Hellblazer
Onursal Üye
Doğruya doğru, “Hayvan Adam” pek karizmatik bir süper kahraman ismi sayılmaz. Zaten kendisi uzun bir süre ciddiye alınan bir karakter değildi. Animal Man, 60′larda DC Comics’in saçma sapan isim, kostüm ve güçlerle sürekli yeni karakter denediği bir dönemde ortaya çıktı ve tutmayıp kısa sürede rafa kaldırıldı. Taa ki 80′lerde İngiliz yazarların DC’deki devrimine kadar.
John Constantine yazısında da bahsettiğim bu devrim, DC’nin tutmayan ve bir işlerine yaramayan eski karakterlerini genç ve yenilikçi İngiliz yazarlara devretmesi ve istediklerini yazmaları konusunda onları tamamen özgür bırakmasıyla başladı. Alan Moore, sıradan bir korku serisi olan Swamp Thing/Bataklık Canavarı’nı edebi ve çevreci bir hikayeye çevirdi. Neil Gaiman, yine saçma kostümlü tutmayan süper kahraman kontenjanından Sandman’i rüyaların vücut bulmuş haline getirip çevresinde inanılmaz zenginlikte bir evren yaratarak seriyi bir başyapıta dönüştürdü. İskoç yazar/büyücü Grant Morrison ise Animal Man’i muhteşem bir postmodern süper kahraman hikayesine çevirdi.
Animal Man’in bir diğer güzelliğiyse 80′lerden dönemdaşı Swamp Thing’in Scott Snyder (American Vampire, Batman) tarafından yazılan yeni serisiyle paralel gitmesi. Birini anlamak için diğerini okumak gerekmese de ikisini beraber takip etmek deneyimi zenginleştiriyor.