Enki Bilal: Biseksüel Seyreltik Faşizm

rehaulku

Yeni Üye
6 May 2012
27
35
Istanbul
Patriyarkal faşizm var.

Matriyarkal faşizm var.

Bu terim kafamda canlanana kadar, Enki Bilal’de tezahür eden ‘biseksüel seyreltik faşizm’ yoktu.

Kendisiyle YKY sergisi için geldiği İstanbul’da ve kitap imzalatmk için tanıştım. O birkaç dakikada onun biseksüel olduğunu hissettim ve bundan hep emin oldum (belki kendi bunu hiç bilmedi). Zaten çevresindeki tiplerden bazıları onun buruş veya gıcır laçolarından biriydi ve bir de (olasılıkla eski / yaşlanmış) bir lezbiyen de vardı.

Enki Bilal’i faşist bulurum.

Emir Kusturica’yı da öyle bulurdum ve bunu belirttiğimde infialle karşılandım ama kendisi sonradan beni de infiale düşürecek bir faşizm dozuna çıktı.

Her ikisininki de eski komünist faşizmi, Merkel’inki gibi.

Her ikisininki de eski sanatçı / yaratıcı faşizmi, Heinlein’inki gibi.

Bilal’in yaratcılığında bir kabızlık da bulurum. Bunun eğlenceli yanı, onu Türkiye’de taklit edenlerin de öyle olması nedeniyle, 2 x 3. Dünyalı kabızlığının faz konjuge üstüste binmesi eğlenceli bir sonuç oluyor.

Bilal’in poliseksüalitesi, daha önce bilimkurgu romanı ‘Triton’da oldukça geniş açılı bir panoramada sergilenmişti ve izlediğim kadarıyla onun bir daha yakınına yaklaşılamadı. Bilal onun uzaklarında seyrediyor.

Buna, yine bilimkurgu romancısı Clarke’ın yaşamının sonlarındaki, iktidarsız gerontokrat röngenciliğini / partnerinin sevişmesinin teşhirciliğini ekleyince (‘’Rama’lar’da ortaya çıktığı gibi ve aynı şeyi toplama kampı gazisi eski komünist Semprun’un da sergilemesi gibi) tuhaf duygusal retrospektifler sergileniyor.

Dolayısıyla Bilal’in tuhaf duygularda seyretmesi olağan: Kundera’nın Çekoslovakya’da siyasal polisçe aranırken, tecavüz duygusunun gerçekten uyanması ve fiilen uygulamışlığı gibi.

Ara veri / şerh: Tüm bunları sağlayan veri tabanı, Fassbinder’in sentimental faşizm dolu filmlerinde bulunabilir.

Bilal çürük bir sanatçı. Fassbinder gibi ölüme doğru gaz pedalına tuğla koymuş gibi yaşamıyor, korkak davranıyor. Kabız bokunu kıymetleyip, ne ederse paraya çeviriyor.

Tüm bunlar, 1990-2010 dünyasında komünizm-kapitalizm ayırtsızlığını ve küçük burjuvaların her durumdaki hacıyatmaz ayırtsızlıklarını sürdürdüğünü açımlıyor.

Sanatçıları eserleriyle olduğu denli, yaşamlarıyla da tartarım.

Nokta.

Dipnot: Bu metni, ‘Cizgidiyari’nda ‘administrator’ olan Bakunin’in Bilal üzerine yazdığı metni okuduktan sonra yazdım. Kendisine teşekkürü borç bilirim.

(29 Mayıs 2012)
 

timed

Onursal Üye
19 Eki 2009
2,330
9,482
Ya abi güzel bir yazı da bir de neden bahsettiğini anlayabilseydim bu kadar sabırla okuduktan sonra bir ana fikir çıkarmanın verdiği hazla daha bir konforlu hissedecektim kendimi . Neyse , yine de sağolun.
 

WebHead

Kıdemli Üye
17 Ara 2011
134
153
Scotland Yard
Reha Bey, öncelikle yazınzı altı kere okuduğumu belirtmek isterim.

İlk olarak ataerkil yazmak varken, patriarka, patriyarkal yazmak "entelektüel birikimim var ve bunu sağa sola süslü kelimelerle yazıp ego patlaması yaratmak istiyorum" düşüncesini aklıma getirdi.

Açıkça "Enki Bilal (aslen Enes Bilalović)'i böyle fütursuzca eleştirmeniz beni tebessüm ettirdi. İlla spesifik olarak belirteceksem;

"Bilal’in yaratıcılığında bir kabızlık da bulurum. Bunun eğlenceli yanı, onu Türkiye’de taklit edenlerin de öyle olması nedeniyle,"

bölümü beni bitirdi.

