LOGICOMIX, Senin Kilon Kaç Kuruş?

yeryüzü

Yönetici
3 Eki 2011
17,045
75,451
hiçbiryerde :)
http://www.cizgidiyari.com/forum/yeni-yayinlar/60597-logicomix-cikti.html#post240684
SEVGİLİ NİHAT'IN BU DUYURUSUYLA ÇOK MERAK EDİP
LOGICOMIX'İ ALDIM.PIRIL PIRIL KUŞE KAĞIDA BASILMIŞ,
AĞIRCA BİR KİTAPTI.OKUDUM VE ŞUNLARI DÜŞÜNDÜM:










bir rica:yazı hakkında olumlu ya da olumsuz düşüncelerinizi,
kitabı okuyanlar da kitap hakkında bir iki cümleyle de olsa yine
düşündüklerinizi paylaşırsanız çok sevinirim...
 
Son düzenleme:

savok

Admin
30 Eki 2009
19,991
83,647
Kasımpaşa
Çeşitli zamanlarda çeşitli eleştirmenlerden çeşitli eleştiri yazıları okudum. Ancak bu çeşidine hiç rastlamamıştım. Hakkını vermek gerek, olumsuz önyargı ile başladığım yazıya sonunda büyük sempati duydum. Tebrik ederim. Naçizane önerim doktorluğu bırakıp bir an önce kitap eleştirmenliğine olmazsa reklamcılığa olmazsa kitap tartı işine girmeniz yolunda olacaktır.Sevgi ve saygılarımla.. Birde merak ettim bu kitabın düşük çözünürlüklü kota dostu bir başka baskısı yok mu? Aristo bu mantığı görse ne yapardı? Merak ettim.. Kendini yukarıdan aşağı şöyle bir sayardı herhalde..
 

direnc11

Yönetici
11 May 2009
10,087
36,748
İstanbul
Sevgili dostum, evet kitapla ilgili duyuruyu ben yaptım. Kitabı da edindim ama itiraf edeyim henüz okuyamadım. Sıra gelmemişti. Ancak bu nefis yazın öncelikleri değiştirdi. Gerçi kitapla ilgili epeyce olumlu değerlendirmeler duymuş ve okumuştum ama senin değerlendirmeni hepsinden çok önemsiyor ve hemen yarın sabah elime alıyorum kitabı.
 

abartman

Onursal Üye
13 Ocak 2011
2,000
11,943
Eminim bu tanıtımdan sonra merak edenlerin sayısı artar. En kısa sürede edinip inceleye inceleye okuma isteği duyduğumu söylemeliyim. Teşekkürler Yeryüzü.
 

direnc11

Yönetici
11 May 2009
10,087
36,748
İstanbul
Aslında sevgili yeryüzü'nün konuyu başlatan yukarıdaki yazısından hemen bir sonraki gün kitabı okudum. Kitapla ilgili düşüncelerimi yazmaya ise ancak fırsat bulabildim.

Bir kere bu çizgi romanın, hem öykünün anlatım tekniği hem de içeriği itibariyle alıştığımız çizgi romanlardan oldukça farklı olduğunu söylemek lazım. Anlatılan öykünün de en azından bir dönem için kişisel ilgi alanıma fazlasıyla girdiğini belirtmeliyim. Mühendislik eğitimini tamamladıktan sonra devam ettiğim felsefe yüksek lisans programında birkaç tane de mantık dersi aldığımı (ki bu dersleri veren çok değerli hocalarım Teo Grünberg ve Ahmet İnam'ı da saygıyla anmak isterim), bu nedenle yazacaklarımın "taraf" olan birisinin yazdıkları olduğunu da söyleyeyim.

Bertrand Russell'ın özel yaşam hikayeleriyle süslenen, bazen yaratıcılarının özgün diyaloglarıyla da zenginleştirilen kitabın ana teması dünya hakkında en temel bilgiyi sadece bilimden alabileceğimiz ve doğa bilimlerinin temelinin de matematik olduğu. Öyleyse matematikte belirsizliklerin tamamını ortadan kaldırmalı ki her şey mutlak bir kesinlikle açıklanabilsin. Bunun için de mantığın kesin bir bilim haline gelmesi gerekli. İşte bu arayışın anlatıldığı kitapta, Russel'ın hedefi doğruluğu kesin olmayan bilgiyle (ki bu bilgi değildir) mücadeledir.

Tam burada matematik ve mantıktaki bu arayışı günlük hayatlarımıza yansıtmak yerinde olacaktır. Bir gün içerisinde yüzlerce cümle kurar ya da başkalarının kurduğu cümleleri dinleriz. Her bir cümle bir yargı içerir. Acaba bu yargılarımızın kaç tanesi doğru ya da kanıtlanmış bilgiye dayanır? Eğer totoloji yapmıyorsak, yani yapısı gereği muhakkak doğru olan cümleler kurmuyorsak (ki bu türden cümlelerin tamamı çöplüğü hak eden cümlelerdir. Örneğin; "Galatasaray bu sene ya şampiyon olacak ya da olamayacak.", "Bugün ya yağmur yağacak ya da yağmayacak") günlük hayatımız yanlışlarla dolu olabilir.

Bildiğimizi(?) düşündüğümüz pek çok şeyin aslında kulaktan dolma şeyler olduğu açık. Açık olan başka ve daha tehlikeli olan bir şey var ki o da sorgulamadığımız, bize doğru gibi gözüken bir veriyi, bir haberi doğrulama ihtiyacı duymadığımız. İşte zihinleri esir alan, bizi körleştiren şey tam böyle bir tutum. Bu tutum artık bugün her zamankinden daha tehlikeli. Çünkü "internet çağında" korkunç bir bilgi(?) bombardını altındayız. Her sene transfer edilen veri miktarı neredeyse geometrik olarak artıyor. Bu transfer edilen verilerle bilerek ya da bilmeyerek gerçekliğin önemli bir şekilde çarpıtıldığı da açık.

Hal böyleyken şunu yapmak lazım: Biraz sakinleşmek, koşmayı bırakmak, derin derin soluk almak ve yeniden düşünmek. Doğru bildiklerimizi sorgulamak. Bir günlüğüne işi gücü bırakalım ve kendi kendimizin dedektifi olalım. Gün içerisinde üçüncü şahıslara aktardığımız ya da onlardan aldığımız yargıların doğruluğunu sorgulayalım. İşte bu kitabın böyle bir işe hizmet etmesini, sahiden de "bilmeyi isteme" halinin artmasına katkıda bulunmasını umuyorum. Okuyanı muhtemelen çok olmayacaktır ama ben yine de umuyorum. Şimdi bu yazıyı bitirdikten sonra, yazımdaki her bir cümlenin doğruluğu üzerine daha derin bir sorgulama yapacağım. :)

Çizgi roman dünyasında doğrudan bunu mesele eden, mesele ettiren bir kitabın da olması ne güzel.
 
Son düzenleme:

hadon

Onursal Üye
Çeviri & Balonlama
10 Mar 2010
3,056
9,086
Kastamonu
...bir rica:yazı hakkında olumlu ya da olumsuz düşüncelerinizi, kitabı okuyanlar da kitap hakkında bir iki cümleyle de olsa yine düşündüklerinizi paylaşırsanız çok sevinirim...
Daha maaşa çok var; beni akşam akşam durduk yerde masrafa sokacaksınız.

O kadar damarıma damarıma sayfalar seçmişsiniz ki kayıtsız kalamadım. Kitapçıya gittiğimde görsem, şu en çok satanlar listelerinde çokça rastlanan kişisel gelişim kitapları gibi bir şey sanıp bakmazdım bile... Ama bizlere göstermek için seçtiğiniz sayfa ve yazılara bakınca etkilenmemek olası değil.

Orada gördüklerimin üzerine direnc11'in yazdıkları, bana Bertolt Brecht ismini hatırlattı.

Birkaç yıl önce sinema ile ilgili bir seri kitap okumam gerekmişti. Okuduğum kitaplardan biri Mutlu Parkan'ın yazdığı "Brecht Estetiği ve Sinema" idi.
Sizin ve direnc11'in yazdıklarını okuduktan sonra gidip kitabı buldum ve daha açar açmaz, o zaman altını çizdiğim şu satırlarla karşılaştım:

"Bu sinemayla buluşan seyirci, gerçeği yaşamdakinden farklı olmayan bir şekilde, yani 'olduğu gibi' algılamaktan öteye gidememekte ve yaşamı güdüleyen kanuniyetler üzerinde etkinlik elde edebileceği bir konuma gelememektedir. Yani, filmdeki olaylar ve karakterlerle özdeşleşen seyirci, eleştirel bir bakış açısına sahip olamamakta, olayları, dolayısıyla yaşamı olduğu gibi kabullenmeye itilmektedir. Oysa, insanın en temel özelliklerinden biri, yaşama aktif olarak katılma, onu yönlendirme ve değiştirme potansiyeline sahip olmasıdır."

Tamamını anlayabildiğimden emin olmadığım bir konuyu, sanki uzmanıymış edalarıyla aktarmak hem size, hem kendime saygısızlık olacağı için, kitaptan küçük bir bölümü noktası virgülüne aynen aktardım. Tanıtılan kitapla birebir uymasa bile aslında benzeşen konular galiba. (Buna okuduğum zaman daha iyi karar vereceğim.)

