Dampyr ve İsviçre'li Faşist Alman Ergenekon'u

vakanuvis

Süper Üye
5 Mar 2011
604
975
not - Hazır 20. Cildi raflarda yerini almışken bu aralar en bi taptığım çizgi romanla ilgili paylaşımda bulunayım... Okuru artar falan :O)

Dampyr okumadınız mı hala? İyi, okumayın!

Her tür faşizan eyleme, sisteme ve baskıcı sömürücü düzene Vampirler üzerinden göndermeler yaparak yanlışlara dikkat çeken çizgi roman ülkemizde yayınlanan 2004 sayılı "Doymak Bilmeyenler" adlı öyküsüyle tarafsız güzel ve medeni ülke İsviçre üzerinden beyaz Avrupa'nın yabancılara bakış açısını bir güzel özetlemişti zamanında. Almanya'da 8 Türk 1 Yunan'ın öldürülmeleriyle ortaya çıkan bir gerçek, faşist bir grubun bu insanları İsviçre'de aldıkları eğitim sonucu öldürdüklerini ortaya çıkardı. Hatta silahlar bile İsviçre'denmiş...

Dampyr
Orjinal Sayı 32
Süper Cilt 8
"Gli İnsaziabili" - Doymak Bilmeyenler
Yazan - Maurizio Colombo
Çizer - Giuliano Piccininno
Oğlak / Maceraperest Yayınlar
images


Metaforlar dünyasında semboller konuşur, asıl söylenmek istenenin yerine başka şeyler konularak dolaylı yoldan eğlenceli göndermeler yapılır. Dampyr de karşı çıktığı düzeni sorgularken bu yöntemi kullanmaya hiç ara vermiyor.

"Doymak Bilmeyenler" adlı öykü çocukluğumdan hatırladığım bir olayla başlar: Karlı zirvelere çakılan bir uçak ve hayatta kalmaya çalışan yolcular içlerinden seçtikleri bazı kişileri yiyerek hayatta kalırlar. Son derece sert doğa koşulları, sıkıntı, açlık, çaresizlik, hayatta kalma dürtüsü ve onları kışkırtan bir varlık... Çocukluğumdan hatırladığım ama sonradan ayrıntılarını öğrendiğim olaysa Uruguaylı bir takımı taşıyan uçağın And dağlarına çakılması ve 72 gün boyunca kurtarılmayı bekleyen oyuncuların birbirlerini yedikleridir. Daha sonra kitaplaşan olay 1993 yılında Ethan Hawke ve Josh Hamilton'un oynadığı "Alive" adlı sinema filmine uyarlanmıştır. Şimdi de yazar Colombo sayesinde Dampyr'e.

Evet, olay son derece çizrkin bir hayatta kalma mücadelesiyle başlar, olayları yine rüyalarında gören yaşlıca bir bey ağzına silah namlusunu dayayarak intihar eder ve sahne bir "umuda yolculuk"a bağlanır. Bir kamyon kasasında Avrupa'ya kaçan ve kılıklarına bakarak müslüman diyebileceğim kadın ve erkek ilticacılar kapıların açılmasının ardından kurtuluşa ulaştıklarını sanırken aslında bir mezbahaya sokulduklarını görürler. İçeride onları yaratıklar beklemektedir ve... Onları boğazlarlar...!

İnsanların et çengellerine asıldığı dehşetli sahnelerin ardından harika bir İsviçre manzarasıyla karşılaşıyoruz öyküde. Sanki bunlar hiç olmamış veya çok uzaklarda oluyormuş gibi. Alplerin ferah ve güzel manzarası, küçük İsviçre evleri, yolda ilerleyen bir araba ve arabadan çıkan düşünce balonu: "İsviçre tam tahmin ettiğim gibi bir yer! sakin, temiz, düzenli...". Kare 2, Dampyr'in gülümseyen yüzü "...Bu tür yerler bana göre değil!". Zaten burası göründüğü gibi bir yer değildir. Bir kaç kare sonra "Blumenstock" (Çiçek Saksısı) yazılı bir kamyonun arka kapısının açılması ve kasap çengellerinde asılı insanları görmesiyle İsviçre'nin gizli saklı yüzü de ortaya çıkacak, ona istediğini verecektir.

