Lami Tiryaki
Onursal Üye
- 21 Nis 2009
- 513
- 3,729
Dikkat! Aşağıdaki yazı Zagor 2 numaralı dev albüm Ölümü Yenen Adam'la ilgili önemli bir spoiler(sürprizbozan) içermektedir.
Hafta sonu ikinci Zagor Dev Albümü, "Ölümü Yenen Adam"ı okudum. Bu albümü okumayı üçüncü albümün çıktığı bu aya bırakmıştım(arada bir sayı tampon bırakıyorum ). Burattini geleneksel düz anlatımlı senaryo yerine bu kez çapraz bakışlı gerilimli, etkileyici bir senaryoya imza atmış. Macerayı keyifle okudum, Burattini'yi tebrik ediyorum. Bu arada Marco Verni, çizgileriyle müthiş bir Ferri havası yaratmış! Hiç bu kadar şaşırmamıştım.
Dev albümlerin olmazsa olmazı, referansların arkasından derhal Botegosky'li Sahte Zagor, macerada önemli bir yer tutan Kızıl Savaşçı(Tay : Posta Arabası, Lal:Ateş Deneyi) ve İkinci Olaf Botegosky hikayesini tekrar etmek gerekti, hatimliyorum efendim.
.....................................................
12 Ocak Pazar Günü Melih Aşık'ın Milliyet'teki köşesinden:
POL
İstanbul’da müteahhitlerin unuttuğu bir yeşil parça kalmıştı… Daha doğrusu SİT alanı olduğu için çivi çakılamıyordu. İstanbullu hafta sonlarında oraya uzanıp bir parça nefes alıyordu. Beklenen haber bu hafta geldi:
“Polonezköy imara açılıyor…”
Polonezköy 1840’larda Polonya’daki ayaklanmadan kaçan siyasi sürgünler tarafından geçici olarak kurulan bir köy. Eski ismi Adampol. Sürgünlerin bir bölümü yurtlarına dönmemiş, Adampol’u kurmuş hatta cennete çevirmişler.
Dillerini ve geleneklerini yaşatıyorlar. İstanbul’da bir vaha oluşturuyorlar.
Belli ki rant avcıları şimdi bu bir avuç cenneti gözlerine kestirdiler.
Tam da yerel seçim arifesindeyiz… İstanbul’un başkan adaylarından biri Polonezköy’e uzanıp:
- Ben seçilirsem buraya çivi çaktırmam, diye seslenerek bir farklılık ortaya koyabilirdi.
Böyle halk yanlısı bir refleksi gösteren yok şimdiye dek…
..................................................
Burattini, Olaf Botegosky öykülerini, Rus işgali sırasında Polonya'dan kaçıp Amerika'ya sığınan Polonyalı göçmenleri de içine alan enfes bir kurguyla harmanlayıp bir Zagor klasiği oluşturmuş. Oysa adamlar aynı yıllarda bizim topraklarımızda kendi isimleriyle bir bölge bile oluşturmuşlar. Osmanlı topraklarında geçen bir tür Botegosky hikayesi de güzel olurdu diye düşündüm. Yerli çizgi roman senaryolarına kaynaklık edebilecek pek çok referans bizde de mevcut. Ama işleyecek sanatçı sayısı ve kültür ortamı eksik maalesef.
Selamlar
Lami Tİryaki
Hafta sonu ikinci Zagor Dev Albümü, "Ölümü Yenen Adam"ı okudum. Bu albümü okumayı üçüncü albümün çıktığı bu aya bırakmıştım(arada bir sayı tampon bırakıyorum ). Burattini geleneksel düz anlatımlı senaryo yerine bu kez çapraz bakışlı gerilimli, etkileyici bir senaryoya imza atmış. Macerayı keyifle okudum, Burattini'yi tebrik ediyorum. Bu arada Marco Verni, çizgileriyle müthiş bir Ferri havası yaratmış! Hiç bu kadar şaşırmamıştım.
Dev albümlerin olmazsa olmazı, referansların arkasından derhal Botegosky'li Sahte Zagor, macerada önemli bir yer tutan Kızıl Savaşçı(Tay : Posta Arabası, Lal:Ateş Deneyi) ve İkinci Olaf Botegosky hikayesini tekrar etmek gerekti, hatimliyorum efendim.
.....................................................
12 Ocak Pazar Günü Melih Aşık'ın Milliyet'teki köşesinden:
POL
İstanbul’da müteahhitlerin unuttuğu bir yeşil parça kalmıştı… Daha doğrusu SİT alanı olduğu için çivi çakılamıyordu. İstanbullu hafta sonlarında oraya uzanıp bir parça nefes alıyordu. Beklenen haber bu hafta geldi:
“Polonezköy imara açılıyor…”
Polonezköy 1840’larda Polonya’daki ayaklanmadan kaçan siyasi sürgünler tarafından geçici olarak kurulan bir köy. Eski ismi Adampol. Sürgünlerin bir bölümü yurtlarına dönmemiş, Adampol’u kurmuş hatta cennete çevirmişler.
Dillerini ve geleneklerini yaşatıyorlar. İstanbul’da bir vaha oluşturuyorlar.
Belli ki rant avcıları şimdi bu bir avuç cenneti gözlerine kestirdiler.
Tam da yerel seçim arifesindeyiz… İstanbul’un başkan adaylarından biri Polonezköy’e uzanıp:
- Ben seçilirsem buraya çivi çaktırmam, diye seslenerek bir farklılık ortaya koyabilirdi.
Böyle halk yanlısı bir refleksi gösteren yok şimdiye dek…
..................................................
Burattini, Olaf Botegosky öykülerini, Rus işgali sırasında Polonya'dan kaçıp Amerika'ya sığınan Polonyalı göçmenleri de içine alan enfes bir kurguyla harmanlayıp bir Zagor klasiği oluşturmuş. Oysa adamlar aynı yıllarda bizim topraklarımızda kendi isimleriyle bir bölge bile oluşturmuşlar. Osmanlı topraklarında geçen bir tür Botegosky hikayesi de güzel olurdu diye düşündüm. Yerli çizgi roman senaryolarına kaynaklık edebilecek pek çok referans bizde de mevcut. Ama işleyecek sanatçı sayısı ve kültür ortamı eksik maalesef.
Selamlar
Lami Tİryaki
Son düzenleme: