bendim. Bu güzel günü
yaşamamıza vesile olan Haluk ağabeye ve güzel röportajıyla
bu günü ölümsüzleştiren sevgili Raven kardeşimize içtenlikle
teşekkür ediyorum.
 

Baltimora

Yönetici
16 Nis 2009
9,577
34,703
İstanbul
"Beni hatırladınız, buraya davet ettiniz. Bana geçmişi hatırlattınız. İnanın gözlerim doldu. Bugün, yaptığım bunca işin boşa gitmediğini görünce mutlu oluyorum. Hepiniz sağolun çocuklar..."

Bu cümleler düzenlenen aktivitenin ne kadar önemli ve anlamlı olduğunu izah ediyor.

Başta sevgili Raven ve Haluk abimiz olmak üzere, tüm Çizgi Diyarı üyelerine teşekkürlerimi sunarım..

Ellerinize, yüreğinize ve ayağınıza sağlık...
 
Son düzenleme:

savok

Admin
30 Eki 2009
19,988
83,571
Kasımpaşa
Yücel Köksal orda, Fatih Okta orada, Haluk abi, Zeki, Güngör, Mustafa var bir ben yokum.. Olmadı böyle.. Ama bu yazı sayesinde en azından bu pişmanlığım fayda etmeyeceğini bir kez daha anladım.. Ben daha iyisini yapabilirdim ya da yapamazdım... Bu kara Mustafa'ya benim en yakın zamanda bir iki iş daha vermem lazım... Haluk abim ta Ankara'dan gelmiş... Eline sağlık Mustafa, ağzına sağlık Yücel Usta... Ömrün uzun olsun sevgili Haluk abi..
 

ertuğrul

Admin
5 Nis 2009
24,847
136,861
Röportaj esnasında oradaydım.
Mustafa'nın verdiği çaba ve fedakarlıklar önemliydi.
Üstadımızı sıkmadan tatlı tatlı sohbetle bir dünya notlar aldı.
Ve ortaya harika bir çalışma çıkarmış.
Daha yapılacak çok röportajlar var.
Haluk abinin gayretleri, kara mustafa'nın titiz çalışması ile çok güzel bir anıya sahibiz.
Emekleri için Haluk abiye, Mustafa kardeşime,
Üstad Yücel Köksal beyefendiye sonsuz teşekkürler.
 

yeryüzü

Yönetici
3 Eki 2011
17,039
75,336
hiçbiryerde :)
Her anı çok güzel geçen günün kahramanlarına,
buluşmaya ilk vesile olan Palio68, Haluk ağabey,
Fatih Okta, Yücel Köksal üstatlar ve içimizdeki pırlanta "Raven"
ve evsahipleri, sevgiler, saygılar, gerçekten emeğiniz çoktu,
bizleri hep sevindirdiniz, sağolun...
 

ulucak

Süper Üye
8 Eyl 2012
1,062
2,792
Çok güzel bir Söyleşi olmuş her satırı ayrı güzel olan ve tarih kokan bu söyleşi için emeği geçenlere teşekkür ederim bu vesile ilede üstada sevdikleriyle beraber geçirebileceği sağlıklı,uzun bir ömür dilerim.
 
23 Ara 2014
12
33
Yücel Köksal ustanın anılarını heyecanla okudum, emeği geçenlere teşekkürler. 1959-60 ve daha sonraki birkaç yıl bizler Teksas-Tommiks okumaktan başka dergileri göremiyorduk, meğer 50'lerde hatta daha önceleri ne dergiler varmış.
 

Önder Çakı

Onursal Üye
E-Dergi Takımı
5 Ağu 2012
263
1,722
Bazen, birilerinin çıkıp birşeyler yapması gerekir.
Herkes beklerken onlar işi bitirirler.Üstelik bu işi bitirmekten başka bir istekleri,beklentileri de yoktur.
Ne kilometreler,ne sağlık durumu ne iş..
Yaptıklarına çok saygı duyuyorum abi.

Toplantıya katılamadım maalesef.
Yücel KÖKSAL üstat, kapaklar dışında çizgiroman da çizdiği için çizgiroman okuduğunu tahmin ediyordum.
Ama,Mister NO'nun onun kalbinde ayrı bir yeri olması çok farklı geldi bana.
Bildiğiniz üzere bende Mister NO ve Diso'yu tek geçerim her daim.:)
İnşallah en kısa sürede fırsat olur görüşürüz üstat ile.

Lami Tiryaki'nin dileği çok güzel.
Aslan ŞÜKÜR ,için çizgiroman sever dostların,amatör ruhla yaptıkları albümü gördüm.Elimden bırakmak istemedim.
Verilen emekten çizere nasıl kıymet verildiği çok belli oluyordu.
Yücel abi için de,diğer abilerimiz içinde bu tarz çalışmaların yapılıp zaman içinde ''var olarak sabitlenmeleri'' dileklerinin tümüne katılıyorum.
 

Atamahmut

Yeni Üye
6 Ara 2014
57
79
Türkiye'de çizgi roman tarihi ve gelişim sürecini anlatan harika bir yazı. Keşke eski büyük ustaları kaybetmeden bu tür röportajlar sıkça yapılıp gelecek kuşaklara belge olarak aktarılsa. Emeği geçen herkese teşekkürler. Yücel Köksal'a uzun ömürler dileği ile.
 

OnurKoksal

Yeni Üye
21 Haz 2022
1
6
Sayin okurlar,

Sevgili babam Yucel Koksal 20/06/2022 tarihinde vefat etmistir. Cenaze namazi, 21/06/2022 ogle namazinda Atakoy 5. Kisim omer Duruk Camiinde olacaktir.

Saygilarimla,
 

Baltimora

Yönetici
16 Nis 2009
9,577
34,703
İstanbul
Sayın okurlar,

Sevgili babam Yücel Köksal 20/06/2022 tarihinde vefat etmiştir. Cenaze namazı, 21/06/2022 öğle namazında Ataköy 5. Kısım Ömer Duruk Camiinde olacaktır.

Saygılarımla,
Başınız sağ olsun Onur bey. Sevgili babanızın ruhu şad, mekanı cennet olsun. Sabırlar diliyorum. Türk çizgi roman okurları kendisini asla unutmayacak, çizdiği birbirinden güzel eserlerle daima kalplerde yaşayacak ve de yaşatılacaktır.
 

scanfan

Yönetici
25 Eyl 2013
7,211
75,231
Başınız sağ olsun Onur bey. Çizgi roman dünyasından bir değer daha yok oldu. Bu sene epey bir yaprak dökümü olmuştu zaten. Bu mecra biraz daha çoraklaşmış oldu. Size ve ailenize sabırlar dilerim.
 

Hakan Alpin

Çizgi Roman Ustası
Onursal Üye
24 Şub 2015
1,781
15,130
Sayin okurlar,

Sevgili babam Yucel Koksal 20/06/2022 tarihinde vefat etmistir. Cenaze namazi, 21/06/2022 ogle namazinda Atakoy 5. Kisim omer Duruk Camiinde olacaktir.

Saygilarimla,

Başınız sağolsun, Onur bey. Allahuteala rahmet eylesin, sabırlar versin inşallah. Babanız, üstadımız çok değerli bir sanatçıydı ve buradaki hemen herkesin hayatına sanatıyla, çizdiği kapak resimleriyle dokunmuş saygıdeğer bir büyüğümüzdü. Yücel abiyi her zaman sevgi ve hürmet ile yad edeceğim. Allahuteala rahmetiyle muamele etsin inşallah.
 

CATS

Yeni Üye
7 Mar 2014
1
1
Başınız sağolsun Onur Bey. Hepimizin gönlünde eserleriyle yaşayacak değerli bir sanatçı olan babanıza rahmet, sizlere uzun ömürler diliyorum.
 
Üst