Ayın kahramanı 03- CONAN..

büyük beyaz

Yönetici
Çeviri & Balonlama
E-Dergi Takımı
17 Ağu 2009
17,730
43,945
denize sıfır
Arkadaşlar, oylarınız neticesinde ayın kahramanı Conan seçilmiştir. Conan ile ilgili aklınıza gelenler, anılarınız, hoşunuza giden yönleri, mekanlar vs..
Bekliyoruz, birlikte eğlenmek için sizleri de davet ediyoruz.:)

conanthebarbarianfanartcontestbylargee17d4ohfi5.jpg
 
11 Nis 2010
594
585
c21qz5wheb7zi9mtx.jpg

Conan denilince benim aklıma John Buscema gelir,
Rahmetlinin çizgileriyle bir başka güzeldir conan.

c21r37m7r4vys92ol.jpg
 
Son düzenleme:

The_DarknesS

Yönetici
Çeviri & Balonlama
17 Nis 2010
9,538
28,575
İzmir
Conan'ın Alhak değerleri gelişmiş uluslardan daha ileridir.
Zorla kimseyi almaz ve köleliğe her zaman karşıdır.
1111.jpg
 

The_DarknesS

Yönetici
Çeviri & Balonlama
17 Nis 2010
9,538
28,575
İzmir
Conan beraber olduğu kadınlara her zaman saygılıdır.
Çıkarları için yarı yolda bırakmaz, terk etmez.
wwwwconanahlak2.jpg
 

ekenciz

Onursal Üye
Çeviri & Balonlama
13 Eyl 2009
2,988
13,484
Okuduğum çizgiromanları CÖ ve CS olarak ayırmak isterim. Daha önce teksas, tommiks okurduk, çocuktuk ve o çocukluk da hoşumuza giderdi. Sonra Conan'ı tanıdm. Beni en çok çizgileri etkiledi. Beklentimi yükseltti. O nedenle yeri ben de başkadır ama kendisini şu an Martin ile aldatıyorum.
 

vkopuzoglu

Süper Üye
3 Mar 2010
1,536
957
Bursa
Harikasınız yav keyifle okudum sen neymişin be abi.Nazik Kimeryalı.
Son olarak şunu söylemek istiyorum:

...

Bırak ulan o kızı! :d
 

Kemikdilli

Kıdemli Üye
2 Ocak 2012
194
538
Egzotik zevk mi? Kadına bak ya. Ne biçim vaatte bulunmuş. Herşey bir yana insan merak eder.

Ben Conan'ın yerinde olsam, oradan ayrıldıktan sonra içim içimi yerdi. Kurnazca diğer kızın ağzını arardım, "öylesine soruyorum, sen sadece normal sevişme biliyosun değil mi?"

Seni kral yapıcam, egzotik zevk yaşatıcam diyen hatunu bırak, dön arkanı git. İnsan rahat olamaz ya. Kolay değil yani. Unutulmaz. Akıl kalır.
 

albay

Süper Üye
14 May 2010
1,143
4,901
bu karede lümpenmi olsa centilmenmi olsa pek karar verememiş. kibarlıkta conana hiç gitmemiş.

kibarconan.jpg
 

yexer

Yeni Üye
19 Mar 2012
74
34
İzmir
Foruma bakınca bir çok farklı seri görüyorum. Kötü olanların, aynı veya benzer hikayelerin anlatıldığı serileri çıkardıktan sonra nasıl bir sıralamada okumak gerekir Conan okumaya yeni başlamış biri olarak. Öneri yapabilecek biri var mı ?
Şu an Savage sword of Conan serisini indirmeye başladım ( Sıralı ve mediafire kullanılmasından dolayı )
 

The_DarknesS

Yönetici
Çeviri & Balonlama
17 Nis 2010
9,538
28,575
İzmir
Foruma bakınca bir çok farklı seri görüyorum. Kötü olanların, aynı veya benzer hikayelerin anlatıldığı serileri çıkardıktan sonra nasıl bir sıralamada okumak gerekir Conan okumaya yeni başlamış biri olarak. Öneri yapabilecek biri var mı ?
Şu an Savage sword of Conan serisini indirmeye başladım ( Sıralı ve mediafire kullanılmasından dolayı )

