Kroker
Süper Üye
- 27 Nis 2009
- 1,742
- 2,225
Suat Yalaz şu anda habertürk kanalında teke tek programında canlı yayında karaoğlan'ı anlatıyor.
Suat Yalaz Canlı Yayında
- Konuyu Başlatan Kroker
- Başlangıç tarihi
vkopuzoglu
Süper Üye
Süper bir haber ama biraz geç farkettik maalesef 
Tvde çizgiromanlar hakkında ki programlar harika oluyor bir ara TRT vermişti 3 bölümlük çok güzeldi bir daha olsa ne iyi olur...
Tvde çizgiromanlar hakkında ki programlar harika oluyor bir ara TRT vermişti 3 bölümlük çok güzeldi bir daha olsa ne iyi olur...- Konuyu Başlatan
- #3
Kroker
Süper Üye
- 27 Nis 2009
- 1,742
- 2,225
Yayın devam ediyor, mail gönderdim eğer okursa çizgidiyarı adı geçebilir.
altay1944
Onursal Üye
- 30 May 2009
- 3,147
- 4,516
izledim izlemesine de adamı konuşturmadılarki.Tam gazetelerde niye artık çizgiroman yok sorusu sorulmuştu usta yanıt veriyordu murat bardakçı ve fatih altaylı aldı lafı uzattıkça uzattılar soru güme gitti.Keşke daha seviyeli bir oturuma katılsaydı .Ama ona da şükür en azından efsaneyi bir tek bu ikili anımsadıda program yaptı.bu arada bir müjde vereyim karaoğlan filmi çevrilecekmiş ve yeni karaoğlan aranıyormuş.İstenilen özellik tatar (çekik )bir yüz ve akrobasi bilmesi yeterli imiş.Gerisini yönetmen halladermiş.
karaoğlan çocukluğumuzun idoluydu..filmini merakla bekliyorum..
Arkadaşlar seyrettiğiniz program 24 Haziran’da “canlı” yayınlandı. Bugün seyrettiğiniz mutad Pazar günü tekrarı. Hatta bir ara aldığım notları forumda yazsam mı diye düşünmüş sonra “Çizgiroman Dünyasından Haberler” gibi bir başlığa rastlayamayınca, biraz da ilgi olmaz diye düşünerek vazgeçmiştim. Dolayısıyla maillerinizin programa zamanında ulaşması ihtimali ancak bir paralel evrende mümkün olabilir.
Şimdi özetler...
Suat Yalaz 24 Haziran 2010’da Teketek’e konuk oldu.
Yaklaşık 3 saat süren program boyunca Fatih Altaylı ve Murat Bardakçı Suat Yalaz’la Karaoğlan ağırlıklı bir söyleşi gerçekleştirdi. Pek çok kişisel anısını anlatan Suat Yalaz, yakın bir gelecekte gerçekleştirmek istediği projelerinden de bahsetti. Kaçırmış olanlarınız için satırbaşlarıyla konuşulanları buraya aktarıyorum. Yayının fotoğrafları da vardı ama başka bilgisayarda kaldığı için sadece yazıyla yetineceksiniz.
*Karaoğlan bu sene 50. Yılını doldurmuş (“Kaan” yıllarını da sayıyor).
*Kafasındaki Karaoğlan’ı ilk kez açıkladığında “yahu daha görkemli dönemleri (Osmanlı vs..) çizsene” şeklinde öğütlerde bulunmalarına karşın, o “İlk Türkleri” çizmek konusunda inat etmiş.
*Tarz olarak tarihi bir olayı alır, anahatlarıyla hikayesinin çerçevesi haline getirir, ama içini hayali öyküler ve karakterlerle süsleme yöntemini izlermiş.
*Karaoğlan’ın hala sevilen bir çizgiroman olarak kalmasında babası Baybora’yla aralarındaki saygıya dayalı ilişkinin de payı olduğunu belirtti. Hikayelerde bir takım ahlaki dersler olduğunu vurguladı.
*1974 yılında rahmetli İsmail Cem büyük bütçeli bir Karaoğlan projesinin girişimlerini başlatmış ancak görevden alınınca bu proje yatmış.