Bundan sonra işler sarpa saracaktır. Blumenstock adlı et üretim tesisinde yabancı, kaçak göçmen işçilerin çalıştırılması, bunların bazılarının ara ara kaybolmaları ve daha önce uçak kazasından kurtulmuş, zenginleşmiş insanların ritüellerinde Thorke adlı yamyamlık tanrısına kurban edildikleri görülecektir. Sonra... Sonrasını okumak gerekir bence. Bir yerlerdeki bir medeni ülkenin kimler üzerinden refah içinde yaşadığı, kimlerin emeği, alın teri, eti, kanı üzerinden mutlu olduğu gözler önüne seriliyor bu öyküde. Dahası, daha sonra bu öyküyle bağlantısı olan bir başka hikayede nasıl gözlerinizin buğulanacağının da ipuçları veriliyor.

Okuyacaklara işin sürprizini tümden kaçırmamak için ayrıntılara daha fazla girmeden yazımın sonuna yaklaşıyorum. Son bir not daha ekleyeyim, yamyamlık için kullanılan olay her ne kadar 1972'deki gerçek uçak kazasından esinlenmiş gibi görünse de Thorke isminin kült film "Cannibal Holocaust" oyuncusu Carl Gabriel 'nin soyadından türetildiğini düşünüyorum. 1980 yapımı film çekildiğinde öyle gerçekçi bir etki bırakmış ki İtalyan polisi Yorke'nin filmde gerçekten öldürüldüğünü düşünerek yönetmen Ruggero Deodato'yu gözlatına almış.
images


Dampyr okumadınız mı hala? İyi, Okumayın!
 

Kemikdilli

Kıdemli Üye
2 Ocak 2012
194
538
Alman Ergenekon'u derken ne kastettiniz?

Ergenekon bir Türk efsanesinin ismidir. Zengin göndermeler barındıran, mitolojik bir efsanedir. Her Türk için derin bir değer taşır. Dolayısı ile faşist kelimesi ile bir araya getirilmesi çok yanlıştır.

Eğer, güncel bazı konularla bağdaştırmayı düşündüyseniz o da pek şık olmamış. Öncelikle güncel politik konuların en az İKİ farklı tarafı vardır. Söz konusu güncel olaylarla ilgili, sizin gibi düşünenler olduğu gibi, tamamen zıt fikirlere sahip olanlar da olabilir. Yaklaşımınız sert tartışmalara, kırıcı ifadelere yol açabilir. Kırıcı ve sert tartışmalardan çekinen insan olduğunu sanmam. Ama burası yeri değil.

Yazınızda batının iki yüzlülüğüne ve yabancı düşmanlığına değinmişsiniz. Ancak bu kötü özellikleri Ergenekon kelimesi ile bağdaştırmanız son derece yanlış olmuştur. Ergenekon'un bilinen tek anlamı, bir Türk efsanesi olduğudur. Bunun dışında yüklenmeye çalışılan anlamlar, tahmin edersiniz ki, sert tepkilere yol açacaktır.
 

barışvolkan

banned
9 Kas 2011
276
541
Aslında bu konuda düşüncelerimi yazmak istersem,sevgili vakanuvis yani tarihçi mizi çok kırarım...Onun için nokta..Aykırı yazılar zihinmi açıyor acaba?????
 

vakanuvis

Süper Üye
5 Mar 2011
604
975
Alman Ergenekon'u derken ne kastettiniz?
Ergenekon bir Türk efsanesinin ismidir. Zengin göndermeler barındıran, mitolojik bir efsanedir. Her Türk için derin bir değer taşır. Dolayısı ile faşist kelimesi ile bir araya getirilmesi çok yanlıştır.
Eğer, güncel bazı konularla bağdaştırmayı düşündüyseniz o da pek şık olmamış. Öncelikle güncel politik konuların en az İKİ farklı tarafı vardır. Söz konusu güncel olaylarla ilgili, sizin gibi düşünenler olduğu gibi, tamamen zıt fikirlere sahip olanlar da olabilir. Yaklaşımınız sert tartışmalara, kırıcı ifadelere yol açabilir. Kırıcı ve sert tartışmalardan çekinen insan olduğunu sanmam. Ama burası yeri değil.
Yazınızda batının iki yüzlülüğüne ve yabancı düşmanlığına değinmişsiniz. Ancak bu kötü özellikleri Ergenekon kelimesi ile bağdaştırmanız son derece yanlış olmuştur. Ergenekon'un bilinen tek anlamı, bir Türk efsanesi olduğudur. Bunun dışında yüklenmeye çalışılan anlamlar, tahmin edersiniz ki, sert tepkilere yol açacaktır.