Çoğu çizgi roman sektörü ile ilgilenenler bilir ki, Türkiye'de Enki Bilal'den etkilenen yazar-çizerlerin en bilineni Galip Tekin ve Kenan Yarar'dır ve sektör içi - dışı çoğu insan tarafından sevilen ve saygı duyulan kişilerdir. Aynı şekilde benim bugün bu kadar çizgi roman aşığı olma nedenlerimden biri de bu zat-ı muhteremlerdir. Ancak bu kadar belli etmeye çalışılabilirdi, tebrikler.

Belli etmek demişken, Enki Bilal'in yaratıcılığında kabızlık bulmanız çok ilginç, hele ki tanım cümlesi müsamereye katılan ilkokul çocukları gibi,

‘Hulk’ bir çizgiroman kahramanıdır. 5. sınıf gibi bir düzeydeki çizgiroman kahramanıdır.

olan bir şahsın. Bir tanım cümlesi ancak bu kadar basit ve etkisiz olabilirdi. İlla örnekleyeceksem,

"messi" bir futbolcudur. 1. sınıf düzeydeki futbolcudur(imla hatası arayın bulacaksınız).

ne kadar basit oldu değil mi ?

Aynı şekilde sizin bu yazınızda bu kadar basit ve boş. Yine aynı şekilde "kabız" dediğiniz kişinin has üslup sahibi bir deha olduğu kabul edilmektedir. Üslup dedim, farkındasınız değil mi ?

Açıkçası bunları yazarken sıkıldım, son olarak da şunu belirteyim;

Yazarlığa olan bu hevesinizin blog seviyesinde kaldığı belli. Sakın blog yazarlığını küçümsediğimi zannetmeyin. Özellikle Türkiye'de kitabı basılmış, "ben yazarım" diye geçinen çoğu kişiden daha dolu içerik veren blog yazarları var ama malesef siz onlardan biri değilsiniz. Bu yaşa gelip yaratıcılığı ve buna bağlı olarak bir eseri olmayan bir insansınız. O yüzden de bu kadar hırsla, salyalar saçarak Enki Bilal'e saldırıyorsunuzi sıfır yaratıcılık, yüzde yüz eleştiri. Titreyen parmaklarınızdan etiketiniz olan Fütürolog'ların savunduğu "BİLGİ" çıkmıyor. Unutmayın ki;

Enki Bilal'in sanatçılığını tartmak, bir şeyler yaparken bir şeylerinizi tartmaya benzemez. Kendinize gelin.

NOKTA...

Not: Başta son cümle olmak üzere, tüm site halkının keyfini kaçırdığım için özür dilerim.

Not 2: Reha Bey, eğer hala ünlü olmak istiyorsanız, Blog'unuza bu yazıyı koyup beni linç ettirebilirsiniz. İstediğiniz ilgiyi böylece bulabilirsiniz.
 
Son düzenleme:

gruznan

Çeviri & Balonlama
20 Eki 2011
251
913
Enki Bilal'in sanatçılığını tartmak, mastürbasyon yaparken taşaklarınızı tartmaya benzemez. Kendinize gelin.

NOKTA...

Not: Başta son cümle olmak üzere, tüm site halkının keyfini kaçırdığım için özür dilerim.

bunun üstüne başka bir yorum yapmaya gerek yok bence...
 

rehaulku

Yeni Üye
6 May 2012
27
35
Istanbul
Demek ki metin anlaşılabilirmiş.

Bir okurun bir eleştirmenin metnine istediği gibi yorum hakkı vardır. Devamını dilerim.

Bir sanatçının değerli olması, onu faşist olmaktan alıkoymaz, nasıl ki Tenten’in çizeri de / yazarı da, değerli sanatçı ama aynı zamanda emperyalist-kolonizatör ise. Aynı zamanda nasıl ki epeyi ekspresyonist ve sürrealist sanatçı faşist olmuşken.

Ünlü ve başarılı bir sanatçıyı eleştirmek, ‘masturbasyon yaparken taşaklarını tartmak’ değildir. (Argo kastedilmiyor, anlam-kasıt kastediliyor.) Hiçbir put yıkılmaz değildir. Hiçbir tabu çiğnenmez değildir. Zaten çizgiromanın tanımı (banal ve (sanat sayılmayan veya) sanataltı sayılan bir dalken, sanatüstü ürünler çıkarmasının elit sanata küfrü) bunu içerir.

Eski Yugoslavya doğumlu sanatçıların tarihsel sınavı aşamamaları veya hiç olmadıkların aşabilmeleri, tarihte epeyi örneği görülen bir durumdur. Örneğin, Fransa’da bazı sürrealistler faşist olurken, bazı Rus romantikleri de Rus Devrimi’ni gerçekleşmeden önce aşmışlardı (veya Luxemburg’un düşüncesel öngörüsünü çıplak derileriyle hissetmişlerdi) ki bu da onları meta-reel-sosyalist kılar.

Sanatçılar, duygularla sörf yaparken, bazan boynunu kırar, bazan Himalaya’nın daha yukarısına çıkar. Her ikisine de kapım açık. (Bilal’i aşağılamadığımı vurgulamam gerek, bence faşist olma hakkı var.)

Sanatın estetik-politik yorumu, çokdisiplinlidir, dolayısıyla beyin kızıştırıcıdır. Çizgiroman okurlarının eleştiri metinlerimi yadırgayacağını ve Cantek’ten daha entek olduğumu önceden belirtmiştim.

Site yönetimi hoşgörüsünü sürdürebildiği ölçüde, eleştiri metinlerimi sürdüreceğim. Nasırlarınızın ne tarafta olduğunu biraz gördüm. Antipatik ve negatif biri sayılmamın nedeni, insanların nasırlarına basıp, onları sorgusuz sualsiz kabul ettikleri şeyleri sorgulamaya yöneltmemdir. Eleştiri bu işe yarar.

Bu metni bana yazdırdıkları için tüm okurlara teşekkürler.

Reha ÜLKÜ

(31 Mayıs 2012)
 

tabure

Guest
14 Eki 2011
621
2,016
Bastiani Kalesi
Yazılarından gördüğüm kadarıyla bence Reha arkadaşın en büyük sorunu çok fazla kategorize etmeye çalışması. Bu aslında eski bir hastalık hala insanoğlu'nun geride bırakmakta zorlandığı. Sanat sanattır, çizgi roman da çizgi roman... Evet sanat eserleri eleştirilebilir, ama bunu yazan faşodur, onu yazan dincidir, şu lubunyadır gibi kategorizasyon çabaları, bana üzüm yemekten ziyade bağcıyı dövmek isteyen zihniyeti çağrıştırır.... Sol görüşe yakın biri de Mehmet Akif'in, Necip Fazıl'ın eserlerini okuyup zevk alabilir, sağ görüşe yakın biri de Sabahattin Ali veya Nazım'ın eserlerini... Erkek oğlu erkek olup da Murathan Mungan'ın veya Küçük İskender'in eserlerini de beğenebilirsiniz... Sanat evrenseldir, klişe kategorizasyonlar ise birbirimizi ötekileştirmekten başka şeye yarar sağlamaz.
 

vakanuvis

Süper Üye
5 Mar 2011
604
975
Demek ki metin anlaşılabilirmiş.
Bir okurun bir eleştirmenin metnine istediği gibi yorum hakkı vardır. Devamını dilerim.
Bir sanatçının değerli olması, onu faşist olmaktan alıkoymaz, nasıl ki Tenten’in çizeri de / yazarı da, değerli sanatçı ama aynı zamanda emperyalist-kolonizatör ise. Aynı zamanda nasıl ki epeyi ekspresyonist ve sürrealist sanatçı faşist olmuşken.
Ünlü ve başarılı bir sanatçıyı eleştirmek, ‘masturbasyon yaparken taşaklarını tartmak’ değildir. (Argo kastedilmiyor, anlam-kasıt kastediliyor.) Hiçbir put yıkılmaz değildir. Hiçbir tabu çiğnenmez değildir. Zaten çizgiromanın tanımı (banal ve (sanat sayılmayan veya) sanataltı sayılan bir dalken, sanatüstü ürünler çıkarmasının elit sanata küfrü) bunu içerir.
Eski Yugoslavya doğumlu sanatçıların tarihsel sınavı aşamamaları veya hiç olmadıkların aşabilmeleri, tarihte epeyi örneği görülen bir durumdur. Örneğin, Fransa’da bazı sürrealistler faşist olurken, bazı Rus romantikleri de Rus Devrimi’ni gerçekleşmeden önce aşmışlardı (veya Luxemburg’un düşüncesel öngörüsünü çıplak derileriyle hissetmişlerdi) ki bu da onları meta-reel-sosyalist kılar.
Sanatçılar, duygularla sörf yaparken, bazan boynunu kırar, bazan Himalaya’nın daha yukarısına çıkar. Her ikisine de kapım açık. (Bilal’i aşağılamadığımı vurgulamam gerek, bence faşist olma hakkı var.)
Sanatın estetik-politik yorumu, çokdisiplinlidir, dolayısıyla beyin kızıştırıcıdır. Çizgiroman okurlarının eleştiri metinlerimi yadırgayacağını ve Cantek’ten daha entek olduğumu önceden belirtmiştim.
Site yönetimi hoşgörüsünü sürdürebildiği ölçüde, eleştiri metinlerimi sürdüreceğim. Nasırlarınızın ne tarafta olduğunu biraz gördüm. Antipatik ve negatif biri sayılmamın nedeni, insanların nasırlarına basıp, onları sorgusuz sualsiz kabul ettikleri şeyleri sorgulamaya yöneltmemdir. Eleştiri bu işe yarar.
Bu metni bana yazdırdıkları için tüm okurlara teşekkürler.
Reha ÜLKÜ
(31 Mayıs 2012)

Bağışlayın ama yaptığınız "eleştiri" kapsamına girmiyor!

