James Bond Çizgili Romanları

bentley

Guest
16 Eyl 2013
53
115
James Bond Çizgili Romanları

James Bond, son yüzyılın popüler mitlerinden biri. Türkiye’de polisiye romanın en ünlü araştırmacısı sayılan Erol Üyepazarcı, Bond’u çizgi romanlarına da değinerek irdeliyor.


İngiliz polisiye romanı, 20. yüzyılda öncülüğünü Agatha Christie’nin yaptığı, Anglosaksonların whodonit - bizim “katil kim?” dediğimiz türden polisiye romanlarda bütün dünyada haklı bir üne kavuşurken casusluk romanlarında da çok sayıda nitelikli ve özgün yapıtlar vermişlerdir. Casusluk romanlarının ilk ve en başarılı örneklerinden birini Joseph Conrad (1857-1924) kaleme almıştır. Yakın zamanlarda dilimize de çevrilen “The Secret Ajan” (Gizli Ajan, 1907) isimli yapıtı türünde hâlâ zirve sayılan bir eserdir. Conrad’ı daha sonraları kendileri de ünlü İngiliz gizli servisi Intelligence Service’de görev yapan John Buchan (1875-1940) ve Somerseth Maugham (1874-1965) izlemiştir. Özellikle ikincisinin dilimize çevrilmeyen yapıtı “Ashendon or The British Agent” (Ashendon veya İngiliz Ajan) isimli yapıtı casusluk romanları tarihinde önemli bir eserdir. İngiliz Polisiye Edebiyatı’nın casus romanları dalında hiç şüphesiz en büyük ismi Graham Green’dir (1904- 1991). Aynı zamanda nitelikli bir edebiyatçı olan Green’i Eric Ambler (1909-1998), Victor Canning (1911-1986), Adam Hall (1920-1985), John Le Carre (1931), Len Deighton (1929) takip etmiştir. Bu tanınmış yazarların polisiye romanları incelikli eserlerdir. Casusluğun dramını, yalnızlığını, bir insan olarak casusun sorunlarını göz ardı etmezler. Onlar için casus, yurdu için çalışan bir kahraman, bugünün moda deyimiyle “vurdu mu oturtan” cesur bir adam değildir. Zor ve sorunlarla dolu mesleğinin bütün meşakkatini çeken, çoğu zaman da yenik düşen kişilerdir.

İngiliz polisiyesinin bu edebi değeri de yüksek casusluk romanlarının dışında apayrı bir mecrada kalemini kullanan casusluk romanı yazarları da vardır. Bunların ilk örneğini John Creasey (1908 -1999) verir; onun yarattığı casus öykülerindeki karşı casusluk örgütü “Z Departmanı” ve bu departmanın acar elemanı Gordon Craigie yazımızda inceleyeceğimiz ünlü James Bond tiplemesinin ilk örneğini oluşturur. Bu tür yapıtlardaki casuslar yurtsever, yakışıklı, çapkın, sorunlarla baş ederken yorulmak bilmeyen, yenilmez kişilikleri simgelerler. Dünya polisiye romanında casusluk türünde haklı olarak zirveyi temsil eden İngiliz polisiye edebiyatı’nın en tanınmış casus kahramanı olan James Bond da bu türden biridir.

Bond’un yaratıcısı lan Fleming 1908’de Londra’da doğdu. Kendisi dokuz yaşındayken I.Dünya Savaşı’nda ölen Albay Valentine Fleming’in oğluydu. Annesi Evelyn Fleming yeniden evlenmeyip kendisini oğulları Peter ile lan’ın yetişmesine adadı ve lan’ın üzerindeki etkisi yaşamı boyunca sürdü. lan Fleming orta eğitimini ünlü Eton Koleji’nde tamamladıktan sonra Sandhurst Askeri Akademisi’ne girdi ama buradaki eğitimini annesinin itirazlarına karşın tamamlamayıp ayrıldı; dil öğrenmek için Cenevre ve Münih’e gitti. 1929-1933 arası gazeteci olarak Moskova’da çalıştı. 1935-1939 arası Londra’da bankacılık yaptı. II. Dünya Savaşı sırasında İngiliz “Intelligence Service”inde çalıştı. Birçok dil bilmesi nedeniyle, daha sonra James Bond öykülerinde “M” diye tanımladığı gizli servis şefine model olarak aldığı, istihbarat servisinin başı Amiral John H.Godfrey’in belli başlı yardımcılarından biri oldu. “Live and Let Die” (Yaşa ve Öldür) adlı romanındakine benzer bir operasyonu Almanlara karşı Girit Adası’nda planladı ve uyguladı.

