Spor Sergi Sarayı’nı (sonradan Lütfi Kırdar Kongre Merkezi oldu) ve Dawkins’i unutmak mümkün mü? Sürekli skor üreten, ribaunt alan, asist yapan, kısaca 80’li yıllarda Galatasaray’ın kazandığı şampiyonluklarda kankisi Michael Scearce (Maykıl Skörs) ile beraber büyük pay sahibi olan ABD’li siyahi basketbolcumuzdu. “Keçi sakalı” bırakıp, 13 no’lu formayı giyerdi. En büyük özelliği geriye bir adım atarak şut atmasıydı, dolayısı ile hiç blok yemezdi. Rakip oyuncular onu 10-15 sayıda tutunca maçı kaybetseler de, sevinirlerdi.
İlk kez gerçekleştirilen 1984-85 Cumhurbaşkanlığı finalinde, Fenerbahçe’ye karşı oynanan ve ilk yarısını 19 sayı geriden kapatılan maçtaki süper geri dönüşümdeki payı unutulmazdır. Herkes kupayı Fenerbahçe’nin aldığını düşünürken sarı-kırmızılılar müsabakadan 85-84’lük skorla galip ayrılacak ve kupayı Fenerbahçeli Cumhurbaşkanı Kenan Evren’in elinden alacaktı. Kenan Evren’in kupayı verdiği anki bozulmuş suratını asla unutamam. Paul Dawkins işte böyle imkansız gibi görülecek maçlara imzasını atmış ve tüm Galatasaraylılar için çok özel bir yere sahip basketbolcuydu.