Birilerinin sevdiği şeylere bakmadıkları yönlerden bakarak çamur atmak sadece tepki çekmeye yarar ki şu anda olan da bu! "Bak eleştirdim ne kadar da ilgi çekti insanlar aydınlandı"... Daha yakın zamanda başka biri vardı buralarda okura, beğenilere, eserlere ve sanatçılara bu şekilde yaklaşan... Galiba artık yok!

Eleştiri, tez-antitez zorunluğuna ihtiyaç duyar. "Şuna karşıyım çünkü şundan dolayı" denmesi gerekir ki eleştiri yapılırken sözde eleştiri metnini okuyan kişi mesnetsiz atan birini değil gerekçesi olan birini okuduğunu bilsin ve kendi gerekçelerini oluşturarak sorgulamaya katılsın veya verileri değerlendirsin ve ulaşılan sonuçlara karşı çıksın... Veya desteklesin.

En üstteki metin örneklemeler ve gerekçeler yazılmadan sonuç bildirgesi açıklaması gibi olmuş. Eleştiri değil! Kaldı ki varılan sonuçlar bile atmasyona yakın süslemelerle dolu olduğundan gerekçeleri; üzülerek söylüyorum, merak edilesi bile değil!

Yinelemek gerekirse:

Neden-sonuç ilişkisi olmazsa,
Örnekler olmazsa,
Karşı çıkılanın karşıtı gösterilmezse,
Herkesin aynı gözle ve birikimle okumadığı gerçeği göz önüne alınmadan metinde okura yol gösterecek ve ilerletecek kurgu olmazsa,

yazılan metin "ben anlıyorum kendime yazdım" metni olur onu paylaşmaya gerek yoktur kişinin şahsınadır ve başkasının vaktini çalmaya gerek yoktur!

Kaldı ki bu kriterleri barındırmayan metni "eleştiri" metni olarak sunmak da bir başka yanlıştır. Tabu yıkmış olmak için yazılmış yazılar... Çizgi roman eleştirilmez değildir ve geç kalınmış bir durumdur eleştirisinin olmaması ancak yazmış olmak için yazmak ve bazı kuralları atlamak yazılanı değerli kılmıyor...

"Kime - neden yazıyorum"
"Ne demek için yazıyorum" sorularını atlamamak gerekir.

Hedef kitlenin anlamayacağı bir dil, paylaşım ortamının algılamada yarattığı durumlar ve okurun beklentisi atlanılmayacak unsurlardır.

Eğer sözkonusu iletişim ise birinin karşısına geçip "ben, çabuk, sun, yap" demek yanlış bir yoldur. Karşınızdaki sizi anlamaz! Cümleyi tam söylemek gerekir! vs

Çizgi romanın eleştirilmesinin ve bazı konuların konuşulmasının zamanı geldi de geçiyor. Ancak metinler bu yukarıdaki gibi metinler olacaksa kişisel görüşüm olmamasının daha yararlı olacağıdır :9

Ümit Kireççi
Bugün işe gitmeden önce :)
 

Kemikdilli

Kıdemli Üye
2 Ocak 2012
194
538
Bazı insanlar faşizmi baskıcılık olarak anlıyor. Cinsellikle bağdaştırma gayreti de bunun sonucu. Bir insan maço ise ataerkil faşist oluyor herhalde. Naiv olmasına karşın, bu arkadaşların murad ettikleri "özgürlükçü" fikirlere sahip değilse anaerkil faşist oluyor galiba. Ortaokul düzeyinde çözümlemeler bunlar.

Faşizm bir karakter özelliği değildir. Eğer insanlara karakterlerine göre sıfatlar vermek istiyorsanız, faşist kelimesini seçmeyin. Faşist bir politik görüşe sahip olanlara verilen isimdir. Ama politik görüşü zayıf olup kendini allamei cihan sananlar tarafından küfür gibi kullanılıyor.

Politik görüş kavramının yerini giderek kimlikler almaya başladı. Yeni ortaçağ dediğimiz dönemin özelliği bu. İnsanlar sağcı, solcu, faşist, komünist gibi sıfatlara sahip değil artık. Türk, Kürt, Alevi Sünni gibi sıfatlar var. Bir de kendini bütün bu kavramların üstünde gören, bir hakem rolü üstlenme hevesinde olan liberaller-entelektüeller var. Bu politikasızlık ortamında geçmişin politik sıfatları birer küfüre dönüştü.