Savaşın son yıllarında görevle Jamaica’ya gönderildi. Bundan sonraki yaşamının büyük bir kısmını geçireceği bu adaya hayranlığı bu görevle başladı. Savaş bitince dönemin önemli bir basın kuruluşu olan Kemsley Newspaper grubunun dış haberler sorumlusu oldu. Bu görevi kışları Jamaica’da geçirmek koşuluyla kabul etmişti. Bu işini 1959 yılına kadar sürdürdü. 1952’de Lady Anne Rothmere ile Jamaica’da evlendi. James Bond romanlarını evlendikten sonra yazmaya başladı. İlk James Bond romanı “Casino Royale” 1953 yılında yayınlandı, büyük başarı kazandı ve onu diğer Bond romanları izledi. lan Fleming artık para ve ünü yakalamıştı; James Bond serüvenleri gazetelerde çizgi roman olarak da yayınlanıyor ve filmlere uyarlanıyordu. Noel Coward, Eric Ambler, Somerset Maugham, kara roman türünün büyük ustası Raymond Chandler, Kingsley Amis sıkı ilişkide olduğu dostları arasındaydı. Dönemin İngiltere Başbakanı Eden, John, Bobby ve Jackie Kennedy’ler en fanatik izleyicileri ve hayranları olmuştu. Yazarımız artık başka iş yapmadan Jamaica’da yaşıyor, amatör bir merakla topladığı define haritalarının peşinde keyifli bir yaşam sürüyordu, ancak sağlığı iyi değildi. Doktorlarının bütün uyarılarına karşılık keyfince yaşıyordu. “Casino Royale”den sonra 12 Bond romanı daha yayınladı; bu arada çocuklar için “Chitty - Chitty - Bang - Bang” adlı çok başarılı bir öykü kitabı da kaleme aldı. Atticus takma adıyla polisiye türü dışında eserler de yazdı. Bunlardan en tanınmışı, 1963’de yayınlanan “Thrilling Cities” (Heyecanlandıran Kentler) adlı gezi kitabıdır.

12 Ağustos 1964’de sonuncu kalp krizini geçirip öldüğünde 56 yaşında idi. Son kitabı “The Man with Golden Gun” (Altın Tabancalı Adam) editörlerince tamamlanıp ölümünden sonra yayınlandı. Üç uzun öyküsünü içeren “Octupussy” (Ahtopot) ise 1966’da basıldı.

James Bond Romanları ve Nitelikleri
Polisiye romanın bir türü olarak kabul ettiğimiz “casus romanları” yukarıda da vurguladığımız gibi özellikle I. Dünya Savaşı’ndan sonra görülmüş, iki dünya savaşı arasında ve II. Dünya Savaşı sonrası büyük bir ivme kazanmış ama asıl atılımını “Soğuk Savaş” dönemi denilen 1950’li yıllardan sonra yapmıştır. “Soğuk Savaş” yıllarında türün büyük ustalarının eserlerini peş peşe vermeleri bir tesadüf değildir. Casusluk romanları; casusluk örgütlerinin, büyük devletlerin istihbarat örgütlerinin, askeri aygıtlarının aşırı büyümesinin doğal bir ürünüdür.

James Bond tipi casus romanlarının geleneksel “katil kim?” türü polisiye romanlardan asıl farkı, romandaki kahraman için, “beyindeki gri maddelerin çalışmasıyla” olayları çözümlemenin ikincil önemde kalmasıdır. Casus romanlarında, Rex Stout’un evinin en alt katından üst katına asansörle çıkan “safi beyin” Nero Wolfe gibi yemek düşkünü şişman detektif kahramanlara rastlanmaz. Artık 1960’ların okuyucusu için Nero Wolfe özdeşleşebilecek türden bir kahraman değildir. Ernest Mandel durumu şöyle saptar (Hoş Cinayet, Yazın Yayıncılık, İstanbul. 1996:110):

“James Bond ve onun soyundan gelenler bambaşka kişiliklerdir. Onlar yalnızca eylemdir. Çünkü onların uğraştıkları alanda eylem, mantık gücünden çok daha önemlidir. Eylem; hızlı olmayı, uzak yerlere seyahati, cinsel güçlülüğü, lüks yaşamı, tehlikeyi, formda kalmayı, son model gelişmiş aygıtlara ve devlet sırlarına erişebilmeyi, hatta dünya çapında olayları sahne arkasından yönetmeyi içerir. Bu nitelikleri ile James Bond ve takipçileri kitlelerin rahatlıkla özdeşeşebilecekleri kişilerdir. Çocuksu hayaller mi? Kuşkusuz öyle ama yine de bunlar milyonlarca okuyucunun özdeşleşmek istediği ve hiçbir zaman böyle eylemlere katılamayacaklarını bildiklerinden başkasının yaşadıklarına hayali de olsa katılmaktan mutluluk duydukları kahramanlardır.”

Fleming’in başına çektiği eylem ağırlıklı “casus romanı’nda kötü adamlar yani geleneksel “katil kim?” romanlarında o kadar emek ve beyin gücü harcanarak ortaya çıkarılan suçlular neredeyse kitabın başında bellidir; bazen bunların kimliğinin belirlenmesi kurgunun bir öğesi olabilirse de, bu yapıtlarda ana sorun onları belirlemek değil entrikalarını boşa çıkarmaktır. Ama “muamma” öğesi hep bizimledir. İşbirlikçiler, destekleyiciler, operasyon araçları, kullanılan stratejiler hatta düşmanlığın nedeni bile hep çözülmesi gereken “muammalar” içerir.

Eylem ağırlıklı James Bond romanları kronolojik sırayla aşağıda verilmiştir:
1- Casino Royal, 1953 (Royal Kumarhanesi); 2- Live and Let Die, 1954 (Öldür ve Yaşa); 3- Moonraker, 1955 (Ay Harekâtı); 4- Diamond are Forever, 1956 (Ölümsüz Elmaslar); 5- From Russia with Love, 1957 (Rusya’dan Sevgilerle); 6- Doctor No (Doktor No); 1958 7- Goldfinger, 1959 (Altın Parmak); 8- For Your Eyes Only, 1960 (Yalnız Gözlerin İçin); 9- Thunderball, 1961 (Yıldırım Harekatı); 10- The Spy who Loved Me, 1962 (Beni Seven Casus); 11- On Her Majesty’s Secret Service, 1963 (Kraliçenin Hizmetinde); 12-You Only Live Twice, 1964 (İnsan İki Kere Yaşar); 13- The Man with Golden Gun, 1965 (Altın Tabancalı Adam); 14- Octupussy, 1966 (Ahtapot),

lan Fleming’in ölümünden sonra dostu Kingsley Amis, “Colonel Sun” ismiyle bir James Bond romanı yazmış; onu 1981-1996 arası John Gardner’in yazdığı 13 ve 1996- 2003 arası Raymond Benson’un kaleme aldığı 10 James Bond romanı izlemiştir. lan Fleming’in bütün James Bond romanı filme çekilmiştir.
Dilimizde James Bond öykülerinin hepsi müteaddit kereler basılmıştır. Türkçe’ye ilk çevrilen Bond romanı 1963 yılında Ağaoğlu Yayınları’nın neşrettiği “Rusya’dan Sevgilerle”dir. 1965 - 1966 yıllarında Başak Yayınevi ve 1983-1984 yıllarında Tay Yayınları James Bond öykülerini külliyat olarak basmıştır. Gerek Başak gerekse Tay Yayınevi bu külliyatın ikinci hatta üçüncü baskılarını da yayınlamışlardır. 2003 yılı sonunda Oğlak Yayınları da kronolojik sırayla bir James Bond külliyatı yayınına girişmiştir.

Dilimizde Çizgi Roman Olarak James Bond Öyküleri
Yukarıda da değindiğimiz gibi James Bond romanları 1960’dan itibaren İngiliz ve ABD basınında çizgi roman olarak yayınlanmaya başlamıştır. Bu çizgi bant şeklindeki yayınlar Türkiye’de de altmışlı yılların ikinci yarısından itibaren uygulama alanı bulmuştur. İlk çizgi roman Bond dergisini Başak Yayınevi yayınlamıştır. Söz konusu yayınevi bir külliyat olarak 1965 yılından sonra James Bond maceralarını basıp okuyucularına sunan ve bu kitapların pek çok kez yeni basımlarını yapan bir yayınevidir. James Bond öyküleri yanında Mickey Spillane’nin 1962’den sonra yazdığı Mike Hammer öyküleriyle yine o günlerde moda olan çoğu James Bond taklidi birçok polisiye roman yazarının da eserlerini yayınlamaktadır. Bir başka deyişle polisiye roman konusunda uzmanlaşmış bir yayımcıdır.

