Dehşetin Maskesi, Teks'te Kızılmaske Esintisi

Lami Tiryaki

Onursal Üye
21 Nis 2009
513
3,729
Uyarı! Aşağıdaki yazı, Teks aylık serinin 94, 95 ve 96. sayılarında yayınlanan hikaye hakkında detay bilgiler vermektedir.

Claudio Nizzi’nin yazıp Jose Ortiz’in çizdiği ve-8 yıllık bir gecikmeyle-2009’un Mayıs’ında ülkemizde yayınlanmaya başlanan Dehşetin Maskesi (La maschera dell'orrore) ilginç bir macera. Üç sayı süren öykünün ilk iki sayısı tipik bir Teks öyküsü. Dakota kızılderililerinin yaşadığı soğuk kuzey topraklarında geçen hikaye, kabilesinden ayrılan asi kızılderili savaşçılarının beyazlarla savaşma heveslerinden dolayı yarattıkları dehşet ve gerilimli ortamı anlatan tipik bir Nizzi hikayesi. Tahmin edileceği üzere, bilge şef kahramanlarımızı çağırıp olayı çözmelerini ister. Teks ve Karson daha gelir gelmez olayların merkezine yerleşirler. Senaryoda verilen bir ipucundan yola çıkarak olayı çözegelirler (ne kadar klişe olursa olsun Teks kendini okutuyor arkadaş. Bir sihri var bu işin). Ancak 3. sayı Orman Tamtamları (Tamburi Nella Foresta) isimli final sayısında Nizzi mümkün mertebe kendini aşmaya çalışmış. Hani bazı mantık hataları ve o kadar kolay çözülebilir bir final bölümü ortaya koymasa neredeyse başaracakmış!

Aslında soğuk topraklarda hem Dakota’lara, hem de beyazlara dehşet salan olayların kaynağında asi yerlileri örgütleyen, yüzünü bir kurukafa maskesiyle gizleyen esrarengiz biri vardır. Bölgedeki silah kaçakçılarından, kızılderili ajanlarına kadar mükemmel bir örgütlenmeyle yakınlardaki Clark Kalesi’ni yerle bir ederek işe başlama niyeti olan bu dehşet verici örgütün lideri, çevreye saldığı korku ile ön plana çıkıyor. Nizzi özellikle ikinci albüm Gölde Tuzak’ın yarısından itibaren iyice belirginleşen çok sağlam tiplemeler oluşturmuş. Bu sayfalardan itibaren Jean Giraud’nun Blueberry’sinden fırlamış gibi duran Fort Clark’ın çavuş Buford’u, Teks tarihinin belkide en kendine münhasır tiplemelerinden “Fransız”ı, kızılderili ajanı Charlie Ford’un bölgenin sağlık meleği hemşire karısı Mabel’iyle çok özel bir karakterler geçidi izlemeye başlıyoruz. Özellikle Fransız, benim çok ilgimi çekti. Hele Teks ile ilk karşılaştığı bir sahne varki tadından yenmez.

Maceranın final bölümü olan üçüncü sayının ikinci kısmında hikayenin merkezine oturtulan maskeli intikamcının hikayesi de öyle kolay yutulur lokma değil. Karşımızda saf bir kötü yerine karizması ve bir “hikayesi” olan ilginç bir karakter yeralmaktadır. Hani sırf bu final için bile ileride bu macera insanın aklında tekrar okunma güdüsü yaratıyor.