*Karaoğlan filmlerinin hem yönetmeni, hem prodüktörü hem yazarlığını üstlenmiş. Rol için Ayhan Işık, Cüneyt Arkın, hatta Yılmaz Güney istekliymiş. Ancak o tanınmamış bir yüz istiyormuş.
*Kartal Tibet o sıralarda Ankara Çocuk Tiyatrosunda oynuyormuş. Ekonomik durumu pek parlak değilmiş. Bir gün Suat Yalaz’ın Karaoğlan rolü için verdiği “aranıyor” ilanını eşiyle gezerken gördüklerinde eşi başvurmasını söylemiş ama o “onlar çoktan seçmiştir” diyerek cevap bile vermemiş.
*Seçmelerde karayağız bir çocuk Karaoğlan’a çok benziyormuş. Jüride Halit Refiğ gibi tanınmış isimler de varmış. Çocuğa ismini sorunca Süleyman karşılığını almış. Değiştirmesi gerektiğini söylediğinde red cevabı alınca, olumsuz karar vermiş.
*Kartal Tibet’in kollarının ince olması ve kıvırcık saçları sebebiyle çoğu kişi bu rol için uygun olmadığını söylemiş ancak Suat Yalaz ısrarcı olmuş ve kıyafet + perukla istediği karakteri ortaya çıkartmış. Sonraları Yüzbaşı Kartal diye bir Türk James Bond’unu çekecekken Kartal Tibet başka bir projeye başlamış.
*Camoka rolünde harikalar yaratan Danyal Topatan aslında set işçisi olarak çalışıp figürasyonlarda rol alıyormuş. Onu bir filmde görünce hemen görüşmüş ve saçlarını kesmeye güçbela ikna ettikten sonra Camoka rolünü ona vermiş. Çok iyi oynadığı gibi, setteki diğer oyuncularla da ilgilenmiş. Rolü olmadığı zamanlarda bile sete gelir faydalı olmaya çalışırmış. Onun hakkında “sinema için yaratılmıştı” ifadesini kullandı.
*Karaoğlan; Eskişehir, Çifteler köyünde çekilmiş. İlk Suat Yalaz keşfetmiş burayı. Sonra plato haline gelmiş ve bir çok kişi film çekmiş.
*Toplam 7 Karaoğlan ve 1 polisiye çekmiş.
*Çizgiroman meraklılarının sayısını bugün için 5000 civarı olarak söyledi. Eskiden bu rakamın 30.000’lerde olduğunu ama bilgisayar-televizyon sebebiyle iyice azaldığını ekledi.
*”Yeşil Ejder” filminin kopyası TRT arşivinde kaybolmuş.
*Son Karaoğlan filmini Araplarla ortak yapım olarak çekmiş. Çok para kazanınca ortak yapımlarda para olduğunu düşünüp Fransa’ya gitmiş. Orada bir son derece iyi bir semtte (Montparnasse) kendine atölye kurmuş.
*Fransa’ya ilk gittiğinde sokaktaki kadınları görünce “Buradaki kadınların hepsi benim hayal edip çizdiklerim gibi güzel” diye düşünmüş.
*Fransa’da Karaoğlan, Kuzey Afrika ülkeleri düşünülerek “Kebir” ismiyle yayınlanmış. 30.000 civarı bir tirajı varmış.
*”Resimli İslam Tarihi” isminde bir kitabı var.
* “Karikatürcü var, ama çizgiromancı yok, niye?” şeklindeki can alıcı soruya şu şekilde karşılık verdi: “Çünkü kolayına kaçıyoruz. Mesela Mehmet Çağçağ iyi, Latif iyi. Ama resimli roman’ın bir resim değeri vardır, tablo gibi olmalı.”
* "Dargaud" iyi bir teklif yapmış, ama atölyesinde rahat olduğu için istememiş. Kovboyları çizmesini istemişler. Larousse’dan da desinatör olarak çalışması için teklif gelmiş ve haçlıları çizmesini istemişler. Toplantıya gitmiş, Adamların gösterdiklerinin “antiskop” olduğunu anlamış. Ya Osmanlı tokadı atacağım ya da işi alıp sınıf atlayacağım diye düşünmüş. Sonra çizimlerdeki prenseslerin Sophia Loren, Bardot’dan alındığı, Ulysses’in Kirk Douglas olduğunu ve daha bir çok kolaycılığı ve hatayı yüzlerine vurmuş. Adamlar biz sizi ararız deyip göndermişler.
