Zagor'u Gerçek Zamanlı Okumak

Lami Tiryaki

Onursal Üye
21 Nis 2009
513
3,729
"Gecenin Siyah Kanatları"yla başlayıp, "Vampir Yleina" ile biten Ylenia Varga'lı son macerayı okuyunca, ister istemez Zagor'un Frida Lang'lı ve Ylenia'lı ve hatta Gambit'li önceki dönem maceralarına gitmek gerekti. Jacopo Rauch sağolsun o kadar çok referans vermişki, pek çok macerayı tekrar etmeden hikayeye hakim olamıyorsunuz. Laf aramızda mis gibi Zagor geceleri yaşadım, enfes nostalji oldu.

sflsyippha6cnu2c0xfy1ccdt9dptmkg0npbrw3wrdo3rdl53i36k7iat.jpg


E Frida Lang deyince iş Kandrax'a bağlandı. Kandrax deyince Zagor evreninin benim için bir numaralı efsane macerası Yağmur'a (Öldüren Delilik) kadar geldik dayandık tabii (bu anlattığım meseleler bir kaç sayfalık ciddi bir analizi hakediyor. İştahım ve zamanım elverirse karalayacağım bir şeyler...)

Yağmur'u okumadan önce epey bir düşündüm. Bu macera öyle çalakalem okumaya gelmez. Lal'in edisyonundan bir başlayayım dedim, baskı, format, özensiz kapaklar vs pek bir soğuk geldi bıraktım, Tay'ın mis kokulu fasiküllerini serdim önüme(ayıptır söylemesi bu fasiküller bende 0km olarak mevcut. Tay'ın bizzat mekanından satınalmıştım vakti zamanında). Yine de birden okuyup bitirmek işime gelmedi. "Bu keyfi uzatmak lazım" dedim kendi kendime. Oturup maceranın analizini yaptım önce. Ya bu hikayede sanki bir sihir var. Sadece girişteki 40 küsur sayfalık mükemmel ötesi Çiko-Bat Batterton macerası başlı başına sonsuz bir keyif kaynağı. "Yağmurlu bir günde kasabanın çamurlu ana caddesinden karşıdan karşıya geçmeye" dayalı bir kurgudan 40 küsur sayfalık bir başayapıt çıkar mı? Guido Nolitta çıkarmış. Aslanlar gibi çıkarmış. Ve hala beni heyecanlandırıyor. Sonraki Öldüren Çılgınlık ve nihayet Kandrax'a uzanan macera kurgusu, araba, bilgisayar, 5+1 efektli filmlerle sarılı gürültü dolu sanal dünyadan beni koparıp o ıssız Colemanların çiftliğine götürmeyi başarıyor. Nolitta bu macerada zamanın yıpratamayacağı bir evren tasarlamış. Daha 373. fasikülün kapağını açar açmaz sizi içine çekip alıyor. Kadroya bakar mısınız bir kere? Zagor, Çiko, Bat Batterton, Kazmakürek Bill, güzel Margie(bu arada Ylenia'lı maceralarda Margie'yle Prof Mac Leod'un evlendiğini okuyup, ne diyim epey bir çatladım kıskançlıktan:) ).

Neyse, uzatmayayım, macerayı gerçek zamanlı okumaya karar verdim. Hikayede geçen bir günü ben de bir gün yaşayarak gidiyorum. Bir kaç gün dediği yerde ben de bir kaç gün ara veriyorum. Zaten hikaye sürekli aklımda. Dün gece Çiko ve Kazma Kürek Bill'le kaçak mağaraya gittik. Hazine bulacağız derken uyuyan şeytanı uyandırdık, milletin başına olmadık bela açtık! Bakalım bu gün ne olacak yaşayıp göreceğiz.

margie2.jpg


Sürekli bir keyif, gerçek zamanlı Zagor ve dostlarla birarada olmak gerçekten tadına doyulmaz bir duygu.

Selamlar
Lami Tiryaki
 

Lami Tiryaki

Onursal Üye
21 Nis 2009
513
3,729
Eline sağlık üstadım :) Zagor'un manyak bilimadamı maceralarından :eek: hafif bir esinti hissettiğim :D başka zamanlı ve bambaşka bir seri aşağıdaki üstadım :d

http://www.cizgidiyari.com/forum/ya...57-fleetway-super-library-stupendous-eng.html

gandor üstadın eline sağlık güzel çalışma olmuş. Ya böyle arşivleri gördükçe bizdeki çok önemli bir eksiği farketmemek mümkün değil. Avrupa'da pek çok yerde bizzat şahit olduğum bir olgu bizde yok: O da yayınevlerinin arşiv çalışması. Yok arkadaş. Batıda bazı yayınevleri ya da o yayınevlerinin bir bölümü, böyle retro çalışmaları yeniden düzenleyip basıp okurların hizmetine sunuyorlar. Almanya'daki tüm fan-shop'larda Batman'in ilk sayıdan son sayısına kadar olan serisini bulmanız mümkün. Bittikçe habire basıyorlar. Hem de devasa ansiklopedik bilgi ciltleriyle birlikte. Bizde bırakın arşiv yapmayı Almanak'ları bile editoryallerini çevirmekten aciz biçimde basmaya çalışıyorlar. Arşiv denilen serilerde ne editoryal malzeme, ne doğru dürüst kapak koleksiyonları, hiç bir şey yok.

Gerçi okur sayısı belli, kültüre bakış açısı hangi seviyede belli olmayan bir ülkede bu muhabbet te ne kadar doğrudur bilmiyorum ama...

Kısacası çalışma güzel arkadaş. Hiç olmazsa orijinallerini buradan görme şansımız var.

Selamlar
Lami Tiryaki
 

Baltimora

Yönetici
16 Nis 2009
9,592
34,891
İstanbul
Tay'ın mis kokulu fasiküllerini serdim önüme(ayıptır söylemesi bu fasiküller bende 0 km olarak mevcut. Tay'ın bizzat mekanından satın almıştım vakti zamanında).

"Tay'ın mekanı" derken nereyi kast ettiniz ve tüm sayıları seri olarak satıyorlar mıydı? Bu konu ile ilgili de bir açıklama yaparsanız sevinirim abicim. Zira Tay yayınları'nın satış mekanını daima merak etmişimdir? Sevgi ve saygı ile..
 

denizkara

Yeni Üye
28 Mar 2010
53
72
denizci
"Tay'ın mekanı" derken nereyi kast ettiniz ve tüm sayıları seri olarak satıyorlar mıydı? Bu konu ile ilgili de bir açıklama yaparsanız sevinirim abicim. Zira Tay yayınları'nın satış mekanını daima merak etmişimdir? Sevgi ve saygı ile..
Babaıali’den yukarı çıkarken, Cağaloğlu’ndaydı; tam yol bitimine doğru, sol taraftaydı yeri üstadım.
 
Moderatör tarafında düzenlendi:

Baltimora

Yönetici
16 Nis 2009
9,592
34,891
İstanbul
Babaıali’den yukarı çıkarken, Cağaloğlu’ndaydı; tam yol bitimine doğru, sol taraftaydı yeri üstadım.

Bilgilendirme için teşekkürler sevgili denizkara.. Bu tarifi daha önce bir yerde okumuştum ama benim merak edip kast ettiğim husus mecmuaların nereden temin edildiği.. Yani; satış reyonuna benzer bir mekan filan mı vardı yoksa depoya gidip kendiniz filan mı seçiyordunuz?
 
Son düzenleme:

