İmece usülüyle tercüme

seymin

banned
15 Ağu 2009
225
239
webofspiderman10208.jpg


Sevgili arkadaşlar.......
Aşağıda, fındıkfındık üstadımla benim aramda geçen yazışmaları aktarıyorum. Burada "fashionably late" teriminin Türkçeye nasıl tercüme edilebileceği konu ediliyor ve bu kavram için Türkçe karşılık bulunup bulunamayacağı...
Sizin de fikrinizi almak isterim. Özellikle, Türkçe karşılık bulmak hususunda herkes hayalgücüyle birşeyler yaratabilir.
Hayatta var olan ama Türkçede kelime karşılığı olmayan bi kavramı Türkçeye kazandırırız belki... Yeni bi kelime kazandırsak dilimize fena mı olur?
Ha gayret :)

Seyminden Fındıkfındık'a

Üstadım.. Tam sizin dişinize göre bi problemle boğuşuyorum.. Aslında Türkçeye çevirmesi çok basit ama insan taktı mı da takıyor...
Cümle şöyle...
Are we fashionably late enough, baby ?

Verdiğim Türkçe karşılık ise şöyle...
Yeterince geç kaldık mı bebeğim...

Bu karşılık okuyunca çok saçma geliyor kulağa ama "fashionably late" in özel anlamı başka nasıl ifade edilir bilemedim..

fashionably late = popüler (veya meşgul) bir kişi olunduğu izlenimini vermek için biraz geç kalmak.

Bu durumla günlük hayatta pek sık karşılaşmamıza rağmen dilimizde bu durumu karşılayabilecek bi terim yok.

Ne dersiniz...

Her ikimiz de ayrıntılara dikkat eden (aslında takan) insanlar olduğumuzdan sizle fikir teatisi etmek uygun olur düşüncesindeyim.

Biz birşey uydursak Mesela; zarif gecikme
ya da pembe yalandan mülhem... Pembe gecikme...

Fındıkfındık'tan Seymin'e

Çizgi romanda geçtiği yere mutlaka bakılarak; "Yeterince demode miyiz, bebek?, "Yeterince moda dışı mıyız, bebek?", "Yeterince modamız geçmiş mi, bebek?" olabilir veya uyarlamalı (Değiştirmek değil uyrlama yapmak, %1 anlam kaybı olmamesı gerekiyor yoksa değiştirmek olur); “Bizim modamız geçmiş mi, bebek?” veya kısaca “Modamız geçmiş mi, bebek?” olabilir.

Seyminden Fındıkfındık'a

Yok Üstadım...
İlk başta ben de sizin dediğiniz gibi sandım ama anlam tam da benim dediğim çıktı. Bu laftan sonra cevap veren karakter
henüz değil ama kapıdaki korumalar bizi biraz daha oyalayacaktır
diye cevap veriyor.

söylediğim özel anlamı argo sözlüğünden buldum... çizgiromandaki karakterler ise seri katiller ve sık sık argo kullanıyorlar... yani fashionably late tam da benim verdiğim özel anlamda "mühim adam pozu vermek için mahsus geç kalmak" anlamında... Istırabım devam ediyor anlayacağınız... ben buna nasıl bi karşılık vereceğim... Hala emin değilim...
Forumda genel tartışmaya açacağım konuyu...

Fındıkfındık'tan Seymin'e

ben bu kadar ileri ingilizce bilmiyorum, o yüzden bunları anlayamam, böyle çok terimler vb.... olabilir/var, onları bilsek zaten profesyonel oluruz üstadım, ama açın konuyu bilenler çıkabilir tabi
 

barayef

Yeni Üye
4 Eki 2009
3
9
Ben olsam "Fazla bekletmedik değil mi canım?" şeklinde çevirirdim. Böylelikle deyimsel anlamı da kapsayacağını düşünüyorum.
 

daltas

Çeviri & Balonlama
14 Haz 2009
1,653
137,017
İyi veya kötü bütün kahramanlar, önemli insanlar, önemli olduğunu sananlar hep geç kalırlar... Bu bir modadır...

"Moda olduğu gibi geciktik mi, bebeğim?" "Modaya uygun olarak geciktik mi, bebeğim?"
 
Son düzenleme:

ekenciz

Onursal Üye
Çeviri & Balonlama
13 Eyl 2009
2,988
13,484
Bizde de assolisteler, siyasiler bu ndenle sahmeye geç çıkmaz mı? İllede bu şekilde bir anlam çıkarmak isterseniz bunları benzetme yaparak gösterebilirsiniz. Ama benim fikrim bu kadar zorlamayın, orada vermeye çalıştığınız anlam konunun can alıcı bir noktası değil, en azından benim için.
 

okan1964

Onursal Üye
27 Ağu 2012
689
933
Modaya uygun olarak geciktik mi? Bence en yakını bu... Önemli olan mahsus geciktiklerinin anlaşılması..
kolay gelsin..
 

seymin

banned
15 Ağu 2009
225
239
Arkadaşlar...
Katkı ve fikirleriniz için teşekkürler...
Mutlaka göz önüne alacağım bunları...
Benim sizden istediğim, bahis konusu cümlenin tercümesinin yanı sıra "fashionably late" karşılığı olarak Türkçe bi terim yaratmaktı.

Benim önerilerim...

"zarif gecikme"

...ki; fashionably late'in birebir, motomot çevirisidir.

"Pembe gecikme"

"Pembe yalan" teriminden ilham alınarak tarafımdan uydurma...

"Mahsus gecikme"

okan1964 ten ilham alarak tarafımdan uydurma...

Sizler de bu terime Türkçe karşılık önerebilirsiniz. Bizim ne haddimize diye düşünecek değiliz. Türkçeye yeni kelime kazandıranların bizden ne fazlası var ki... Böyle bi kavram var... Türkçede karşılığı yok... Biz bu eksikliği tespit ettik... Öyleyse sıvayalım kolları... Türkçe karşılık bulalım... Belki de ileride sözlüklere girecek bi terimi yaratmak istemez misiniz?
 
Son düzenleme:

dickens

Yeni Üye
20 Ara 2010
19
144
Ankara
Kelimeler o dilin konuşulduğu kültür ortamını yansıtırlar. Bizde fashionably late ifadesini ortaya çıkartacak bir kültür olmadığı (yada genelgeçer olmadığı) için bu tabire uygun bir karşılık uydurmanın gereği olduğunu sanmıyorum.
Ben çevirseydim, ***Buradaki hal için söylüyorum, farklı durumlarda farklı ifadeler arardım*** En son, şeref misafiri/misafirleri teşrif eder, Şeref misafiri/misafirleri en son teşrif eder gibilerden bir sözle çeviri yapardım. Tabiki cevap balonunu da bu ifadeye göre yeniden düzenlerdim.
 

seymin

banned
15 Ağu 2009
225
239
Bu konuyu açtığım gün, çağrılı olduğumuz bi devlet birimi yöneticileri, mühim adam pozu verebilmek ve aynı zamanda bizi ezebilmek, sindirebilmek amacıyla bizi kapılarında tam 2,5 saat beklettiler kasıtlı olarak... Fashionably late'in değişik biçimi bu... Fashionably wait...
Yani bizim kültürümüzde de var bu durum... Fashionably late'i uygulayan ve her çağrılı olduğu yere mutlaka geç gelen ahbaplarım var benim... ve evet... kendilerini daha elit görürler...
 

denizkara

Yeni Üye
28 Mar 2010
61
44
denizci
Kutsal Çizgi Roman nereye akacağını her zaman bilir

Seymin arkadaşın belirttiği gibi, benim de taktıklarım oluyor zaman zaman.
Ama çok farklı olarak; ben sadece mevcut doğruyu bulup öğrenme yolunda kafayı takıyorum, kesinlikle yenisini yaratmak için değil.
Söz konusu terimi de hiç bilmiyorum, daha doğrusu; bilmiyordum ve şimdi öğrenmiş oldum. Sadece kendim için söylemek gerekirse; hem Türkçe’de hem İngilizce’de, daha bilmediğim devasa boyutta terimler de mutlaka var, onbinlerce bile olabilir.
Yeni öğrendiğim anlamına göre hareket edecek olursam; bence de sevgili dickens’ in çevirisi iyi olmuş, bu durumda artık anlamının Türkçe karşılığı var diyebiliriz sanırım.
İşte bu yüzden bizler profesyonel çevirmenler değiliz, forum %100 amatör site, ama ona rağmen standard Türk Dil Kurumu kurallarına uymamız; Forum Kuralları gereği net bir şekilde bizden daimi olarak isteniyor. Bu konu; forumda tartışmaya kapalı şart. Bunun doğru nedeni; forumun ana konusunun “Dil” değil “Çizgi Roman” oluşu. Tartışmasız çok çok önemli olmakla birlikte; dil onun araçlarından sadece biri.
Çok yakından tanıdığım, kulağında kulaklıkla anında duyduğunu simultane çeviren profesyonel tercümanlık yapan bir arkadaşım var, nasıl bunu yapabildiğini sorduğumda; “Sadece konuşanın suratına mutlaka bakmam lazım” dedi. Aşırı zor ötesi bir iş ki; ben o kulaklığı taksam ağzımdan tek kelime bile çıkmaz, donar kalırdım.
Standard Türk Dil Kurumu kurallarına uyulduğu müddetçe; forumda çeviri yapan arkadaşlarımızın tercümelerini bence kurcalamak doğru değil, çünkü hiç biri profesyonel çevirmen olduğunu iddia etmiyor veya ben bugüne kadar edeni hiç duymadım/okumadım.
Tabii amatör çevirilerin de kendi içinde amatör boyutlarını gösteren seviye dereceleri olabilir, hepimizin Türkçe ve ilgili yabancı dil düzeyleri aynı olmayabilir, bu da çok doğal bir durum. Ayrıca bu tip detayları daha konuya odaklı gruplar içinde, örneğin; dil ile ilgili kıymetli uzman arkadaşların da olabileceği forumlarda değerlendirmek en doğrusu olabilir.
Bizim forumumuz çizgi roman merkezli ve bu arada dil gibi önemli uzantılarıyla iç içe, ama dil ile ilgili değil, sadece çizgi roman ile ilgili, konuyu uzmanlarına bırakmış olup kendi çapımızda sadece mevcut dil yapısını kullanmakla yetiniyoruz, çünkü ilgili mevzu bizi ciddi boyutta aştığı gibi bu konu profesyonel uzmanların işi.
Benim ilgi alanlarım; model uçak ve çizgi roman, kalan üç günlük ömrümde ikisi hariç diğer konulara girmek hiç mi hiç istemiyorum, ilgimi çekmiyor, sadece keyif aldığım şeyleri yapmak istiyorum bundan böyle, diğerlerini konuyla ilgili bizlerden çok ileri olan uzmanlarına bıraktım, onların bu mevzuda benden çok büyük farkları tartışmasız kesin var.
Yeni dil üretmek oyun değil. “Dildeki anarşi sokaktaki anarşiden daha tehlikelidir” demiş büyük filozof Konfüçyus, kendisinden daha iyi düşünemem.
Çok önemi bir nokta var; istediğimiz gibi dili değiştirebiliriz her zaman tabi, ama hiç kimse bizi dinlemez veya okumaz, kendi kendimize konuşur veya yazdıklarımızı/çevirdiklerimizi kendi kendimize okuruz. Halk tarafından kabul edilmeyen dil değişiklikleri kişiye özel kalır.
Hepimizin çok iyi bildiği; son derece ağır bir argo olan “Şakur şukur” bu konuya güzel bir örnek olabilir sanırım. Bunu ilk biri yazdı ve halk kabul etti (Fakat yazarın yazdığı anlamda değil; nasıl olduysa başka bir manada kabul etti, ama öyle böyle dile girdi). İşte bu kısım ince; dilde var ama Türk Dil Kurumu’ nda hala yok “Şakur şukur”, argo da olsa muhtemelen 50 - 60 yıl sonra girecek resmi dile de. Dil yüzlerce değil; binlerce yıl bu kadar zor bir şekilde değişiyor veya gelişiyor, anında dili değiştirelim demekle olmuyor. Bir de biz bunu kolay kolay yapamayız; “şakur şakur” u ilk yazan bizden çok farklı biri, boyumuzu aşar, en azından benim kesin aşar.
Tabi “Sanatı sanat için yapmak” kavramı da sözkonusu her zaman, ancak bunu yapabilmek için önce sanatçı olmak lazım. Yani değerlendirdiğimiz mevzuya uyarlarsak; dilin uzmanı olmak gerekir. Diğer yandan bunu yaparsak; sonucunda izleyici/okuyucu için değil, sadece sanat için yapmış oluruz, bu durumda konuyu tartışmaya bile gerek kalmaz, yapıp bir kenara kaldırır ara sıra yalnız kendimiz bakarız. Bu benim işime gelmez, başkalarını bilemem ama ben yeni başladığım naçizane amatör çevirilerimi; sadece okuyucu için yapıyorum. Kendim için resim çizip evimin duvarına asarım ve istediğim zamanlar bakabilirim, ama kendim için çeviri yapıp ara sıra okuyamam.
Forumda okuduğum diğer çevirilerin ise hiç bir zaman doğruluğunu; orijinal İngilizcesine bakarak karşılaştırmadım bugüne kadar, sadece okudum. Bunu yapacak seviyelerde İngilizcem ve Türkçem zaten yok, diğer yandan zamanım olmadığı gibi çok çok daha önemlisi bu benim işim hiç değil, yapacaksam da yeni başladığım üç beş kendi tercümelerim için bunu yaparım, ben önce kendime bakıp eğer biraz varsa da eforumu kendi çalışmalarıma vermeliyim, mükemmele ulaşmadan bunu yapmaya kalkamam ki mükemmele ulaşmam; tahminime göre sekizinci kez dünyaya tekrar gelişimde olacak gibi, “Zaman körpe”, biz işimize bakalım dostlar, Kutsal Çizgi Roman ile keyif alalım.
İstem dışı hata yapma hakkı daima saklı olmakla birlikte; % 1 dahi olsa bilinçli olarak anlam kaybı olabilecek çeviri hayatta yapmam. Bazen okuyucuya ilgili çizgi roman mantıksız hatta saçma sapan da gelebilir, sözkonusu çizgi roman okuyucuya saçma gelmesin diye tercümede anlam kaybı olabilecek bilinçli hiç bir değişiklik asla yapmam, okuyucu çevirmene değil çizerin eserine saçma diyebilir tabi, o kısım çevirmenin konusu hiç değil; çizerle okuyucu arasındaki mevzu sadece. Örneğin bana göre Superman absürt bir kahraman, ancak tercümesini yapan üstadıma hiç bir zaman “Bu saçma, benim kabul edeceğim şekilde neden değiştirerek çevirmedin?” hiç bir zaman diyemem, saçma buluyorsam o çizgi romanı okumam ki ben Superman hiç okumam, “Neden Superman’i benim seveceğim şekile getirmedin?” diyemem, yani burada tercüman sadece işçi/emekçi, yani sanatçı değil zanaatkar. Sanatçı yalnız çizer ve tercüman olan elçiye zeval olmaz. Elçi; tarafından gönderildiğini aynı yansıtmak zordadır, işi yalnız budur.
İlgili dillerin resmi kurallarının dışına da katiyen çıkmam, sehven çıkmışsam da çok büyük hata yapmışım demektir, öğrenir ve hemen kendimi düzeltirim, konuyu tartışmasız benden çok çok üstün profesyonel dil uzmanlarına bırakıp onlardan faydalanma yoluna gidiyorum, tabii bunlar yalnız benim şahsi düşüncelerim, ampul varken mum ışığında ampulu keşfetmeye çalışmam, benim işim yalnız Çizgi Roman.
“Akıllı adam aklını kullanır, daha akıllı adam başkalarının da aklını kullanır.” Bernard Shaw
Biz işimize bakalım dostlarım, Kutsal Çizgi Roman nereye akacağını her zaman bilir, sevgi ve saygılarımla.
 
