Lami Tiryaki
Onursal Üye
- 21 Nis 2009
- 513
- 3,729
Eh, ne demiştik Crest Of A Knave başlığında; sırada Rock Island var. O da geldi işte.
Rock Island Türkiye'de ilk basıldığı zamanlarda TRT-3'den tanıtımını dinlemiştim. Parçanın açılışında yeralan synthesizerla yaratılan gizemli hava, anlık çarpmıştı beni, bu gün gibi hatırlarım. Anderson'un flütü o gizemli havanın içine öylesine güzel yedirilmiş, ki bir çizgi romansever olarak maceraya akıp gitmemeniz mümkün değil.
Parça "savage night on a misty island" diye başlıyor. "Lights wink out in the canyon walls" diye devam ediyor. Ne çarpıcı bir giriş! "Two old boys in a stolen racer" diye devam eden parçanın, ıssızlık ve yalnızlık adalarımızı yüzümüze vuran müthiş bir sosyal iğneleme havası var. Hala aynı hislerle dinliyorum. E devamında Another Christmast Song varki kafa parça hani. The Whaler's Dues, Strange Avenues filan aynen Crest Of A Knave'deki "yeni Tull" hava devam edip gidiyor.
Ian Anderson'un böyle mesajlı ve de öykülü hikayeleri anlatan tarzı olsun, sesi olsun insana film izliyormuş havası veriyor. Ben çok hoşlanarak dinliyorum. Rock Island'ı psikolojik tahlilini bir kenara bırakıp "Hazine Adası" kıvamında da dinleyebilirsiniz. Ian Anderson'un buna çok uygun bir ses tonu var. Tabii "klasik Anderson'cular" bu yeni "Tekno Tull"dan pek hazzetmiyor ama ben onları 80'ler dönemiyle tanıdım ve sevdim. Şimdi plaklarını da rafıma müthiş bir hazla koyuyorum.
80'lerdeki öğrencilik yıllarımda bazen öğlen yemeği yemeyip arttırdığım paralarla aldığım kasetlerin şimdi yanlarına plaklarını da koymak inanın başka bir keyif. Nostalji filan değil bu. Hala analog müzik keyfini sürmek beni adeta zamanda sabit tutuyor. Bunu da plaklarıma borçluyum. İyiki yapmışım koleksiyonumu.
Selamlar
Lami Tiryaki
Moderatör tarafında düzenlendi: