Geleceğe dönüş (Back to the Future) film serisi..

[grifit]

Geleceğe Dönüş(Back to the Future) filminin en eğlenceli sahnesi olan, Marty McFly'ın(Michael J. Fox) gitarı eline alarak, tüm salonu coşturduğu meşhur sahne..

M. J. Fox'un playback yapmadan, kendi sesiyle canlı performans sergilemesi ve gitar solosunun kendine ait olması ise apayrı bir heyecan.

Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için Giriş yap veya üye ol.

Ohh, Yeah!!!.. ​

 

[''Yiğit'']

Aklıma geldikçe 3lemeyi izlerim, çok güzel bir seriydi hiç sıkmıyor..

 

[Baltimora]

"Geleceğe Dönüş"ün 2007'de, ABD Kongre Kütüphanesi tarafından; kültürel, tarihi ve estetik açıdan önemli filmler arasında seçilerek, ABD Ulusal Film Arşivinde muhafaza edilmesine karar verilmesi, onun ne kadar başarılı bir yapıt olduğunun en büyük göstergesidir. Seri'nin diğer iki filmi şu an bu payeye erişemese de ilerleyen yıllarda erişeceklerine eminim.

 

[gurselileri]

Üçü de film arşivimin en değerli parçalarından... Defalarca izledim... İnşallah yine izleyeceğim... Hiç bıktırmıyor, keyifle izleniyor... Gerçek bir başyapıt...

 

[SenSei]

Benim de çok keyif alarak izlediğim bir trilogy. En üzüldüğüm nokta Michael J. Fox'un hastalığından ötürü çok erken sinemaya veda etmiş olmasıdır. Son olarak Chaos City'de aktörlüğünü konuştursa da çok yazık oldu maalesef.

 

[hadon]

Ben de, bunun gibi bazı filmleri defalarca kez izlediğimi söylemeye utanıyordum. Meğerse çok kişi benim gibiymiş...

Benim en çok izlediğim film ise bir Türk filmidir... Biraz ipucu vereyim, bakalım hatırlayabilecek misiniz:

Yönetmen Atıf Yılmaz...

Baş rollerde: Şener Şen, İlyas Salman, Şevket Altuğ, Yaprak Özdemiroğlu...

Konu, Osmanlı'nın son döneminde, Galata'da geçiyor...

Bir Polis karakolu, bir genelev, bir meyhane...

İpucu bu kadar...

 

[omarsoydas]

Çok sevdiğim bir üçleme... Ara ara oturur izlerim hala...​

 

[Baltimora]

Ben de, bunun gibi bazı filmleri defalarca kez izlediğimi söylemeye utanıyordum. Meğerse çok kişi benim gibiymiş...

Benim en çok izlediğim film ise bir Türk filmidir... Biraz ipucu vereyim, bakalım hatırlayabilecek misiniz:

Yönetmen Atıf Yılmaz...

Baş rollerde: Şener Şen, İlyas Salman, Şevket Altuğ, Yaprak Özdemiroğlu...

Konu, Osmanlı'nın son döneminde, Galata'da geçiyor...

Bir Polis karakolu, bir genelev, bir meyhane...

İpucu bu kadar...

Sevgili Hadon, bu tarz klasik filmlerin modası asla geçmediğinden defalarca kez izlenmesi gayet doğaldır. Zira klasikleşmiş eserler, üzerinden onca zaman geçmesine rağmen değerini yitirmeyen, türünde örnek olarak görülen yapıtlardır..

Sorduğunuz sorunun cevabına gelince;

İpin ucu bence fazla kaçmış, filmin bir tek adını söylememişsiniz.

Ama gene de bilmiyenler için yazmakta fayda var; 1983 yapımı "Şekerpare" filmi diyelim..

 

[duvarsürüngeni]

Çok büyük hayranı olduğum bir seri. Yine de insan Marty'i canlandıran Michael J. Fox'un hastalığına üzülmeden duramıyor.

 

[Baltimora]

Çok büyük hayranı olduğum bir seri. Yine de insan Marty'i canlandıran Michael J. Fox'un hastalığına üzülmeden duramıyor.

Maalesef oldukça genç bir yaşta parkinson'a yakalandı.

2000 yılında hastalığının ilerlemesi üzerine mesleğinden emekli olan eski oyuncu, hastalığına çare bulmak ve halkı bilinçlendirmek için Michael J Fox Vakfı’nı kurarak kendisini bu hastalıkla mücadeleye adadı.

Allah acil şifalar versin...

 

[Doktor Kim]

Geleceğe Dönüş serisi

Sevgili dostlar; ben de sinemada zevkle izleyenlerdenim.