* Paris’te direniş konulu filmleri seyretmiş. Bir Bourville dramından çok etkilenmiş. Biz de işgal gördük İstanbul’da, ben de bunu yapayım demiş. Böylece “Yandım Ali”yi yaratmış.
* Yandım Ali 2 şu an beklemede. Anlaşmaları yapılmış. Yapımcı Soyarslan şu anda Metal Fırtına’yı çekiyormuş.
*”Fırat’ın Sahipleri”ni çekmek istiyor bu sene. Üçleme planı var. Yeni bir Cüneyt Arkın yaratmak istiyorum diyor.
Son olarak Suat Yalaz’ın programdaki bazı ifadelerinin beni rahatsız ettiğini ve kendisi hakkında olumsuz düşünceler uyandırdığını da belirtmeden geçemeyeceğim ama Karaoğlan’ın hatırına burada tartışmaya gerek yok.
Şimdi özetler...
Suat Yalaz 24 Haziran 2010’da Teketek’e konuk oldu.
Yaklaşık 3 saat süren program boyunca Fatih Altaylı ve Murat Bardakçı Suat Yalaz’la Karaoğlan ağırlıklı bir söyleşi gerçekleştirdi. Pek çok kişisel anısını anlatan Suat Yalaz, yakın bir gelecekte gerçekleştirmek istediği projelerinden de bahsetti. Kaçırmış olanlarınız için satırbaşlarıyla konuşulanları buraya aktarıyorum. Yayının fotoğrafları da vardı ama başka bilgisayarda kaldığı için sadece yazıyla yetineceksiniz.
*Karaoğlan bu sene 50. Yılını doldurmuş (“Kaan” yıllarını da sayıyor).
*Kafasındaki Karaoğlan’ı ilk kez açıkladığında “yahu daha görkemli dönemleri (Osmanlı vs..) çizsene” şeklinde öğütlerde bulunmalarına karşın, o “İlk Türkleri” çizmek konusunda inat etmiş.
*Tarz olarak tarihi bir olayı alır, anahatlarıyla hikayesinin çerçevesi haline getirir, ama içini hayali öyküler ve karakterlerle süsleme yöntemini izlermiş.
*Karaoğlan’ın hala sevilen bir çizgiroman olarak kalmasında babası Baybora’yla aralarındaki saygıya dayalı ilişkinin de payı olduğunu belirtti. Hikayelerde bir takım ahlaki dersler olduğunu vurguladı.
*1974 yılında rahmetli İsmail Cem büyük bütçeli bir Karaoğlan projesinin girişimlerini başlatmış ancak görevden alınınca bu proje yatmış.
*Karaoğlan filmlerinin hem yönetmeni, hem prodüktörü hem yazarlığını üstlenmiş. Rol için Ayhan Işık, Cüneyt Arkın, hatta Yılmaz Güney istekliymiş. Ancak o tanınmamış bir yüz istiyormuş.
*Kartal Tibet o sıralarda Ankara Çocuk Tiyatrosunda oynuyormuş. Ekonomik durumu pek parlak değilmiş. Bir gün Suat Yalaz’ın Karaoğlan rolü için verdiği “aranıyor” ilanını eşiyle gezerken gördüklerinde eşi başvurmasını söylemiş ama o “onlar çoktan seçmiştir” diyerek cevap bile vermemiş.
*Seçmelerde karayağız bir çocuk Karaoğlan’a çok benziyormuş. Jüride Halit Refiğ gibi tanınmış isimler de varmış. Çocuğa ismini sorunca Süleyman karşılığını almış. Değiştirmesi gerektiğini söylediğinde red cevabı alınca, olumsuz karar vermiş.