Başak Yayınevi James Bond öykülerinin okuyucu katında itibarının hiç eksilmeden devam ettiğini görünce bunları Batı’da olduğu gibi çizgi roman olarak sunmaya karar vermiş, 1967 yılında “007 James Bond” isimli bir dergi çıkarmıştır. Yayıncının iddiasına göre çizgi roman olarak James Bond öyküleri 61 ülkede yayınlanmaktadır ve ayrıca her gün bütün dünyada iki yüzün üstünde gazete ve dergide çizgi roman olarak okuyuculara sunulmaktadır. Dergi haftalık yayınlanmakta ve her hafta Çarşamba günleri 16 sayfa olarak çıkmaktadır. “007 James Bond” dergisi ilk öykünün tamamlandığı 7. sayı’dan sonra 32 sayfa olacaktır. Dergiyi Başak Yayınevinin ortağı ve başeditörü A.Semih Yazıcıoğlu yönetmektedir. Yazıcıoğlu daha önce Başak Yayınları’nca okuyucuya sunulan Bond romanlarının birçoğunun çevirmenidir. Yayınevi derginin 100.000 tirajı olduğunu iddia etmekte ve “Dünyanın En Büyük Casusluk ve Macera Mecmuası” olduğunu söylemektedir. Dergide yayınlanan ilk James Bond öyküsü “On Her Majesty’s Secret Service” adlı James Bond romanıdır. Dilimize Başak Yayınevi’nce Kurt Kanı olarak çevrilmiştir. Bu öykü derginin 7. Sayısına kadar sürmüştür. İngiltere’ye karşı bir mikrop savaşı yapmak isteyen esrarengiz SPECTRE örgütünün lideri Ernst Stavro Blofeld ile James Bond’un savaşı anlatılır. Bond’un sevgilisi Tracy’nin öldürülmesiyle trajik bir biçimde sonlanan roman lan Fleming’in en iyi çalışmalarından biridir. Eleştirmenler ayrıntıların ve gerilimin tam dozunda olduğunu belirtirler.

Yayıncı dergiyi yayınlarken üst kapakta “Kurt Kanı” genel başlığını kullanmakta fakat derginin her sayısına başka bir isim verilmektedir. Örneğin ilk sayıdaki isim “Tehlikeli Viraj” olup o sayıdaki olayları simgeleyen bir addır. Yedinci sayıda tamamlanan “Kurt Kanı” bu sayının 12. Sayfasında bitmiştir ve son 20 sayfada Kerry Drake adlı bir polis hafiyesinin maceraları anlatılmaktadır. “007 James Bond” dergisini çıkaran yayınevi müşterilerini memnun etmek için bir “James Bond Kulübü” kuracağını belirtmiştir ayrıca hediyeler de vermektedir. Dergide yayınlanan kuponların dört tanesini kesip göndererek kuraya katılan okuyuculara James Bond tabancaları, James Bond giysileri, trençkotları, kemerleri, bıçakları hediye olarak verilmektedir.

Derginin 8. Sayısından itibaren Kurt Kanı’nın devamı mahiyetinde olan “You Only Live Twice” isimli Bond macerası “İnsan İki Kere Yaşar” adıyla yayınlanmaya başlamıştır. James Bond öyküsü derginin ilk 20 sayfasında yayınlanmakta, son 12 sayfasında da yedinci sayıda başlayan Kerry Drake devam etmektedir. İlk Kerry Drake macerası 10. Sayıda biter, 11. Sayıdan itibaren yenisi başlar.

