Çizgiromanı Anlamak - Scott McCloud - Understanding Comics

yeryüzü

Yönetici
3 Eki 2011
17,047
75,623
hiçbiryerde :)

Çizgi Romanı Anlamak

Başak Önsal



Çizgi roman, form ve içerik açısından ucuz, işe yaramaz, stilden uzak, kalitesiz ve yetersiz olarak değerlendiriliyorsa, bunun bir tanımlama sorunu olduğunu düşünen McCloud aksini ispat etmek konusunda başarılı görünüyor.

Bir sanat dalını kendi yöntemi ile anlatmaya/anlamaya çalışmak oldukça iddialı ve zahmetli bir çabadır kuşkusuz. Bu sebeple, bu niyetle yapılan işler de kendi literatürleri içinde sıyrılmakta zorluk çekmezler. Sayısız çizgi romana karşılık alanın kendi değişkenleri, özellikleri ve işlevi üzerine sayılı denemelerden biri olarak Scott McCloud‘un Understanding Comics’i (Çizgi Romanları Anlamak) bu nedenle özel bir ilgiyi hak ediyor. 216 sayfalık bu çizgi roman, bir yandan McCloud’un bir a-matör gibi çizgi romanlar karşısında duyduğu heyecan ve hayranlığın, diğer yandan da bir profesyonel yetkinliğinin sonucu olarak oldukça etkileyici. 13 dile çevrilen, içeriği, yöntemi ve konuya yaklaşımı ile akademik bir kaynak olarak kabul edilen Understanding Comics, çizgi romanı olabilecek en anlamlı şekilde, kendi dilini kullanarak ifade ediyor. Eseri boyunca McCloud çizgi romanın bir sanat oluşunun ve belki de bütün görsel sanatlar arasında en heyecan verici ve sınırsızı olduğunun altını çizmeye çalışıyor.

1960 doğumlu McCloud kendi ifadesiyle çocukluk döneminde takıntılı olarak astronomi, mikrobiyoloji, satranç, radyo dramaları ve politika gibi konularla uğraşıyor. Bir arkadaşının aracılığıyla tanıştığı ve 15 yaşında hayatını şekillendirecek kararı almasına neden olan bir başka tutkusu ise anlaşıldığı üzere çizgi romanlar oluyor. McCloud, Understanding Comics’in ilk kısmında bu tanışmayı kendi çizgileri ile anlatıyor. "Renkli, göz alıcı ancak taytlı adamların etrafta dolandığı aptal hikâyelerle dolu çizgi romanlar" için fazla olgun olduğunu düşündüğü bir yaşta bir bağımlı haline gelmesi belki de sonradan çizgi romanların sahip olduğu kötü şöhreti yıkmak konusundaki kararlılığını açıklayabilir. 1982’de, Syracuse Üniversitesi İllüstrasyon Bölümü’nden mezun olup DC Comics’te çalışmaya başlıyor. Panel kenarları çizip, yazım hatalarını düzelttiği bu dönemden sonra 1984’te sonraları sevilen bir çizgi roman haline gelecek (görünürde bir çeşit süper kahraman öyküsü olan) Zot!’u yaratıyor. Farklı işler yapmış olsa da 1993’te yayınlanan
Understanding Comics onların önüne geçmekte haklı olarak zorlanmıyor.