Lami Tiryaki

Onursal Üye
21 Nis 2009
513
3,729
"Tay'ın mekanı" derken nereyi kast ettiniz ve tüm sayıları seri olarak satıyorlar mıydı? Bu konu ile ilgili de bir açıklama yaparsanız sevinirim abicim. Zira Tay yayınları'nın satış mekanını daima merak etmişimdir? Sevgi ve saygı ile..
Dostum bahsettiğim olay 1997 ya da 1998 gibi bir zamanda oldu tam hatırlayamıyorum. Bazı tanıdıklarım vasıtasıyla Tay'ın çizgi roman yayınlamaktan vaz geçtiğini elinde kalanları da piyasaya verip dükkanı kapatacağı gibi bir duyum aldım. Ancak herkese söylememişler. Ben dahil bir kaç kişi-aynı zamanda olmamak kaydıyla-yayınevini ziyaret ederek eksiklerimizi aldık. Fiyatlar kesemize uygundu. Cağaloğlu'ndaki Tay'ın show-room'una hayatımda ilk defa gittim. Tay'ın mekanına girmek binlerce çizgi romanı birarada görmek hep rüyamdı. Bu rüyam kısmi olarak o gün gerçekleşti. Kısmi olarak diyorum çünkü depoya inmeme izin vermediler. Mekan oldukça geniş rafları olan camekanlı bir binaydı. Üst ve alt katları vardı. Mağaza sorumlusu Ay hn(Ay Barka) benim eksiklerimi tamamlamak içni bizzat bana rehberlik etti. Ay hn, o gün ilk defa tanışmış olmama rağmen hayatımda gördüğüm en kibar, en saygıdeğer, en hanımefendi insanlardan biri oldu. Tam bir İstanbul hanımefendisi, konuşmasıyla, davranışlarıyla insanda güven veren harika bir izlenim bırakmıştı bende. Kendisine buradan bir kez daha bana yaptığı yardım ve gösterdiği misafirperverlik nedeniyle şükranlarımı sunarım. Bu arada yayınevinde son kalan 5 adet Zagor, Kızılmaske ve Tombraks kapak posterini bana hediye ettiler. Koleksiyon odamın duvarını süslüyorlar hala.

Mekan artık çocuk yayınlarının baskı ve satışına geçtiği için tüm raflar çocuk ve okul öncesi yayınlarıyla doluydu. Bazı yayınların arkasına çizgi romanların konulduğunu farketmiştim. Ama hiç biri görünmüyordu. Eksik sayılarımın tamamını Ay hn depodan bizzat getirip bana teslim etti. Daha sonra Kızılmaske Sayı serisi eksiklerimi telefonla kendisine bildirdim, yeniden alışveriş yapmak istedim. Ne yaptı biliyor musunuz? Benim macera listemi faksla aldı, oturup sayı serisindeki maceralarla karşılaştırıp bende olmayanları tespit ederek bana postayla yolladı(her düşündüğümde Ay hn'a duyduğum minnet duygusu daha da artıyor).

Bazı fasikül eksiklerim sonradan aklıma geliyordu. Ben de aklıma geldikçe telefon açıp istiyordum ve bana gönderiyordu. Sonradan sahaflar ve pek çok kişi daha yayınevini ziyaret edip alış veriş yapmışlar. Hala sahaflarda bazı Tay sayıları "idare" damlgasıyla satılır, o günlerde kalma. Sanırım depo o yıllarda tamamen boşaldı. Ben mekanı son görenlerden biriydim. Kendimi bunun için hep şanslı sayarım.

Ay hn'la daha sonra Büyülü Rüzgar'ın pasajın alt katındaki dükkan açılışında karşılaşıp sohbet etme imkanı buldum. Bir de ağabeyi (Aykut Barka) vefat ettiği zaman telefonla uzun uzun sohbet etme imkanı bulmuştuk. "Zagor'un Türk Annesi" bu çok değerli insanımızla tanışma ve sohbet etme imkanına ulaştığım için de kendimi ayrıca şanslı sayarım.

Selamlar
Lami Tiryaki
 
Moderatör tarafında düzenlendi:

Baltimora

Yönetici
16 Nis 2009
9,592
34,891
İstanbul
Dostum bahsettiğim olay 1997 ya da 1998 gibi bir zamanda oldu tam hatırlayamıyorum. Bazı tanıdıklarım vasıtasıyla Tay'ın çizgi roman yayınlamaktan vaz geçtiğini elinde kalanları da piyasaya verip dükkanı kapatacağı gibi bir duyum aldım. Ancak herkese söylememişler. Ben dahil bir kaç kişi-aynı zamanda olmamak kaydıyla-yayınevini ziyaret ederek eksiklerimizi aldık. Fiyatlar kesemize uygundu. Cağaloğlu'ndaki Tay'ın show-room'una hayatımda ilk defa gittim. Tay'ın mekanına girmek binlerce çizgi romanı birarada görmek hep rüyamdı. Bu rüyam kısmi olarak o gün gerçekleşti. Kısmi olarak diyorum çünkü depoya inmeme izin vermediler. Mekan oldukça geniş rafları olan camekanlı bir binaydı. Üst ve alt katları vardı. Mağaza sorumlusu Ay hn(Ay Barka) benim eksiklerimi tamamlamak içni bizzat bana rehberlik etti. Ay hn, o gün ilk defa tanışmış olmama rağmen hayatımda gördüğüm en kibar, en saygıdeğer, en hanımefendi insanlardan biri oldu. Tam bir İstanbul hanımefendisi, konuşmasıyla, davranışlarıyla insanda güven veren harika bir izlenim bırakmıştı bende. Kendisine buradan bir kez daha bana yaptığı yardım ve gösterdiği misafirperverlik nedeniyle şükranlarımı sunarım. Bu arada yayınevinde son kalan 5 adet Zagor, Kızılmaske ve Tombraks kapak posterini bana hediye ettiler. Koleksiyon odamın duvarını süslüyorlar hala.

Mekan artık çocuk yayınlarının baskı ve satışına geçtiği için tüm raflar çocuk ve okul öncesi yayınlarıyla doluydu. Bazı yayınların arkasına çizgi romanların konulduğunu farketmiştim. Ama hiç biri görünmüyordu. Eksik sayılarımın tamamını Ay hn depodan bizzat getirip bana teslim etti. Daha sonra Kızılmaske Sayı serisi eksiklerimi telefonla kendisine bildirdim, yeniden alışveriş yapmak istedim. Ne yaptı biliyor musunuz? Benim macera listemi faksla aldı, oturup sayı serisindeki maceralarla karşılaştırıp bende olmayanları tespit ederek bana postayla yolladı(her düşündüğümde Ay hn'a duyduğum minnet duygusu daha da artıyor).

Bazı fasikül eksiklerim sonradan aklıma geliyordu. Ben de aklıma geldikçe telefon açıp istiyordum ve bana gönderiyordu. Sonradan sahaflar ve pek çok kişi daha yayınevini ziyaret edip alış veriş yapmışlar. Hala sahaflarda bazı Tay sayıları "idare" damlgasıyla satılır, o günlerde kalma. Sanırım depo o yıllarda tamamen boşaldı. Ben mekanı son görenlerden biriydim. Kendimi bunun için hep şanslı sayarım.

Ay hn'la daha sonra Büyülü Rüzgar'ın pasajın alt katındaki dükkan açılışında karşılaşıp sohbet etme imkanı buldum. Bir de ağabeyi (Aykut Barka) vefat ettiği zaman telefonla uzun uzun sohbet etme imkanı bulmuştuk. "Zagor'un Türk Annesi" bu çok değerli insanımızla tanışma ve sohbet etme imkanına ulaştığım için de kendimi ayrıca şanslı sayarım.

Selamlar
Lami Tiryaki

İşte aradığım yanıt buydu!.. Hatta fazlasıyla!!.. :) Her şeyi o kadar güzel, detaylı ve akıcı anlatmışsınız ki; yazdıklarınızı büyük bir keyifle okudum. İyi ki bu sitede sizler gibi birbirinden çok değerli üyelerimiz ve yöneticilerimiz var... Sizler sayesinde günümüzde her yerden kolay kolay elde edilemeyecek bir çok kıymetli bilgiye ulaşıyoruz.. Paylaşımınız için çok teşekkür ederim. Allah muhabbetimizi daim eylesin..
 

gandor08

Yönetici
6 Ocak 2013
18,367
141,608
Güzel bir hikaye okur gibi yazılanları okudum, çok güzel tespitler, bizim ülkemizde ciddi manada arişivleşememe gibi bir sorun var, hatta ve hatta daha büyütürsek oluşturulan arşivlerin imha edilmesi bile var.

Üstad büyük şef her yeni bir çizgi romanı foruma kazandırdığında acaba bunun aslı nerdedir, yabancı dildeki karşılığı nedir meraklanıyorum.

Merakımızı büyük ölçüde sayın abartman karşılıyor, ondan sonra nette laf canbazlığı ile bir sürü bilgiye ulaşmak daha kolay oluyor.

Sanırım yahoo dada epey bir metaryeller varmış, oraya henüz ulaşamadım. Fırsatım yoktu. Neyse gün yüzüne bir şeyler çıktıkça bir şeylerde bulunup karşılaştırılıyor, bu sayede belkide ciddi bağlamda ileride güzel işler çıkabilir.

Zagor yazınız muhteşemdi, elde edişinizde ki anlatım dahada bir güzeldi.

Teşekkürler.
 

direnc11

Yönetici
11 May 2009
10,087
36,747
İstanbul
Üstadım, gerçek zamanlı Zagor okuma projesi epey ilginç. Elbette bu projenin ve bu yazının bizde ilk çağrıştırdığı şey, bu gerçek zamanlı okuma serüveninin günlük seyrinin de aynı keyifli üslupla buraya yansıması isteği.

Hem bunu istiyoruz hem de Tay'ın kapanış safhasına dâir aktardığın anılar gibi başka anılar da istiyoruz. Biliyorum ki çizgi roman geçmişinde bu türden biriktirdiğin çok anı, tanıdığın çok insan var.

Ne çok şey istedim, değil mi? :)

Teşekkürler, üstadım.
 

Lami Tiryaki

Onursal Üye
21 Nis 2009
513
3,729
Üstadım, gerçek zamanlı Zagor okuma projesi epey ilginç. Elbette bu projenin ve bu yazının bizde ilk çağrıştırdığı şey, bu gerçek zamanlı okuma serüveninin günlük seyrinin de aynı keyifli üslupla buraya yansıması isteği.

Hem bunu istiyoruz hem de Tay'ın kapanış safhasına dâir aktardığın anılar gibi başka anılar da istiyoruz. Biliyorum ki çizgi roman geçmişinde bu türden biriktirdiğin çok anı, tanıdığın çok insan var.

Ne çok şey istedim, değil mi? :)

Teşekkürler, üstadım.

direnc 11 dostum, aslında bu, benim içimde uhde kalan konulardan biridir. İki adet kitap yazmak için habire taslaklar hazırlıyorum ama iş güç vs vs derken hep yarım kalıyor. Sanırım emeklilikte olacak artık. Kitap taslaklarımdan ilki Türk Çizgi Romanlarının tarihçe ve analizi üzerine olacak. Ancak öyle çizgi roman kronolojisi ve yazar çizer tanıtımları değilde macera analizleri, kahraman evrenleri, etkilediği kişi ve dönemler, yayınevi maceraları gibi daha köklü ve araştırmaya dayanan bir kitap olsun istiyorum. Biraz deneyince bu işin öyle kolay olmadığını da gördüm. Sadece Volkan ve Ali Recan için toplayıp çalakalem yazıya döktüğüm materyaller 60 kitap sayfasını geçti. Kimbilir belki kahraman bazlı farklı kitaplar yazma arayışlarına girerim. Ama içimdeki uhdelerden ilkidir bu.

İkinciye gelince. İşte o senin talep ettiğin konu dostum; anılarımı yazmak isterim. Çocukluğumdan bu yana çizgi roman ve popüler kültür üzerine yaşadığım her şeyi, izin almak kaydıyla başkalarını da işin içine katarak yazmak isterim. Hatta anılarımla birleştiği takdirde çizgi roman aleminde yaşanmış diğer anıları da katıştırarak bir çeşit anı-antoloji karışım yapmak isterim. Bakın, burada kırıntılarından bahsedildiğinde bile bazı şeyler insanı heyecanlandırıyor. Düşününce akla o kadar güzel şeyler geliyor, ki tarihin karanlıklarında kaybolmamalılar.

1996 veya 97 yıllarıydı, tam hatırlayamıyorum(not almak lazım anasını satiim, sonradan kıymetli oluyor böyle birikimler işte) Kadıköy'de postanenin arkasında şimdi artık masal gibi hatırladığımız yer tezgahlarının arasında dolaşıyordum. Ne fantastik bir dünyaymış, kıymetini bilememişiz. Bir ara İlyas'ın tezgahında bulmuşum kendimi, muhabbet ediyoruz. İlyas'a "ya Yüzbaşı Volkan benim için tabudur İlyas. Her şeyini toplamak isterim" filan diyordum. İlyas, "e birader gel seni çizeriyle tanıştırayım" dedi. Kolumdan tutup beni tezgahın önünde birileriyle sohbet eden orta yaşlı hafif kilolu bir adamın yanına getirdi. "Ali Abi bu Lami, Volkan hayranı" dedi. Ali Recan'dı karşımdaki! Hemen elimi sıktı "çok memnun oldum kardeşim, gel" diyerek muhabbetin ortasına çekti beni. Ayakta çaylar elimizde tezgah başı muhabbet koyduk. Venüs'ten, Volkan'ın Funda'yla evlenme projesinden, ondan bundan verip veriştirdik. Kasıntı birini beklerken karşımda kılığıyla konuşmasıyla bizden biri, sanki o tezgahçılardan biri çıktı karşıma. Adam bakan danışmanlığı yapmış biri değil de bizim toplantıların müdavimi biri gibiydi....

Bu Ali Abi'yi ilk ve son görüşüm oldu. Heyecandan ne fotoğraf çektirmek geldi aklıma(o yıllarda istediğin anda fotoğraf çektirmek ne mümkün) ne de bir Volkan alıp imzalatmak. Sadece muhabbet ettik. O kaldı bir tek. Şimdi istesek te Ali Abi'yi mezarından kaldırıp iki kelam ettiremeyiz. İşte insanlar vefat etmeden bazı materyalleri kayıt altına almak lazım. Sonra arkasından böyle hayıflanıp duruyoruz. O yüzden anı işi önemli bence. Bunun çok sayfalı bol resimli sert kapaklı bir cilt haline dönüştüğünü düşünebiliyor musunuz? Bunu, anılarımıza can veren çoğu insan hayata veda etmeden yapmak isterdim... ama ne yazıkki vaktim çok kısıtlı. Hayalde bile kalsa güzel projeler... umarım... inşallah...
******************

Bu arada geçen gece Çiko, Kazmakürek Bill ve Bat yaramazlarıyla birlikte uyandırdığımız Kandraks, o gece en çok Margie'yi korkuttu. Şeytan herif, direk kızın gözünün içine bakıp tehdit etti. Zagor üstüne atıldıysa da "içinden geçti" inanamadık! Görüntüsüymüş meğer. Neyse ertesi gün Prof. Mac Leod'un emriyle çalışanlar mağaradaki tüm heykel ve diğer efemerayı Colemanların çiftliğine taşıdı. Ancak şimdi Kandraks şeytanının eşyalarından dolayı çiftliğe musallat olma tehlikesine karşı sırayla nöbet tutuyoruz bir kaç gündür. Bir daha ortaya çıkmadı melun. Bu akşam Kambur, Howell ve diğerleriyle kağıt oynayacağız. Ortalık sakinleşince biz de ne diyim gevşedik biraz. Zagor'la birlikte koşulara çıkmaya başladım. Yılların sporcusu olmama rağmen adama yetişmek mümkün değil. Ağaç bulamadığı yerde kayalara tutunup uçuyor mübarek. Neyse akşama parti var:) Anlatırım sonra....

Selamlar
Lami Tiryaki

 

direnc11

Yönetici
11 May 2009
10,087
36,747
İstanbul
Sevgili dostum, yine ne güzel yazmışsın. Keşke bahsettiğin her iki proje de çok gecikmeden ete kemiğe bürünebilse. O zamanlarda bu türden platformlar ya da en azından aynı teknik imkanlar olsaydı bu anıların izlerini taşımak daha kolay olurdu. Öte yandan bu teknolojik araçlar olsaydı Ali Recan, Y. Volkan, Alfa, Tay olur muydu bu başka bir muamma.