Çizgi roman şeklindeki ikinci James Bond macerası da yedi sayı sürer ve biter. İkinci maceranın bittiği 14. sayıda müteakip sayıda yeni bir maceranın başlayacağı ifade edilir ama bu sayı çıkmaz ve Başak Yayınevi’nin çizgi roman hâlinde James Bond yayınlama macerası burada noktalanır. Başak Yayınevi, ilk yedi sayıda tamamlanan “Kurt Kanı” adlı öyküyü ayrı basım ve bir bütün olarak ayrıca yayınlamıştır. Başak Yayınevi’nce yayınlanan James Bond öykülerinin ilk yedi sayıda tamamlanan öyküsü çizgi roman formuna ve konu olan öyküye uygun başarılı çizgilerdir. Benzer bir yorum ikinci öykü için söylenemez. İkinci öyküdeki çizgiler, birinciden çok farklıdır ve bariz bir kalite düşüklüğü gözlemlenir. Belki de bir yerli çizere hazırlatılmıştır-orijinalinden kopyalatılmıştır.

Çizgi roman olarak James Bond’un ikinci kez yayınlanması seksenli yıllarda Alfa Yayınları adlı bir kuruluş tarafından gerçekleşir. Alfa, haftalık dergi olarak çizgi roman tarzında Bond öyküleri yayınlamaya başlar. Söz konusu dergi 32 sayfadır ve ilk serüven üç sayıda tamamlanır. Bu serüven lan Fleming’in yazdığı özgün bir James Bond romanı değildir; onun ölümünden sonre dostu Kingsley Amis’in yazdığı ve dilimize “Deniz Ejderi” diye çevrilen “Colonel Sun” adlı yapıtın çizgi romanıdır. Üçüncü sayının 14. sayısında biten öyküden sonra “İlkel Çağların Dişi Savaşçısı Red Sonja” nın bir hikâyesi yine çizgi roman olarak verilmiştir. Alfa Yayınları, dördüncü sayıdan itibaren yayınladığı James Bond serüveni yine özgün bir James Bond macerası olmayan “Türkistan Harekâtı” isimli bir maceradır. Bu macerada 6. sayının onuncu sayfasında biter ve sayının sonuna “Madalya Peşinde” isimli bir çizgi roman konulur. Alfa Yayınları yedinci sayıdan itibaren (elimizde bulunan ve son sayı olduğunu sandığımız) 15. sayıya kadar bu kez özgün iki James Bond macerasını yayınlayacaktır. Bunlar Başak Yayınevi’nin yayınladığı “Kurt Kanı “ ve “İnsan İki Kere Yaşar” isimli öykülerdir. Bu öyküler derginin ilk 20 sayfasında yayınlanır, derginin son 12 sayfasında “Yüzbaşı Volkan” adlı yerli çizgi roman yer alır.

Alfa Yayınevi’nin çizgi roman olarak yayınladığı Bond serüvenleri Başak Yayınevi’ninkilere nazaran epey düşük niteliklidir. Örneğin sadece “Kurt Kanı”nda Başak ve Alfa Yayınları’nın çevirilerine göz atılırsa bu durum açıkça görülür. Alfa Yayınları da tıpkı Başak Yayınevi gibi her serüven bittikçe bunu bir bütün kitap şeklinde piyasaya sürmüştür.

 

UĞUR BAYRAM

Yeni Üye
26 Şub 2018
2
1
James bond alfa yayınlarının bastığı "DENİZ EJDERİ" İsimli çizgi romanı paylaşırmısınız lütfen bana çizgi romanları sevdiren maceradır
 

UĞUR BAYRAM

Yeni Üye
26 Şub 2018
2
1
Çok teşekkür ederim ama linkler ölü indirilmiyor indirilsede açılmıyorlar en son 2013 yılında yenilenmiş
 

cizgibaykus

Kıdemli Üye
13 Ara 2013
110
211
Dünyada çizgi romanı bizim kadar seven bir toplum var mı acaba? Bizim çizgi roman sevgimiz Japonlar, Amerikalılar gibi değil. Başta kendi milli çizgi romanlarımız olmak üzere dDünyanın tüm cizgi romanlarına açık, geniş, tutkulu, coşkulu bir sevgi. Çizgi romandan filmleri dünyada ilk hangi ülke yaptı? İlkokulda, büfeden tommiks macerasını aldığımızda hemen kapağını açıp okumaya başlamak gibi bir sevgi. (Bir keresinde Ankara Bahçeli'de aynı şekilde, büfeden çizgi roman alırken ensemde ÖĞRETMENİN OĞLU belirmiş ben de gayrı ihtiyari fasikülü saklamaya çalışmıştım. Öğretmenin oğlu, 'ne var biz de okuyoruz' demişti... :) Makale müthiş olmuş.
 
Üst