Robert E. Howard ın son romanı ALMURİC

gurcansarı

Çeviri & Balonlama
10 Tem 2010
587
3,700
istanbul
Remzi kitabevinin yayınladığı kitap gazetesi adlı derginin haziran sayısında Robert E. Howard ve yazdığı bir kitap hakkında bir çalışma oldukça ilgimi çekti. Öncelikle yazarına bir mail atarak sitemizi anlattım ve yazısını paylaşmak için izin istedim. Kendisi hemen geri dönerek gereken izini verdiğini belirtti.
Sayın Yankı Enki ye burada tekrar yazdığı yazı ve paylaşma izini için teşekkür ederim.

MEÇHULE GİDEN BİR KAHRAMAN

Yazan: Yankı ENKİ ( HAZİRAN 2012 )

Genellikle tek bir kitabıyla özdeşleştirilen bir yazarınfarklı bir kitabıyla karşılaşınca garipseriz. Arthur Conan Doyle sadece Sherlock Holmes ten mi ibarettir? Tolkien dediğimizde “ Yüzüklerin Efendisi”nden başka şey düşünemezmiyiz?
Peki ya genellikle ünlü kahraman Conan’ın yaratıcısı olarak bilinen Amerikalı yazar R. E. Howard ın 30 yıllık kısa yaşamına birçok öyküyü hatta şiiri sığdırdığını söylersek ne dersiniz? Meraklıları bilir ama “Solomon Kane” ve “Fatih Kull” da yine Howard ın yarattığı kahramanlardır.
İşte R.E.Howard ın adını Türkçeye yeni çevrilen adını hiç duymadığım bir kitabın kapağında görünce bu yüzden şaşırmıştım. Monokl Yayınları’ndan çıkan “Almuric” adlı kitabın yazarı gerçekten de bizim “Conan” dan tanıdığımız R. E. Howard mıydı?
Howard ın az önce saydığımız kahramanları aynı derginin sayfalarından çıkmıştır aslında. 1923 te ABD’de fantastik öykülerle dolup taşan bir dergi yayımlanmaya başlanır. 1954 yılında artık derginin kapılarının kapanma zamanı gelir. Kolay değil, hem büyük bunalım dönemi hem de 2. Dünya savaşı yılları atlatılmıştır. Artık toplumsal ve ekonomik kaynakların kökü kurumaya başlamıştır. Bir dergi, hele böyle bir içeriğe sahip bir dergi, zamanın şartlarına göre fazlasıyla lükstür. “Weird Tales ( Acayip Hikayeler ) dergisi Amerikan edebiyatının ve öykücülük geleneğinin okullarından biri olarak birçok yazar yetiştirir ve tarihe geçer.
“Almuric” de aslında yazarın ölümünden bir süre sonra “Weird Tales” dergisinin sayfalarında bölümler halinde birkaç sayıda yayımlanmış bir öykü. Kimilerince bir bilim kurgu öyküsü olarak kabul ediliyor, ancak ünlü fantezi – bilim kurgu kapışmasına örnek olarak gösterilebilecek bir yapıt. Bilimsel kısmı sadece romanın çıkış noktasını oluşturuyor. Gelişen olaylar, mekan, karakterler bize daha çok fantaziden aşina olduğumuz bir evren çiziyor.
Bizim dünyamızdan bir kahraman olan Esau Cairn uzaydaki farklı bir gezegene, Almuric’e gönderiliyor. Nasıl bir yer olduğu, kimlerin yada nelerin yaşadığı bilinmeyen meçhul bir gezegen burası. Bilim kurgu klasiklerinde hep gördüğümüz gibi, bu farklı gezegenin tekinsiz canlılarıyla karşılaşıyor kahramanımız. İlk önce her şeyiyle yabancı Esau nun karşılaştığı yaratıklar. Ama zamanla insana çok benzeyen bir ırk olduğunu anlıyoruz oradakilerin. Görünüşleri yetmiyormuş gibi dilleri de tekinsiz ve gizemli bir etki bırakıyor kahramanımızın üzerinde , çünkü tam olarak onun dilini konuşmasalar da onları anlayabiliyor Esau. Howard çok fazla açıklama ve mantığımıza sığdırmak için ipuçları vermiyor. Bilimkurgudan ziyade fantastikliği de biraz burada yatıyor kitabın.
Esau nun bu yabancı gezegende geçirdiği dönüşüm, öykünün omurgasını oluşturuyor. Normal yaşamını bizim gibi aklın ve mantığın sınırları içinde, toplumsal yaşamın gereklilikleriyle birlikte yaşayan biriyken, yabancı bir gezegende ilkel içgüdülerini keşfeden, adeta barbarlaşan ve bu dönüşümden pişman olmak yerine zevk alan bir insan haline geliyor Esau. Bilimsel gerçeklerin nihai hedef olduğu bir zihniyetten uzaklaşıp, hayatta kalmanın tek hedef olduğu bir yaşama başlıyor.
Esau ayak bastığı bu meçhul gezegende yeniden doğuyor. Bilim kurgu geleneğindeki “bu gün ve burada” ya bir alternatif oluşturma eğilimi Howard’ın satırlarında bu şekilde ortaya çıkıyor. Almuric de beraber yaşamaya başladığı halkın ne yazılı bir tarihi var ne de edebiyatları. Yaratılış efsaneleri yada süslü mimarileri yok. İlerleyen sayfalarda savaşlar, barış ve aşk Esau nun macerasında geniş bir yer kaplıyor ama daha da önemlisi yazar bize Esau nun kişiliğindeki dönüşümü anlatırken bir yandan da bu gezegendeki insan benzeri canlıların kişiliklerinde kahramanımızın nasıl bir dönüşüme neden olduğunu da gösteriyor.
Meçhule giden bir kahramanın hikayesinde en çok merak ettiğimiz dönüşüdür aslında. Esau meçhulden döner mi dönmez mi onu öğrenmek kitabın okurlarına düşüyor.

Evet arkadaşlar tarama yapamadığım için yazıyı tekrardan yazmak zorunda kaldım. Tabii oldukça kısaltarak yazdım.
Umarım beğenirsiniz.
 
11 Nis 2010
594
585
c4joqvj370b98zpty.jpg
,
c4jor8w6obg5cbtdy.jpg
,
c4jorot1f9ckkom12.jpg
,
c4jos218lkb46qj5y.jpg


Resimlerde benden olsun.
 
Son düzenleme:
Üst