ertuğrul
Admin
- 5 Nis 2009
- 24,851
- 137,143
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
Çizgi roman seven herkese,
iyi okumalar dilerim.
Akbulut Kaan Ceylan Yayınları Haftalık Mecmua Sayı 52 - Semerkant Emiri
- Konuyu Başlatan ertuğrul
- Başlangıç tarihi
Çizgi roman seven herkese,
iyi okumalar dilerim.
yine samim utkun üstadın çizdiği bir kapak hem güzel hem ilginç, ecnebi askerlerin erkekleri bile inadına dekolte giyiyorlar, bizim ki ne güzel alttan tayt giymiş, bazı sayfaların siyah beyaz bazılarının ise renkli olması ayrı bir hava vermiş,çok teşekkürler üstadım
profesör
#
- 12 Şub 2010
- 15,006
- 543,755
Akbulut Kaan'ın hem çizgi roman severlerin ve koleksiyonerlerin gözdesi olmasında büyük boy dergi kapaklarının Samim Utkun güzelliğiyle donatılmış olmasıdır bence.
Ceylan Yayınları sadece bu kapaklarda, Suat Yalaz'ın kimi Karaoğlan serilerinde yapmış olduğu kapaklarda kapak sahnesiyle ilgili yazılar koymak tarzını benimsemiştir
Bunun sebebi ise, Karaoğlan'la rekabet duygusu olsa gerektir.
Hariak paylaşımı, harika bir tarama düzenleme ile sunan sevgili komutana teşekkür ve saygılarımı sunuyorum.
Ceylan Yayınları sadece bu kapaklarda, Suat Yalaz'ın kimi Karaoğlan serilerinde yapmış olduğu kapaklarda kapak sahnesiyle ilgili yazılar koymak tarzını benimsemiştir
Bunun sebebi ise, Karaoğlan'la rekabet duygusu olsa gerektir.
Hariak paylaşımı, harika bir tarama düzenleme ile sunan sevgili komutana teşekkür ve saygılarımı sunuyorum.
sarkomer
Yönetici
- 18 Ağu 2009
- 13,336
- 302,175
Seride kalan 14; evet toplam 76 sayıdan geriye paylaşılacak sadece 14 sayı kaldı...
İnşallah onlar da en kısa zamanda tamamlanır.
Merak işte; bu kez de "kazırgan" kelimesinin ne anlama geldiğini merak ettim ve benim gibi merek edenler için anlamını aşağıya not düştüm. Bizler bir taraftan çizgi romanları okuyup keyif alırken, bir taraftan da bilgi dağarcığımızı naçizane genişlettik. Gerçi yıllarca zararlı olduğu gerekçesiyle gizli kapaklı okuduk ama hiç bir zararını da görmedik. Demek ki büyükler her zaman haklı olmuyormuş. Bugün de bizler büyüğüz ve çocuklarımız var (kıssadan hisse).
"Kazırgan sözcüğü Türk ve Altay halk inancında ve mitolojisinde Cehennem Çukuru anlamında kullanılır. Kötü ruhların doğruluğa gelmesi için, geçici bir süre kaldığı ateş çukurudur. Kazımak ve kazık sözleri ile aynı kökten gelir."
Neyse uzattım galiba;
özür diliyor bu harika paylaşım için yürekten teşekkür ediyorum.
Saygılarımla...
İnşallah onlar da en kısa zamanda tamamlanır.
Merak işte; bu kez de "kazırgan" kelimesinin ne anlama geldiğini merak ettim ve benim gibi merek edenler için anlamını aşağıya not düştüm. Bizler bir taraftan çizgi romanları okuyup keyif alırken, bir taraftan da bilgi dağarcığımızı naçizane genişlettik. Gerçi yıllarca zararlı olduğu gerekçesiyle gizli kapaklı okuduk ama hiç bir zararını da görmedik. Demek ki büyükler her zaman haklı olmuyormuş. Bugün de bizler büyüğüz ve çocuklarımız var (kıssadan hisse).
"Kazırgan sözcüğü Türk ve Altay halk inancında ve mitolojisinde Cehennem Çukuru anlamında kullanılır. Kötü ruhların doğruluğa gelmesi için, geçici bir süre kaldığı ateş çukurudur. Kazımak ve kazık sözleri ile aynı kökten gelir."
Neyse uzattım galiba;
özür diliyor bu harika paylaşım için yürekten teşekkür ediyorum.
Saygılarımla...
profesör
#
- 12 Şub 2010
- 15,006
- 543,755
"Kazırgan sözcüğü Türk ve Altay halk inancında ve mitolojisinde Cehennem Çukuru anlamında kullanılır. Kötü ruhların doğruluğa gelmesi için, geçici bir süre kaldığı ateş çukurudur. Kazımak ve kazık sözleri ile aynı kökten gelir."
Karaoğlan'daki küfürlerden birisi " Kazırgan otağın olsun!"