Serinin üç filmini de sinema bölümüne eklemeye çalışacağım.

Çoğu BK olmak üzere 1000'den fazla film var arşivimde...

 

[çizgisayar]

Benim de çok keyif alarak izlediğim bir trilogy. En üzüldüğüm nokta Michael J. Fox'un hastalığından ötürü çok erken sinemaya veda etmiş olmasıdır. Son olarak Chaos City'de aktörlüğünü konuştursa da çok yazık oldu maalesef.

Michael'in hastalığını merak etmedim de değil..

 

[enigma23]

Benim de en sevdiğim film serilerinden biridir ama bence Michael J. Fox'un başrolde olması filme bayağı bir katkı yapmış. Başkası olsa nasıl olurdu hiç merak etmiyorum doğrusu.
Bir de youtube'da dönen bazı videolarda serinin 4. filmi gelecek gibi haberler var ne kadar doğrudur acaba bilen var mı?

 

[hadon]

...İpin ucu bence fazla kaçmış, filmin bir tek adını söylememişsiniz.

Ama gene de bilmiyenler için yazmakta fayda var; 1983 yapımı "Şekerpare" filmi diyelim..

Tebrikler Sevgili Baltimora, doğru yanıt!...

Birçok şeyi kafamızda önyargıyla yanlış etiketlediğimiz için, gerçekten değerli pek çok şeyi ıskalıyoruz. Örnek kolay:

Reşat Nuri Güntekin...
Peyami Safa...
Ömer Seyfettin...

Üçü de dünya çapında yazar. Ancak, onların seviyesini rüyalarında bile göremeyecek bir sürü yazar bizde, sırf yabancı bir isme sahip oldukları için "Allame-i Cihan" katında kabul görürken, bu yazarların esamesi bile okunmuyor. Çünkü bütün referanslarımız yabancı kaynaklı. Batılı, kendinden olmayanı asla kolay kolay kabullenmiyor. Hele ki ona sahip çıkıp, kendilerine ısrarla anlatan birileri mevcut değilse... Yabancıların (+) işareti koymadığı bir yazar da bizim kafamızda hemen "ikinci sınıf" olarak etiketleniyor.

Şekerpare'de, aynısı değil ama buna benzer bir durum var. İnsanlar bu filmi sevdiğimi söyleyince önce şaka yaptığımı düşünüyor. Gülümseyerek yüzüme bakıyor. Ben, Atıf Yılmaz ve Şener Şen isimlerini söyleyerek kafalarındaki "80'li yılların güldürü filmleri" etiketini değiştirmelerini sağlamaya çalışıyorum. Genellikle de işe yarıyor.

Ama bu konudaki en çarpıcı örnek Tosun Paşa filmi. Bu filmi beğendiğimi söyleyince "Hadi len!" diyenler bile çıkıyor. Ama Tosun Paşa'nın senaryosunu Nazım Hikmet'in yazdığını söyleyince, az önce "Hadi len!" diyenin suratı allak bullak oluyor... Çünkü kafasındaki o filme ait etiket, "Büyük Ozan"ın etiketiyle hiç uyuşmuyor...

Neyse çok uzattım... Gene ukalalığın dozu kaçtı, yazı Gılgamış Destanı'na döndü. Okuyabilene aşkolsun...

 

[Baltimora]

Tebrikler Sevgili Baltimora, doğru yanıt!...

Birçok şeyi kafamızda önyargıyla yanlış etiketlediğimiz için, gerçekten değerli pek çok şeyi ıskalıyoruz. Örnek kolay:

Reşat Nuri Güntekin...
Peyami Safa...
Ömer Seyfettin...

Üçü de dünya çapında yazar. Ancak, onların seviyesini rüyalarında bile göremeyecek bir sürü yazar bizde, sırf yabancı bir isme sahip oldukları için "Allame-i Cihan" katında kabul görürken, bu yazarların esamesi bile okunmuyor. Çünkü bütün referanslarımız yabancı kaynaklı. Batılı, kendinden olmayanı asla kolay kolay kabullenmiyor. Hele ki ona sahip çıkıp, kendilerine ısrarla anlatan birileri mevcut değilse... Yabancıların (+) işareti koymadığı bir yazar da bizim kafamızda hemen "ikinci sınıf" olarak etiketleniyor.

Şekerpare'de, aynısı değil ama buna benzer bir durum var. İnsanlar bu filmi sevdiğimi söyleyince önce şaka yaptığımı düşünüyor. Gülümseyerek yüzüme bakıyor. Ben, Atıf Yılmaz ve Şener Şen isimlerini söyleyerek kafalarındaki "80'li yılların güldürü filmleri" etiketini değiştirmelerini sağlamaya çalışıyorum. Genellikle de işe yarıyor.