5. yılını dolduran bu forumda, bu görece genç oluşumda bile çizgi roman adına şimdiden ne anılar, ne öyküler birikti. Bizim ülkemizde bizden sonraki kuşakların çizgi romana ilgisi muhtemelen başka bir çerçevede olacak (olursa şayet). Dolayısıyla bizim anılarımız, bizim öykülerimiz bizden sonrası için çok fazla anlam ifade edecek mi emin değilim doğrusu. Ama bizim için çok şey ifade edeceği kesin.

Ben bekliyor ve ümit ediyor olacağım. Neyi mi? Çizgi romanla ilgili Lami Tiryaki imzalı kitapların çıkmasını, raflarda yerini almasını. Ama bu kitapları elimizde tutuncaya kadar arada sırada da olsa, fırsat bulduğunda karalayabilirsen, bir iki şeyi buradan okumayı çok isterim. Tay öyküsü, Ali Recan öyküsü gibi öyküleri.

Sevgiler, saygılar.
 

yeryüzü

Yönetici
3 Eki 2011
17,045
75,448
hiçbiryerde :)
Beni yine bir garip yaptı anılarınız.
Hakikaten büyük bir ihtiyaç "tarih" ama
ülkelerin tarihidir genellikle iktidarlarca yazılan,
bense bu tarihi seviyorum, bizlerin
tarihini...
Bu arada dün elime almıştım Zagor
cilt 338'i, Kandraks şatosunda otururken
kalkıp "geziyordu" :)

Daha da fazla spoiler vermeyelim. Spoiler, Peh! Peh! Peh! :)
 

Lami Tiryaki

Onursal Üye
21 Nis 2009
513
3,729
Dikkat! Aşağıdaki yazı Zagor'un efsanevi Öldüren Çılgınlık-Yağmur isimli macerasının finaliyle ilgili önemli spoiler-sürpriz bozanlar içermektedir. Ona göre okuyunuz ya da okumayınız!

Sonunda bitti! Uğursuz büyücü, nehrin karanlıklarında boğuldu gitti. Günlerdir süren tedirgin edici Kandraks kabusunu Zagor ve dostlarıyla birlikte sona erdirdim. Zagor'un olağanüstü fiziğinin sadece atletik yapısıyla değil, dayanıklılığıyla da göz doldurduğunu görmek ilginçti. 381. sayının son sayfalarında başlayıp 382. sayının girişinde Zagor'un Willie Howell ile yaptığı mücadele gerçekten hem göze hem ruha hitap eder tarzdaydı. Sırtına yediği kocaman taşa rağmen, küllerinden doğrulduğu kareler, Nolitta'nın olağanüstü anlatımı olmasa okuyana komik bile gelebilir. Ama biz Zagor'severler için kuşkusuz efsane sahneler arasındadır.

syxggj.jpg


aut46f.jpg


kandrak1210.jpg


Ve nihayet Kandraks ile karşılaşma. Bu sahneler, Zagor tarihinin ender rastlanan final dövüşlerinden biri olarak algılanmalı bence. Zagor'un tanrı heykelini eline aldığındaki yüz ifadesi öyle kolay unutulur cinsten değil. Dostumuzu Zagor kronolojisinde belki de ilk kez bu kadar öfkeli görüyoruz. E, sonuçta o da insan ve iki dostunun bizzat ölümüne neden olan kişiye hıncını saçıyor. Normal karşılamalı.

28ixkqs.jpg


kandrak2211.jpg


Güzel Margie'nin de yardımıyla Kandraks'ı altetmeyi başaran kahramanımıza Margie tarafından bizzat verilen ödül insanın bütün kıskançlık damarlarını kabartıyor ne yalan söyleyeyim(ilk mesajın sonuna bakınız). Nolitta bu maceranın finalini de bildiğimiz klasik Zagor finallerinden farklı yapmış. E, maceraya dahil edilen kadro öyle sıradan karakterler değil ki. Bat Batterton ve Kazmakürek Bill için tam altı sayfalık özel bir final hazırlamış üstat, müthiş olmuş.