Son not: Hulk 5. sınıf bir çizgiroman değildir. Mr. Hyde'ın popüler bir uyarlamasıdır. Postmodern, ultra entelektüelleri mutlu etmemesi normaldir. Çünkü onlar için üretilmemiştir.
 

rehaulku

Yeni Üye
6 May 2012
27
35
Istanbul
Kemikdilli sanki yazımı okumamış gibi yorumlamış:

Enki Bilal, eski Yugoslavya'yı ve Boşnaklar'ı savaşa ve ölüme sürükleyenler arasında olan, emperyalist Fransa'nın safını seçtiği için faşisttir, lümpen faşisttir ayrı konu ama bu kesinlikle politik bir seçimdir / faşizmdir. Biseksüel faşizm ise, matriyarkal ve patriyarkal faşizm arasında, tanım olarak henüz yerini bulamadı, o da benim literatüre katkım.

Hulk'a gelince:

Ana akımdaki, 3 büyük Yanki çizgiroman şirketi tarafından epey bin çeşit karakter üretilmiştir. Superman veya Batman gibi karakterler, 1. sınıf / ilgi / yaratıcı uğraşısı / beğeni görürken, başlangıç biçimiyle Hulk epeyi gerilerde bırakılmıştır, çünkü tüm kahramanlar bir numara olamaz. Batman-Superman-Supergirl macerası ve Hulk'ın 3 yeni aşırı yorumu (yoga, alter-ego ve gezegen maceraları) bu durumda sıfırıncı ve eksi birinci derecede önem kazanmaktadır. Bu türden bir tersine derecelendirme, yıldızlar için yapılır. Astronomiden çizgiromana terminoloji melezlemesi yaptım. Var mı itirazı olan?
 

gruznan

Çeviri & Balonlama
20 Eki 2011
251
913
bu konuya ilk mesajımı yazarken son cümle olarak konuyu kapatalım diye yazmayı düşünmüştüm...sonra özgürlükleri kısıtlamak anlamına geleceği için vaz geçip silmiştim...iyi ki de öyle yazmamışım ve iyi ki de başka mesajlar yazılıyor, konu ve üslup bir şekilde tartışılıyor...daha önce isimlerini hiç görmediğim arkadaşlardan çok düzeyli cevaplar okudum ve bence çok ilginç bir tartışma oluyor...yalnız belki bazı kelimelerde daha seçici ve daha anlaşılır olursak bu tür tartışmaların faydalı ve gerekli olduğu düşüncesindeyim...genel olarak çizgi romanları hikayesinin dışında okuyan biri değilim ve belki bazılarını sanatçının kimliği ve hayat duruşu ile birlikte değerlendirmenin gerekebileceği çıkardım, bütün bu yazılanlardan...benim için yeni olan bir düşünce, bu...herkese teşekkür ederim...belki sadece kahramanları değil çizerleri de ele alan paylaşımlar yapmak gerekli bundan sonra...
 

serifengin

Onursal Üye
23 Eki 2009
2,617
6,031
İstanbul-İzmir
Sayın Reha Ülkü;
Karışmayayım dedim ama olmadı.
Aramızda akademisyeler ,hukukcular ve doktorlar gibi bir çok meslek dalına sahip insanlar var.
Anlaşılır olmayan bir dille onlarda akıllarına geleni yazabilirler.
Burada size yönelik tepkili mesajlar kullandığınız dille ilgilidir.
Yoksa eleştiri hakkınız tabii ki vardır.
30 000 civarında üyenin sizin yazdığınız entellektüel dili anlayabilmesi imkansıza yakındır.
Bu adam ne dedi yahu yerine fikirlerinizi tartışabilecek seviyede belirtmeniz daha doğru olacaktır.
Tarafımızdan eleştiri içerikli konularınız destek bulacaktır.
Ama nacizane tavsiye yukarıda ki gibidir.

Not: Ben eleştiri içerikli yazıları oldukça severim ve takip ederim ama itiraf edeyim elimde sözlük olsa bile yukarıda yazanları anlamadım!
 

WebHead

Kıdemli Üye
17 Ara 2011
134
153
Scotland Yard
Demek ki metin anlaşılabilirmiş.

Bir okurun bir eleştirmenin metnine istediği gibi yorum hakkı vardır. Devamını dilerim.

Bir sanatçının değerli olması, onu faşist olmaktan alıkoymaz, nasıl ki Tenten’in çizeri de / yazarı da, değerli sanatçı ama aynı zamanda emperyalist-kolonizatör ise. Aynı zamanda nasıl ki epeyi ekspresyonist ve sürrealist sanatçı faşist olmuşken.