Teşekkürler...

Not: Alıntıladığım yazının en başında yazar, "Bu sinema" derken geleneksel sinemadan bahsediyor. Brecht'in kuramı, yukarıdaki eleştiriden yola çıkıyor.
 

savok

Admin
30 Eki 2009
19,991
83,647
Kasımpaşa
Ben teksasımı okurum, keyfime bakarım..
Olmadı biraz da zagor,
kafayı yemişsem biraz da taytlı çizgi roman
Bu sene Galatasaray şampiyon..
Kesin..
Belki de değil..
Ben kimim..
Kitabın ismi de bilimsel çizgi roman
komikoloji olunca çizgi roman bilimi
lojikomik olunca bilimin çizgi romanı..
Ben de bu akşam bu yazdıklarımı sorgulayacağım..
ben kimim nerden geldim nereye gidiyorum..
Quo vadis?

(Quo vadis? latince "hişşt alooo" demektir gayet, akabinde "quo il vadi amicus, fortes fortuna veritas" yani "bir arkadaşa bakıp çıkıcam" anlamına gelen sözler söylenir..)by ekşi sözlük
 

yeryüzü

Yönetici
3 Eki 2011
17,045
75,451
hiçbiryerde :)
sevgili direnç11 mükemmel yazmışsın,kitabın özü yazında.
sevgili hadon,LOGICOMIX'te Russel'in bir matematikçi ve mantıkçı olarak "kesin gerçeği","kesin bilgiyi" arayışı hikaye ediliyor.Doğru bildiğimizi yaşamımızda uygulamamız gerekiyor,o ayrı.
sevgili savaş ta kitabı okursa "kesin" sever,hatta bayılır!
 

grreenman

Çeviri & Balonlama
29 Eki 2009
282
410
Kitabı alırken kararsızdım, malum hiç de ucuz bir fiyatı yok. Internetten spiarişim geldiğimde ilk incelediğim baskı ve kağıt kalitesi olduki bu açılardan benden tam puan almıştı.

Kitabın başına bir göz attım ve elimden bırakamayarak unutumayacağım bir kaç saat geçirdim ve bir solukta kitabı bitirdim ve hemen sevdiklerime tavsiye etmeye başladım.

Kitap "Herkes İçin Felsefe", "Yeni Başlayanlar İçin felsefe" tarzında bir şey değil, didaiktik olmak, matematik ve mantığa dair öğretici olma kaygısı gütmeden, geerçektende yazarlarının deyişiyle "bir öykü anlatma" denemesi, Bertrand Russell'in hayat hikayesinden hareketle 19. yy sonu 20. yy. başında matematik ve mantığın bir serüveni.

Yazar ve çizerler kitaba kendi hikayelerinide katmışlar, kitabı nasıl oluşturdular, ilerleyen bölümlerde kararları nasıl etkilendi; bu açıdan anlatıcıların kendilerinin ve kitabı nasıl oluşturdukları da bir yan öykü olarak yer alıyor ve anlatıcılara olan aşinalığı arttırıyor.

Kitapta döneminin pek çok mantıkçı ve matematikçisine dair bilgi yer alıyor, Cantor, Frege, Godel ve daha başka pek çok ismin yanı sıra benim okurken en çok eğlendiğim Wittgenstein ve onunla ilgili bölümler.

Çizerler, realistik çizgiler kullanmadan ama kendileride dahil olmak üzere gerçek kişilerin portrelerinden hareketle çizimler yapmışlar, bu da isim olarak bildiğimiz, duyduğumuz kişilerin nasıl bir çehreleri olduğuna dair bir imaj oluşturmasını da kendimce önemli buldum.

Kitabın etkilendiğim bir başka özelliği ise Russell'in yolculuğu. Burada Russell bir nevi Ulyses, matematiği kesinleştirecek, mantık için bir temel oluşturacak ispat için çıktığı upuzun bir yolculuk, çeşitli "tehlikeler" atlatarak, "problemler" çözerek yaptığı, en sonunda bulduğu yerin aradığı yer olmadığını anladığı, anlamakla kalmayıp "kesinliğin" temellerini sarsan "keşifler" yaparak da katkı sağladığı, macera dolu olsa da sonu hüzünlü biten bir öykü.

Bu arada kitabın yaklaşık 1 kg ağırlığı olduğunu hiç tahmin etmemiştim, kitaba ilişkin bu önemli bilgi için teşekkür ediyorum :)

Ben kitabı çok beğendim, çok sevdim, benim gibi matematikten hiç anlamayanlar için bile büyük keyif verici, harika vbir çalışma olmuş, kesinlikle herkese tavsiye ederim.
 

direnc11

Yönetici
11 May 2009
10,087
36,748
İstanbul
Kitabı aldım okumaya çalıştım ama hiç beğenmedim, benim okuduğum çizgi romanlara hiç benzemiyor, benden bu kitaba eksi not..