Kemikdilli merhaba,

Ergenekon'un bugün maalesef bilinen tek anlamı "içeri atılan pis çeteciler" olmuştur ve efsanenin kendisi tamamıyla geri planda kalmıştır. Bu da istesek de istemesek de birilerinin dayatmasıyla gerçekleşmiştir! Bunu yapan da ben değilim!

"Devlet içinde devlete karşı silahlanan gizli örgütler" gibi bir tanım artık efsanenin yerini hepten alma yoluna girmiştir.

Haliyle yazımın mesajı ve teması bağlamında "devlet içinde gizli örgütlenme modellerinden" birine gönderme yapan popüler tanımlı başlık koydum. Bu da ilgi çekti ve okunmasını sağladı. Dahası yeni yapılan tanımlanma üzerinden daha kolay anlaşılır oldu. Her dönem bu tarz oluşumların adı değişiyor sözgelimi. Eminim 80'li yıllarda olsak terör örgütü, 90'larda olsak Gladio, 2 binli yıllarda olsak derin devlet derdim başlıkta. Bunun da nedeni gladyatörleri aşağılamak, terör örgütünün reklamını yapmak, devletin derin vadilerine turist gitmesini engellemek olmazdı :)

Yukarıdaki örnekleri alay etmek için vermedim aman ha. Kullanılan kavramlara hassasiyet gösteren birilerinin çıkıp eleştiri yapmasının olası olduğunu göstermek istedim sadece (Hamam filminde eşcinseller var diye "biz eşcinsel değiliz" diye eylem yapan tellaklar, erotik bir sahnede hemşire görününce "biz erotik değiliz" diye eylem yapan hemşireler, Asmalı konak sinema filminde karısının kanser olduğunu öğrenince yıkılan Özcan Deniz'i TV'de ve alanlarda protesto edip "moralimizi bozma" diyen kanser hastaları oldu bu ülkede...). Bu bakımdan kullanılan unsur, isim, kavram v.s. hangi maksatla kullanılmıştır ona bakmak gerekir. "Benim derdim efsaneyi kötülemek mi?" sorusuna yanıtım "Bana mı kalmış" olur ;)

Ergenekon'un bu durum getirilmiş olması genel olarak baktığımda içler acısıdır. Buna sonuna kadar katılırım. Ancak bir ara bir dizi filmde (Avrupa Yakası) psikopat bir kapıcı rolünün adı neden Gaffur "allah'ı mı aşağılamak" istiyor bunlar diye eleştiri yapılmıştı uzun uzun milletin aklında yokken ona dönsün istemem durumum. Efsanenin içinin anlamsal olarak boşaltılması üzücüdür. Ancak yapacak bir şey yok, dil canlı birşeydir ve bir şekilde yeniden yapılanır. Sakat kavramı hakaret olduğundan "Özürlü"ye dönüştürüldüydü 90'larda. O da hakaret olarak kullanılınca ve bazıları içerlenince "bizim özrümüz yok, kimden özür dileyeceğiz yani" diyerek "engelliye" çevrildi (Federasyon hala sakatlar federasyonu), bu da hakaret olunca şimdilerde "ampute"yi empoze etmeye çalışıyorlar v.s.

Kavramların anlamları değişiyor ve bazen hoş da olmuyor, tamam. Ama benim yazımda kullanma maksadım getirdiğiniz eleştiriyle çakışmıyor. Kullanım nedeni ve "ironik" teknik gerekçesi budur.