Ünlü ve başarılı bir sanatçıyı eleştirmek, ‘masturbasyon yaparken taşaklarını tartmak’ değildir. (Argo kastedilmiyor, anlam-kasıt kastediliyor.) Hiçbir put yıkılmaz değildir. Hiçbir tabu çiğnenmez değildir. Zaten çizgiromanın tanımı (banal ve (sanat sayılmayan veya) sanataltı sayılan bir dalken, sanatüstü ürünler çıkarmasının elit sanata küfrü) bunu içerir.

Eski Yugoslavya doğumlu sanatçıların tarihsel sınavı aşamamaları veya hiç olmadıkların aşabilmeleri, tarihte epeyi örneği görülen bir durumdur. Örneğin, Fransa’da bazı sürrealistler faşist olurken, bazı Rus romantikleri de Rus Devrimi’ni gerçekleşmeden önce aşmışlardı (veya Luxemburg’un düşüncesel öngörüsünü çıplak derileriyle hissetmişlerdi) ki bu da onları meta-reel-sosyalist kılar.

Sanatçılar, duygularla sörf yaparken, bazan boynunu kırar, bazan Himalaya’nın daha yukarısına çıkar. Her ikisine de kapım açık. (Bilal’i aşağılamadığımı vurgulamam gerek, bence faşist olma hakkı var.)

Sanatın estetik-politik yorumu, çokdisiplinlidir, dolayısıyla beyin kızıştırıcıdır. Çizgiroman okurlarının eleştiri metinlerimi yadırgayacağını ve Cantek’ten daha entek olduğumu önceden belirtmiştim.

Site yönetimi hoşgörüsünü sürdürebildiği ölçüde, eleştiri metinlerimi sürdüreceğim. Nasırlarınızın ne tarafta olduğunu biraz gördüm. Antipatik ve negatif biri sayılmamın nedeni, insanların nasırlarına basıp, onları sorgusuz sualsiz kabul ettikleri şeyleri sorgulamaya yöneltmemdir. Eleştiri bu işe yarar.

Bu metni bana yazdırdıkları için tüm okurlara teşekkürler.

Reha ÜLKÜ

(31 Mayıs 2012)


Sayın Reha Bey;

Tepki gören milletvekili gibi bir kıvırtma yapmışsınız.

Benim size tepki göstermemin sebebi Enki Bilal'e veya hikayelerinde bulunan öğeleri ataerkil veya faşist diye eleştrimeniz değildi ki bu da mesajımda açıkça belli zaten. Benim size tepkim Enki Bilal'i ve Türkiye'de onu örnek alanları "kabız ve çürük sanatçı" diye nitelendirmenizdi. Enki Bilal'in seksüel tercihlerini tahmin etmenize dahi ses çıkartmadım ki, zaten bu ne sizi ne de başka bir ademoğlu tarafından yargılanabilir. O yüzden ricam şimdi sanki ben size Enki Bilal'e faşist ya da biseksüel dediğiniz için tepki göstermişim gibi dikkatleri farklı yöne çekmeye çalışmayın rica ederim.

Ama illa ki istediğiniz yöne geleceksem, "eleştiri" demişsiniz. Eleştiri dozunda güzeldir, benim bazı Dylan Dog hikayelerini fazla hızlı nitelendirmem gibi. Ama gidip de Sclavi'nin sanatını ve sanatçılığını sorgularsam biri çıkar der ki;

- Birader senin donanımın nedir, Sclavi'yi eleştiriyorsun da nedir ondan daha üst meziyetlerin ?

O yüzden eleştiri yapılacaksa, belirli kalıplar da olmalıdır ki bu tabu değildir. Gerçi günümüzde ebevynlerine karşı çıkan ergenler kendilerini "tabu yıkmış" gibi gördükleri için, yine de fazla iddia etmeyeyim.

Astronomi'den çizgi romana yaptığınız Terminoloji'ye itirazım da var. Neden derseniz;

Albert Einstein, yeterli kütleye sahip objelerin ışığı bükebileceğini belirtmişti.
"Eğer büyük bir obje, arka plandaki uzak bir yıldızın önünden geçerse, yıldızın ışığını bükerek aydınlanabilir".

Güneş tutulmasını baz alarak yapacağım düz mantık ile "Ay Güneş'den büyüktür". Sizin de Astronomik Terminoloji'de durumunuz deklinasyon"dur, yani yoldan çıkmak. Bunu da eskiden İstanbul Üniversitesi'nde Profesör olan halam sayesinde buldum denilebilir. E tabi uzay çocuklar için bir hayal tarlasıdır.