Güzel bir başlangıç yapmışsınız.
Conan orjinalde Conan The Barbarian ismi ile başlamıştı. Daha sonra SSOC çıktı. Bu seriler bizde Alfa yayınlarınca birçok farklı seride tekrar tekrar basıldı. SSOC gibi CTB nin de sıralısını arkadaşlar yapmaya çalışıyorlar. Benim tavisye edeceğim ise: SSOC ve CTB'in yer aldığı Alfa Tam Maceralı Kolleksiyon Serisi ve Yeni Maceralar Dizisini okumanız.
 

yexer

Yeni Üye
19 Mar 2012
74
34
İzmir
Güzel bir başlangıç yapmışsınız.
Conan orjinalde Conan The Barbarian ismi ile başlamıştı. Daha sonra SSOC çıktı. Bu seriler bizde Alfa yayınlarınca birçok farklı seride tekrar tekrar basıldı. SSOC gibi CTB nin de sıralısını arkadaşlar yapmaya çalışıyorlar. Benim tavisye edeceğim ise: SSOC ve CTB'in yer aldığı Alfa Tam Maceralı Kolleksiyon Serisi ve Yeni Maceralar Dizisini okumanız.

Bende yeni yeni seri çeşitliliğinin nedenini farkediyorum. SSOC indirirken bir sayısında Kral Conan başlığı görmüştüm. Conan bölümünün altında Kral Conan adlı yeni kapaklı bir seri var. Sanırım o seri SSOC den alınmış maceralar oluyor. SSOC de 80. bölüme kadar indirdim. O zaman CTB yi de bir bölüme kadar indirip bundan sonra önerdiğiniz ikisinin birden yayınlandığı serilerden devam etmem en güzeli olacak benim için :). Teşekkürler tavsiye için.

Not: Conan edinme planım biraz naif kalmış, çok karışık sayılar kullanarak ciltlenmiş iki seri de. SSOC gibi CTB de sıralı ve indirme linkli listesi yayınlandığında halledicem artık
 
Son düzenleme:

hüseyin aksakal

Onursal Üye
Çeviri & Balonlama
7 Eyl 2010
773
5,727
Kdz. Ereğli
Conan'ın böyle ayı postundan peştemal giymiş tasvir edilmesi merhum Robert E Howard'ı mezarında ters döndürüyor olmalı. Tower Of Elephant'ta Ucuz ama temiz giysiler içinde tasvir ediliyor. Red Nails'te korsanların giydiği ipek kısa pantolon ve gömlekle, Black Stranger'de, modası geçeli yüz yıl olmuş korsan giysileriyle, People Of Black Circle'de 'prenslere denk' bir kılıkta, Devil in İron'da rengarenk giysilerle karşımıza çıkıyor. Ayı postundan peştemal, sadece gençliğinde Kimmerya'da giydiği bir şey olmalı.
Öte yandan, fiziksel güçten çok, zekası ve şaşmaz karakteriyle ortaya çıkan bir karakter Conan. Çizgi roman endüstrisinin, müşteri odaklı kaygıları nedeniyle kılıcıyla istediğini alabilmesine karşın, baldırıçıplak olarak resmedilmiş. Servants of Bityakin ve Pool of black one'de bir sürü dili, sağ kalmak zorunda olduğu vahşi ortamlarda bir dili anlamanın yaşamsal önem taşıdığı gerekçesiyle öğrenen bir dilbilim harikası gibi anlatılıyor. Karakterinin ardında da yazarın modern insana (uygarlık) safsataları küçük gören felsefesi yer alır.
ÇR'lerde olduğu kadar doğaüstülük yoktur REH hikayelerinde.
 

hüseyin aksakal

Onursal Üye
Çeviri & Balonlama
7 Eyl 2010
773
5,727
Kdz. Ereğli
ROBERT E HOWARD'DAN
P. SCHUYLER MİLLER’E MEKTUP
Lock Box 313
Cross Plains, Texas
Mart 10, 1936
Sayın Bay Miller,

Siz ve Dr. Clark’ın Conan’ın kariyerinin ayrıntıları ve çağının haritasıyla böyle ilgilenmesinden gerçekten onur duydum. Çalışmamda size sunduğum verilerin muğlâklığı göz önüne alınırsa, ikisi de şaşırtıcı bir kesinlikle doğru talepler. Orijinal bir haritam var – bu Conan hakkında yazmaya başladığımda çizdiğim tek harita – etrafta bir yerlerde, arayacağım, eğer bulursam size de gönderirim. Harita Vilayet Denizi’nin batısındaki ülkeleri ve Kush’un kuzeyini kapsıyor.

Her ne kadar aklımda büyük bir berraklıkla ana hatları belirgin olsa da, güney ve doğu krallıklarının haritasını çizmeyi hiç denemedim. Her nasılsa, oralar hakkında yazarken kendimi yetkin hissediyorum, Batı Hyboria uluslarının, güneyin ve doğunun ülkeleri ve halkları hakkındaki bilgi eksikliği, orta Avrupa halklarının Afrika ve Asya hakkındaki bilgisizliğine benzer. Batı Hyboria halkları hakkında yazarken, kendimi bilinen limitler ve esnemeyen sınır ve topraklarda sayıyorum, fakat dünyanın kalan bölümünde kurgu yapabiliyor, muhayyilemi daha özgür kullanabileceğimi hissediyorum. Bu yazılarıma, belirgin bir coğrafya ve etnoloji konsepti katan bir unsur, tutarlılık için buna uymaya mecburmuşum gibime geliyor. Doğu ve güney konseptim ise kesin olmadığı gibi, keyfi de değil.

Kush her halükarda Stygia’nın güneyindeki kara krallıklardan biri, en kuzeyde olanı. Gerçekte bu isim bütün güney sahillerine verilmiş. Bu nedenle, bir Hyborialı Kush’tan söz ettiğinde, krallığın kendisinden değil, geneli Kara Kıyılarda bulunan çok sayıda krallıktan söz etmektedir. Aynı şekilde ister Keshanlı, Darfarlı, Puntlu veya özelde Kushlu olsun, tüm zencilerden de Kushlu olarak söz edilir. Bu doğal bir şey, çünkü Kushlular Hyborialıların ilk bağlantı kurduğu zenci halk –Baracha korsanlarının takas ve akınlarında.

Conan’ın muhtemel yazgısına gelince –dürüst olmak gerekirse kehanette bulunamam. Bu öyküleri yazarken, kendimi sanki o bana anlatmış gibi maceralarını basitçe kronolojik sıraya koymakta genellikle yetersiz hissediyorum. Bunun nedeni düzenli bir sıra izlemeyen sıçramaların fazla olmasıdır. Ortalama bir maceracı, vahşi bir yaşamın öykülerini rastgele anlatıyor, nadiren herhangi bir düzenli planı takip ediyor. Fakat anlatılan bölümlerin arasında, meydana geliş açısından geniş mekân ve yıl aralıkları var.

Oldukça yakından gözlemlediğim kadarıyla Conan’ın kariyerini siz de yakından takip ediyorsunuz. Farklar önemsiz. Sizin de hesap ettiğiniz gibi Conan “Fil Kulesi”’nde takdim edildiğinde onyedi yaş civarında. Tam anlamıyla olgunlaşmış olmasa da, çağının ortalama uygar delikanlısına göre daha görmüş geçirmiş biri. O kabilesi ve akıncı bir Vanir kabilesi arasındaki bir savaş esnasında, bir savaş alanında doğdu. Ülkesi olarak kabul ettiği ve kabilesinin başıboş dolaştığı topraklar Cimmeria’nın kuzeybatısındadır, fakat Conan saf kan bir Cimmerialı olmasına rağmen, aynı zamanda karışık bir kana sahiptir. Büyükbabası bir kan davası nedeniyle halkından kaçan ve uzun arayışların ardından kuzey halkına sığınan bir güney kabilesi üyesiydi. Gençliğinde, kaçmadan önce Hyboria uluslarına yapılan akınların çoğunda yer almıştı, muhtemelen anlattığı daha yumuşak ülkeleri Conan’ın gözünde canlandıran masallar anlatarak onları görme isteği uyandırmıştır.

