Abdullah TURHAN Röportajı

Raven

Yönetici
7 May 2009
1,443
12,533

ktVOr9.jpg


Güzel bir bahar akşamında Çizgi Roman okurları derneği üyeleri olarak heyecan içindeydik. Gözlerimiz kapıda Büyük Usta'nın gelişini bekliyorduk. Saat 18 de Güngör Uzun dostumuzun arabası kapıya yanaşınca hep birlikte ayaklandık. Onu son 2 yıldır göremiyorduk, İstanbul'u bırakarak Datça'ya taşınmış, tatlı sohbetinden ve çizgilerinden bizi mahrum bırakmıştı. Bu süre içinde dizlerindeki ağrılar artmış, yürümekte zorlanmaya başlamıştı ama bizi görünce yüzünde oluşan tebessüm herşeye değerdi.

Evet Sevgili Abdullah Turhan bizimleydi. Konuşacak çok şeyimiz, soracak çok sorumuz vardı. Kara Murat, Tolga, Durakoğlu, Aktolga ve daha onlarca çizgi roman, binlerce sayfa... Hep beraber ustamızın etrafına toplandık ve sohbete başladık. Bütün dostlarımız ustaya değişik sorular sordu, Ama biz tek tek isim vermektense bütün soru cümlelerimizi ÇRODER olarak adlandıracağız. Buyrun başlayalım....

lHHOXz.jpg


Çroder: Üstadım hoşgeldiniz. Sizi çok sağlıklı ve zinde gördük.

ATURHAN: Çok teşekkürler, sizleri gördüm de böyle oldum.

Çroder: Biz size; "Çocukluğunuz nasıl geçti, çizgi romana nasıl başladınız?" gibi sorular sormayacağız. Bunları zaten Bir zamanlar Trabzon ve Hayatım Çizgi Roman Kitaplarında çizgilerinizle anlattınız. Sizi sevenler eminiz ki bu kitabı edinmişlerdir, Haberi olmayanları da bu vesileyle bu iki harika kitaptan haberdar edelim.

Bab-ı Ali'ye girişiniz nasıl oldu? İstanbula gelişiniz, gazetelerde çalışmaya başlayışınız, Yani çizerliği bir meslek olarak seçişinizin hikayesini merak ediyoruz.

ATURHAN: 1950 yılı. Anamız elalemin çamaşırlarını yıkayarak bana ve kardeşlerime bakmaya çalışıyor. Trabzonda para kazanabileceğimiz doğru dürüst iş sahası yok, benim gönlümde de ressamlıktan başka bir iş yok böyle umutsuz bir haldeyim anlayacağınız.. .

Çroder: Böyle yokluklar içindeyken bile içinizde resim çizme sevgisi var. Neler çizerdiniz?
aON2Jw.jpg


ATURHAN: Benim bir defterim vardır, dosya gibi, çocukluğumdan beri ne çizdiysem saklamışımdır. Bir nevi çizgi hayatımın hikayesi. Mandrake , Kızılmaske, Tarzan hepsini çizmişim. Hala saklarım bu 70 senelik cildi. Yani görseniz şaşırırsınız. Aklıma koydum, bu defteri alıp İstanbula gideceğim , kendimi kabul ettireceğim ve bu işten para kazanacağım.

Kasım ayıydı, çok fena bir yağmur yağıyordu. Anama dedim ki;

"Ana, ben gidiyorum."
"Nereye Uşağum?"
dedi.

Başladı ağlamaya, yapma, etme, bizi bırakma ama ben kafaya koymuşum; aileme bakacağım. Dedim ki ana, ben gidip orda para kazanıcam size göndericem bırak beni gideyim. Neyse hazırlandım Trabzondan İstanbul'a giden vapura bindim ama biner binmez ağlamaya başladım. İstanbul'a varana kadar gözyaşlarım kurumadı. 2 gece 3 gün süren bu yolculukta bir yandan ağlıyorum bir yandan istifra ediyorum.

İstanbul'a vardık sonunda, boğaza bakıyorum bizim karadeniz'e hiç benzemiyor. Öyle yabancı yabancı duruyor karşımda. Bana memleketim lazım dedim, çok kötü oldum ama artık gelmiştim ve başarmalıydım, zaten başka çarem de yoktu.

