50 Yaşında Bir Emekli: Donald Amca

scanfan

Yönetici
25 Eyl 2013
7,211
75,231

50 Yaşında Bir Emekli: Donald Amca
Amerikan Ordusu Talebemdir
Gazete Yazısı
Yazan: Erol Özbek


Muhtemelen Cumhuriyet gazetesinden kesilmiş bir kupür. Tarih de yok ama kupürün arkasında
yer alan bazı ipuçlarından anlaşıldığına göre yazı 1984 ilâ 1989 yılları arasında çıkmış olmalı.
50647569936_7260042632_o.jpg




50 yaşında bir emekli: Donald Amca
ABD ordusu talebemdir

EROL ÖZBEK

Donald Amca artık maceralarla dolu bir yaşam süren genç ördek değil. Ne de olsa artık yaşını başını almış, toplumda belirli bir yere sahip. Yıllardır yeni film çevirmiyor, etliye sütlüye karışmıyor.
Donald, 9 haziran 1934 günü Ördekkent’te dünyaya geldi. Meslek yaşamı küçükken değil, doğuştan başladı. “Akıllı Tavuk” adlı çizgi filmde oynadığı küçücük bir rol sırasında “Ne, ben mi? Benim karnım ağrıyor” biçimindeki söyleviyle öylesine etkili oldu ki, çizgi filmlerin en aranan tipi oldu. Gerçi o sırada gagası ile boynunun ölçüleri pek harika değildi, ama küçük bir estetik ameliyatla sorun çözüldü.
Donald’ın başarısının bir sırrı, Miki Fare’nin aşın mükemmelliğiydi. Miki Fare birine tekme attığı zaman kadın demeklerinden ve iyi ailelerden binlerce mektuplar yağardı Walt Disney’in hayvanlar çiftliğine. Miki, hep örnek kişiydi, başarılıydı, dürüst, nazikti. Ama uzun vadede mizah kaynağı olarak kısırdı.
Donald ise “çizgili yayın diktatörü" Walt Disney’in, ressamlara yayınladığı talimatname gereğince, "kavgacı, kötü huylu, kinci, kafasına göre takılan, iki yüzlü, iğrenç, küstah, şamatacı, vahşi, adi, asabi ve öfkeli” idi. Son derece beceriksiz, talihsiz, her işin sonunda kaybetmekle kalmayıp başına olmayacak işler gelen biri olduğu için hızla puan topladı.
Önceleri Miki’nin gölgesinde kalan, hep kahraman Miki tarafından kurtarılan Donald, sonra bağımsızlığı seçti. Artık Ördekkent’in en ünlüsü Miki değil, Donald’dı.
Kimileri Donald’ın başarısının Roosevelt’in başkanlığına bağlı olduğunu söyler ve “o olmasaydı, Donald hayatta ün kazanamazdı” der. Gerçekten de Roosevelt dönemi bir ekonomik bunalımdan kurtulma dönemiydi. Dinamik, kendine güvenen, hatta kibirli insanlar makbuldü. Donald’ın pişmiş bir tavuktan ya da kızarmış bir Pekin ördeğinden farkı, her zaman paçayı kurtarması, hiç yılmadan ve boyun eğmeden büyük bir ukalâlıkla kendini büyük görevlere layık görmesiydi. Herkes çabasını onunla özdeşleştiriyor, başına gelen felâketleri fazlaca farkında olmadan kendi dertlerine benzetiyordu. Böylece “Gariban ördek” ile gariban insanlar arasında duygusal bir bağ kuruluyordı.
1940’larda birçok Amerikalı genç gibi Donald da askere alındı Ronald Reagan’ın askerlik yaptığı Hollywoodun yakınlarında o da benzer propaganda filmleri çeviriyordu. En büyük örneği “Führer’in suratı” olan bu filmlerin yanı sıra askerlere gösterilen eğitici filmlerde de eğitmen olarak görev aldı ve hiç kuşkusuz Reagan’dan daha fazla ilgi çekti.
Bu dönemde kazandığı deneyimle daha sonraları tarih öğretmenliği yapıp “Tekerleğin öyküsü”nü anlattı, trafik kurallarını çiğneyenleri azarladı, çevre kirlenmesiyle mücadele etti ve milyonlarca ilkokul öğrencisine yangından korunma dersi verdi.
Bütün bu basamaklar onda derin bir iz bıraktı. 14 yaşına kadar (yani 1948’e dek) kendine güveni sonsuzdu, kızdığında mutlaka tavana çarpardı (o döneme ait filmleri, bahriyeli elbisesinin dört düğmeli oluşundan tanınabilir).
1949-1956 döneminde ise ülkedeki genel eğilimlere uygun olarak daha sorumlu bir ördek olmaya başladı. Başına kalan üç yaramaz yeğenine bakabilmek için acımasız ve cimri Varyemez Amca’sından iş dilenmek zorunda kaldı. Bu dönemde ceketinin düğmeleri ikiye inmiştir. Artık çoğunlukla boynu bükük dolaşıyordu.
1957’den sonra ekonomik durum iyiye gidince Donald yeniden alnı açık, başı dik yürümeye başladı, daha neşeliydi, bu arada zayıflamıştı.
1956’da Disney’le olan film anlaşması sona erdi. Bir süre televizyon dizilerinde rol aldı. Çok tutuldu bunlar, ama Donald’ın yüz ifadeleri giderek cılızlaşıyordu.
Arada bazı aydınların da ağır eleştirilerine uğradı. Onun ve patronu Walt Disney’in gericiliğine, hep eski değer yargılarını savunmasına hücum edildi. Bu arada Donald’ın Latin Amerika’daki rejimleri ayakta tutmak için paralı asker olarak savaştığı ortaya çıkınca Avrupa ve ABD’de bazı romanları ve filmleri kara listeye alındı.
(Donald’ın başta Güney Amerika olmak üzere bazı ülkelerdeki yayınları bir yüz karasıydı ama patronu ve o, bundan hiçbir zaman utanç duymadı.)
Donald şimdi yeğenleri tarafından terkedilmiş, Disney’den emekli maaşı bile almadan, tek başına bir köşede yaşamaya devam ediyor.