Bu sebeple kavramın anlamının bozulmasıyla ilgili kırıcı tartışma yaşamak isteyen varsa bunun hedefinin benim olmam çok manasız olacağı gibi zaten girmeyeceğim bir tartışma olacağından faydasız yazışmalar da olacaktır belirteyim. Bu anlam karmaşası haltını kim yiyip herkesin diline yanlış doladıysa onunla yüzleşmek gerekir kanısındayım. Yoksa her sözcüğün kullanımındaki olası hata ve anlamsal beklentilerin karşılanmaması durumunda hiç birimiz yazışmayalım olsun bitsin derim ben :'(

"Aykırı yazılar zihinmi açıyor acaba?"

Evet öyle oluyor herkese öneririm ama bu yazıdaki aykırı kısım eleştirilen nokta değil! Hatta üstünde durulması ve bu kadar yazışılması bile zaman kaybı sayılır bence. Bu arada zihinmi'deki "mi" ayrı yazılır! Hani tartışmaya girilecekse emin olun girmek için anlamsal - dilsel bir kaç bin tane gerekçe bulunabilir ve evet burası onun yeri değil :)
 

Kemikdilli

Kıdemli Üye
2 Ocak 2012
194
538
Değerli Vakanuvis, Türk mitolojisinin büyük anlatısı Ergenekon efsanesinin masumiyetini korumak benim amacımın bir bölümüydü. Diğer bölümü ise, malum dava ile ilgilidir. Görüyorum ki, tek bir mahkumiyet çıkmamış olan meşhur davadan tutuklananların hepsini "içeri atılan pis çeteciler" olarak ilan etmişsiniz bile! İtirazımın önemli kısmı bunadır. Bugün batılı birçok gazete "dedikodu ve yanlış yorumlara dayalı, sahte dellilerle hapse tıkılan muhalifler"den bahsediyor. Yabancı kaynakları takip edecek donanıma sahip olduğunuz anlaşılıyor. Hadi, haksızlığa uğrayıp isyan edenlere inanmıyorsunuz, bari kutsal batınızın yayınlarını dikkatli takip edin.

Sert tartışmalar ve kırıcı ifadeler bu konu üzerinden çıkabilir. Politik olan konu budur. Yoksa Ergenekon efsanesi üzerinde yürütülecek bir tartışma yok.

Yabancı düşmanlığından ve faşistlerden söz etmek istiyorsanız, yabancı düşmanı ve faşist demeniz yeterlidir. Biz anlarız.

Not: Gladyo bildiğim kadarı ile kılıç demek. Herhalde gladyatör, kılıç kullanan kişi oluyor. Bizim silahşör gibi. Bu durumda Gladyo'ya Gladyo demenize kimse itiraz etmez. Dünyada bildiğim kadarı ile, bir meydan dolduracak kadar kılıç üreticisi kalmadı. Protesto edilmezsiniz. Ama Gladyo vardır, ayaktadır. Ona dikkat edin. Hafazanallah, bu Gladyo fare gibidir. Kulağınıza üfleyerek uyuşturur. Bir bakarsınız, Gladyo'nun uyuşturup kulağınıza üfledikleri sizin cümleleriniz oluvermiş!
 

yeryüzü

Yönetici
3 Eki 2011
17,045
75,447
hiçbiryerde :)
1-insan yeme konusu
mister no' lal kitap yeni seri 6'da
başlayan hikayede de var...
2-isviçre orta avrupada,savaşlar ve istila etme bakımından
suya sabuna dokunmamış ama bilim insanlarının
sığındığı, doğal ortamı mükemmel olan bir ülkedir...
insanları da eğitim ve ''okuma'',''çalışma'',''emek'' ile bugün
saat,bankacılık,ilaç ve kozmetik sektörlerinde
dünya çapında başarı sağlayarak huzur içinde yaşamaktadır.
bazıları da zamanında dünyanın hakimiydi,
şimdi ne oldular,kendi kuyruğunu ısırmak için dönüp duran
köpekler gibiler...onu görüyorum ben maalesef...
3-tehdit eder tarzda sert mesajı kim yazdı acaba ?
 

fenerbahce_100

Süper Üye
26 Mar 2009
1,838
992
Alman Ergenekon'u derken ne kastettiniz?

