Martin amca ve KADER KAFATASI

vakanuvis

Süper Üye
5 Mar 2011
604
975
Girişini yazdığım bir araştırma ve özet. Bildiğimiz üzere Martin Mystere gerçek dünya gizemlerinin peşinden koştuğu gibi kendi kurgusal gizemlerini de araştırır... İşte gerçek gizemlerden biri: KADER KAFATASI


Ortak öğeleri kullanan sanat yapıtları çok. Robotlar, fantastik kurgular, aşk, özgürlük v.s. Ancak bu tarz genel öğelerin dışında daha belirgin küçük objelerin kullanıldığı da oluyor. Bunlardan biri de KRİSTAL KAFATASI !

1996 yılında Simon Wincer'ın yönetmenliğini yaptığı KIZILMASKE (The PHANTOM) sinema filminde Kızılmaske rolünde Billy Zane oynuyordu ve Kızılmaske bir işadamının peşinde olduğu Kristal Kafataslarına ulaşmasını engellemeye çalışıyordu. Çizgi roman kahramanı ve Kristal Kafatası.

2008 yapımı Indiana Jones - Kristal Kafatası Krallığı , Stephen Spielberg yönetmenliğinde Harrison Ford'un yine aynı Kristal Kafatasını ele alıyordu. Daha sonra çizgi romana uyarlanan kahraman ve Kristal Kafatası.

Yılar önce ülkemizde ATLANTİS adıyla yayınlanan çizgi roman serisi Martyn Mystere'de de Kristal Kafatası ele alınmış, gizemli olaylarlarıyla okuyuculara kahramanımızı daha çok sevdirmişti.

O sayının kısa özetini sunmak gerekirse,

Meksika'da ki Teotihuacan Piramidinde büyük hücre denilen odada bulunan Kristal iskelet, Mankind müzesinde bulunan kendi kafatasına tekrar sahip olmak için müzede kafatasını ziyaret eden etkilenmesi kolay bayanların zihinlerini ele geçirip kafatasını kendisine getirmeye zorlamaktadır. Ve bu bayanlardan Zulma, Teotihuacan'ın ne istediğini anlamadığı bir yana arkadaşı Alfonso sayesinde yolu tarihi eser kaçakçısı Gutierrez'le kesişir. Gutierrez'in de yolu bir şekilde Martyn'le kesişir… Ama Martyn'in Kristal kafatası ve Teotihuacan Piramidinden arkeolojik bilgileri dışında haberi bile yoktur…Ve haberi olmadan macera zaten biter..
Orj. 11. Sayıda "KADER KAFATASI" adlı macerayla başlayan ve 12. sayıda "TEOIHUACAN'IN GÖLGESİ" adlı bölümle son bulan macerayı Alfredo Castelli yazmış ve Teks'den yakından tanıdığımız ilk dönem çizgileri ile Claudio Villa çizmiş.Kapaklar her zamanki gibi Giancarlo Alessandrini'ye ait…
Bana göre konusu aksiyonu ve çizgileri ile (…ki bir çizgiromanda başka bir şey olmasına gerek var mı?) güzel bir Martyn macerası...
Konu Villa'dan açılmışken, Villa'nın çizdiği bir başka Martyn macerasından da bahsetmeden geçemiyeceğim…Başrolde olan mutasyona uğramış bir sivrisinek ile Martyn'in kıyasıya mücadelesi ve İlginç olan maceranın sonunun çok traji komik bir biçimde bitmesiydi…Sivrisinekle, Teks vari bir şekilde düelloya giren Martyn göğsüne konan sineği bir şaplak darbesi ile öldürüyordu. Ama yakın plan sivrisinek çizimleri ile Villa o macerada da her zamanki gibi alkışı hakediyordu…

Ancak yine de geniş bir özet yapacak olursak aşağıda aradığınızı bulacaksınız.

Martyn Mystere de Kristal Kafatası:

BİRİNCİ KİTAP

Londra… Piccadilly meydanının biraz ötesindeki British Museym'a bağlı Museum Of Mankind'in önünde Latin Amerikalı bir çift olan Alfonso ve Zulma müzeye girerler..
Bir turist rehberi 30.000 (Otuzbin) yıl önce Neanderthal insanın bilinmeyen bir nedenden ötürü yok olduğundan bahsederken Zulma kafileden ayrnılıp boş bir odaya girer. Alfonso, Zulma'yı ararken yaşlı bir turist Zulma'nın gittiği yönü tarif eder…
Cam bir koruyucu içinde kafatası ile karşılaşan Zulma Aztek yerlilerinin yaptığı bir kurban ayinini yaşıyormuş derecesinde görür ve korku ile bağırdığı sırada Alfonso, Zulma'yı "iyi misin Tanrı aşkına neler oluyor" diye sarsar…

Bu sırada turist kafilesi odaya gelir ve rehber kafatasını anlatmaya başlar…
attid0acc48ld1.jpg

"İşte ünlü kuvars kafatası… Tek parçadan yontulmuştur… Ağırlığı 5 Kg dan fazla… Kime ait olduğu bilinmiyor… Müzeye 1899 yılında gelmiş… Daha önce New York'daki ünlü kuyumcu Tiffany'ye aitmiş. Bir rivayete göre 19.yy da meksikalı bir paralı askerin topladığı ganimetlerin arasındaymış, Aztek uygarlığına ait olduğu söyleniyor ama Azteklerin böyle ince bir iş için gerekli olan aletlerden yoksun oldukları bir gerçek… Bu kafatasının bir benzeride 30'larda çok ünlü olan bir kaşifin kızı Anna Mitchel-Hedges'in kolleksiyonunda da mevcut… Ama bayan Mitchel'de bu kafatasının kökenini açıklamaktan kaçınıyor… Kesin olan tek şey her iki kafatasınında batıl inançlara konu olduğu uğursuzluk getirdikleri ve onlara bakanların korku dolu hayaller gördüğü söylenir…"
Alfonso, Zulma'ya tekrar nasıl olduğunu sorduğunda "iyiyim" yanıtını alır. Tekrar kafatası ile göz göze gelen Zulma haykırışlar içinde kendini kapının hemen dışındaki trabzanlardan aşağı atar…
Kafatası sırıtan görüntüsü ardında kahkaha atar gibi bakar…
New York… Washington News… 3 No'lu evin önü… Kahramanlarımız ellerinde poşetler eve girerken komşuları onları gözetleyip, dedikodularını yaparken peşlerinden Daina'da eve gelir…Martyn müzayededen aldığı bir dünya ıvır zıvırı Diana'ya gösterir. Daha sonra Diana, Martyn'e akşam kendisini sinemaya götürmesini teklif eder. Martyn'in işim var diyerek mazaret üretmesinden sonra kıskançlık krizine girerek evi terkeder…
Martyn o gece müzayededen 4 Dolara aldığı slaytları ilginç bir şey çıkarmı diye ararken tesadüf eseri bir ailenin tarihi yerlerde çekmiş oldukları bir takım resimlerin arasından siesta yapan bir meksikalının dayandığı duvarda "Soccorro Martyn Mystere" (İmdat Martyn Mystere) yazısını görünce bayağı irkilir ve şaşırır…
Martyn müzayededen aldığı slaytların izlerine ulaşır ve sık sık Meksikaya giden Carl ve Clara Morgan'a adlı çiftlere ait olduğunu öğrenir. Slaytları satan çocuklarından Powling'de ikamet ettiklerini öğrenir…
Çeneleri çok düşük bu aileyi ziyarete gittiklerinde fotoğrafların nerede çekilmiş olduklarını hatırlamazlar ama seyahat programlarının Mexico City, Taxco ve Acopolco olduğunu öğrenir. Tam çıkacaklarken Java bir tehlike sezinler…
Morgana ailesinin evi satın aldığı eski sahibinin benzin deposundan eve uzanan bir tünel vardır.Martyn ve Java alt kata indiklerinde kapağın oynadığını görürler. Eve giren iki kişi ile sıkı bir yumruklaşmadan sonra (Bu arada Martyn'in şimdiki maceralarda kullanmadığı yumruklarının ne kadar etkili olduğunu bu macerada daha iyi görüyoruz) adamlar kurşun yağdırarak kaçarlar. Ferrarisine atlayan Martyn de peşlerinden takip eder. Araba takip sahnelerine taş çıkartan bir enstantaneden sonra önlerine geçip arabayı durmaya mecbur bıraktıktan sonra ışın tabancasını kullanan Martyn kişileri etkisiz hale getirir. Dondurduğu kişilerin arabasına yaklaşan Martyn'i yine Java'nın muhteşem ve eşsiz önsezileri kurtarır. Java Martyn'in üstüne kapaklanmasından hemen sonra araba müthiş bir patlamayla infilak eder.
attid0b5f02re1.jpg

Polise ifade verdikten sonra sonra eve dönen Martyn ve Java bir kez daha korkuya kapılırlar. Neyseki Diana'nın bir şeyi yoktur. Bir önceki tartışmalarından dolayı özür dilemek ve konuşmak için (bu arada özür dilemesini bilen bayanlarda varmış) eve geldiğini söyleyen Diana, Meksikalıya benzeyen bir tipin Martyn'i sorduğunu söyleyip "Herhalde klorofom kullandılar" der… Çöp sepetindekiler dahil bütün slaytların kaybolduğunu fareden Martyn ertesi gün meksikaya gitmek üzere uçağa biner… Uçaktan indikten sonra şehrin en iyi oteline yerleşirlerken (Burjuvalar ne olacak) iki kişi tarafından izlenildiklerini farketmezler… (Acaba Nazım'ımın pardon Java'mın o müthiş önsezilerine ne oldu da röntgencileri es geçti…)

BİRİNCİ KİTAP SONU…

İKİNCİ KİTAP…
attid01aa068tc8.jpg

Mexico City sokaklarında dolaşırlarken Martyn eski dostu Lopez'le ilginç bir şekilde karşılaşır.(Nerden eski dost oluyorlar onu bende bilmiyorum ama…) Martyn'de Lopez'in geniş çevresini düşünerek ona Slaytlarda rastladığı duvardaki yazıdan bahseder… Yardımcı olmak için biraz düşünen Lopez (çizgiromanın selameti açısından bu düşünme tek kareden ibarettir) "tamam buldum" diyerek onları ara sokaklardan geçirerek "Lea Vd Socorro Para El Planeta Tierra Por Martyn Mystere" yazan bir duvarın önüne getirir ama ilk etapta Lopez yazının önünde öyle bir dururki sadece duvarda "Socorro Martyn Mystere" yazısı görünmektedir. Martyn yazısının bütününü görünce hayreti bir kat daha artar çünkü yukarıdaki yazı Martyn'in çıkarmış olduğu "S.O.S. DÜNYA GEZEGENİ" adlı kitabın ispanyolca çevirisinden başka bir şey değildir… Lopez Martyn'e "Meksika'da duvar reklamlarından tasarruf etmek için bu işi az para karşılığında küçük çocuklara yapytırıyorlar. Onlarda duvarlara müşterinin arzı ettiği yazıları yazıyorlar" der. Martyn bu yolculuğa boşu boşuna çıktığını düşünürken Lopez ürkmüş bir ifade ile cümlesini yarıda keser. Daha sonra önceki neşeli, tavrına bürünmeye çalışmasına rağmen bizim orta yaşlı kurt "Bir dakika Lopez,belli etmemeye çalışıyorsun ama seni tedirgin eden bir şey var" der. Biraz tedirgince davranan Lopez Gutierrez adlı bir tarihi eser kaçakcısının zamanında kendisine bir iş verdiğini işi kabul etmeyincede kendisini tehtid ettiğinden ve adamın ne kadar tehlikeli olduğundan bahseder… Gutierrez'in iki adamını gördüğünü ve başının çaresine bakacağını döyleyip Martyn'den uzaklaşır… Aslında Martyn'i takip eden Gutierrez'in adamları Lopez'ide Martyn'le görünce bu haberi hemen Gutierrez'e ulaştırırlar… Gutierrez'in adamları bunu sadece bir rastlantı olabileceğini ifade etsede Gutierrez'e bu pek inandırıcı gelmez. Hiddetle "RASTLANTI MI ? salak herifler! Martyn Nystere o fotoğrafı görmüş olmalı! Lopez benim ne iş yaptığımı bilir… Ayrıca Mystere bir arkeologdur ve bu güne kadar birçok kez tarihi esre kaçakçılı ile ilgilenmiştir" der…. Ve Lopez'i yakalayıp konuşturmalarını ister…
Şehrin dışında derme çatma bir kulübede Lopez'i hırpalayan Gutierrez'in adamları Lopezden fazla bir şey öğrenemeyince boynuna bağladıkları bir ipi sırtından ayaklarını bükerek ayak bileklerine de bağlarlar. İlk kramplar girmeye başlayınca boynundaki ip gerilecek ve lopez kendi kendini boğacaktır… (Sanki olay o aşamaya gelmişken kafasına sıkmak çok zordur. Bu kötüleri kanmı tutuyor acaba)
Martyn, Diana ve Java takip edildiklerinden habersiz şehirde turistik bir geziye çıkarlar…Buralarda Aztek uygarlığına ait (bir çizgiromanda birkaç karede verilebilecek kadar ) birtakım turistik bilgiler ediniriz. Bu arada Gutierrez'in adamlarından Martyn'i niye takip ettiklerini de anlıyoruz… Gutierrez'in şu an Martyn'in gezdiği o yerde ki gizli geçidi öğrendiği deli kızdan ve geçitten cuvalla çıkarlarken fotoğraf çeken iki Amerikalı turistin objektiflerine nasıl yakalandıklarından bahsederken eski eser söz konusu alduğunda Gutierrez'in tedbiri nasılda elden bıraktığı konusunda bir takım şeyler geveliyorlar…
Bu arada gezintilerini bitiren kahramanlarımız Mexico City'ye doğru yola koyulurlar. O gece akşam yemeği esnasında küçük bir meksikalı Martyn'e arkadan yaklaşıp Cüzdanını çalar. Martyn ve Java çocuğu bir yere kadar takip ederler. Çocuk cüzdanı atıp kayıpalara karışır. Ama Dostlarımızn etrafı bu seferde Gutierrez'in silahlı adamları tarafından sarılır. Yine sıkı bir yumruklaşma sahnesinden sonra Martyn ışın silahını kullanıp haydutları etkisiz hale getirip yemek yedikleri yere doğru uzaklaşırlar. Yemek yedikleri masanın etrafındaki kalabalık olayı dahada gizemli hale sokar. Garson Martyn'e "Bir araba ile yaklaşan iki adamın senyoritayı zorla arabaya bindirip götürdüklerinden bahseder… İş yine Java'ya kalmıştır. Bir motorsikleti gasp edip Java'nın üstün koku alma ve üz bulma duyusu ile Diana'yı takip etmeye başlarlar. Lüks bir evin önüne geldiklerinde Java kapıyı işaret eder ve Java'nın bir omuz darbesi ile içeri bodoslama dalarlar. Silahlı adamlar ve Gutierrez dostlarımızı hazırlıklı bir şekilde karşılar ve Diana ile tehtid ederek ışın silahını teslim etmesini söyler. Martyn de haliyle silahı verir… Gutierrez, Martyn'e alt kattaki izbe odalardan birinde duran Diana'yı kapının gözetleme deliğinden gösterir. Daha sonra Martyne bir süprizden bahsden Gutierrez onu başka bir odaya götürür. Büyükçe bir oda da sunak taşının üstinde elinde bıçakla bir ayin yada törendeymiş gibi duran kız bizim Zulmadan başkası değildir… Martyn kızın kim olduğunu sorduğunda ise, Gutierrez; "İlginç bir soru" der." Bir zamanlar Zulma Cifuentes'di şimdi ise Teotihuacan'ın ruhu olduğunu söylüyor"…
Gutierrez Martyn'e Zulma'nın Avrupa daki tatilinde kendini trabzandan aşağı atmasına kadar olan kısmı anlatır. "Neyse ki bir kırıkla atlatmış ama akli dengesi bozulmuş" diye ekler… Ve "Ara sıra bilinmeyen bir lisanla konuşuyor ve anlamsız cümleler kuruyor. Özellikle Teotihuacan'ın Hazineleri"…
attid015623esj6.jpg

