Nana

kuriboh

Süper Üye
23 Ağu 2018
494
1,149
şu an dünya'da



4Qv1DI.jpg

hnNh9l.jpg

Yönetmen: Morio Asaka
Tür: Müzik, Dram, Romantizm
Stüdyo: Madhouse Studios
Yapım Yılı: 2006
Bölüm Sayısı: 47
Anime Puanı: 10/9.5


(Benim kişisel yorumum)
( müzik olarak"rock ve gönül" işlerini seviyorsanız kaçırmayın.)(kült bir yapımdır.)

İki farklı kişilik, iki farklı hayat…
Nana Komatsu, sürekli ilk bakışta âşık olan, karakteri zayıf bir kızdır. Birçok sevgili edinip genelde ortada bırakılarak ayrılan Nana, en ufak sorunu olduğunda yanına koşan yakın arkadaşı Junko’nun okuduğu sanat okuluna gitmeye karar verir ve burada Shoji ile tanışır. Kendi kendine kolay âşık olmayacağım diye direten Nana yine duygularına yenik düşer ve Shoji ile sevgili olurlar. Diğer erkek arkadaşlarına bakıldığında Shoji çok iyi birisidir ve Nana ona oldukça bağlanır. Fakat Shoji, Junko ve Junko’nun sevgilisi Kyosuke daha iyi eğitim alabilmek için Tokyo’ya taşınmaya karar verirler. Nana ise üçüne yük olmamak için gitmeyip, aksine bir sene para biriktirdikten sonra Tokyo’ya, Shoji’nin yanına gitmeye karar verir. Nitekim Nana, para biriktirmeyi başarır ve yaklaşık bir seneye yakın süre sonra Tokyo’ya gidip sevgilisine ve arkadaşlarına yük olmadan kendi ayakları üzerinde durabilmeyi amaçlar. Kaderin bir cilvesi olacak ki Tokyo treninde Nana Osaki’nin yanına oturur.

Nana Osaki, Nana Komatsu ile aynı yaştadır ve kurdukları rock-punk müziği yapan Black Stones (kısaca Blast) adlı gurubun vokalistidir. Grubunun gitaristi Ren ile büyük bir aşk yaşayan Nana, onunla yaşamaktadır. Fakat günün birinde Ren’e Japonya’nın en ünlü gruplarından biri olan Trapnest’te boşalan gitarist mevkisi için teklif gelir. Ren’de zor bir karar olsa da başta Nana ve diğer Blast gurubundaki arkadaşlarını geride bırakarak kariyer için Tokyo’ya gitmeye, Trapnest üyesi olmaya karar verir. Aslında Ren Nana’nında kendisi ile beraber gelmesini ister ama Nana Osaki sürekli Ren’in gölgesinde yaşamayı gururuna yediremez ve o da Blast ile kendi ayakları üzerinde durmaya, kendi ününü kendi yaratmaya karar verir. Yaklaşık iki sene sonra Nana’da Tokyo’ya gitmeye karar verir ve trende Nana Komatsu ile tanışır.

İkili yol boyunca sohbet ederler ve trent Tokyo’ya vardığında yolları ayrılır. Çok geçmedense ikilinin yolları bir daha kesişir çünkü iki Nana’da 707 numaralı apartman dairesini tutmak istemektedir. Böylelikle ikisi belki de birbirlerini bir daha hiç görmemeyi umuyorken ev arkadaşları oluverirler ve romantizmle dolu bir macera başlamış olur.

Nana’nın konusu kısaca anlattığım gibi ister tesadüf deyin, ister kader aynı adı taşıyan iki kızın tanışıp aynı apartman dairesinde yaşayarak birbirlerine giderek ısınmalarını, birer dost olmalarını konu alıyor. Nana serisi toplam 47 bölümden oluşuyor ve 47 bölüm boyunca iki Nana’nın da hayatlarına, geçmişlerine, duygularına, hüzün ve sevinçlerine tanık oluyoruz. İçerik ve atmosfer bakımından seri çok iyi ilerliyor ve izleyenini asla sıkmıyor. Genel olarak Nana dram içerikli olsa da komedi unsurları da elbette karşımıza çıkmıyor değil. Görsel olarak ise Nana şahane bir yapım. Seriyi daha da şahane yapan ise şüphesiz müzikleri oluyor. Başta Rose parçası olsun, A Little Pain, Starless Night ve diğer tüm parçalar şu ana kadar bir animede dinlediğim en iyi parçalar diyebilirim. Kısacası hem içerik hem görsel hem de işitsel olarak Nana çok ama çok iyi bir anime.

Aslında Nana’ya 10 üzerinden 10 puan vermek istedim. Zaten yarım puanı da seri yarım olmasa da birkaç soru işareti ile bittiğinden dolayı kırdım. Fakat bunun sebebi de aslında mangasının daha devam etmesi. Bu arada, resmiyet kazanmasa da manga bittikten sonra seriye ikinci bir sezonun gelme ihtimali de bir hayli yüksek. Sonuç olarak eğer kaliteli ve vurdu kırdı içermeyen bir anime arıyorsanız, hatta aramıyorsanız bile Nana’yı kaçırmamanızı tavsiye ederim.
https://www.youtube.com/watch?v=OgS_55b3W6o
 
Üst