*Kartal Tibet’in kollarının ince olması ve kıvırcık saçları sebebiyle çoğu kişi bu rol için uygun olmadığını söylemiş ancak Suat Yalaz ısrarcı olmuş ve kıyafet + perukla istediği karakteri ortaya çıkartmış. Sonraları Yüzbaşı Kartal diye bir Türk James Bond’unu çekecekken Kartal Tibet başka bir projeye başlamış.
*Camoka rolünde harikalar yaratan Danyal Topatan aslında set işçisi olarak çalışıp figürasyonlarda rol alıyormuş. Onu bir filmde görünce hemen görüşmüş ve saçlarını kesmeye güçbela ikna ettikten sonra Camoka rolünü ona vermiş. Çok iyi oynadığı gibi, setteki diğer oyuncularla da ilgilenmiş. Rolü olmadığı zamanlarda bile sete gelir faydalı olmaya çalışırmış. Onun hakkında “sinema için yaratılmıştı” ifadesini kullandı.
*Karaoğlan; Eskişehir, Çifteler köyünde çekilmiş. İlk Suat Yalaz keşfetmiş burayı. Sonra plato haline gelmiş ve bir çok kişi film çekmiş.
*Toplam 7 Karaoğlan ve 1 polisiye çekmiş.
*Çizgiroman meraklılarının sayısını bugün için 5000 civarı olarak söyledi. Eskiden bu rakamın 30.000’lerde olduğunu ama bilgisayar-televizyon sebebiyle iyice azaldığını ekledi.
*”Yeşil Ejder” filminin kopyası TRT arşivinde kaybolmuş.
*Son Karaoğlan filmini Araplarla ortak yapım olarak çekmiş. Çok para kazanınca ortak yapımlarda para olduğunu düşünüp Fransa’ya gitmiş. Orada bir son derece iyi bir semtte (Montparnasse) kendine atölye kurmuş.
*Fransa’ya ilk gittiğinde sokaktaki kadınları görünce “Buradaki kadınların hepsi benim hayal edip çizdiklerim gibi güzel” diye düşünmüş.
*Fransa’da Karaoğlan, Kuzey Afrika ülkeleri düşünülerek “Kebir” ismiyle yayınlanmış. 30.000 civarı bir tirajı varmış.
*”Resimli İslam Tarihi” isminde bir kitabı var.
* “Karikatürcü var, ama çizgiromancı yok, niye?” şeklindeki can alıcı soruya şu şekilde karşılık verdi: “Çünkü kolayına kaçıyoruz. Mesela Mehmet Çağçağ iyi, Latif iyi. Ama resimli roman’ın bir resim değeri vardır, tablo gibi olmalı.”
* "Dargaud" iyi bir teklif yapmış, ama atölyesinde rahat olduğu için istememiş. Kovboyları çizmesini istemişler. Larousse’dan da desinatör olarak çalışması için teklif gelmiş ve haçlıları çizmesini istemişler. Toplantıya gitmiş, Adamların gösterdiklerinin “antiskop” olduğunu anlamış. Ya Osmanlı tokadı atacağım ya da işi alıp sınıf atlayacağım diye düşünmüş. Sonra çizimlerdeki prenseslerin Sophia Loren, Bardot’dan alındığı, Ulysses’in Kirk Douglas olduğunu ve daha bir çok kolaycılığı ve hatayı yüzlerine vurmuş. Adamlar biz sizi ararız deyip göndermişler.
* Paris’te direniş konulu filmleri seyretmiş. Bir Bourville dramından çok etkilenmiş. Biz de işgal gördük İstanbul’da, ben de bunu yapayım demiş. Böylece “Yandım Ali”yi yaratmış.
* Yandım Ali 2 şu an beklemede. Anlaşmaları yapılmış. Yapımcı Soyarslan şu anda Metal Fırtına’yı çekiyormuş.
*”Fırat’ın Sahipleri”ni çekmek istiyor bu sene. Üçleme planı var. Yeni bir Cüneyt Arkın yaratmak istiyorum diyor.
Son olarak Suat Yalaz’ın programdaki bazı ifadelerinin beni rahatsız ettiğini ve kendisi hakkında olumsuz düşünceler uyandırdığını da belirtmeden geçemeyeceğim ama Karaoğlan’ın hatırına burada tartışmaya gerek yok.