Çroder: Sizi bu kadar üzen memleket hasreti miydi aile hasreti mi?

ATURHAN: İkisi de var tabii. Ben Trabzonu çok severdim hayatım orda geçmiş ayrılmak çok koymuştu... İstanbul'a inince önce Sirkeci'de ucuz pis, salaş bir otele girdim. Camları kırık perdeleri yırtık. Ama işte para yok mecbursun. Orda bir kaç gün kaldım fakat bir bitlendim ki, bütün vücudum yara içinde kaldı... Gece tahtanın üzerinde takır takır böceklerin yürüyüş sesleri arasında uyumaya çalışıyorum. Baktım olmayacak, Trabzon Talebe yurduna gittim. Orada bana dediler ki biz lise mezunlarını alıyoruz ben daha okulu bitirmemiştim fakat yine de beni misafir ettiler biraz rahat nefes aldım.

CqI2s6.jpg


Çroder: Hemen iş bulabildiniz mi?

ATURHAN: Aradan biraz zaman geçti henüz bir iş bulamamıştım. Bir arkadaş elinde gazeteyle geldi, Abdullah Şu ilana bak dedi. Yeni Sabah Gazetesinde şöyle bir ilan var: "Ressam ve kaligraf aranıyor." Ben o zaman kaligrafın manasını bilmiyorum, Ama ressam ilanı benim için yeterli. Aldım gazeteyi koltuğumun altına Cağaloğlu'na doğru yola çıktım. O gün de kötü bir hava, her taraf çamur, üstüm başım gidene kadar battı. Binayı buldum içeri girdim ama pırıl pırıl bir bina, benim üstüm başım sırılsıklam ayaklarımdan çamurlar akıyor basayım mı basmayayım mı, içeri gireyim mi girmeyeyim mi onu düşünüyorum. Cesaretimi toplayıp içeri girdim, ne istiyorsun dediler, Dedim ki ressam arıyormuşsunuz işte ben geldim.

O esnada Gazetenin genel yayın müdürü geldi. Azmi Nihat Erman.... O beni aldı yukarı çıkardı, bir kapının önüne getirdi, dedi ki burada bekle kapı açılınca içeri gir. Kapı açıldı içerde iki tane genç çalışıyor, sanırım akademi talebeleri. Azmi bey geldi, gel evladım, göster bana işlerini deyince defteri verdim. Baktı baktı, İşte dedi! Bana bunlar lazım! Ben heyecandan ölüyorum çıldırıyorum. Bana ne istiyorsun dedi, yani parayı soruyor. Ben utana sıkıla 150 lira isterim dedim. Dedim ama acaba çok mu istedim diye de içim içimi yiyor. Sen bekle dedi gençlerle beraber aşağı indiler.

BLd59c.jpg


Çroder: Bu bekleyiş size zor gelmiştir herhalde...

ATURHAN: Gelmez mi, elim ayağım titriyor, zaman geçmek bilmiyordı. Bir süre sonra gençlerden biri geldi, biz gidiyoruz dedi. Ben hemen paltosunu tutum, "Hayır! dedi, paltomu tutma, çünkü sen artık buranın bir elemanı gazetesinin bir ferdisin, benden bir farkın yok!.." Ben sevinçten ne yapacağımı bilemez haldeyim. Koşa koşa yurda döndüm, "herkese benden bozaaa" diye bağırdım . Amacıma ulaşmış, iş bulmuştum, o akşam bunu arkadaşlarla yurtta boza içerek kutladık.

Çroder: Gerçekten çok azimliymişsiniz, karar verdiniz memleketinizden ayrıldınız ve İstanbul'da iş bulmayı başardınız.

ATURHAN: Başka şansım yoktu ki, anama söz vermişim, neyse sabah heyecanla kalktım hemen gazeteyi açtım, bir baktım ki dünkü ressam aranıyor ilanı aynen duruyor. Beni işe almışlardı madem, bu ilan neden hala burada? Demek ki beni yeterince iyi bulmadılar ki ressam aramaya devam ediyorlar diye başladım hayıflanmaya.

Gazeteye gittim, koridorda beklemeye başladım. Azmi bey beni gördü, ne işin var burada geçsene işinin başına dedi. Böylelikle profesyonel iş hayatım başlamış oldu.

Y7yoi2.jpg


Çroder: Basında yayınlanan ilk işiniz neydi?

ATURHAN: 23 Nisan 1951 tarihli Yeni Sabah gazetesinde, 23 Nisan için bir resim çizdim, Bu resim 1. sayfada yayınlandı. İlk yayınlanan işim budur. Sonra uzun süre gazetenin ressamı olarak devam ettim. Benden başka ressam olarak Ratip Tahir Burak vardı.

Çroder: Ratip Tahir Burak çok önemli bir ustadır, yeri gelmişken soralım, sizin çizgi hayatınızda etkilendiğiniz sanatçılar var mıydı?

ATURHAN: Elbette. İki sanatçıdan çok etkilendim ve hayranlık duydum. Biri Alex RAYMOND'dur, öbürü de "Sururi " dir. Çizgi hayatımda önemli yerleri olan sanatçılardır.

Çroder:
Gördüğümüz kadarıyla ressam olarak kendinize çizgi roman sanatçılarını örnek aldınız, zaten daha sonra da çizgi romanlara başladınız.

ATURHAN: Evet uzun yıllar çeşitli gazete ve mecmualarda çizgi roman ressamlığı yaptım. En çok tutanlardan biri de Kara MURAT oldu.

LWPL8D.jpg


Çroder: Evet, aslında hepimiz Kara Murat'ın hikayesini merak ediyoruz. Bize bu kahraman nasıl doğdu, anlatır mısınız?

ATURHAN: Bir gün Rahmi Turan geldi. Günaydın Gazetesi günlük tefrika için çizgi roman istiyormuş. Başta fikir şöyleydi, Tarihi çizgi romanlar yapacağız, her öyküde farklı farklı kahramanlar olacak. İlk hikaye olarak ta Kara Murat'ı yazmıştı . Bir bant çizdim tamam dediler işte bu!

Çroder: Kara Murat size neler kattı?

ATURHAN: Önceki çalışmalarımda da her zaman olumlu tepkiler aldım ama bu çalışmam bana çizer olarak biraz daha şöhret getirdi diyebilirim. Şöyle ki gazetede bir kaç gün yayınlandı, dışarı çıktığımda kahvede, sokakta vapurda herkesin elinde Günaydın gazetesi olduğunu gördüm ve insanlar merakla Kara Murat sayfasına bakıyorlardı. Gazeteye o yıllarda müthiş bir tiraj artışı sağladı. Çizgi romanın ne kadar güçlü bir sanat olduğunu o zaman daha iyi anladım.

Çroder: İşin başında her hikayede farklı bir kahraman olacak diye yola çıkmıştınız, o proje iptal mi oldu?

ATURHAN: Bu kahraman o kadar tuttu ki, hem okuyucular hem de gazete yönetimi, Kara Murat ile yola devam etmemizi istediler. biz de böyle devam ettik.

Çroder: Kara Murat'ı hazırlarken esinlendiğiniz bir tip var mıydı?


ATURHAN:
Evet vardı, çok kişi bunu bilmez. Kara Murat'ı çizerken onu Yılmaz Güney'e benzettim. O zamanlar çok meşhur bir artistti. Kemikli bir yüz, uzun boy o şekilde yaptım. Açın Kara Murat'ın ilk macerası AŞK VE KAN'ı, benzerliği görürsünüz. Kara MURAT'ın görünüşü sonraki maceralarında ilk sayıdaki halinden çok farklıdır. Daha sonra onu daha değişik daha güzel yüzlü daha yapılı biri haline getirdim.

JHTo3P.jpg


"İlk Çizilen Kara Murat macerasında, Kara MUrat Gerçekten Yılmaz Güney'i andırıyor."

Çroder: Ancak sinemada Kara MURAT'I Cüneyt ARKIN canlandırdı, filmleri izlediniz mi? O filmlerden herhangi bir telif aldınız mı?

ATURHAN: Sinemada oynadığı yıllarda izlemedim, tip Kara Murat'a hiç benzemiyordu ki, kimse de bana sormadı, telifi de ben değil Rahmi Turan aldı. Daha sonra televizyonda baktım filmlere, iyiki de izlememişim o zamanlar dedim. Benim çizdiğim Kara Murat, Tarzan gibi hoplayan zıplayan bir kahraman değil ki! Kara Murat, düşmanlarını aklıyla, bileğiyle ve silahşörlüğüyle dize getirir, ağaçtan ağaca zıplayarak değil. Yani açıkçası sinemadaki Kara Murat'ın benim çizdiğim kahramanla pek bir ilgisi yok.

Çroder: Kara Murat'ı çizmeyi neden bıraktınız?

ATURHAN: Ben bırakmadım. Bıraktırdılar. Uzun yıllar eseri çizdim ancak aldığım para çok komik rakamlardı. Kesinlikle yaptığım işin karşılığı değildi. Ücretimin arttırılmasını istedim ama olumlu bir cevap alamadım. Ben de çizmeyi bıraktım. Hanım bunu duyunca çok üzüldü, biz şimdi ne yapacağız dedi ama ben kolay pes eden bir adam değildim. Gittim matbaacıyla, dağıtımcıyla konuştum, anlaştım. Oturdum masanın başına, bir yandan senaryoyu hazırladım bir yandan çizmeye başladım. TOLGA böyle ortaya çıktı.

iRifJ2.jpg


Çroder: Evet, bu kahraman sizinle özdeşleşti. hem yazarlığını hem de çizerliğini yaptınız ve uzun yıllar çizmeye devam ettiniz. TOLGA'nın sizin için önemi nedir?

ATURHAN: Bu kahraman benim çizerlik hayatımın dönüm noktasıdır. Gerçek anlamda ilk kez para kazandığım, emeğimin karşılığını aldığım eserdir. Tolga çıktığı dönemde Tarkan ara vermişti, yerli kahraman ihtiyacının olduğu bir sırada tam zamanında çıktı ve büyük ilgiyle karşılandı. Tolga sayesinde yayıncılığa başladım. İşte Tolga, Aktolga, Karabatur, Kılıçoğlu Burakbey gibi pek çok eser vererek bugünlere kadar geldim.
e514wC.jpg


ÇRODER: Kaç yaşındasınız?

ATURHAN:
86 yaşındayım.

Çroder: Bildiğimiz kadarıyla hala ara vermeden çizmeye devam ediyorsunuz, size bu çizme azmini ve enerjisini veren nedir?

ATURHAN: Çizmeden duramıyorum ki . Resim çizmek benim hayatım. Bu yüzden son kitabımın adını HAYATIM ÇİZGİ ROMAN koydum.

Çroder:
Önümüzdeki günler için projeleriniz var mı?

ATURHAN:
Olmaz mı, elbette var. Tolga'nın gençliğini çiziyorum. Çok güzel bir hikaye, sağlığım el verirse en kısa zamanda bitirip okuyucuyla buluşturmak istiyorum.

Çroder: Biz de sabırsızlıkla bekliyoruz...

b4qaaF.jpg


Değerli dostlar, sohbetimiz bununla sınırlı kalmadı gece boyunca ustamız anlattı bizler keyifle dinledik. Kendisinin büyük bir çizgi roman ustası olduğunu biliyorduk ama bu kadar nüktedan ve hoşsohbet olduğunu da bu gece vasıtası ile öğrenmiş olduk. Derken saat ilerledi, evlere dağılma vakti geldi. Toplu halde Abdullah Turhan'ı kapıya kadar uğurladık. Arabaya binerken geriye döndü, bize baktı ve:

"- Uzun zamandır bu kadar güzel bir gece geçirmemiştim. Beni çok mutlu ettiniz. Sağolun Çocuklar."
dedi.

Bizler de, çocukluğumuza, gençliğimize ve günümüze iz bırakan çok değerli Abdullah Turhan İle beraber olmaktan büyük mutluluk duyduk. Kendisine uzun ve sağlıklı bir ömür diliyoruz. İyi ki varsınız.







 
Son düzenleme:

savok

Admin
30 Eki 2009
19,988
83,571
Kasımpaşa
O akşam çok keyifliydi, güldük eğlendik, bugün okurken o günkü keyfin yanında bir parça da hüzün çöktü üstüme...
Kalemine sağlık Mustafa.
Ömrün uzun olsun Abdullah TURHAN usta.
 

ertuğrul

Admin
5 Nis 2009
24,847
136,876
O gün gerçekten çok keyifli bir gündü.
Herkes mutluydu.
Röportaj için teşekkürler Kara Mustafa.
Tatlı sohbet olmuş.
Ustaya muhabbetleri için ayrıca teşekkür ederim.
 

OZERTOPSOY

Onursal Üye
6 Tem 2016
1,280
4,310
Üstadımıza Allah sağlıklı ve uzun bir ömür nasip etsin. Çocukluk yıllarımın en sevdiğim kahramanları olan Kara Murat ve Tolga'yı sayesinde tanıdım ve çok sevdim ve hala da benim en çok sevdiğim çizgi romanların başında bu ikisi gelir. Kendisine bize bu çizgi romanları kazandırdığı için ne kadar çok teşekkür etsek azdır. Kendisi benim için gelmiş geçmiş en büyük çizerlerden birisidir. Allah başımızdan eksik etmesin üstadımızı. Tolganın gençliğinide bize müjde olarak vermiş. Dört gözle bekliyorum üstadım. Saygılarımı sunarım ve sizi ayakta alkışlıyorum.
 

hggurak

Onursal Üye
Çeviri & Balonlama
8 May 2015
1,132
8,143
İstanbul
Çok çok güzel, sıcak, samimi ve yarınlara miras kalacak kalitede bir röportaj olmuş. Ellerine sağlık Mustafa...
Tüm dostlara selam ediyor, ustaya sağlıklı uzuun ömürler diliyorum.
 

uzung

Yönetici
Yönetici
14 Ağu 2009
3,396
26,011
İstanbul
Aah, Ah! İmkan olsa da her hafta usta ile söyleşi, sohbet yapsak.
Teşekkürler büyük usta, sağlık ve afiyetler dilerim.
 

hadon

Onursal Üye
Çeviri & Balonlama
10 Mar 2010
3,056
9,085
Kastamonu
Rahmetli Haluk Abi, imzalattığı kitaplarını bana hediye etmiş; onları, elime geçer geçmez bir solukta okumuştum. Bu yüzden ustamızın yaşamını biliyorum.

Aziz Nesin, Rıfat Ilgaz, Suat Yalaz gibi; sonunda büyük usta unvanını hak ederek kazanmış, sıkı bir emekçi imiş üstadımız. Anlattığına göre hâlâ bizler için üretmeye devam ediyor. Allah, uzun ve sağlıklı bir ömür versin.
 

sarkomer

Yönetici
18 Ağu 2009
13,336
302,071
Çizgi roman tadındaki röportajı büyük bir keyifle sonuna kadar okudum.
Eminim ki detayları da vardır.
Gerçekten büyük üstadımızla tanışmayı çok isterdim ama İstanbul'da yaşamamanın kayıpları da büyük oluyor işte...
"Tolga'nın gençliği" büyük merak ve heyecan oluşturdu; dört gözle bekleyenlerdenim.
Abdullah Turhan üstadın ellerinden, kardeşlerimin gözlerinden öpüyorum.
Selam ve saygılarımı sunuyorum.
Hepiniz sağlıcakla kalın!..

52308R.gif
 

Kolibri

Onursal Üye
E-Dergi Takımı
16 Haz 2012
423
6,744
Fatih İstanbul
İlk buluşmamızda üstad pek keyifli değildi.
O gün çektirdiğimiz resmi ve çizdiği resmimi özenle saklıyorum.

Bu defa çok neşeliydi.Sohbetine doyamadık.
Eskilerden anekdotlar, anlattığı fıkralar anlatılmaz yaşanır denecek tarzda harikaydı.

Üstada dolgu olmayan 2 adet Sarıca Bey macerasını sormayı unuttum inşallah bir dahaki sefere.



 
Son düzenleme:

HACILI

Onursal Üye
14 Kas 2012
2,170
7,981
Muhteşem bir röportaj olmuş ellerinize sağlık.
Röportaja emek verenleri, orada bulunarak katkıda bulunanları,
Sanata ve sanatçıya değer veren hepinizi kutluyorum.
uzung dostumuzun önerisi harika...
Çizgi romana emek veren ustalarla röportaj fikri çok güzel.
Bence değerlendirilmeli.
Ellerinize ve emeklerinize sağlık.
 

Baltimora

Yönetici
16 Nis 2009
9,577
34,703
İstanbul
Çok keyifli bir röportaj olmuş. Emeği geçen herkesin yüreğine sağlık. Allah'tan Abdullah Turhan ustaya uzun ömürler diliyorum..
 

abolardis

Onursal Üye
12 Şub 2011
6,630
24,325
Röportajı büyük dikkat ve beğeniyle okudum.Hüzünlü ve meşakkatli bir hayat hikayesi hepimizin ki gibi.
Gurbet acısı , anne sancısı , memleket özlemi , çaresizlikler zor yıllar ve açılan bir kapı.
Genç bir insanın hayata kendisi ve sevdikleri için tutunma öyküsü.
Bir başarı hikayesi aslında.
Keşke bu anılar sadece büyük ustanın sadece kendisinde kalmasa.
Abdullah TURHAN çizgiler içerisinde bir hayat gibi kitap haline getirilebilir.Gerçi Trabzon daki günlerle ilgili bir çalışması var ama daha detaylı bir kitap çok daha iyi olurdu.
Yine üstad çizimlerini halen sakladığından bahsetmişti.Bu çizimleri paylaşmak gibi bir projesi var mı acaba ?
Eskizleri çalışmaları keşke bizde görebilseydik ben kendi adıma bu konuda oldukça heyecanlandım diyebilirim.
Büyük ustalarla sohbetlerin daha sık yapılması ve yayınlanması dileklerimle.
Daha geçen gün Kara Murat'ın bir romanını almıştım.Tevafuk oldu.
Büyük ustaya uzun ve sağlıklı bir ömür dilerim.
Sanata katkıları ölçülemez.Dünya ölçeğinde çok büyük bir ressam.
Selam ve saygılarımla.
 

TOY

Çeviri & Balonlama
9 Eki 2016
533
7,134
- Uzun zamandır bu kadar güzel bir gece geçirmemiştim. Beni çok mutlu ettiniz. Sağolun Çocuklar." dedi.

BU OLAYI YAŞATANLARA VE BÜYÜK USTALARIMIZDAN BİRİNE DAHA DEFALARCA TEŞEKKÜR VE SAYGILARIMLA... BU OLAY ANLAŞILAN GÜZEL ÖTESİ OLMUŞ...
 

ekenciz

Onursal Üye
Çeviri & Balonlama
13 Eyl 2009
2,988
13,484
Sesini duymamış olsak da o güleç yüzünden anlıyoruz ki üstadımız pek neşeli ve hoş sohbet. Biz de bu paylaşımla aranızda, sohbetinize iştirak etmiş gibi olduk ki bu da bize yeter.
 

prince

Onursal Üye
20 Ağu 2012
4,464
26,954
Sanki muhabbetin içindeymişiz gibi duygusal,samimi bir o kadar da ders verircesine özenli satırlar.
Çok teşekkürler üstadım...
 

KEMAL 67

Yeni Üye
7 Şub 2012
7
8
Röportaj harika olmuş,organize edenlerin ellerine emeğine sağlık..Eğer izniniz olursa facebook ta paylaşmak isterim..
 

kinkin

Yeni Üye
14 Ara 2014
64
66
korsika
Uzun bir ara oldu yazmayalı
Okurken bende sizlerle beraber mişcesine keyif aldım teşekkür ederim (
Yazının kısa reportage)
Lütfen daha uzun olsun üstad hakkında bilgim yoktu sizler belki biliyordunuz
Uzaklardan bu sıkıntılı günlerde sizleri düşünen birilerinin olduğunu bilin istedim
Sağlıcakla kalın
 

kinkin

Yeni Üye
14 Ara 2014
64
66
korsika
Okumak isterim Rodos gemicilik yaptığım yıllarda sıkça gittiğim motosiklet parçası aldığım bir çok Türk ve MÜZE si olan ada müzeyi gezmemize izin veren abimiz ozanlar çook yaşlı idi 25 sene olmuştur (eski el yazması koleksiyonu matematik ve gök bilmi üzerine
) yani bir sürü kamyonla dünyanın bir çok bölgesinden anı dolu ben bu dergiyi okumadım hala
Sizleri ( öpüjem) sevgi ve saygıyla selamlıyorum
Amcamın dediği gibi : Hamam tası gümüşten ben anlamam bu işten
 
Üst