Tarihi çizgi romanlar sayesinde az şey öğrenmedik
ihtiyardost
Onursal Üye
Bu gece o kadar güzel paylaşımlar yapılıyor ki,
yetişebilmek mümkün değil. Gecenin ve diyarın
kahramanlarından biri olan sevgili Ertuğrul'a
teşekkürler...
yetişebilmek mümkün değil. Gecenin ve diyarın
kahramanlarından biri olan sevgili Ertuğrul'a
teşekkürler...
bes5uc3
Süper Üye
Akbulut Kaan'ın kapak resimleri de değerli Samim Utkun çizerliğinde çok al ve oku, benili olmuştur.
Ne zaman Karaoğlan ve Akbulut'tu olan bu ikiliyi yan yana ansak, Sn. Eğeli ve Sn, Yalaz tartışmasını Karaoğlan'dan edindiğimiz haber ve haklılıklar kadarla, belleğimizde yankılanmaktadır.
Fakat Akbulut Kaan'da giderek kendi uslubunu da tutturmuştur. Akbulut sahneye konarken Akbulut imtiyaz sahipleri sn.Yalaz'la barış çubuğu içseydi uslup seyri,Yalaz deneyiminden ilhami bir katkı yardım ışığında, Akbulut içerik bütünlüğü daha seçkin bir konuma gelebilirdi.
Öyle olmadığından; çok arzulamış ta olsam, seri kendi devamını getiremedi. Bir Karaoğlan yarısı kadar dahi uzun soluklu olamadı.
Buğra tarzı Rodi tarzı gibi ilgi çekici beğeni oluşla hayli oturmuştu bence. Yazarı ve çizeri çok değişken olmakla yazar çizerdeki süreklilik anıklığında kopmalar yapmasından olsa gerek, Akbulut hamulesi okunması esnasında ilk AKBULUT DERGİSİNE GÖRE SONRAKİ Akbulut mecmuası içeriğindeki yalın kalmışçasına izlenimi veren bir duyguyu hep taşımışımdır.
Bir Akbulut öyküsündeki anlatım, diğer bir Akbulut öyküsündeki anlatımında farklı kırılmalar yapmakla; bir önceki Akbulut tasavvuru edinimli okumalar ruh hali kazanımınız bir sonrasındaki macera okumanızda kopmakla, Akbulut serilerindeki devamlılıkta kırılmaktadır. Buna rağmen farklılıkları da, sanki o haliyle devam edecek olan ayrı bir Akbulut güzelliği oluşla sizde yer etmektedir.
Ben şahsen Nejat Erhan öykü ve yumuşak kalem çizerliğini daha iyi benimsemiştim. Bu benimseme nedenle diğer Akbulut serüvenli öykü ve çizimleri takip ettiğimi bilmekteydim. Belki de Nejat Erhan yazıp çizerliği ilk algı olmanın avantajıydı...
Değerli Ertuğrul'a bu müstesna katkısı için teşekkür ederim.
Ne zaman Karaoğlan ve Akbulut'tu olan bu ikiliyi yan yana ansak, Sn. Eğeli ve Sn, Yalaz tartışmasını Karaoğlan'dan edindiğimiz haber ve haklılıklar kadarla, belleğimizde yankılanmaktadır.
Fakat Akbulut Kaan'da giderek kendi uslubunu da tutturmuştur. Akbulut sahneye konarken Akbulut imtiyaz sahipleri sn.Yalaz'la barış çubuğu içseydi uslup seyri,Yalaz deneyiminden ilhami bir katkı yardım ışığında, Akbulut içerik bütünlüğü daha seçkin bir konuma gelebilirdi.
Öyle olmadığından; çok arzulamış ta olsam, seri kendi devamını getiremedi. Bir Karaoğlan yarısı kadar dahi uzun soluklu olamadı.
Buğra tarzı Rodi tarzı gibi ilgi çekici beğeni oluşla hayli oturmuştu bence. Yazarı ve çizeri çok değişken olmakla yazar çizerdeki süreklilik anıklığında kopmalar yapmasından olsa gerek, Akbulut hamulesi okunması esnasında ilk AKBULUT DERGİSİNE GÖRE SONRAKİ Akbulut mecmuası içeriğindeki yalın kalmışçasına izlenimi veren bir duyguyu hep taşımışımdır.
Bir Akbulut öyküsündeki anlatım, diğer bir Akbulut öyküsündeki anlatımında farklı kırılmalar yapmakla; bir önceki Akbulut tasavvuru edinimli okumalar ruh hali kazanımınız bir sonrasındaki macera okumanızda kopmakla, Akbulut serilerindeki devamlılıkta kırılmaktadır. Buna rağmen farklılıkları da, sanki o haliyle devam edecek olan ayrı bir Akbulut güzelliği oluşla sizde yer etmektedir.
Ben şahsen Nejat Erhan öykü ve yumuşak kalem çizerliğini daha iyi benimsemiştim. Bu benimseme nedenle diğer Akbulut serüvenli öykü ve çizimleri takip ettiğimi bilmekteydim. Belki de Nejat Erhan yazıp çizerliği ilk algı olmanın avantajıydı...
Değerli Ertuğrul'a bu müstesna katkısı için teşekkür ederim.
Son düzenleme:
