Merhaba çizgi roman severler bi konuda yardımınız gerekiyor

sharpaura

Yeni Üye
13 Eki 2012
3
2
Merhaba arkadaşlar.Ben İzmir'de (Dokuz Eylül) türkçe öğretmenliği okuyan bir öğretmen adayıyım.
Edebiyat dersinde aldığım sunum konum çizgi romanlar oldu.Çizgi romanı seçmemin sebebiyse belki sizler kadar içli dışlı olmasam da çizgi romanları seviyorum.Çizgiromanlardan ziyade haftalık iki karikatür dergimi aksatmadan okuyorum.
Sunum ödevim şu şekilde %30 konu anlatımı %70'i uygulama,araştırma yani benim elde ettiğim veriler olacak.Keşke yeteneğim olsa ufak bir çizgi roman örneği hazırlayabilsem .Hayır yanlış anlamayın sizden böyle bir şey istemeyeceğim.Sizden dileyeceğim yardım sadece çizgi roman hakkında bir şeyler yazmanız,ya da mümkünse laptopun kamerasından oturdugnz yerde kameraya anlatmanız.Bu bir şeyleri açacak olursak:
Neden çizgi roman okuduğunuzu,çizgi roman okumaya ne zaman(kaç yaşlarında,nasıl başladığınızı,şu an kaç yaşında olduğunduzu(yaş konusunu kitaptaki yazan rakamlarla karşılaştıracağım)?Çizgi roman okumanın sizde yarattığı duyguları.
Favori çizgi romanınızı o çizgi romanın sizin favoriniz olmasının sebebini varsa sizin eklemek istediğiniz her şey benim için nimet olacaktır.
Nacizane vaktini ayırıp bana yardım eden,etmeyen herkese teşekkür ederim.
 

gurselileri

Guest
18 Tem 2010
2,226
2,298
LÜLEBURGAZ
çizgi roman bir tiryakiliktir... bir sigara tiryakisi ardına yaslanıp, sigarasını içerken ne hissederse, çizgi roman sever de okurken onu hisseder... çizgi roman bağımlılıktır, sevmektir... kaptan swing'i bir süre okumayınca gamlı baykuş'u, mister blöf'ü ve hatta puik'i bile özlemektir...
 

büyük beyaz

Yönetici
Çeviri & Balonlama
E-Dergi Takımı
17 Ağu 2009
17,734
44,008
denize sıfır
Bu konuda aklımdan geçenler,

Çizgiroman okumak benim için hobilerimden en ağır basanı.
Çocukluğumuzda ilk merakım abimin aldığı Tarkan'ların resimlerini görmemle başladı bu konuda ilk tercih görsellik diyebilirim.Daha sonra Tommiks kitaplarını okurken yaşıtımız olması sebebiyle kendimizi onunla özdeşleştirdik.Ardında gelen Mister no kitapları pilotluğa özendirdi,onun sayesinde gökyüzü ufkumuz açıldı,bizde onunla uçtuk hayallere daldık ve mutlu olduk.Zamanla bizlerde büyüyünce daha mantıklı,daha sağlam senaryolar aramaya,daha doğrusu araştırmaya başladık.Şimdi düşününce bizim çocukluk dönemimizde televizyon yoktu gazete arasıra eve alınırdı hatta bir ara Kara murat günlüklerini kesip tutkalla yapıştırırdım bi ara devamsızlık yapınca hevesim kaçtı bıraktım.Ama neden insanlar çizgi roman okur dersek,bizim dönemimizde görsel iletişim araçlarının olmaması büyük etken olmuştur.
 

serifengin

Onursal Üye
23 Eki 2009
2,616
6,032
İstanbul-İzmir
Çıkar sağlayanların haricinde Türk vatandaşlarının çoğu Amerikan emperyalizminden nefret etsede gıpta ettikleri yaşam tarzları olabilir diye düşünüyorum. Bu gıpta film, dizi ve çizgi roman okuyarak mı belli olur bilemem?

Bende 45 yaşıma gelene kadar hemen her tür çizgi roman okusamda 6-7 yaşlarımdan beri daha çok comisc tabir edilen Amerika menşeeli çizgi romanları severim.

En sevdiğim tür ise sanatsal değil anatomiye uygun çizimlerdir.
Sanatsal çizim ressamların duygusal durumlarını gösterir bana göre.
Çizgi romanda ise hayal dünyası olsada anlatılan durum uyarlaması ve anatomik güzellikle seromonisi ile beni cezbeder :)

Velhasıl konular önemli veya değil çizimleri zevkle izlemek bana daha çekici gelir.
 

abdullah

Çeviri & Balonlama
17 Nis 2011
1,377
3,555
Midgard
Çizgi Roman benim için kötü gün dostu. Ne zaman canım sıkılsa bunalsam açar okurum. Hani derler ya müzik ruhun gıdasıdır. Çizgi romanda tatlısı gibi gelir bana. Mutlu eder insanı.
Çizgi roman okumaya 4.sınıfta başladım (Şuan Lise 3'üm yani 17 olcam 1,5 ay sonra). İlk başlarda Teksas,Tommiks'in gazete ekleriyle başlıyan sevdam daha sonra bu forumu keşfetmemle doruk noktaya ulaştı. Derslerden,hayattan vakit kaldıkça okurum.
Favori çizgi romanım Batman'dir. Çizimleri zamanla değişsede bazı hikayeleri o kadar müthiştir ki tekrar tekrar okumak istersiniz.
Ödevinizde başarılar dilerim :)
 
Son düzenleme:

sharpaura

Yeni Üye
13 Eki 2012
3
2
Çok sağolun abiler,kardeşler hala takip ediyorum konuyu görüp de henüz yazamamış arkadaşlar yazmakta gecikmediniz.Bekliyorum... :)
 

İskenderunlu

Onursal Üye
29 Tem 2012
5,361
12,902
iskenderun-Hatay
1975 doğumluyum, 6 yaşından beri çizgi roman okurum, çizgi roman okuyunca günlük hayatın stresinden bir nebze olsun kurtulurum..Bazen aylarca çizgi roman okumadığım olur , bazen de 2 Zagor büyük albümü bir günde bitiririm..Genelde Zagor, Mister No,Teks,Alaska vb kitapları okurum.. Wolverine, Thor, Hulk, Süpermen gibi kitapları okumam ve çizgi roman olarak görmem..
 

direnc11

Yönetici
11 May 2009
10,088
36,755
İstanbul

vakanuvis

Süper Üye
5 Mar 2011
604
975
Kendi adıma çizgi roman okuyor olmamın sebebi bir defa bu okumanın bana çocukken öğretilmiş ve sevdirilmiş olmasıdır. Sanatsal herhangi bir faaliyeti hayatımızın bir parçası haline getirmemizin öğretilmiş olması bence hepimiz adına şanstır. Bugün başkalarının sinema, tiyatro, edebiyat, resim, heykel üzerinden ulaştığı hazzı çizgi romandan alıyor olmamız aslında çok özel bir durum değil, olması gereken, giderilmesi gereken bir ihtiyacın ve zorunluluğun bu şekilde vuku bulmasıdır diye düşünüyorum.

Konu denk geldiğinden bu perşembe Ege Üniveristesinde yapacağım sunumun giriş kısmı için aldığım kısa notları kimsenin kendini beğenmişlik olduğunu düşünmeyeceği ümidiyle buradan paylaşmak istiyorum:

Çizgi Roman nedir? Hangi ihtiyacı gidermektedir?

• Çizgi roman, kahramanlar üzerinden kaçış sağlamaktadır
• Okuyucunun çocukluk, ergenlik, gençlik fantezilerinin temsilidir
• Okurun rol model arayışıdır
• Kişinin yapamadıklarını yapan hayali kişiyi okuyarak tatmin olmasıdır
• Okur kitlesinin sözcüsüdür çizgi roman kahramanı
• Çizgi roman, dini yaratan bir kahramanlar kalıbının izdüşümüdür
• Bir tür dini arınma isteğini yerine getiren öğretici ihtiyaçtır
• Toplumların değişmez kahraman kalıbının yeniden kullanımıdır
• Kişilere masalsı öğreticilikle rol model sunulmasıdır

Ve/Veya bunların hepsidir…

- Çizgi roman kahramanı, yapı ve işlev olarak mitolojik ve dini kahramanlarla büyük benzerlikler taşır. Bunun için mitolojik inançlarda görülen kahramanlara bakmak yeterli olacaktır. Dini anlatılarda kahramanın tanrı, insanı temsil eden sembolik bir kişi ve zaman zaman yarı tanrılaşmış insan figürleri olduğu görülür. Bu kahramanlar üzerine anlatılan hemen her öyküde bireyi ve toplumu yönlendirme, dini inancın yapısına göre eğitme ve kişiyi dinleyerek bile arındırma işlevi bulunmaktadır. Aristo’nun, dini törenlerden türeyen ve mitolojik konuları ele alan Yunan tragedyalarının insan üzerinde “katharsis” etkisi yaptığını tespit etmesi inançlar, karhamanları ve işlevleri üzerine son derece güçlü bir örnek olacaktır kanısındayım. Çizgi romanda mesaj olarak kahraman üzerinden sürekli olumlu mesajlar verilmesi bu bakımdan okur üzerinde aynı etkiyi bırakmaktadır.

- Bununla birlikte insanın ölümsüzlüğe ulaşma ve tanrılarla eşit koşullarda olma, ölümü yenme arzusu mitolojik ve dini kahramanlarda fazlasıyla ele alınır. Herkül, Gılgamış, Lokman hekim, peygamberler ve daha birçokları gibi figürlerin yarı insan yarı tanrı olması ve bir türlü ölümsüzlüğe ulaşamamaları, bu arada da insana özgü zaaflarla şanslarını yitirmeleri dikkate değerdir. Bu şansların yitimi sürecinde yaşananlara baktığımızda çoğunlukla arınma töreni niteliğinde yaşanan maceraları, sürekli arayışla kaybediş arasında kalındığını, kişisel inisiye çabaları arasında boş kalınmayarak zorda kalan insanların olağanüstü durumlardan kurtarıldıklarını görürüz. Bu kahramanlar inananlara büyük güçlerine rağmen kötü yola sapmamakla, arınmadan vazgeçmemekle, insanlara bilinçli olarak zarar vermemekle, maddi ve dünyevi zevk ve çıkar peşinde koşmamakla, türlü zorluklara katlanarak zamanı geldiğinde cezayı, başarısızlığı, kadere ve tanrıya boyun eğişleriyle de örnek olmaktadırlar. Çizgi roman kahramanlarının bu açıdan bakarsak okur üzerindeki etkilerinin de aynı olduğunu görebiliriz. Olağanüstü işler yapan, sıradan insanın ancak hayal edebileceği güçlere sahip olan çizi kahramanın dünyayı ele geçirmemesi, insanlara yardım etmek için çırpınması, içinde büyük yer kaplayan vatan, anne-baba, sevgili, eş - evlat eksikliğinin / yitirmişliğinin telafisi için baka insanlara hizmet etmeyi tercih etmiş olmaları dikkate değerdir.

- Ara ara kahramanların yer altına yolculuk etmesi, ölmesi ve tekrar dirilmesi kalıbı çizgi romanlarda aynen kullanılmaktadır.

- Kahramanın asla yaşlanmaması, yeri geldiğinde onlarca, yüzlerce hikayede yer alması kalıbı bugün çizgi romanlarda defalarca kullanılmıştır.

- Din kuralları ve duygularının aktarmasının yanı sıra kahramanın başlıca işlevlerinden biri hikayelerinde temsil ettiği toplumun kurallarını, kanunlarını, geleneklerini ve değerlerini sembolize etmesidir. Kahraman tanımı iktidarı süren veya var olan düşünce sistemlerinin iktidar mücadelesi içinde olanların birilerine yakıştırmasıyla ortaya çıkar. Rakibin veya düşmanın temsil ettiği sembolik kişi iktidarın düzenini bozacak bir özellik taşıyorsa üstün bütün beceri ve özelliklerine rağmen "kahraman" olarak nitelendirilemez! İktidar değişimiyle de sembol kahraman yer değiştirecektir. Çizgi roman kahramanlarının hemen hepsi bu şablona uygun hareket etmektedir, kötü karakterlerin hemen hepsi de yine iktidardaki düzene ters düştükleri için "kötü" damgası yemektedir.

- Kahraman son derece güçlü bir propaganda malzemesidir.

- Mitoloji kaynaklı oldukları kadar toplumsal ihtiyaçlardan da türediğini bildiğimiz masallar öğreticilikleriyle çizgi romanların büyük bir kısmında yer almaktadır. Masal kahramanı rol model olarak dinleyeni etkilemekte, kendisi gibi davranmaya çağırmaktadır. Çizgi roman kahramanlarının büyük bir kısmı da bu rolü üstlenmiştir.

- Mitolojik, dini, toplumsal ve masal kahramanlarının belirleyici aksesuar, silah, giysi ve bedensel özellikleri bulunmaktadır. Gılgamış’ın boğa başlığı, Heracles’in bedensel gücü, Kırmızı şapkalı kızın şapkası, Perikles’in ayna yüzeli kalkanı, Thor’un çekici… Bu özelliklerin tamamı çizgi roman kahramanlarında da mevcuttur. Pelerin, sembol, özel silahlar v.s.

Kökenleriyle Çizgi romanda Cinsellik, Cinsiyet ve Şiddet

Gerek dinde, gerek mitolojide gerekse masallarda cinsellik ve şiddet olmazsa olmaz unsurlardır.

***
Böyle devam ediyor :9
 
Son düzenleme:

CAMOKA

Süper Üye
13 Ocak 2010
177
587
7'DEN 70'E Çocuğunuza çizgiroman okutunuz!
Bu slogan ile büyüdük çizgiromanların sararmış yaprakları arasında.
İlk çizgiroman sevdam ise Karaoğlan'dır, nedir bu çizgiroman sevdası dersek orada biraz düşünmek lazım.
Çizgiroman öyle birşey ki, insanı alır götürür farklı diyarlara, hayal bile edemeyeceğiniz olgular yaşatır sizi bu diyarlarda.
Benim çizgiroman sevdamın ufku öyle bir sardıki yüreğimi, Karaoğlan'ın çizgiroman karakterindeki KAAN ismini oğluma isimdaş olarak verdim.
Ben bile Karaoğlan'ın can düşmanı Camoka ismini kullanırım net ortamında..
Çizgiroman; insanın günlük stresini alır, edebiyat ın yedinci dalı olan çizgiroman için bilimsel dallarda bile ışık tutmuştur bilim insanına..

Çizgiromanı seviniz sevdiriniz..
 

Kemikdilli

Kıdemli Üye
2 Ocak 2012
194
538
Aşağı yukarı bütün çizgiromanları çok severim. Amerikan comics'lerini de Avrupalı olanları da. Ve tabii ki Türk çizgiromanlarını da çok severim. Suat Gönülay, nedense unutulmuş enfes bir çizgiromancıdır. Engin Ergönültaş üstadın Pişmiş Kelle'de çizdiği bir öykü vardı. Cinsel organı çok büyük olan bir genç, bir arkadaşının akıl vermesi ile bu durumu değerlendirmeye karar verir. Yaşlıca bir kadınla evlenip onun parasını yemeye başlar. Tabi sadece boğazına yemek yeterli olmaz. Genç hatunlara da yönelir. Kadın durumu öğrenince bunu önce poposundan bıçaklatır. O bıçaklama sahnesi hala aklımdadır ve gülmeden duramıyorum. Daha sonra adam uslanmaz ve karısı arkadaşın büyük sermayesini bedeninden ayırarak kavanozun içinde kendisine teslim eder. Adamcağız kavanozunu bavuluna koyup köyüne geri döner.

Bu hikayeyi çizgiroman dışında herhangi bir teknik ile anlatmanın imkanı yoktur. O tad, o lezzet sadece Engin Ergönültaş üstadın kaleminden çıkabilir. Dünyanın en iyi yönetmenlerini getirseniz, en iyi setini kursanız bu hikayenin filmini çekseniz o tadın o lezzetin 10'da 1'ini yakalayamazsınız.

Çizgiroman, benim gözümde sinemanın bir gömlek üstü olan bir sanattır. Ha, sinema da iyidir, güzeldir ama çizgiromanın verdiği tadı veremez. Neden? Çünkü sinemada hikayenin aktarımı karmaşık bir mekanizmaya bağlıdır. Oyuncusu, ışıkçısı, müziği, dekoru mekoru bir sürü tantana. Sonuçta ortaya çıkan şey, hikayeyi tasarlayan sanatçının hayalinden fersah fersah uzaktadır. Bu yüzden sinemaya uyarlanmış çizgiroman eserlerinden pek tad alamayız. Bakarız adamın biri uçuyor. Ne bu şimdi? Süperman mı? Ya bırakın allaaşkına.

Çizgiroman bir hikayenin, sanatçının hayal ettiği şekli ile en yalın şekilde, en saf hali ile okuyucuya ulaştırılmış halidir. Alternatifi yoktur.

Türk çizgiromancılardan bahsetmişken, Kemal Aratan'ı anmazsam olmaz. Kemal Aratan, yapı kooperatifleri tüzüğünü oturup çizse zevkle okuyacağıma eminim. Öyle büyük bir bilektir o. Son dönem için de, Ersin Karabulut için aynı şeyi söyleyebilirim.

Batılı çizgiromanlar için ise şunu söyleyeyim. Ben tansiyon hastayım. Hastanede tansiyonum ölçüldüğünde genelde yüksek çıkıyor. Buna bir çözüm buldum. Tansiyonum ölçülürken, gözümün önüne Zagor ile Çiko'nun gülerkenki görüntüsüne getirmeye çalışıyorum. Tansiyonum bir numara düşük çıkıyor. Öyle bir mutluluk kaynağımızdır çizgiroman.
 

yeryüzü

Yönetici
3 Eki 2011
17,047
75,598
hiçbiryerde :)
Harika bir konu : neden çizgi roman okuyoruz,onda ne buluyoruz?
İş güçten bir türlü cevap yazamadım(çamaşır,bulaşık,akraba ziyaretleri ,çocukların banyosu derken hafta sonu geçiverdi).
Vakanuvis, tabii bir akademisyene yakışır güzellikteki yazısıyla düşündüğüm şeyleri bir bir yazmış,eline sağlık.
Kemikdilli,güzel yazmışsın,çok güldüm,eline sağlık.
İlk gençlik döneminde,ortaokul yıllarında benden iki yaş büyük abimle başladım sanırım çr. okumaya.
10-12 yaşlarında bir çocuğun “macera” ihtiyacını karşılıyordu zagor,mister no.
Biz de ülkemizi kurtarıyorduk zalimlerin elinden, çelik blek ve kaptan swing'le.
Acaip olayları çözmeye çalışırdık Zagor'la.
Kötülerle savaşıp onları içeri tıkıyorduk tom miks,tom braks,red kit,mini ringo'yla.
Bir çok ülke gezerdik mister no ve ten ten'le.
Sonra sonra ken parker bize iyilik,doğruluk,insan haklarına saygı kavramlarını
tanıttı….yan karakterlerle de bol bol gülüp eğleniyorduk…diye gider…
ikinci gençlik döneminde artık çr.’dan çok “düz” roman,hikaye,tarih,felsefe,
okuma ihtiyacı gelişti.
mizah dergilerini(gırgır,sonra avni,limon sonra leman ve dıgıl,hıbır ve yıllar içinde bilimum çr.dergileri)
takip ettim otuzlu yaşların ortalarına kadar ve mizah dergilerini de bıraktım sonra.
Üçüncü gençlik dönemime ( şu anki yaşım olan 45 ) yılda üç – beş çr
okuyarak geldim. Şöyle bir bakayım, kahramanlarım internette mi derken
ÇizgiDiyarı’nda hepsiyle buluştum.
Bir yıldır aralıksız maceradan maceraya koşuyoruz.
Bir keyif,bir güzellik işte çr.
Bir de “neden çr”. diyordunuz,ona cevabım” çizgiyi,resmi seviyorum “ olabilir,
başka aklıma gelen neden yok.Zamanında karşılaşıp ayrılmamışım bu sevgiden...
Böyleyken böyle efenim,durum bundan ibarettir…saygılar,sevgiler…
 
Son düzenleme:

savok

Admin
30 Eki 2009
19,991
83,653
Kasımpaşa
Başlıkta yapılan yazım hataları nedeni ile bu konuda protesto amaçlı olarak bu yazı dışında başka bir şey yazmayacağım.
 
14 Ağu 2012
108
664
Çizgi Roman okumak hayat tarzı değil,hayatın ta kendisidir.İnsandan zaman alan değil,insana zaman ve olaylar karşısında hareket,düşünce sağlayan,yaşam içerisinde ki hareketlere yön veren,okumayı geliştiren,tedbir almasını da sağlayan bir mihenk taşıdır çizgi roman....
 

hanefi

Süper Üye
13 Şub 2010
3,143
822
Sevgili Kardeşim,

Sorularını bir anketmiş gibi hazırlayıp maddeler halinde alt alta sıralarsan, insanlar daha kolay cevap verebilirler. Soruları da öyle sor ki, cevapları uzun uzadıya değil kısa ve net olsun. Böylece, aldığın cevapları rahatça değerlendirebilirsin.
Kolay gelsin.
 

gizliozne

Yeni Üye
21 Haz 2010
125
45
Çizgiroman okurken bende yarattığı duygular ?
Hangi duyguları hissetmezsin ki ? Bazen (Özellikle uzun zaman arayıp yeni kavuştuğun bir çizgiromanı eline aldığında) bir kaçamak yaparmış gibi kalbin titrer, bazen en çılgın eğlence, bazen bir dinlence ama illa macera illa macera. En babasından da sanat dalıdır çizgiroman.
Çizgiroman okumaya ne zaman başladım ?
Bu forumdaki bir çok kişi iddia ederim okumaya başlamadan resimlerine bakarak başlamıştır çizgiromana. Sanırım birçoğumuzun ortak paydası çizgiromanı ilk gördüğümüz andan itibaren olmalı. Artık kaç yaşımızda gördüysek.
Şu anda 42 yaşındayım.
Gelelim en önemli soruya neden çizgiroman okuyorum ?
Aslında bu soruyu şöyle düzeltelim. Siz neden çizgiroman okumuyorsunuz? Bütün dünyada sanat dalı kabul edilirken, çok saygın bir yeri varken, bizde neden çoluk çocuk eğlencesi gözüyle bakılır çizgiromana ? Sanırım içinizdeki çocuğu öldürdünüz. Ya da hiç yaşatmadınız ki.....
 

enygma

Çeviri & Balonlama
6 Haz 2011
294
2,644
Bu konuda yardımcı olabileceğini düşündüğüm bir yazım vardı. Forum için sıkıntı olmayacaksa yazdığım blogda yazının linkini vereyim:

 

serifengin

Onursal Üye
23 Eki 2009
2,616
6,032
İstanbul-İzmir
Bu konuda yardımcı olabileceğini düşündüğüm bir yazım vardı. Forum için sıkıntı olmayacaksa yazdığım blogda yazının linkini vereyim:


Neden sıkıntı olsun ki kardeşim?
Çizgi roman adına yapılan her şeye destek olmak ve saygı göstermek bizim görevlerimizden biridir.
Dikkatle ve zevkle takip ediyoruz.
 

sharpaura

Yeni Üye
13 Eki 2012
3
2
Arkadaşlar,Abiler belki ablalar :) Paylaşımlarınız benim için çok faydalı oldu.Size çok teşekkür ediyorum.Het şey için sağolun.Hala buralardayım!Bilgi alıp kaçmadım. :)
 
Üst