Son düzenleme:

denizkara

Yeni Üye
28 Mar 2010
61
44
denizci
Beyin jimnastiği yapmaktan zarar gelmez dostlar..
Assolistler gibi geciktik mi canım:)

Tamamen aynı fikirdeyim üstadım doğru, beyin jimnastiği her zaman yapılabilir, ben sadece amatör çevirmen de olsam; her jimnastiğimi kendi kendime tercümelerime koymamalıyım diyorum.
Benim de fikirlerim var her zaman, ama uygulayamam, ortak anlaştığımız dili standartlarına uygun kullanmak zorundayım.
Tabii istem dışı her zaman hata yapabilirim, ama benim temel ve değişmez çizgim daima; Türk Dil Kurumu.
Kafama göre takılırsam; “Ooo piti piiiti, karamela sepeti, terazi lastik, hop jimnastik” olur çevirilerim bence sevgili üstadım.
 

seymin

banned
15 Ağu 2009
225
239
Seymin arkadaşın belirttiği gibi, benim de taktıklarım oluyor zaman zaman.
Ama çok farklı olarak; ben sadece mevcut doğruyu bulup öğrenme yolunda kafayı takıyorum, kesinlikle yenisini yaratmak için değil.

Zaten ben de yeni terim yaratmaya takmadım... Bahis konusu cümleye doğru ve anlaşılır karşılık bulmaya taktım.. Yeni terim, işin yan ürünü... Olsa da olur olmasa da...

Hem kaldı ki; yenisini yaratmak ta mevzubahis değil, eskisi yok ki yenisini yaratalım... Böyle bir terim yok Türkçede...

"Dil ve kurallar" içerikli anlattıklarınıza gelince, fındıkfındık üstadım... Bu lafların aynılarını daha önce de duymuştum ama sizden değil... Lütfen kendinizden sadır olmuş düşüncelerle bana gelirseniz çok memnun olurum...

TDK kurallarına gelince; eğer TDK nın her dediği gerçekleşseydi şu an saçma sapan bi dil konuşuyor olurduk (Arzu eden için örnekleyebilirim)

Dil yaşayan bi organizma gibidir ve TDK MDK dinlemez.. İyiki de öyle yapar...

Siz, o, oturgaçlı götürgeçleri falan şaka sanıyorsunuz herhalde ama değil... TDK ya kalsa daha ne rezillikler dile yerleşmişti...

Son olarak; niye dile yeni terim kazandırmak bizim haddimizi aşıyor anlamadım...

Zamanında "computer" in de Türkçe karşılığı yoktu... Adamın birisi "Bilgisayar" adını uydurdu diye fena mı etti...

Beyin jimnastiği iyidir hem de çok iyidir...
 

seymin

banned
15 Ağu 2009
225
239
Karar verilmiştir....
Assolistler gibi en son çıkacağız ( geldik ) değil mi...
Henüz değil...
Ama kapıdaki korumalar bizi yeterince oyalayacaktır.

(Teşekkürler okan1964)
 

okan1964

Onursal Üye
27 Ağu 2012
689
933
Fındık Fındık üstadım, noter değiliz, yeminli tercüman hiç değiliz.
Çizgi roman demek mizah demektir.. Ara sıra da olsa, mizah dilini
kullanmamızdan hiç bir zarar gelmez diye düşünüyorum..

Yukarıdaki mesajlarımda da belirttiğim gibi, sizinle hem fikirim :

Ne olursa olsun Anlam bozulmayacak...



Ben şimdi size TDK'yı eleştirmeye başlarsam bu konu burada kapanmaz.

Özellikle , birleşik kelimelerin kurallarını koyanlarını elime geçirmek istiyorum.. Bir iş ancak bu kadar zor tanımlanır..

Bu konuda dünya rekoru kırarız herhalde..
Bugün , okullarımızda yetişen genç nesil arkadaşlara çok değil on tane birleşik kelimenin yazılışını soralım , bakalım nasıl sonuçlar gelecek?

TDK önce kendine baksın , emin ol biz her şekilde doğruyu uygularız...

Balonlama yaparken , üç tane değişik yazım imla klavuzu ile çalışıyorum.. Günlük hayatta doğru bildiğimiz bir çok birleşik kelimenin yazılışını gördükçe, bazılarının ayrı bazılarının bitişik
yazılmalarının nedenlerini ve kurallarını hala anlayamamış biri olarak , ben orada otursam dilimizi o kadar sade ve basit hale getirmek için uğraşırdım ki, bugünkü internet nesli MSN'ci gençler bile , o saçma sapan yazışma dilini kullanma ihtiyacını
azaltibilirlerdi...