"Zavallı Alfonso bunları bana anlatma gafletinde bulundu…" der… Devamında da kızı piramitlere götürdüğünden ve bir taş kapağı inanılmaz bir güçle tek başına kaldırdığından yeraltındaki bir geçitten ve bir mezar hazinesinden bahseder. Ve iki Amerikalı sersemin geçitten çıkarken kendisini çektiğini, bu slaytların senin (Martyn'in) eline geçtiğini bildiğini söyler. Fakat Martyn şaşkınlıkla beşbin slayt incelediğini ama farketmediğini söylese bile pek inandırıcı bulunmaz. Bu saaten sonra inandırıcı olup olmamasıda önemli değildir zaten çünkü olayı öğrenmiştir. Ama her ihtimale karşı (olayı Martyn'in başkasına anlatıp anlatmadığına dair) Martyn'e Pentothal iğnesi (Yalan Serumu) yapılacaktır…
"Bu sırada nesiller boyu unutulmuş bir hücrenin karanlığında bekleyen bir şey…. Yaşamayan ama sonsuz kötülükler yapabilen bir şey… Yıllar süren bekleyişinin sona ermek üzere olduğunu biliyordu… Ve tüm gücünü yeniden elde edeceği o anın zevkini çıkarmaya hazırlanıyordu"

Bu arada Martyn'in doğru söylediğini anlayan doktor Martyn'i ortadan kaldırmak için tam iğne yapacakken Lopez ve Java kapıdan içeri girerler. Elindeki iğneyi "Geber" diyerek Lopez' e fırlatan doktor Lopez'in susturuculu silahından çıkan iki kurşunla yere yığılır Flop… Flop…
Sersemlemiş bir halde kendine gelen Martyn'î odadan dışarı çıkaran Lopez dışarıdaki cesetleri göstererek "Şaşırtma bir orduya bedeldir" diyerek, "Bende dirilmiş bir ölünün saldırısına uğramaktan daha şaşırtıcı bir şey düşünemiyorum" diyerek bir de espri yapar… (Kendince)
"Beni öyle bir bağladılarki yerimde kim olsa ölmüştü ama eski bir akrobat hariç bildiğin gibi bu mesleği de denemiştim"
Diana ve Zulma'yı kapatıldıkları hücrelerden kurtaran Martyn ertesi gün Mexico City'den ayrılırlar…
Mexico City merkez hastenesinde Zulma'yı kontrole gelen doktor, Zulma tarafından hunharca bıçaklanarak öldürülür. Bir kovalamacanın ardından temizlikçi kıyafeti ile hastaneden kaçar…
Teotihuacan Piramidi…
Bir grup turist olduğu halde arkalarındaki geçitten gözleri donuk bir ifade ile geçen Zulma "Büyük Hücre"ye nasıl ulaşılacağını artık biliyordu… Hatırlamıştı…
Esrarengiz genç kız piramidin içinden emin adımlarla ilerleyip sadece başı olmayan kuru bir iskeletin oturduğu Büyük hücre denilen odaya geldi… Zulma; "İşte Geldim"
Mağaranın karanlığından çıt çıkmıyordu ama bir ses Zulma'nın beyninde yankılanıyordu…Tam zamanı onu getirdin mi?"
Zulma'da; "Getirdim mi? Neyi? Ben buraya geldim bana emrettiğin gibi…"
Kafası kesik büyük kristal iskelet konuşmuyordu… Ama Zulma bir yakarışı bir yakınmayı açıkça duyabiliyordu…
"Lanet olsun! Lanet olsun! Anlamadın!... Onu getirmeliydin, getirmeliydin… Şimdi herşeye yeniden başlamalıyım ve beklemeliyim… Beklemeliyim… Kafatasımı beklemeliyim"
Londra… Mankind Müzesi… Kristal kafatasının olduğu oda… Genç kız bir an için başına gelecek korkunç şeyleri gördü…"Tanrım" diye düşündü… "Buna engel olmanın tek yolu var"… Sonra trabzana doğru koşmaya başladı…

SON…


ARAŞTIRMA: Ömer BAHADIR
 

merkal

Kıdemli Üye
3 Ocak 2012
131
289
Ankara
Raslantı eseri amcamın oğlunda ilk Martin Mystere-Atlantis'le tanışma maceramı hatırlattığınız ve bu güzel yazınız için teşekkürler.
 
Üst