Conan’ın hayatı hakkında kendimin bile emin olamadığım birçok şey var. Örneğin uygar insanlarla ilk kez nasıl karşılaştığını bilmiyorum. Bu belki Vanarium’da, belki de daha önce barışçıl amaçlarla ziyaret ettiği bir sınır kasabasında gerçekleşmiş olabilir.

Vanarium’da iken sadece onbeşinde olmasına rağmen zorlu bir düşmandı. Altı feet boyunda ve yüz seksen pound ağırlığındaydı, üstelik tüm gelişimini de tamamlamaktan epey uzaktı.

Vanarium ve Zamora’nın hırsızlar kentine girişi arasında bir yıl kadar boşluk var. Bu sıralarda kabilesinin kuzey topraklarına geri döndü ve Cimmeria sınırları ötesine ilk seyahatını yaptı. Söylemesi garip ama bu kez güney yerine kuzeyi seçti. Neden veya nasıl olduğundan emin değilim ama orada Vanirler ve Hyperborealılarla savaşan bir Aesir kabilesi arasında birkaç ay kaldı ve ikincilere hayatı boyunca sürecek bir nefret geliştirdi, öyle ki bu Aquilonia kralı olarak politikalarını bile etkiledi. Onlar tarafından tutsak edilince güneye kaçtı ve damgasını basmak için Zamora’ya geldi.

“Evdeki Haydutlar” macerasının tarih itibarıyla Zamora’da geçtiğinden pek emin değilim. Farklı muhalif hiziplerin varlığı, Zamora’nın farklı politik fikirlere hoşgörüsüz kesin despotluğu göz önüne alındığında bunun başka türlü olduğuna işaret ediyor. Benim fikrime göre, Zamora’nın hemen batısında bulunan küçük şehir devletlerinden birinde geçiyordu ki, Conan buraya Zamora’dan ayrıldıktan sonra dolaşırken gelmişti. Bunun üzerinden biraz geçtikten sonra, kısa bir süreliğine Cimmeria’ya döndü ve daha sonra da anayurduna zaman zaman ziyaretler gerçekleştirdi.

Maceralarının kronolojik sırası, biraz daha fazla zamana yayılmış olması dışında sizin belirlediğiniz gibi. Conan Aquilonia tacını eline geçirdiğinde yaklaşık kırkındaydı ve “Ejderin Saati” sıralarında yaklaşık kırk dört, kırk beş yaşlarındaydı. O zamanlar erkek bir varisi yoktu çünkü hiçbir kadını kraliçesi yapmayı kendine dert etmemişti ve oldukça fazla sayıda olan cariyelerinden olan oğulları da, tahtın varisi olarak tanınmıyordu.

Hyboria uygarlığı en muhteşem zirvesine ulaştığı ve her kralın imparatorluk hevesi içinde olduğu sıralarda, çalkantılı ve huzursuz bir krallıkta, sanıyorum uzun yıllar boyunca Aquilonia kralı olarak kaldı. Önce savunma amaçlı savaştı, fakat benim fikrime göre en sonunda bir kendini koruma yöntemi olarak saldırgan savaşlara da zorlandı. Dünya çapında bir imparatorluğu fethedip etmediğini ya da bunu denerken ölüp ölmediğini bilmiyorum.

Oldukça fazla seyahat etti, sadece kral olmadan değil, kral olduktan sonra da. Khitai ve Hyrkania’ya yolculuk yaptı, ikincisinin en az bilinen kuzey bölgelerini, sabık güneyi bile dolaştı. Hatta batı yarıküredeki isimsiz bir kıtayı bile ziyaret etti ve bitişiğindeki adalar arasında dolaştı. Dolaştığı her yere ne kadar damgasını vurduğu hakkında önceden kehanette bulunamam.

Yamal Yarımadası’ndaki buluntular hakkındaki yorumlarınızla çok ilgileniyorum, onlar hakkında ilk kez bir şey duydum. Kuşku yok ki Conan anlatılan kültürü geliştiren halkla ya da en azından atalarıyla yüz yüze tanışmıştı.

“Hyboria Çağı”nı ilginç bulduğunuzu umuyorum. Orijinal haritanın bir kopyasını çerçeveletiyorum.

Evet, kimi zaman ona benim tasarladığım tipe uygun olmayan bir tür Latin yüz ifadesi vermiş gibi göründüğünden, Napoli’nin Conan’la işi bitti. Ne olursa olsun, yine de bu onu bir kenara atmak için yeterli değil.

Sorularınıza tatmin edici olmaya yakın cevaplar verdiğimi umuyorum; sizin dilediğiniz başka herhangi bir konuda veya Conan’ın kariyeri veya Hyboria tarihiyle coğrafyası gibi arzu ettiğiniz noktalarda sizinle tartışmaktan mutlu olurum. İlginiz için yeniden teşekkür ediyorum. En iyi dileklerim siz ve Dr. Clark’la olsun.

Sağlıcakla,

Robert E. Howard

Not: Haritayı isteyip istemediğinizden ve kronolojiyi geri göndermemden söz etmemişsiniz, böylece ben onu alıkoyma ve bazı arkadaşlarıma gösterme özgürlüğünü ele geçirmiş oluyorum; Eğer onları geri istiyorsanız, bildirmeniz yeter.
 

gizliozne

Yeni Üye
21 Haz 2010
125
45
Conan, kesinlikle çocukluktaki Teksas Tommiks' ten sonra o deli Kimmeryalı' yı kim sevmez ki? Hırsızlıktan başlayıp, korsanlığa, ordu komutanlığından krallığa uzanan uzun çizgide keyifle okumuştuk maceralarını.
 

hüseyin aksakal

Onursal Üye
Çeviri & Balonlama
7 Eyl 2010
773
5,727
Kdz. Ereğli
KRALLARIN YOLU

Eskimiş bir yalanın parlak kabuğu; İlahi hak masalı –
Miras kaldı senin tacın, benimkinin bedeli kandı.
Tahtımı kazandım kan ve terimle, satmayacağım Crom adına,
Ne vadileri dolduran altın vaadine, ne cehennem tehdidine!

Ben bir savaşçıydım, büyük davullara vurup çağırdılar,
Gelsin diye atımın ayaklarının önüne altın tozları saçtılar,
İşte şimdi büyük bir kralım, insanlar izliyor beni,
Kadehim için ellerinde zehir, sırtım için hançerleri.

Görgü kurallarını, yaldızlı hile ve yalanı ben ne bilirim?
Ben ki çıplak toprak üstünde doğdum, göğün altında büyüdüm.
En kibar sözler, en bilgiç hileler yenik düşer geniş kılıçlar şarkı söyleyince
Saldırın ve ölün köpekler - bir erkeğim ben, bir kraldan önce.


Çeviri bana aittir.
 

hüseyin aksakal

Onursal Üye
Çeviri & Balonlama
7 Eyl 2010
773
5,727
Kdz. Ereğli
Sevgili Büyük Beyaz,
Teşekkür ediyorum. Nazik iltifatınız, daha fazla katkı vermeye zorluyor beni ama bu bilgisayar işlerinden pek anlamıyorum.
Emekleriniz, orta yaşlara merdiven dayadığımız bu günlerde, yeniden genç olmaya zorluyor bizi.
Şükranlarımı sunuyorum.
 

hüseyin aksakal

Onursal Üye
Çeviri & Balonlama
7 Eyl 2010
773
5,727
Kdz. Ereğli
BİR MEKTUP DA YAZARIN BABASINDAN
(Robert E. Howard'ın ölümünü anlatıyor)


Dr. Isaac. M. Howard’dan
H. P. Lovecraft’a,

Tarih: Temmuz 29, 1936
Bay H. P. Lovecraft
66 College Street
Providence, R.I.

Sevgili Bay Lovecraft:
Aslında oğlum Robert E. Howard’ın ölümünü başka bir kaynaktan duymuş olmanız mümkündür. Eğer duymadıysanız, 11 Temmuz 1936 sabahında, saat sekizde, annesinin yatağının başında tetikte beklediği üç haftanın ardından olanları anlatacağım, evden dışarı çıktı, garajın ilerisinde duran arabasına girdi, pencereleri kapattı ve beynine tek bir kurşun sıktı. Evin arka bölümünde duran aşçı, pencerede dururken arabasına girdiğini görmüş. Her zaman yaptığı gibi şehre gitme niyetinde olduğunu sanmış. Silahın boğuk sesini duyduğunda, direksiyon simidinin üzerine düştüğünü görmüş. Hemen koşarak evdeki doktora çağırmış. Doktor yemek odasında kahvesini içerken ben de onunla sohbet ediyordum. Arabaya atıldık ve onu bulduk. Önce merminin beynini geçtiği anda öldüğünü düşündük. Kendini alnının hemen üzerinden vurmuş, beyni geçen mermi, sol kulağının arkasından çıkmıştı. Sekiz saat daha yaşadı ve bir daha bilincini asla kazanamadı.
Bunu önceden öngördüğüm ve bildiğimden Howard’ı gözlüyordum, fakat annesi ölmeden önce kendine kıyacağını sanmıyordum. Bu olayın gerçekleşmesinden uzun saatler önceden beri annesi komadaydı. Evde sürekli olarak iki deneyimli hemşire ve doktorlar bulunuyordu. Ne bir doktora, ne de bana bir şey sormadı. Ancak bir hemşireye sadece annesinin bilincini kazanıp kazanamayacağını bilmek istediğini sormuş, o da kazanamayabileceğini söylemiş. Bunu ben bilmiyordum. Eğer bilmiş olsaydım, buna engel olabilirdim, çünkü şimdi biliyorum ki, aklındaki tek fikir annesinin ölümünü görmek istemeyişiydi.
Bir yıl önce, geçen mart ayında, Temple Texas’ta, King’s Daughters Hastanesi’nde annesi yeniden kötüleştiğinde, Dr McCelvey’in annesinin kurtulamayacağından korktuğu izlenimini edinmişti; benimle yaptığı iş hakkında konuşmaya başladı ve ben bunun anlamını bir kez daha anladım. Onunla böyle bir yoldan vazgeçirmeye çalışarak konuşmaya başladım fakat annesi iyileşmeye başladı. Çabucak toparlanmaya başladı, Robert neşelendi ve bir daha bu konu konuşulmadı. Bu yıl şubatta tekrar annesi çok hasta oldu ve San Angelo Texas’ta Shannon Hastanesinde birkaç gün boyunca hayatından umut kesildiği bir dönem yaşadı. San Angelo, buradan yüz mil kadar uzakta. Oğlum her gün San Angelo’dan eve arabayla gidip geldi. Bir akşam bana masasının üzerindeki büyük bir zarf içinde ne kadar küçük olursa olsun bir iş bulmamı isteyen dikkatle yazılmış bir not bıraktı. Bunu yapmaması için ona yalvardım, fakat o annesi gittikten sonra yaşamak niyetinde değildi.
Ay ilerledikçe, annesi bazı gelişmeler gösterdi. O bu durumun kalıcı bir iyileşme olarak süreceğini farz etti. Ben öyle olmayacağını biliyordum ama ondan sakladım. Ölmeden iki hafta önce hızla kötüleşti. Robert’e bu sırada korkunç bir endişe çöktüğünü gördüm. Onu takip ettim ve yakından gözledim ama annesi ölene kadar hiçbir şey yapacağını sanmıyordum.
Bunda yanılmışım, çünkü o asla annesinin ölümünü görme niyetinde değildi. Ölümünden önceki gece, neredeyse neşeli bir tutum takındı, benimle çok fazla ilgilenmiş gibi göründü, sanki benim bakımım için tasalanıyordu. O gece bana geldi ve kolunu dolayarak, “Neşelen, sen de aynı derecede değerlisin, her şeyin üzerinde fazla duruyorsun,” dedi. Beni ölüm niyeti konusunda tamamen yatıştırmıştı, Ancak ben daha sonra ne beklemem gerektiğini iyi biliyordum. Bilinci geri dönme belirtisi göstermeksizin 11 Haziran 1936’da, saat 04.00’te öldü. Annesi de bilincini kazanamadan otuz bir saat can çekişti.
Onları Texas Bronwood’da Greenleaf Mezarlığı’na defnettim. Tamamen birbirine benzeyen iki tabut seçtim. Olaydan bir hafta önce bir mezar yeri satın almıştı. Mezarlığın gizli bir köşesindeydi. Bu alışveriş tamamen kendi parası ile gerçekleştirilmişti.
Bu arsayı aldığında mezarcıya giderek bir iyiniyet anlaşması yapılıp yapılamayacağını bilmek istedi ve yapılabiliyorsa ilgilendiğini söylemiş. Mezarcıya, “Arsanın ne kadar hizmete hazır tutulacağını bilmek istiyorum, babam ve ben gideceğiz ve hiç dönmeyeceğiz,” demiş. Mezarcı Bay Bass, onun bir şeyler tasarladığını ve ikimizin de gideceğimiz izlenimini edinmişti, fakat beni öldürmek istediği görüşünde değilim, daha çok şokun beni öldüreceğini düşünüdüğüne kuşku yok, daktilo ile yazılmış son birkaç satırı da bunu gösteriyor. Bu satırlar kendisini vurduktan sonra kalça cebinde katlanmış bir pusula olarak bulundu. Satırlar şöyle:
Her şey geçti, her şey bitti,
Öyleyse cenaze ateşine koyun beni
Işıklar söndü, şölen bitti
Bu sözcüklerin alıntı mı, yoksa orijinal mi olduğunu bilmiyorum, fakat ölümünden hemen önce yazıldığına hiç kuşku yok.
Aklında ne olduğunu hiç bilmiyorum. Bunun tüm ailenin sonu olduğu şeklinde değerlendirdi, ‘Şölen’, evimizdeki sevginin otuz yılıydı. Robert beni harika bir sevgiyle sevdi. Arkadaşlığımı başka her şeyin üzerinde tuttu ve her fırsatta bir başkası yerine benimle birlikte vakit geçirdi; fakat nispeten seyrek yerleşimli bir ülkede, bir taşra doktoru ve pratisyen olmam nedeniyde zamanın çoğunda evimden uzakta kaldım, fakat evde bulunduğum zamanlarda erkekler, kadınlar, hayvanlar, açık havada yaşam, serüven, uzun ömürlü sınır adamlarının tarihi ve böyle şeyler hakkında zevkli tartışmalar gerçekleştirdik. O büyük bir okuyucu idi. Oturup onu dinlemek beni çok mutlu ederdi. Okuyarak tarih hakkında benim hiç olmadığım kadar çok bilgi edinmişti. Bu sonla sizi üzmek istemezdim, fakat nihayet şunu da söylemem gerek Bay Lovecraft, Robert sizin en büyük hayranınızdı. Sık sık sizin dünyanın en büyük esrarengiz hikayeler yazarı olduğunuzu söylerken duymuşumdur ve sizinle mektuplaşmak için büyük bir heves içindeydi. Sık sık bir gün sizi evimizde ağırlamayı umduğunu ifade ederdi, böylece o, annesi ve ben, sizi şahsen görüp tanıma imkânı bulacaktık. Robert, tüm esrarengiz hikayeler yazarlarına büyük ölçüde hayrandı, sık sık her birinden her birinden ayrı ayrı bahsederdi ve hepsine en yüksek hayranlığını dile getirirdi. Onların bir grup büyük adam olduğunu söyler, hepsine çok fazla hayranlık duyardı.
Bronwood’daki Howard Payne College yazdığı mektupları istedi. Eğer sizin için kabul edilebilirse, dosyaları arasında bulunan ve sizin ona yazdığınız bazı mektupları vereceğim, Mektupların içindekilerle ilgileniyorlar.
Kitapları Howard Payne College’e verildi ve Robert E. Howard Memorial Collection olarak anılacaklar. Bu öyle ayarlandı ki, arkadaşlarının da bir şeyler eklemesi mümkün olsun. Eğer bir el yazması ile katkıda bulunursanız, büyük takdir göreceksiniz.
Saygılarımla

Dr. I. M. Howard

Size tam olarak her şeyi içeren bir paket kağıt yolluyorum.
 

asical

Yeni Üye
26 Haz 2009
13
10
Vahşilikten olgunluğa oradanda imparatorluğa üstün zekası, aşırı gücü,sezgileri ve öngörüsü ile aşama aşama tırmanmıştır.E derginizin bir sayısında Conan eleştirileri yapan bir dostumuzun onu çok iyi analiz etmediğii ve hatta anlamadığını düşündürtmüştü.Yazmak bugüne kısmet oldu:)Emeklerinize teşekkür ederim.
 
Üst