Ama bu konudaki en çarpıcı örnek Tosun Paşa filmi. Bu filmi beğendiğimi söyleyince "Hadi len!" diyenler bile çıkıyor. Ama Tosun Paşa'nın senaryosunu Nazım Hikmet'in yazdığını söyleyince, az önce "Hadi len!" diyenin suratı allak bullak oluyor... Çünkü kafasındaki o filme ait etiket, "Büyük Ozan"ın etiketiyle hiç uyuşmuyor...

Neyse çok uzattım... Gene ukalalığın dozu kaçtı, yazı Gılgamış Destanı'na döndü. Okuyabilene aşkolsun...

Estafurullah!.. Sevgili Hadon yazdıklarınızı büyük bir beğeni ile okudum ve size tamamen katılıyorum. Bence bu konu hakkında az bile yazmışsınız.. Bu arada bu konu hakikaten Freudluk bir vaka!!!..

 

[Baltimora]

Üçlemenin çevrilmesinin üzerinden yaklaşık çeyrek asır geçmesine rağmen, hala popülerliğini koruyor.. Aşağıdaki karikatürü sizlerle paylaşmak istedim..

 

[Şükrü]

Üçlemenin çevrilmesinin üzerinden yaklaşık çeyrek asır geçmesine rağmen, hala popülerliğini koruyor.. Aşağıdaki karikatürü sizlerle paylaşmak istedim..

Özer Aydoğan'ın karikatürü diye düşünüyorum. Özer back to the future'u
unutturmamaya çalışan bir havaya sahip bence. Çünkü Geleceğe Dönüş'le
ilgili çok fazla karikatürü var. Zaman zaman çiziyor.

Bir de bir arkadaş 4. film ile ilgili bir havadis var demiş.
Bu haberlerin hepsi asparagas. Michael J. Fox 4. filmi çekmek
isteseydi çoktan çekerdi. Asıl sorun çekememesi. Parkinson
hastalığı kötüydü. Zaten 3. filmin sonunda biz bu seriyi
bitiriyoruz dediler kısaca. Peki çekilse izlenmez mi?
Kölesi bile olurum vallahi.

Son döneme gelelim. "Michael J. Fox Show" adında bir dizi
bu yıl başlamış durumda.

Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için Giriş yap veya üye ol.

Galiba ilk sezon bitti. Fakat dizimag 4. bölümden sonrasını
çevirmedi. ühühüh İnşallah 1 sezonda bitmez. Dizimag de
rating yok diye koymuyor galiba.

Dizide parkinson hastalığı yüzünden haber sunuculuğunu
bırakmış Michael Henry rolünü Michael J. Fox oynuyor.
Fakat beni gülmekten öldürmesine rağmen nedense
beğeni çok yüksek değil İlk izlediğimde yabancı
dizilere ne zamandır gülmediğimi hatırladım.​

Hadi iyi günler

 

[Baltimora]

Özer Aydoğan'ın karikatürü diye düşünüyorum. Özer back to the future'u
unutturmamaya çalışan bir havaya sahip bence. Çünkü Geleceğe Dönüş'le
ilgili çok fazla karikatürü var. Zaman zaman çiziyor.

Bir de bir arkadaş 4. film ile ilgili bir havadis var demiş.
Bu haberlerin hepsi asparagas. Michael J. Fox 4. filmi çekmek
isteseydi çoktan çekerdi. Asıl sorun çekememesi. Parkinson
hastalığı kötüydü. Zaten 3. filmin sonunda biz bu seriyi
bitiriyoruz dediler kısaca. Peki çekilse izlenmez mi?
Kölesi bile olurum vallahi.

Son döneme gelelim. "Michael J. Fox Show" adında bir dizi
bu yıl başlamış durumda.

Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için Giriş yap veya üye ol.

Galiba ilk sezon bitti. Fakat dizimag 4. bölümden sonrasını
çevirmedi. ühühüh İnşallah 1 sezonda bitmez. Dizimag de
rating yok diye koymuyor galiba.

Dizide parkinson hastalığı yüzünden haber sunuculuğunu
bırakmış Michael Henry rolünü Michael J. Fox oynuyor.
Fakat beni gülmekten öldürmesine rağmen nedense
beğeni çok yüksek değil İlk izlediğimde yabancı
dizilere ne zamandır gülmediğimi hatırladım.​

Hadi iyi günler

Bu çok özel bilgiler için teşekkürler sevgili Şükrü kardeşim..

O zaman ben de bir karikatür daha paylaşayayım..​

 

[Baltimora]

Dünyaca ünlü filmin perde arkasından bir kaç kare..