Çizgi roman, form ve içerik açısından ucuz, işe yaramaz, stilden uzak, kalitesiz ve yetersiz olarak değerlendiriliyorsa, bunun bir tanımlama sorunu olduğunu düşünen McCloud aksini ispat etmek konusunda başarılı görünüyor. Belki bir hayranı olduğundan Will Eisner’in çizgi roman için kullandığı sequential art/ardışık sanat tanımından yola çıkarak kapsamlı bir tanım oluşturmaya girişiyor. “Birbiri ardına sıralanmış imajların ve bazen yazılı metinlerin bir bilgiyi iletmek veya izleyende estetik bir etki yaratmak amacıyla üretilmesi” tanımı ile McCloud’un dediği gibi tarihte geriye giderek farklı coğrafyalarda izlerini bulmak ve çizgi romanın 3000 yıldır dünyada var olduğu sonucuna ulaşmak zor değil. Mısır hiyerogliflerinden başlayarak günümüz çizgi romanının "kelimesi" olan ikonların dünyasına giriyoruz. Bir kişinin, fikrin, yerin veya şeyin karşılığı olarak imajlar kâğıt üzerinde var oluyorlar. İkonlar, fotografik bir gerçeklikten karikatür basitliğine, geniş bir aralıkta çizgi romanda kullanılabilirler. Yazar, amacına göre kullanılan basit bir tarzın herhangi bir ortamda (medium) hikâye anlatmak veya seyircinin/okuyucunun özdeşleşmesi açısından oldukça verimli olabileceğini düşünüyor. McCloud’un kitapta rehber olarak sunduğu kişiliğini karikatür olarak yaratması ve Understanding Comics’i karikatüre yakın, basitleştirilmiş bir biçimde çizmiş olması, bu savın bir uygulaması olarak etkileyici ve anlamlı. Yani imajı basitleştirerek aynı anda büyüten karikatür sadece bir çizme biçimi değil, aynı zamanda bir görme biçimi. Konuyla ilgili verdiği bir başka örnek ise Art Spiegelman'ın Maus’u. Öyleyse aynı zamanda denilebilir ki basit bir stil, basit bir hikâyeyi gerektirmiyor. Çoklukla Avrupa çizgi romanlarında ve Japon mangalarında rastladığımız detaylı arka planlar üzerine basit ve abartılı karakterlerin yerleştirilmesini ve bu maskeleme etkinin (effect) yarattığı farklı sonuçları da göstermeden geçmiyor McCloud.

Bir çizer hangi tarzı benimserse benimsesin, anlattığı hikâyenin duygusuna ve işleyişine hizmet edecek kontrol etmesi gereken başka değişkenlere de sahiptir. McCloud bunların her birini detaylı olarak açıklamaya çalışıyor. Bu şekliyle kitap çizgi roman okuyucularına hitap ettiği kadar çizerlere yönelik yol gösterici bir kaynak olarak da kabul edilebilir. Çizginin karakteristiği, rengin kullanımı, çerçeveleme, perspektif, yazılı ve görsel metinlerin grafik birleşimi ve diğer bütün elemanlar bir araya gelerek toplamlarından daha başka bir şeyi, çizgi romanı oluştururlar. McCloud üretim süreci için çizerlerin/yazarların önüne altı katmanlı bir "elma" sunuyor. Çekirdeğini fikrin oluşturduğu elmanın yüzeyine ulaşana kadar atılması gereken adımlar işin biçimine, dahil olacağı türe/tarza, düzenlemenin nasıl yapılacağına karar vermek ve kararı ustalıkla pratiğe geçirmek. Tatmin edici bir sonuca ulaşmanın yolu her katmanı bilinçli ya da bilinçsiz geçmekle mümkün.

Israrla üzerinde durduğu noktalardan biri çizgi romanın son derece kendine has yapısal bir özelliği olması. McCloud’un deyimi ile çizgi romanda anlam yaratma sürecinin en önemli noktası çerçevenin (frame) kendisi değil, çerçeveler arasındaki ilişkidir. Paneller arası boşluklarda belki de çizgi romanın oluşturduğu anlamın en temel aracı yatıyor: Okuyucunun zihni. Zihnimiz bir çerçeveden diğerine geçerken yazılı ve görsel metinlerin oluşturduğu toplam imajlar arasında bağlantı kuruyor. Şöyle de söylenebilir, kâğıt üzerinde yazılmamış ve çizilmemiş olanları ya da kısacası olmayanları zihnimizde yaratarak çizgi romanın öyküsünü kendimiz tamamlıyoruz. Bir anlamda öyküye "yardım ve yataklık" ettiğimizi de söyleyebiliriz. McCloud‘un bu noktada yaptığı tanım önemli. Parçaları gözlemleyip tamamını algılayabilmemizi sağ-layan zihinsel sürecin karşılığı o-larak "closure" kelimesini kullanıyor. Kelimenin karşılığı olarak bizim neyi tercih edeceğimiz ise tartışmaya açık tabi. Alternatifler içinde en açıklayıcı olarak şimdilik "kapalı bağlantıyı" kullanmayı öneriyorum. İlk çerçevede eli baltalı ve ikincisinde ise yerde yatan bir adam gördüğümüzde artık çizgi romanın bize daha fazlasını göstermeye ihtiyacı yoktur. Görmesek de kanın iki çerçeve arasından aktığını biliriz. Bu açıdan bakıldığında çizgi roman bir ortam (medium) olarak film, fotoğraf ve televizyondan daha farklı bir işleyişe sahiptir. Görüntüler arası boşluklar daraldıkça, izleyen kişinin harcaması gereken emek de minimuma iner. Bu konuda tüketicisine en büyük rahatlığı televizyon sağlar kuşkusuz. Çizgi roman ise en az veriyi sunup en çok ilgiyi talep eder ve okuyucunun istekli ve meraklı katılımı ile keyif kaçınılmazdır. Kâğıt üzerinde panellere bölünmüş olan zaman ve mekân parçaları zihinde oluşan kapalı bağlantılar sayesinde bir araya getirilip bütün, sürekli bir gerçekliğe kavuşur. Kısacası McCloud için ikonlar çizgi romanın kelime dağarcığı, ‘closure’ da grameridir.