Kitabın en fazla 300, bilemedin 500 tane basıldığını tahmin ediyordum. Kitap İskenderun'a bile geldiğine göre yanılmışım, daha fazla baskı yapmış. Buna sevindim, ancak sevgili okaya'nın beğenmemesine de üzüldüm. Elbette herkes her kitabı beğenecek diye bir kaide yok ve bu kitap sahiden biraz farklı. Okurken biraz daha fazla emek gerektirebilir. Ben tavsiye etmeye devam ediyorum.

Not: Yayınevi ile en ufak bir bağım yok. :) Tavsiyede ısrarımın sebebi kitabın buna fazlasıyla değdiğini düşünmem.
 
Son düzenleme:

İskenderunlu

Onursal Üye
29 Tem 2012
5,358
12,893
iskenderun-Hatay
Kitabı internet satış sitelerinden almıştım..Tabii ki her insanın okuma zevki farklıdır..Kimimiz fumettici, kimimiz comicsever, kimimiz ise hem comic hem fumetti okuru..
 

Albatros Kitap

Yeni Üye
4 Mar 2013
9
21
Logicomix'in 40 TL'lik fiyatını pahalı bulanlara öncelikle kitabın, kuşe kağıda basılmış, tamamı renkli, 345 sayfadan oluştuğunu belirtmek gerekiyor. Bu 40 TL'nin %50'si doğrudan dağıtım şirketine ait. Dağıtımcı kitabı 20 TL'den alıyor. Yani yayınevine kalan 20 TL'den matbaa, kuşe kağıt, nakliye, çeviri, tasarım, yazar telifi, ajans komisyonu, %8 KDV, aylık telefon, internet, elektrik, kira, stopaj gibi tüm masrafların karşılanması gerekiyor...
Gelelim kitabı 40 TL'den satın alıp kendini... kötü hissedenlere. Biz Albatros Kitap olarak kendi web sitemizden indirim yapmadan önce de İdefix gibi pek çok şirket kitabı indirimli sattı ve satmaya devam ediyor. Yani isteyen kitap ilk çıktığında da çeşitli web sitelerinden 30 TL'ye hatta İdefix sanal fuarında 20 TL'ye alabilirdi!
Ayrıca her yayınevi satışı artırmak adına zaman zaman kampanyalar düzenler. Kitap fuarları, sanal kitap fuarları bunun için yapılır.
Bu kadar maliyetli bir kitabın maliyetini daha arttırmak pahasına ve sırf kitap kitabevlerinde zarar görmesin diye her kitaba ayrı shrink (jelatin) konuldu ve 11 adetlik küçük kolilere yerleştirildi.
Fakat sorun kitabın fiyatı değil ülkemizde kültür sanat ürünlerine verilen değer... Maça gitmek için kolaylıkla 100 TL verebilen insanlar kitap ya da kültür ürünleri söz konusu olunca her fiyatı pahalı bulabiliyor. Ayrıca şunu belirtmekte fayda var: 2005 yılından beri yayımladığımız HİÇBİR kitaba zam yapmadık! Acaba Türkiye'de 2005'ten beri fiyatı değişmeyen TEK bir ürün var mıdır?
Son olarak derdi gerçekten kitap okumak olan her insan halk kütüphanelerinden ücretsiz olarak yayımlanan kitapları alıp okuyabilir ayrıca internet sitelerinden de yayımlanan her kitabı indirimli satın alabilir.
 

hakanbi

Süper Üye
3 Şub 2011
511
75
:)kitabı okumadım lakin yorumları okudum,haliyle bir nebze olsun fikir sahibi olabildim.sonuçta çocukluğumun çizgi romanlarıyla kıyaslanmayacağına kanaat getirdim.fakat hayatımız sürekli çizgi roman okumakla geçmedi,farklı yayınları da okuyup anladık,haliyle bu kitap alınıp çizgi roman konsantrasyonuyla değil farklı bir kitap anlayışıyla okunabilir,ruh haline göre beğenilir veya beğenilmez,beğenmez iseniz akabinde bir adet zagor fasikül ile sakinleşilir
 

tuzla

Onursal Üye
Çeviri & Balonlama
3 Şub 2010
684
34,742
Albatros Kitap'ın biraz sakinleşmesi iyi olur. "Derdimiz" kitap okumak olduğunda, ne yapacağımıza kendimiz karar verebiliriz.
 
Üst