Son olarak, "nasıra basmak ve sorgulamaya yöneltiyorum" demişsiniz. Şu öğlen arasında güldürdünüz beni. Yahu sizin yıllar önce bir yazınızı görmüştüm. Başarısızlığınızı ÇOK ZEKİ, ÇOK BİLGİLİ VE ÇOK İDEALİST olmanıza bağlıyordunuz, ilahi kuzum bu nasıl bir egodur, bu nasıl bir narsizmdir ? Ve antipatik görünmenizin nedeni de bu önü alınamaz egonuzdur. Siz tahminimce artık yaşınız da kemale ermeye başladığından biraz "dikkat çekeyim" düşüncesindesiniz. Tez zamanda bir doktora görünmenizi tavsiye ediyorum.

Not: Bu yazı da Muay Thai antremanı arasında yazıldı :Ğ:Ğ:Ğ
Not2: Reha Bey dahi anlamındaki "de" ayrı yazılır, unutmayın.
 
Son düzenleme:

vakanuvis

Süper Üye
5 Mar 2011
604
975
Sayın Reha Ülkü;
Karışmayayım dedim ama olmadı.
Aramızda akademisyeler ,hukukcular ve doktorlar gibi bir çok meslek dalına sahip insanlar var.
Anlaşılır olmayan bir dille onlarda akıllarına geleni yazabilirler.
Burada size yönelik tepkili mesajlar kullandığınız dille ilgilidir.
Yoksa eleştiri hakkınız tabii ki vardır.
30 000 civarında üyenin sizin yazdığınız entellektüel dili anlayabilmesi imkansıza yakındır.
Bu adam ne dedi yahu yerine fikirlerinizi tartışabilecek seviyede belirtmeniz daha doğru olacaktır.
Tarafımızdan eleştiri içerikli konularınız destek bulacaktır.
Ama nacizane tavsiye yukarıda ki gibidir.
Not: Ben eleştiri içerikli yazıları oldukça severim ve takip ederim ama itiraf edeyim elimde sözlük olsa bile yukarıda yazanları anlamadım!

Bu görüşe ve "entellektüel"lik tanımı üzerinden yapılan sataşmalara tam olarak katılmadığımı belirtmek isterim.

Açıklık getireyim, okuyucuya göre bir dil kullanımına taraf olmakla birlikte bizdeki hükümet gibi apaşağı seviyeden veya ana muhalefet gibi fazlaca anlaşılmazlıktan bahsetmek istemedim kendi yazımda. Dil kullanımı kişiye özeldir ve alıştığı şekilde kullanır. Eğer bu dil anlaşılmaz düzeydeyse sadece anlayanlar okur, anlamayan okumaz, anlamak isteyen de hoşgörü ve merakla kendi çıatsını da yükseltebileceği girişimde buluur ve sabırla sözlerin anlamlarını araştırır. Forum alanında karşılıklı sohbet etmediğimiz için sözlerin uçup gitmesi, konuların unutulması tehlikesi de bulunmaz :)

Anlaşılır konuş demek konuşmacıya öneri sunmaktır ama onun tarzına etki etmeye çalışmamaktır bence. Konuşulmasını engellemekle "şöyle konuş" yönlendirmesi yaklaşık olarak aynı baskıyı doğurur... Kaldı ki bugün tiyatroculara yapılan saldırı da yaklaşık aynı kaygının abartılmış halidir "anlamıyorum, çok şey biliyor gibi hava yapıyor pis entel"... önerim bu aşamada iki taraflı bir orta yol bulunması çabası gösterilmesidir.

ve ualgsr...

Enki Bilal'in ve tayfasının olası biseksüelliği nasıl sanatının değerini düşürmüyorsa, fikrinize katılıyorsam, Reha beyin bir zamanlar kaleme aldığı yazısında dile getirdiği görüşlerin şimdiki yazısıyla ilişkilendirilmesine ve sertçe saldırılmasına; kızmayın ama, karşıyım. Ve tabii yine de tavrınızın nasıl olacağını siz bilirsiniz.

Şu biseksüellik meselesi...

Enki Bilal'le bir saatlik röportak yaptım kapalı odada, YKY'den Raşit Cavaş ve diğer erkek elemanlarıyla birçok kez yalnız kaldım, Bilal'i getiren Murat Cem Bardakçı'yla devamlı yazşıyorum... Yahu biri de "ne güzel gözlerin var senin" demez mi? :9
İmza günü Enkin'nin çevresinde de bunlar ve bazı sanatçı ahali vardı ve ayrıca imza öncesi panelde ülkemden onlarca erkek ve kadın... Bu biseksüellik tespitini çok abartılı buldum... Ya da ben çekici değilim! ;)
 

WebHead

Kıdemli Üye
17 Ara 2011
134
153
Scotland Yard
ve ualgsr...