x3vfwo.jpg


24fjot3.jpg


kandrak3212.jpg


kandrak4213.jpg


Macerayı gerçek zamanlı okuyalım derken bir detayı gözden kaçırdık. Kabus'un doruk noktası yani büyücünün kurban gecesi olarak seçtiği tarih, altıncı ay gecesi. Aslında okuma tarihini ayın doğuşunun altıncı günü bitecek şekilde organize etmek gerekirdi. Ama bizimki öyle olmadı. Ne tesadüftür ki macerayı 22 Nisan gecesi bitirdim. Kandraks'a karşı kazanılan (ilk) zaferi biz kızımla birlikte 23 Nisan gösterileri eşliğinde kutladık :) Böylece iki bayramı birarada yapmış olduk!

1480754102036500791214137547341068925644104ndrd.jpg


Guido Nolitta ve Gallieno Ferri'ye bize armağan ettikleri bu ölümsüz macera için binlerce teşekkür ederken bu ay ilginç bir tesadüf yaşadım. Çizgi Düşler'den Nisan ayında çıkan Brendon'un 13. cildinin ortasındaki sayı yani 38. sayı direk Kandraks ile ilgili. "Stonehenge'de Geceyarısı" ismini taşıyan maceranın kötü adamının sadece adı Kandraks değil. Onun dışında uğursuz büyücü burada da karşıma çıktı. Üstelik daha ürkütücü biçimde. Druid rahiplerinin başka korkunç özelliklerini de böylece öğrenmiş olduk. Cihaverotti müthiş bir bilim kurgu hikayesine imza atmış bir an önce okumanızı şiddetle öneririm.

038mezzanotteastonehengechiaverottigianlucaacciarino.jpg


Elimdeki sayılarla sınırlı kapak galerisiyle bu heyecanlı macerayı şimdilik bitirelim. Brendon hikayesinden sonra Kandraks meselesi özel bir ilgiyi ve makaleyi hakediyor bence.

375ldrenlgnlk.jpg

Sayı 375: Öldüren Çılgınlık
2ai0b2g.jpg


376mezarodas.jpg

Sayı:376, Mezar Odası
rhr5ad.jpg


377mumya.jpg

Sayı:377, Mumya
2z82qnp.jpg


378hayatadn.jpg

Sayı:378, Hayata Dönüş
357jck6.jpg


379dehetgecesi.jpg

Sayı:379, Dehşet Gecesi
2u8ci9u.jpg


380iftliesaldr.jpg

Sayı:380, Çiftliğe Saldırı
2i8xb90.jpg


381kandraksnpeinde.jpg

Sayı:381, Kandraks'ın Peşinde
e1dwzs.jpg


382bycnnsonu.jpg

Sayı:382, Büyücünün Sonu
wqucqs.jpg


383yeniservenleredoruikoaktanrs.jpg

Sayı:383, Yeni Serüvenlere Doğru. Bu sayıda Çiko Aşk Tanrısı adıyla, orijinal adı Sandy River olan Donatelli çizimli yeni macera başlıyor. Maceranın konuk oyuncusu yine enfes bir karakter: Trampy ve giriş kısmı yine ilginç bir Çiko-Trampy öyküsü içeriyor.
a4n787.jpg


Maceranın yeraldığı ciltler:
106fasikl372375.jpg


107fasikl376379nnn.jpg


108fasikl380383.jpg


Selamlar
Lami Tiryaki
 
Son düzenleme:

mustafa34

Yeni Üye
16 Ocak 2012
91
236
İstanbul
Zagoru gerçek zamanlı okumak ilginç ve güzel bir fikir de; kitabın bir yerlerinde "Bir Yıl Sonra.." derse nasıl beklenir,
ya da daha kötüsü, "2 Yıl Önce" derse ne olacak? :)

Proje başka kitapta uygulanır, nolacak. :D

(Kendi sorup, kendi cevap veren adam; ben.:D)
 

Lami Tiryaki

Onursal Üye
21 Nis 2009
513
3,729
Arkadaşlar forumda geçen ay yapılan teknik çalışma dolayısıyla son mesajda kaybolan resimler yerine konulmuştur.

Bilgilerinize
Lami Tiryaki
 
Üst