Saygılar,,,,
 
Son düzenleme:

denizkara

Yeni Üye
28 Mar 2010
61
44
denizci
Çevri Balonlama bölümünde “Eğlenceli bir şey yapalım mı?” başlıklı konuya 08.03.2013 tarihinde şunu yazmıştım arkadaşlar, copy yapıyorum:

“Düzyazıda dil kurallarına mutlaka uyarız, ama normal hayatta hemen hemen hiç uymayız, bana göre düzyazı çizgi olamaz, makul boyutlarda; çizgi romanda bilinçli dil hataları hatta özellikle ve yine bilinçli imla hataları kabul edilebilir, konuşurken hiç bir zaman “Ağabey” demeyiz “Abi” deriz, “Ağabey” diye hitap ederseniz yüzünüze garip garip bakarlar, hiç birimizin ağzından “Ağabey” çıkmaz ama sık sık “Abi” deriz konuşurken, noktalamada da bilinçli olarak kullanılmaması gereken yerler olabilir, çünkü konuşurken; yazıdaki “Nokta” gibi kesin bitirme vurgumuz neredeyse hiç bir zaman yoktur. Yazdığımızın başı var sonu var, ama yaşamın yok, biz sadece arada bir süre katılıyoruz hayata.
Tabii bunlar uzun detaylar, çizgide bu şekilde hiç bir şey anlatılamaz.
Zaten bu yüzden bana göre; ayrıntı ve detaylar düzyazı, çizgi roman ise şiirdir.”

Konuşurken sıklıkla yerleşik dil kullanılır, yani ister konuşalım ister yazalım; en azından yerleşik dilin dışında yazarsak başkaları bizi dikkate bile almaz. Örneğin ben doğru Türkçe kullanılmamış bir tercüme okursam; yarıda bırakır ve bir daha o çevirmenin eserlerine hiç bakmam bile, o tercümanın ismini gördüğüm anda otomatik geçerim, bu benim tercihim ve özgürlüğüm, başkası ne yapar bilemem.
Benim görüşüm; düz yazıda Türk Dil Kurumu, ama çizgi romanda Türk Dil Kurumu destekli yerleşik yani herkes tarafından kabul görmüş dilin kullanılmasıdır, bu benim şahsi fikrim. Ama kendi düşüncem; bu konudaki forum kuralları ile aynen örtüşüyorsa ne yapabilirim, ilgili forum kuralıyla aynı görüşte olduğum için; forum kuralıyla aynı olmasın diye kendi düşüncemi değiştiremem ki. Benim bu görüşüm; foruma üye olmadan da yıllardır sahip olduğum kendi düşüncem.
Türk Dil Kurumu’nun her kelimesini kullanmayabilirim, seçeneğim varsa içlerinden en uygununu seçerim, olmadı yerleşik dile geçerim, ama o da yoksa kendim asla üretmem ve “Çevirmenin notu” diye belirterek orijinalini aynı bırakırım. O da olamıyorsa; o çizgi romanı çevirmeyi gerekirse yarıda, hatta en son sayfada bile olsam kesinlikle bırakırım. Her durumda yenisini üretmem, çünkü o yeterliliği ben her açıdan kendimde görmüyorum, özellikle belirtiyorum; yani ben kendimde görmüyorum, başkası kendinde görür onu hiç bilemem, başkasının kendisinde görüp görmemesi ise benim konum hiç değil, zaten sadece ben bunu yapmaya kalksam; yalnız benim kendi çevirim kötü olur diye belirttim Okan1964 arkadaşıma, yani ben yine benden bahsediyorum sadece.
Tekrar özellikle bir daha belirtmek istiyorum arkadaşlar; benim konum sadece ben, başkaları benim en baştan beri kesinlikle konum dışı, zaten yazımın sonunda benim şahsi görüşlerim olduğunu özellikle belirtmiştim, katıldığım veya katılmadığım başka görüşler de olabilir, bunlar benim uyguladığım tartışmaya kesinlikle kapalı kendi değişmez kurallarım, nasıl ki tartışma özgürlüğü varsa tartışmama özgürlüğü de var, özellikle dil konusuda bana sorulduğunda (Sorulmazsa konuşmam); her zaman kendi görüşlerimi belirtebilirim, ama hiç tartışmam sevgili arkadaşlar, ben sadece kendi düşüncelerim doğrultusunda; konuyla ilgili olarak yalnız kendimden bahsettim, kolay gelsin, sevgi ve saygılarımla,
 
Üst