Ergenekon bir Türk efsanesinin ismidir. Zengin göndermeler barındıran, mitolojik bir efsanedir. Her Türk için derin bir değer taşır. Dolayısı ile faşist kelimesi ile bir araya getirilmesi çok yanlıştır.

Eğer, güncel bazı konularla bağdaştırmayı düşündüyseniz o da pek şık olmamış. Öncelikle güncel politik konuların en az İKİ farklı tarafı vardır. Söz konusu güncel olaylarla ilgili, sizin gibi düşünenler olduğu gibi, tamamen zıt fikirlere sahip olanlar da olabilir. Yaklaşımınız sert tartışmalara, kırıcı ifadelere yol açabilir. Kırıcı ve sert tartışmalardan çekinen insan olduğunu sanmam. Ama burası yeri değil.

Yazınızda batının iki yüzlülüğüne ve yabancı düşmanlığına değinmişsiniz. Ancak bu kötü özellikleri Ergenekon kelimesi ile bağdaştırmanız son derece yanlış olmuştur. Ergenekon'un bilinen tek anlamı, bir Türk efsanesi olduğudur. Bunun dışında yüklenmeye çalışılan anlamlar, tahmin edersiniz ki, sert tepkilere yol açacaktır.

Yukarıdaki yoruma tüm kalbimle katılıyorum
 
11 Nis 2010
594
585
Benim derdim kimseyi kırmak tartışmak değil,

Sitede her zaman siyasi konulardan uzak duralım,Birbirimizi kırmayalım diye yazılıyor,

Bunda çok haklı olduklarınıda şimdi çok iyi anladım.

Yazmayayım bir şey dedim ama bunada gönlüm razı olmadı.

Dampry tanıtımızın çok güzel ama başlık çok yanlış,

Sizce Faşiştliğin Ergenekon'un Gladio ve Derin Devletin tanımı başka bende de başka,

Bende ki tanımları şöyle ;

Ergenekon ; Bir Türk efsanesinin ismidir.(Başka manalara çekmek isteniyor doğru ama sizin kullanmanızı istemezdim, hem de Tarih hobisi olan insansınız.)

Gladio ; SSCB'NİN dünyayı bir günde İstila etmeyi planladığını öğrenen
ABD'nin Nato ülkelerinde Sadece Finansörlüğünü üstlenerek kurdurduğu örgüt.Gladio'nun amacı ; Ülkesi Ruslar tarafından İstila edildiğinde Kurtuluş Savaşını başlatmak ve bunu başarmaktır.
Soğuk savaş bittikten sonra başka ülkelerdeki kurulan Gladio'lar devletlerine saldırmışlardır.
Türkiye'de hiç bir elemanı yakalanmamış, Varlığı hakkında dahi hiç bir iz bulunamamıştır.Varsalar bile devletlerine saldırmadılar,
Yada bu ülke işgal altında değil, zamanlarının gelmesini bekliyorlardır.

Derin Devlet ; Osmanlı tarihide okuyan insansınız, Türk'lerde gelenektir derin devlet ta Osmanlı'dan gelir.Devleti içinde, devleti için çok çalışan insanlara denir.

Deli padişahlarda çıktı tahta, ama birileri derinden o İmparatorluğa sahip çıktı.
 
Son düzenleme:

vakanuvis

Süper Üye
5 Mar 2011
604
975
1-insan yeme konusu
mister no' lal kitap yeni seri 6'da
başlayan hikayede de var...
2-isviçre orta avrupada,savaşlar ve istila etme bakımından
suya sabuna dokunmamış ama bilim insanlarının
sığındığı, doğal ortamı mükemmel olan bir ülkedir...
insanları da eğitim ve ''okuma'',''çalışma'',''emek'' ile bugün
saat,bankacılık,ilaç ve kozmetik sektörlerinde
dünya çapında başarı sağlayarak huzur içinde yaşamaktadır.
bazıları da zamanında dünyanın hakimiydi,
şimdi ne oldular,kendi kuyruğunu ısırmak için dönüp duran
köpekler gibiler...onu görüyorum ben maalesef...
3-tehdit eder tarzda sert mesajı kim yazdı acaba ?