Paneller arası geçişlerde yaşanan deneyim sadece okuyucuyla değil, çizerin tercihlerine de bağlı olarak şekilleniyor. İşte bu noktadan McCloud yine enteresan bir işe girişerek panelden panele geçişleri altı türe ayırıyor. Kısaca bahsetmek gerekirse andan ana, bir hareketten diğer bir harekete, bir olaydan diğerine ya da bir imajdan ilgisiz diğer bir imaja gibi. Ardından ise farklı dönem ve stillerden Amerikalı ve Avrupalı çizerlerin çeşitli eserlerindeki panel türlerini, teker teker sayarak grafiklerle dağılımlarını sunuyor. Sonuçta birçok çizerin öyküsünü oluşturmak için tercih ettiği anlatı şeklini bir miktar deşifre etmiş oluyor. Amerikan çizgi romanları genel olarak hareketten harekete bir anlatıyı takip ederken, daha deneysel ve özgün işlerde diğer geçiş çeşitlerini görmek de mümkün. Ancak McCloud’un temel ayrımı Japon mangalarını incelediği zaman ortaya çıkıyor. Aynı geçişlerin mangalardaki uygulamalarına baktığında, farklı bir zaman ve ritm duygusunun sonucu olarak, manga sanatçılarının çok daha geniş bir alanda hareket ettiklerini görüyor. Elbette bu farklılaşmanın kültürel olduğu kadar ekonomik bazı değişkenlere bağlı olarak da ortaya çıkabileceğini göz önüne almak gerek. Şöyle özetleyebiliriz belki de, bir manga içine doğduğu kültür ve sanat geleneğinin doğası sonucu tercihini hareketin yanı sıra bir durum, bir ruh hali yaratmaktan yana da koyuyor. Çizgi romanın bu farklı görüntüsünün McCloud’u etkilediği açık: "Japon mangaları bir yere gelme hareketinden çok bir yerde olma durumunu vurgular ve çizgi roman burada başka herhangi bir yerde olmadığı kadar sanattır."

Sadece çizgi romanda değil fotoğraf ve resimde de zamanın sunumu sanatçıları birbirinden farklı arayışlara itmiş, sadece bunun üzerine özelleşmiş akımlar doğmasına neden olmuştur. McCloud’a göre çizgi roman da zaman dondurulmuş, koparılmış anlardan çok daha farklı bir değişken olarak yer alır. Fotoğraftan alışılageldiği üzere çizgi roman da, tek bir imajın veya tek bir anın sunumu olmadığını söylerken aslında fotoğrafta zaman ile ilgili bir meseleye dokunmuş oluyor. Bu da başka bir yazının ve tartışmanın konusu.

Zamanın nasıl görselleştirilebileceğinin en temel cevabı hikâye akışı içinde panellere yerleştirilen detaylarda olabilir. Ayrıca paneller arasına kurduğumuz bağlarla (closure) zamanın aktığını zaten biliriz. Kullanılan metinler ve sesin görsel efektlerle, kelimelerle ifade edilmesi ya da hareketin takibi zamanın varlığına işaret edebilir. Ancak çizgi romanın en temel ikonu olan panel yapısının konu içindeki işlevine özellikle değiniyor. Çizgi romanda panelin içeriği, sayısı, yerleştirilmesi, biçimi ve alanı kaçınılmaz olarak zaman algısını ve okuma deneyimini etkileyecektir. Bir panel, birçok farklı zaman parçasını içererek birkaç farklı panel dokusu taşıyabilir. Bu yüzden de çizgi roman diğer mediumlarda rastlayamayacağımız türden nadir ve özgün bir görme biçimi yaratabilir.

