Yolu Susurluk'tan Geçen Bir Kahraman: Yüzbaşı Volkan

bakunin

Admin
12 Mar 2009
6,309
49,880
NeverLand
22 Ekim 1970'te Sinop'taki NATO üssünden kalkan bir U-8 Seminole modeli uçak yanlışlıkla Türk-Sovyet sınırını geçmiş ve Sovyet MIG'lerince Ermenistan'a indirilmiştir. Uçağın içinde üst düzey Amerikalı ve Türk subaylar bulunmaktadır ve bu olay ancak tarafların sert notalarla birbirlerini uyarmaları sonucunda çözüme kavuşturulacak; subaylar serbest bırakılacaktır. U-8 olayı, memleketimizin çizgi roman tarihinde yeni bir karakterin doğmasını sağlamıştır: Yüzbaşı Volkan. Son Havadis gazetesinde çizer olarak çalışmakta olan Ali Recan, bu olayın üzerindeki etkisini şöyle anlatıyor:

"Hemen her gazetede, o günlerde çok moda olan eli kılıçlı Orta Asya kahramanlarının serüvenleri yer alıyordu. Denenmemiş bir konuda, yeni ve çağdaş ulusal çizgi roman kahramanı aradığım sırada işte bu U-8 olayı dikkatimi çekti. Böylece ciddi bir araştırma ve çalışmanın sonucunda Yüzbaşı Volkan'ın ilk macerası olan Kafkas Dağlarında Ölüm doğdu. Bu ilk serüvenin gazete tefrikası beğenilince bunu diğerleri izledi."

Kafkas Dağlarında Ölüm isimli ilk maceranın gördüğü ilginin birkaç sebebi sıralanabilir. Recan'ın da değindiği gibi dönem Orta A-ya'dan Osmanlı'ya dek at sırtında kılıç sallayan, güzel kadınlarla yatağını ısıtan, başı börklü, eli kılıçlı, ayağı çizmeli kahramanların tema olarak kullanıldığı bir dönemdir. Üstelik bu kahramanlar ilk kez dönemin sol eğilimli gazetelerinde (Karaoğlan Akşam'da; Malkoçoğlu Cumhuriyet'te), yer bulmuşlarsa da bu çizgilerin genel okuru sağ görüşlü kitlelerdi. Halbuki Volkan -bu yönde yapılan eleştirilere rağmen- o denli sağda durmamaktadır ya da tersi, sol eğilimleri de yoktur. Volkan, Türk Ordusunu sembolize ediyordu Recan'a göre. Kendi anlatımıyla:

"Yüzbaşı Volkan Türk Hava Kuvvetlerinin kahraman pilotlarını sembolize eder. Savaş için eğitim görmüş olmasına rağmen, savaşa karşıdır. Fakat barışı sürdürmek için güçlü ve caydırıcı olmak gerektiğine inanır. Yüzbaşı Volkan barışçıdır, insancıldır. Ama görevi ve vatanın çıkarları gerektirdiği zaman, bir makineli tüfeğin mermileri kadar hızlı ve kahredici olur."

Volkan gazete manşetlerinde okunulan her haberi sayfalarında konu olarak işleyebilmektedir. 1974 yılında Kıbrıs'ta çarpışır; hem de adaya yollanan ilk hava gücüne dahildir. Profesör VVeissman'ın kapsülü ile uzaya çıkmıştır (Hayalet Denizaltı isimli macera). Amerikan ambargosu sonrasında Sovyetler Birliği'nin Türkiye'ye satmayı önerdiği MİG uçaklarını denemiştir (Çok Gizli isimli macera). Burada Türk Sovyet dostluğunu bozmak ve kendisini öldürmek için çalışan Teyze ve Tetik isimli CIA ajanlarını yakalatmıştır (Volkan'a Suikast isimli macera). CIA ajanı Anderson ile bağımsız ajan VVebster'ın Ege denizinde Türk-Yunan savaşını başlatacak bir operasyonlarını engellemiştir (Yunan Adasında Panik isimli macera). Türkiye'ye kaçak silah soktuğu için Çin'de İngiliz Gizli Servisi'nden ajan Hamilton'u tasfiye etmiştir (İnsan Avı isimli macera). Amerika Birleşik Devletleri Genel Kurmay Başkanlığı Haberalma Servisi'nden Sanders ile birlikte Doğu Anadolu'da kaybolan NATO nükleer savunma planlarının bulunmasını sağlamıştır (Deprem isimli macera). Türkiye aleyhine çalışan bir Ermeni Örgütü'nün Las Vegas'daki merkezini yakmıştır (Gizli Ermeni örgütü isimli macera). Rodezya'da CIA destekli hükümet karşıtı güçlere ve paralı askerlere karşı savaşmıştır (Paralı Askerler isimli macera). Ruslar tarafından Irak sınırı yakınlarına düşürülen Yıldız Savaşları Projesi'nin kilit uydularından birinin bulunmasını sağlamıştır (Yıldız Savaşlarına Giriş isimli macera). NASA'nın davetlisi olarak X15 uçuş programlarına katılmıştır (Uzay Üssündeki Casus isimli macera). Batıya adam kaçırmakta olan Emircan Bekir ile ortak çalışarak Sovyetler Birliği'nde nükleer alandaki deneyleri tamamlaması için ailesi rehin tutulan Türk kökenli profesör Ömer Baturov'u Türkiye'ye götürmüşlerdir (Firar Gecesi isimli macera). Tüm bu maceralardan da anlaşılabileceği gibi Volkan hiçbir zaman bir anti-komünist değildir. Düşmanları, ideolojilerinden öte Türkiye aleyhinde çalışmakla olan insanlardır.

Volkan maceralarında hem Sovyet, hem Amerikalı casuslara karşı savaşarak, okurun milliyetçilik duygularını -gariptir ama pek de saldırgan olmayan bir şekilde- kabartırken; zaman zaman da yolu illegal bir takım işlere karışıyordu. Türk Silahlı Kuvvetleri'nin bir mensubu olduğu halde, karanlıkta kalan bazı olayları çözmek için görevlendirilmeyi talep ediyor (Hayalet Denizaltı isimli macera); nitekim bazı sorunları yalnız onun çözebileceği düşünüldüğünden üstleri tarafından görevlendiriliyordu (Paralı Askerler, Karanlığı Delen Gözler; Sisli Denizde Terör isimli maceralar) ya da ordudan ayrılıp ve üstlendiği işi tamamlıyordu (Karanlığın Kartalları; Diplomat Katilleri isimli maceralar).

Kontrgerilla üzerine çalışmaları ile de tanınan Emekli Kurmay Yarbay Talat Turhan, Yzb. Volkan'ın maceralarında da sıklıkla rastladığımız bu durumu "operasyonel istihbarat" olarak tanımlıyor. Toplanan istihbaratın çerçevesinde verilen kararların, yasaların izin vermediği bazı hareketleri kapsaması ve bu nedenle illegal bazı ilişkilere girilmesinin bir Amerikan geleneği olduğunun altını çiziyor. Volkan, Türk Silahlı Kuvvetleri'nde bu geleneğin bir temsilcisi gibidir. Recan'ın da altını sık sık çizdiği gibi. Volkan, "vatanın çıkarları gerektirdiği zaman, bir makineli tüfeğin mermileri kadar hızlı ve kahredici olur..."

Karanlığın Kartalları, Volkan'ın yolunu Susurluk Kazası'ndaki ilişkiler ağından geçiren ilk macera değildir. Bir başka macerada Volkan'ın başkonsolos olan babası Ermeni terör örgütü ASALA militanlarınca şehit edilir ve Volkan, intikam alabilmek için Hava Kuvvetleri'nden istifa eder. Maceranın tanıtım yazısında Recan şöyle demektedir:

"O, artık başının buyruğunca bağımsız olarak, yalnızca silahların dilinden anlayan, yasalara başkaldırmış teröristlerle, bir makineli tüfeğin mermileri kadar hızlı ve kahredici bir dille konuşacaktır. Hem yargıçları olacaktır, hem de cellatları..."


Benzer bir biçimde Sisli Denizde Terör isimli macerada, ASALA militanlarınca kaçırılan Sakarya tankerini kurtarma operasyonunu yönetir. Tankeri patlatarak İstanbul'u yok etmek isteyen teröristlerin de hem yargıcı; hem celladı olacaktır.

Volkan, Karanlığın Kartalları isimli macerada ise "dış düşmanlar" ile değil "içteki düşmanlar" ile mücadele edecektir. Şemdinli'de ortaya çıkarılan üniformalı bir çetenin içinde yer aldığı iddia edilen eski arkadaşı Yüzbaşı Metin Önel ile buluşur ancak "kar maskeli" ve ağır silahlar ile donatılmış "vurucu polis timi"nin üzerlerine "hedef gözeterek" ateş açması nedeniyle iki polisi yaralayarak kaçar. Bu sefer bir kanun kaçağı durumundadır. Ancak politikacılardan kara para sahibi sermayedarlara, aşiret reislerinden uluslararası uyuşturucu mafyasına dek çok sayıda kişiden oluşan bir gruba karşı mücadele ettiğinden -yani doğru tarafta olduğundan- yaptıklarının yanlış olduğuna inanmaz. Vurucu tim mensubu Mor, Sarı ve Mavi kod adlı polislere ateş ederken Volkan kendi kendine mırıldanır: "Polis değil cellat bunlar", daha sonra da kendini savunmak için ateş ederken haklılığına inanmak ister gibi tekrarlar "Ne onlara kimlik soracak, ne de kimlik gösterecek durumdayım..." Metin Önel'in ölümü ile sonuçlanan operasyonun ve kirli ilişkiler ağının önemli isimlerinden eski polis müdürü Nihat Behram'ın elinden sevgilisi gazeteci Funda'yı kurtarır. Nihat Behram bir süre önce uyuşturucu işine karıştığı için görevinden uzaklaştırılmıştır. Aralarında geçen konuşmada Behram, "... değerimizi bildiniz mi? ASALA yok olduktan sonra bir teşekkür mü ettiniz?" şeklindeki sözlerine Volkan "Vatana hizmet teşekkür beklemeden yapılır. Birkaç görevimde ASALA ile ben de savaştım. Ama sizin gibi karanlık işlere bulaşmadım..." diye yanıt verir. Ancak bir anda eleştirdiği yöntemleri uygulayan (en azından bu yöntemleri uygulama tehdidi savuran) biri oluverir Volkan. Nereye gideceğini soran sevgilisi Funda'ya "Ne yapacağımı bu çakalın yanında sorma bana... Yoksa onu gebertmek zorunda kalırım... Zaten halın yeterice kanlandı..." şeklinde cevap verir.

Karakterler

Volkan'ın çevresinde sık sık görülen belli karakterler vardır. Hakkı Başçavuş, gazeteci Funda ve Yüzbaşı Nusret bu karakterlerin en sık rastlanılanlarıdır.

Hakkı Başçavuş, şişman bir astsubaydır. Uzmanlık alanı uçak motor mühendisliğidir ve birçok macerada -Zagor'un sevimli tombul yardımcısı Çiko gibi- Volkan'a yardım eder. Yalnız Başçavuş da hiçbir zaman bir Türk askeri olduğunu unutmaz.

Yüzbaşı Nusret, Volkan gibi Türk Hava Kuvvetlerinin gözde pilotlarındandır. Genelde Volkan'ın kanat subayıdır. Çoğu zaman Volkan, Nusret'in başlarına sardığı işleri çözebilmek için uğraşır. Her hikâyenin bir "kahramanı" olabileceği için Yüzbaşı Nusret, sınırlılıkları olan bir karakterdir. Hakkı Başçavuş (Rütbesinden dolayı çizgi romanın en yaşlı elemanlanndan biri olması gereken Başçavuş, Volkan ve Nusret ile aynı yaştadır) ve Yüzbaşı Nusret boş zamanlarında çevrelerinde bulunan kızlarla ilgilenmek istemekte ancak çoğunlukla başarısız olmaktadırlar. Çevrelerindeki kızlar ile ilgilenmeleri başlarına birçok kötü olay gelmesi ile sonuçlanır. Hakkı Başçavuş güzel bir sarışına bakarken kaza yapar (Uzay Üssündeki Casus isimü macera), Nusret ise yem olarak karşısına çıkartılan bir kız ile ilgilendiği için Türk Silahlı Kuvvetleri, yeni satın aldığı bir F-16 filosunu kaybetme tehlikesi ile karşılaşır (Buzul Casusları isimli macera).

Ancak Volkan'ın bu konuda sorunları yoktur. Her macerada rastladığı (dost ya da düşman) her kadın Volkan'la birlikle olma isteği duyar. Çoğu kez de bu isteklerinde başarıya ulaşırlar. Kadınların Volkan'a ve doğal olarak Türkiye'ye yönelik kötü bir emelleri varsa, olan şudur: Onun karizması/cazibesi nedeniyle bu emellerinden vazgeçip her şeyi itiraf edeceklerdir (Gizli Ermeni örgütü isimli maceradaki Linda vd.). Eğer kadınlar "kötü" tiplemelerden değillerse kaçınılmaz olarak maceranın sonu gelmeden ölürler. (Kafkas Dağları'nda Ölüm isimli maceradaki Yüzbaşı Mary). Bu Volkan'a gelecek maceralarda ayak bağı olabilecek eski sevgililerden kurtulma olanağını sağlar. Bu durumun tek istisnası Yüzbaşı Volkan'ın uzatmalı sevgilisi gazeteci Funda'dır.

Volkan ve Funda, bağımsız hayatları olan ancak çoğu kez birbirlerine olan aşklarını da ispatlayan bir çifttir. Funda, gazetesi için araştırdığı haberlerin peşi sıra giderken tesadüfen Volkan ile karşılaşır (Gizli Ermeni Örgütü isimli macera) ya da bulduğu bilgileri ordu ve Volkan ile paylaşır (Karanlığı Delen Gözler isimli macera). Funda, kötüler tarafından Volkan'a ulaşmak için zaman zaman kaçırılır, hattâ kötüler Funda'ya tecavüz etmeye çalışırlar (Sisli Denizde Terör isimli macera). Ancak çizgi romanın mantığı gereği Funda üstlenmesi gereken tüm görevleri başarı ile yerine getirir. Maceranın sonunda Volkan'ın boynuna sarılır ve Volkan'ın başarısı, sevdiği kadın tarafından da onaylanır.

Yüzbaşı Volkan'ın Yayın Hayatı

Volkan, 1975 yılında Tay Yayınları'nın haftalık dergisi Bonanza'da yayımlanmaya başladı. Okurun ilgisi onun yine Tay Yayınları'nca 1976'da ayrı bir dergi olarak basılmasını sağladı. Önce haftalık olarak çıkan dizi 128 sayı yayımlandı. Aynı sayılardan oluşan 40 cilt-albüm oluşturulmuştu. 1978'de Ali Recan, Tay'dan ayrılarak Alfa Yayınları'nı kurdu ve Volkan, bu sefer de Alfa tarafından yayımlandı. İlk sayı 28.3.1980 tarihliydi ve dizi yaklaşık 65 sayı çıktı. Recan, Alfa Yayınları'nda eski serüvenlerin önemlice bir kısmını tekrarlar halinde piyasaya sürmekle birlikte, aralıklarla yeni serüvenler yayımlamayı da ihmal etmedi. Bu dönemde özgün, eklektik ya da kopya olan 16 serüven daha çizildi. Aynı tarihlerde Recan, Volkan'ı -sansürlenmiş kareleriyle- önce Tercüman Çocuk sonraları Türkiye Çocuk'ta yayımladı. 1997 yılında, Susurluk kazasıyla ilgili politik-aktüel bir öyküyle Volkan, yeniden başlasa da, yarım kalan bir deneme oldu. Bu son serüvenin tamamlanmaması dışında en önemli özelliği, Volkan'ın ilk kez büyük boyda haftalık bir dergi olarak yayımlanması ve bilgisayar teknikleriyle çizilmesiydi. Recan, 2000 yılında Arşiv Dizisi adı altında 4 sayı süren yeni bir Volkan denemesine daha girişti. Yayımlanan tüm sayılarına ve ülke ölçeğindeki uzun ömrüne rağmen Yüzbaşı Volkan, ne yazık ki hiçbir zaman özgün olamadı. Ali Recan'ın, birlikte çalıştığı çok sayıda genç çizer, orijinalleri genellikle Fransız kökenli çizgi romanları kopyalıyordu. İşin ilginç tarafı, bu çizgi romanların zaman zaman Türkçe'de yayımlanmasıydı. Maceraların çoğu bu çizgi romanların yeniden düzenlenmiş şekliydi. Recan, genç çizerlerin kopyaladığı resimlere Volkan'ın yüzünü ekliyor ve romanın kurgusunu hazırlıyordu (Belli serüvenlerde Volkan çizimlerinde çalışan Hakan Alpin ve Metin Demirhan ile yapılan görüşmeler). Levent Cantek, Türkiye'de Çizgi Roman isimli çalışmasında Recan'ın işlevinin görüntü yönetmenliği ile sınırlı olduğunu anlatıyor.


BÜLENT TELLAN
 
Üst