Donald İle Bir Görüşme

Donald “Ördek kent” yakınlarındaki çiftliğinde yaşıyor bugün. Donald'ı çiftliğinde bulmayı başaran Federal Alman "Stern” dergisi muhabiri Uschi Neuhauser'in kendisiyle yaptığı görüşmenin bir özetini yararlı olacağı düşüncesiyle aşağıda yayınlıyoruz:

— Sayın Donald sizi kim yarattı?
DONALD — Bu bir terbiyesizliktir! Donald, Donald’tır, yani Donald. Walt Disney sadece ressamları Art Babbit ile Dick Huemer’i muhabir olarak ördekkent’e gönderip benim ve ailem hakkında bilgi edinme fikrinin sahibidir.
— Walt Disney Miki Fare ile 1928’de büyük başan elde etmişti. Altı yıl sonra niye sizin gibi iğrenç birini işe aldı?
DONALD — Miki Fare, annelerin çocuklarına örnek göstereceği biri olmuştu. Walt’a ise çizgi filmlerine biraz canlılık katmak için beceriksiz bir kahraman lazımdı.
— Neden ille de bir ördek?
DONALD — Aslında iş bir keçiyle başladı.
— 1956’dan sonra iyice basmakalıp, yaratıcılıktan yoksun oldunuz.
DONALD — Gelmiş geçmiş en büyük serseri olan ben, reklam ve eğitim filmleri yıldızı oldum. Tekerleğin öyküsünü anlattım, iş kazalarına karşı eğitim yaptım, milyonlarca çocuğa trafik kurallarını ve yangın önlemlerini öğrettim.
— Ama 1940’larda Sam Amca’nın savaş propagandası tezgâhına girip savaş propagandası ve askeri eğitim filmleri çevirdiniz.
DONALD — Bundan gurur duyuyorum. En azından, Amerikan ordusunun bilgi ve becerisinin yeşerdiği toprağın gübresi bana ait.
 
Son düzenleme:
Üst