Understanding Comics’in değeri konusu ve az rastlanan bir örnek olmasının yanı sıra aynı zamanda iyi de bir çizgi roman olmasından kaynaklanıyor. McCloud konuya hâkim olduğu kadar çizgisine de hâkim ve amacına uygun bir tarz ve düzenleme ile sayfaları akıcı kılıyor. Zaman zaman kendini bir hikâye anlatıcısından öte bir mucit olarak gördüğünü de iddia ediyor. Potansiyelinin sınırlı bir kısmının hayata geçirildiğine inandığı çizgi romanın biçimsel özelliklerini kullanarak onu dönüştürmenin, sınırlarını geliştirmenin yolları üzerine zorlu denemeler yapıyor. Çizgi roman kariyeri boyunca biçimde yeni olanı arayan McCloud’un çabalarından biri de çizgi romanın dijital ortamda kendi kimliğini ve özelliklerini koruyarak nasıl genişletilebileceği, var olabileceği üzerine kurulu: "Kâğıt ve mürekkep olmadan çizgi roman olur mu?", "Çizgi roman da farklı bir üretim ve tüketim şekli nasıl oluşturulabilir ve nasıl sürdürülür?". Bu soruların cevaplarını arayan ve internette çizgi roman üretimi üzerine çalışan Scott McCloud, Understanding Comics’te çizgi roman hakkında fikirlerini çizerek deneyimlemişti. Dijital ortamda üretim ve çizgi romanı yeniden icat etmenin yolları için bir de Reinventing Comics’i okumak ve www.scottmccloud.com’a uğramak gerekiyor.

Serüven, Çizgi Roman Araştırmaları Dergisi, Sayı:1, 2004 Bahar
 
Son düzenleme:

merkal

Kıdemli Üye
3 Ocak 2012
131
289
Ankara
"Anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna az" demiş atalarımız. Hoş çizgi romanlar da zaten okuduğunu anlayacaksın veya anlamak için okuyacaksın diye bir kaide yok. Sanatın bütün dalları öyledir, insanlarda çok farklı duygu ve düşüncelere sebep olurlar. Çizgiroman sanatını seviyorum ve hoşlandığım birşeyden de insanlar ne düşünür diyede vazgeçmeme hiç gerek yok. Yanlı ve taraflı düşüncelerini değiştirmek için zorlamama da gerek yok ama sevdirme yönünde de ufak ufak çabalarım herhalde.
 

gurcansarı

Çeviri & Balonlama
10 Tem 2010
587
3,700
istanbul
sevgili yeryüzü;
çizgi romanla bu seviyede ilgilendiğine göre şu kitap ta ilgini çekebilir. ben tamamına ulaşabilseydim forumda paylaşacaktım, fakat maalesef sadece 70 sayfalık ön okumasını bulabildim. belki sen daha şanslı olursun.

151331711.jpg
 

grreenman

Çeviri & Balonlama
29 Eki 2009
282
410
Başak Önsal sevdiğim bir arkadaşımdır, yazısını burada görmek benim için hoş bir sürpriz oldu. Onu da siteye abone ettirmiştim ama o kadar yoğun çalışmak zorunda kaldı ki, doğru dürüst hiç giremedi. Hafta sonu evlendi. Yazısının burada paylaşılmış olması güzel bir evlilik armağanı oldu diye düşünüyorum.

Paylaşan Yeryüzü'ne çok teşekkürler.
 

yeryüzü

Yönetici
3 Eki 2011
17,047
75,623
hiçbiryerde :)
başak önsal'a mutluluklar dilerim,
ayrıca buradan faydalanmasını ve forumumuza katkılarını da görmek isterim :)...
bilinçli yaşamak adına bilinçli okumak gerek,
alıntı yaparken kusurum olduysa affola...
 
Üst