Peki maceranın Fantom’la ne ilgisi var? Zaten kurukafa maskeli karakterimizden bahsedince bir miktar ilgiyi kurmuş olmalısınız. Ancak bu kadarla sınırlı değil. Asi çetenin sembolü, Fantom’unkine oldukça benzeyen kurukafa, ki bunu çetedeki tüm yerliler bir madalyon halinde boyunlarına asıyorlar. Çete, ormanın derinliklerinde etrafı bir gölle çevrili meskun ve çok sağlam konunan bir mekanda ikamet ediyor. Bu mekana gidilen yoldaki ağaçlarda ünlü kurukafa sembolleri var. Maceranın sadece başında Kurukafa’nın bahsettiği merkeze ulaşmaya çalışanların engellenmesi için kurulan tuzaklar sözkonusu. Ancak daha sonra bu detaya pek değinilmemiş. Ormandaki haberleşme tamtamlarla sağlanıyor. Hatta bu tamtamlar, bölgeye yaklaşanlara epey korkulu hisler yaşatıyor... Bengali ormanlarındaki gibi. Kurukafa, yerliler arasında tıpkı Fantom gibi bir ruh sanılıyor ve ondan hem korkuluyor, hem saygı duyuluyor. Maceranın sonunda biz de bu adama bir şekilde saygı duyuyoruz zaten. Kurukafa, altın madenleri işleterek, emrindeki yerlilerin ihtiyaçlarını ve silah teminini gerçekleştiriyor. Bir anlamda Fantom evreninin bir ters yansıması gibi. Nizzi yazarken gerçekten Fantom’dan esinlenmiş midir acaba? Bence evet. Her ne kadar bunu açıkça gösteren çok kuvvetli detaylara sahip değilsek te, bence bir esinlenme var. Yoksa bile, eğer sağlam bir Fantom okuruysanız, okurken bir ilgi kurmak hiç zor değil. Dehşetin Maskesi, son bölümüyle klişe Teks hikayelerinden farklılaşan sağlam bir macera. Tavsiye ederim.

Maceranın Kronolojisi:

Yazan:Claudio Nizzi
Çizen:Jose Ortiz

Bonelli:
1-La Maschera dell’orroe : 494, Aralık 2001
2-Agguato Sul Lago : 495, Ocak 2002
3-Tamburi Nella Foresta : 496, Şubat 2002

Türkiye:
1-Dehşetin Maskesi : 94, Mayıs 2009
2-Gölde Tuzak : 95, Mayıs 2009
3-Orman Tamtamları : 96, Haziran 2009

Selamlar
Lami
 
Son düzenleme:

uzung

Yönetici
Yönetici
14 Ağu 2009
3,396
26,113
İstanbul
Çizgi diyarı'ndaki ilk taramam bu macera olmuştu.
Kitabı okurken anlattığınız bağlantıyı kısmen ben de kurmuştum ama
sizin gibi ifade edemem. Yazınızı bir solukta, keyifle okudum.
Kaleminize sağlık.
 

direnc11

Yönetici
11 May 2009
10,089
36,765
İstanbul

Aslında kurukafaya çizgi roman dünyasında çok sık rastlarız. Kimi zaman bir figür, bir semboldür, kimi zaman bir karakterin kendisidir kurukafa:

Örneğin Conan'ın Kurukafa Gölgeleri adlı macerasında, Kızılmaske'nin Kurukafa mağarasına benzeyen bir mağaranın girişine tanık oluruz:

swscan0017700181400x550.jpg


Ya da Kull'un bir macerasında zaten kendisi kurukafa olan Thulsa Doom olarak çıkar karşımıza:

swscan0017700193400x550.jpg


Kurukafa deyince Punisher'ı unutmak olmaz:

resim000400x550.jpg


Ghost Rider'a ne demeli?

ghostrider6of600fc400x550.jpg


Ve Süperman'in karşısındaki Atomik Kurukafa:

superoyx400x550.jpg


Ve elbette benim favori kurukafam :) : KİLLİNG

cd0001400x516.jpg


Eminim daha ne kurukafalar çıkar çizgi roman dünyasından. Üstadımın yazısının içeriğiyle birebir örtüşmese de, birkaç kurukafa ilavesi yaparak katkıda bulunayım istedim :)

Üstad, nefis yazın için teşekkürler.

 

ekenciz

Onursal Üye
Çeviri & Balonlama
13 Eyl 2009
2,993
13,518
Bahse konu macerayı okumadım ama direnç'in katkısı da çok güzel olmuş.
 

Lami Tiryaki

Onursal Üye
21 Nis 2009
513
3,729
direnç11 kardeşimin derlemesi enfes olmuş, eline sağlık. Aslında bu verilere bakarak bir bakıma Kurukafa sembolüyle çizgi kahramanların bir şekilde örtüşmesinin öncüllüğünü Lee Falk yapmış ta diyebiliriz...

Selamlar
Lami
 
Üst