Yeryüzü, Çikolataları iyi ama bak :) Gerçi onu üreten tarlalarda çalışan insanlar ve çocukları sefalet içindeler Güney Amerika ülkelerinde ama İsviçre çikolatası harikadır :mad:

Kemikdilli, yaptığım açıklamayla sizin anlamaya gayret ettiğiniz şeyler son derece ilişkisiz. Bu nedenle bu konuda sizinle bu şekilde devam ettiğinden yazışmayı sürdürmeyeceğimi bildirmek istedim. Başka konularda inşallah. Her konuda anlaşacak değiliz sonuçta. Ama yine de örneklemek gerekirse şu anda üzerinde konuştuğum şey "Yosma"nın kullanımıyla doğrudan ilişkilidir. Yosma hayat kadını olarak kullanılmakla birlikte Anadolu'da birçok kadının adıdır çünkü anlamı güzel alımlı kadın demektir ve insanlar kızlarının öyle olması umuduyla o adı vermişlerdir çocuklarına. Ancak süreç içerisinde u ismin kullanımının farklılaşması gerçekleşmiştir ve bugün bazı hanımların isimlerini değiştirdiğini biliyoruz mahkeme kararıyla. Dil ve zihin tuhaf işliyor yani ve son kullanıcı veya kullanıcılar bu süreçten tek başlarına sorumlu değildirler. Havanda su dövecekseniz devam edin ama bence gereksiz şekilde ilerliyor yazışma. :p

Cemalnacitolga bilgilendirme için teşekkür etmekle birlikte gereksiz olduğuna inandığım bir emek harcama olduğunu düşünüyorum çabanızın üzgünüm. Çünkü o kavramların tarih içindeki değerleri ve anlamları değil günümüzdeki kullanım şekilleri ön planda konumuzda ve bu kavramları bu hale getiren ben değilim. Ben de siz de başkaları da şu ya da bu sözcüğü deforme olmuş anlamlarıyla günlük konuşma ve yazışmalarımızda kullanıyoruz. Emin olun bu konulara girersek forumlardaki üyelerin %99'nun yeniden Türkçe öğrenene kadar yazmaması gerekir :) Daha geçen hafta Gülten Dayıoğlu'yla röportaj yaptım eski çr'nin dili ile ilgili söylediklerini okusanız kahrolursunuz... Oy oy oy yani.

Ergenekon'un içeriğini ve çeteci ilişkisini de ben kurmadım tekrar belirteyim. Kim haklı kim haksıza girmiyorum bile yargı bitene kadar. Yine de görüşlerim olmakla birlikte yeri burası olmadığından paylaşmıyorum bile. Zaten tekrar belirteyim yazımın içeriği tek başına Kemikdilli'nin altına imzamı atacağım ama bu konuyla doğrudan ilişkisi olmayan ilk mesajını temel almıyor. Haliyle başlık ilgi çekmek ve kolay anlaşılırlık içindi, teknik olarak öyle bir işlevi vardır zaten, öyle de kullanılmıştır. Hatta tartışmanın gidişatından hayli doğru kullanıldığı ve başarılı olduğu da görülmektedir :9

Dampyr 20. cilt çıktı, aldım, başucuma koydum. Üç kez okudum. Arkadaşlar muhteşem ve beklenmeye değer bir dört sayı sözkonusu söyleyeyim.

Not - Yeni açılımlar ve asıl konuya ilişkin fikir, öneri ve eleştiriler gelmediği sürece, "ben öyle anladım haklıyım, canım öyle anlamak istedi, eyo ayrıntıya takılıp asıl konuyu gargaraya getirebiliyorum, dur aradan bir yumruk da ben çakayım" tarzı yorumlar geldiği sürece yanıt yazmayı istemekle birlikte yazmayacağımı belirteyim!

Eleştiri tamam ama eleştirinin de doğru yapılması halinde! :)

Geçenlerde Avengers yazımda sıkı bir DC okuru olmakla birlikte Marvel'ı övmüşüm farkında olmadan, söylendi yazıyı tekrar okudum haklılardı. İnsanlık hali herkes hata yapabilir, maksadını aşar veya maksadını ıskalar. Ama bu yazıda durum bu değil!
 
Üst