Enki Bilal'in ve tayfasının olası biseksüelliği nasıl sanatının değerini düşürmüyorsa, fikrinize katılıyorsam, Reha beyin bir zamanlar kaleme aldığı yazısında dile getirdiği görüşlerin şimdiki yazısıyla ilişkilendirilmesine ve sertçe saldırılmasına; kızmayın ama, karşıyım. Ve tabii yine de tavrınızın nasıl olacağını siz bilirsiniz.


Belirtmek istediğim sanatı dikte eder gibi, "ben bilirim, en donanımlı benim, benim söylediklerim kanundur" tarzını eleştirmek adınaydı. Ayrıca bu iğrenç seksist yaklaşımları görünce, kan beynime sıçrıyor.

Uyarınız için teşekkür ederim, saygılar.
 
Son düzenleme:

stoktan

Guest
27 Nis 2010
613
969
Acıbadem - İstanbul
Enki meğer "biseksüel"miş, bunu birkaç dakikada anlamış.
Onu "Faşist" de bulurmuş. Üstelik Kusturika da öyleymiş.
Merkel ile, Heinlein ile gidiyor liste...
Hakaretle soslanmış, politik tahlil hatalarıyla dolu bir yazı.

İyi de ne söylüyor bu bize?

Zaten malum çevrelerde herkesin bildiği bir sürü manasız entel geyikle yazar ne anlatmaya çalışıyor bize?

...

Bu "izm"ler, "ist"ler alemiyle ne zaman aramıza biraz mesafe koyabileceğiz bilemiyorum.
19. yüzyılda aydınlanma çağının kabartıp getirdiği, 20. yüzyılda milyonlarca insanın hayatına mâl olan bu süreç, gene 20. yüzyılın sonlarında tamamen teşhir olup, herbiri toplum mühendisliğine dayanan bu ideolojilerin sonuç itibarıyla birbirlerinde bir farkları olmadığı da anlaşıldı sanıyor(um)dum.

Halbuki o zamanlarda bile, sanata bakış bu yazıya göre son derece daha makul idi. Düşünebiliyormusunuz, Knut Hamsun için "Bırak o p..g nazi işbirlikçisini!" diyecek birini? Ya da Dostoyevski'yi bu şekilde değerlendirdiğimizde neler söyleyebileceğimizi?

Sayın yazar yazısının sonlarına doğru işte bunu ifşa ediyor;

"Sanatçıları eserleriyle olduğu denli, yaşamlarıyla da tartarım."

Vay canına! Sizin terazinizden kim kurtulabilir ki sayın yazar?

Kemikdilli'nin de ifade ettiği gibi, "Faşizm bir karakter özelliği değildir." Üstelik her insan kendi içine (zahmet edip) döner bakarsa, bir çok "faşizan" eğilimle karşılaşabilir (Bir deneyin, kendinizden korkabilirsiniz). Bu o kişiyi faşist yapmaz. Sanatçının yaşam tarzı, duygusal dünyası her zaman üretimini belirleyecek diye bir kural da yoktur (etkiler ama belirleyemez, sanatsal üretim süreci çok daha karmaşıktır) ve aslında hiç de olmamıştır.

Siz yine de istediğiniz gibi tartmaya devam edebilirsiniz tabi sayın yazar ama unutmayın ki, ifadelerinizdeki bu kategorize eden, bölüp parçalayan, ötekileştiren, aşağılayan (üstelik seksist) faşist damgası döner dolaşır, şu anda olduğu gibi gelir üstünüze yapışır kalır.
 
Son düzenleme:

elma

Yeni Üye
28 Eyl 2017
44
84
REha Bey
BEn sizin yazınızdaki A.Clarke hakkındaki eleştirilerinize katılmıyorum. Arthur Clarke son günlerinde sizin yazınızdaki gibi suçlamalarla karşılaşmıştı hatta daha ileri suçlamalara bile uğradı .
ama mahkemeler tarafından aklandı.
Arthur Clarke gibi bir bilimkurgu yazarı ve daha ilerisi bir bilim adamı nın böyle aptalca heveslere kapılmayacağı aşikardı. Sizin düşüncelerinize katılmıyorum.
not kitapları : 2001 2010 2020 2030 uzay yolu macerası Rama 1 2 tetik
Bilim adamı : Uydu sistemlerini tasarlayan kişidir.
 
Son düzenleme:

bergill

Çeviri & Balonlama
23 Nis 2012
594
5,489
iste-bunlar-hep-seks_818894_m.png
 

sekonme

Kıdemli Üye
8 Eki 2009
151
335
"..nasıl ki Tenten’in çizeri de / yazarı da, değerli sanatçı ama aynı zamanda emperyalist-kolonizatör ise..." kısmıyla cehalet tavan yapmış. Forum içinde ve pekçok internet sayfasında bulunabilecek değerli yazılarla Herge ile ilgili yeterince bilgi edinmek mümkündü halbuki..
 
Üst