Bursa, Tirilye, Cumalıkızık, Gölyazı, Antalya Turu (2)

hadon

Onursal Üye
Çeviri & Balonlama
10 Mar 2010
3,056
9,085
Kastamonu
Allahtan ki artık sayısal teknoloji gelişti de fotoğraf makinelerinde film kullanmak zorunda kalmıyoruz: Yoksa bu Gölyazı denilen yere gittiğimizde film ve banyo parasına güç yetiremezdik. Kafanı çevirdiğin her yerde bir başka kare... Gözünü kapatıp, makineyi sağa sola döndürerek, rastgele deklanşöre bas, yeter!

Yukarıda yazdığım girizgahı bir reklam yazısı olarak kabul edin; çünkü, hem abartılı hem de objektif bir gözleme dayanmıyor. Gölyazı'da, gözünüze hoş görünenler kadar moralinizi bozacak şeyler de var. Artık gazetecilik yapmadığım için çirkin bulduklarımın fotoğraflarını çekmedim tabii ki. Ama oraya gitmeye niyetlenirseniz, bu harikulade doğa parçasının adeta bir işporta tezgahı üzerinde nasıl pazarlandığını görmeye hazırlanın. Ayrıntı yazmıyorum; durduk yerde kavga çıkarmaya gerek yok.

Köye girerken, araçlar için büyük park yerleri ve köye araçla girmenin yasak olduğunu belirten tabelalar göreceksiniz. Buna bakıp, "Oh! Şöyle rahat rahat gezeriz!" diye heveslenmeyin; Gölyazı'da da her yerde olduğu gibi arabadan geçilmiyor. Çünkü bizim insanımız ne kadar önemli bir adam olduğunu gösterme fırsatını, ancak arabayla girmenin yasak edildiği yerlerde buluyor. Yasak sadece sıradan fanilere söker... Hey yavrum hey!..

Bir de, bardağı bir liraya karadut suyu satan teyzeden bahsetmek istiyorum. Benim gibi "Anam!.. Ne kadar da ucuz!" diye saldıranların hiçbiri, ahududu ve karadut aromalarını ayırt edemiyor sanıyorum. Çünkü, benden başka hiç kimse, "Teyze, bunu karaduttan yaptıysan niye ahududu aromalı öksürük şurupları gibi kokuyor?" diye sormadı.



























































 
Üst