[hggurak]

Tan gazetesinden daha önce, Haldun Simavi'nin kurucusu olduğu
Günaydın gazetesi grubu tarafından yayımlanan bir de "OKEY" gazetesi vardı.

Sadece 4 sayfadan ibaret olan gazete, yarı açık kadın
resimlerinin yanısıra, ilginç haberleriyle dikkat çekiyordu.
300.000 civarı tirajı olan gazetede Ustura Kemal adlı çizgi roman,
cinsel objeler içeren hikayeler ve arkadaş arama bölümleri vardı.

"Boşvermişlerin gazetesi" sloganıyla yayınlanan gazetenin
22 Aralık 1973 tarihli nüshasının görüntüsü:

[Baltimora]

Alıntı: Ray Luca´isimli üyeden Alıntı

Esasında Bulvar Gazetesi Tan'dan önce yayın hayatına başlamıştır.
(Şimdi baktım 10 Ocak 1982'de kurulmuş.)
Lâkin Bulvar ilk yıllarında Tan gibi işi abartmamıştır.
Adı üzerinde bir bulvar gazetesi formatında olmasına rağmen nispeten biraz daha gazeteye benzerdi. Hatta bir sürü ansiklopedi, öğrenciler için küçük kitapçıklar falan verirdi ki hâlâ bir kaç tanesi bende vardır bu kitapçıkların ve ansiklopedilerin.
Sonradan baktılar Tan çok satılıyor, onlar da işin suyunu çıkardılar herhalde.

Benim çocukluğumda okuduğum ve evimize giren Bulvar gazetesi buydu işte.. O zamanlar ailecek okunabilir bir gazeteydi; verdiği içi çizgiroman dolu Bulvar Dergisi ekine bayılırdım. Gazetenin Ilıcaklar'ın elinden çıkıp "tek elle okunan gazete" kategorisine girmesiyle, bu gazete ile ilgili tüm alakamızı kesmiştik.

[hozkoca]

TAN Gazetesindeki Orhan Dündar & Erhan Dündar resimleri ile süslenen çizgi romanlar da çok güzeldi. Örnek : "Patrona Halil". Bu ve bunun gibi eserleri Çizgidiyarı'mızda inşallah yakınlarda görürüz...

[Motion]

[Baltimora]

Alıntı: Motion´isimli üyeden Alıntı

"Nurcihan'ın Çamaşırları ve Diğer Meseleler", Murat Toklucu'nun olağanüstü arşiv çalışmasıyla oluşturduğu "Zihinler Altında 20.000 Fersah" maratonunun ikinci etabı. Aklı hâyâli zorlayan asparagas haberlerden 7/24 komünist avcılığına, dansçı ayılardan sakallı bebeğe, "sülün endamlı kız" fantezilerinden ahlak bekçiliğine…
Her şey bu kitap da...

80'lere ait hatta tüm Türkiye'nin "asparagas haberler" panoramasına ait bir çok başlık çıkar "Çizgi Diyarı"na bu kitapdan! (Bir önce ki kitabı da almak lazım çünkü ikisi takım...)
Sevgili "Baltimora"ya duyurulur!

Kitabı telefonuma kaydettim, ilk fırsatta alıp okuyacağım. Bu arada Remzi Taşkıran'ın hayatından herkesin payına çıkacak mesajlar var. Ben de duygulanarak izledim. Her şey için teşekkürler sevgili dostum.

[Lichtenberg]

Alıntı: scanfan´isimli üyeden Alıntı

Bir de 1935-1945 yılları arasında yayımlanmış sol eğilimli ünlü bir Tan gazetesi daha vardı, bu iki Tan gazetesini karıştırmamak lazım. Zekeriya ve Sabiha Sertel'in çıkarttığı ilk Tan gazetesi 2. Dünya Savaşı boyunca Nazi Almanyası karşıtı bir tutum aldığı ve SSCB yanlısı bir yayın politikası izlediği için Komünist damgası yemiş ve yapılan yoğun antipropaganda ve kışkırtma ile 4 Aralık 1945'te matbaası basılıp yağmalanmış, baskı makineleri tahrip edilmişti. Diğer sol eğilimli yayınlar da yağmadan nasiplerini aldılar. Tarihte "Tan Olayı" olarak anılan bu olaydan sonra Sovyetler Birliği olayları Türk hükümetinin düzenlediğini ileri sürerek bize nota verdi. Cumhurbaşkanı İsmet İnönü'ydü. Failler yargılanmadı. Tam aksine gazetenin sahipleri başka yazılarından yargılandılar. Türkiye'nin tam da Amerika'ya yakınlaşmaya başladığı zamanlardı.

17 Kasım 1938 tarihli sayısı. Aslında başlığı kırmızı olan
gazete Ata'nın ölümü nedeniyle başlığı siyah basmış.

İsim benzerliği demişken, bir de Ali Şükrü Bey'in 1923 yılında Ankara'da çıkardığı bir "Tan" gazetesi daha vardı; Ali Şükrü Bey'in cinayete kurban gidene kadar 60 küsur sayısı çıkmıştı.

[Motion]

[Lichtenberg]

Değerli Motion,

Verdiğin ayrıntılı bilgiler için tesekkürler. Eğer benim yazdığımda bir "îmâ" varmış gibi geliyorsa, kesinlikle öyle bir niyetim yoktu. Öncelikle, belirttiğim gibi, benim ilk dikkatimi çeken salt "isim benzerliği" idi.
Ali Şükrü Bey'in öldürülmesinin, birilerinin - Atatürk'ün veya başka bir kimsenin - emri veya yönlendirmesi ile gerçekleşmiş olduğuna olasılık vermiyorum zaten. Çünkü planlı, programlı suikaste hiç benzemiyor. Büyük olasılıkla (en azından benim kanımca) olayda, kontrolden çıkmış bir tartışmanın, hararetli bir kavganın cinayetle bitmesi durumu sözkonusudur. Herşeye rağmen Millî Mücadele'de katkısı tartısılmaz olan Topal Osman Ağa'nın kolay sinirlenen, fevrî davranan bir insan olduğu biliniyor sonuçta.

Zaten, Ali Şükrü Bey'in son yıllarda en ateşli savunucunun, burada adı lazım olmayan, yaşı bayağı ilerlemiş, Maraş dondurmacısı veya Darülbedâyî hünerpîşesi kılığıyla dolaşan ve maalesef son zamanlarda bayağı medyatik olmayı başarabilmiş olan bir şahsın olması; Ali Şükrü Bey'in kişilik ve dünya görüşü olarak pek "20. yüzyıl'a ulaşmış" olamadığının en açık kanıtı olsa gerek ...

Sonuçta, burada asıl ilginç ve dikkate şayan olan, siyasî ve sosyokültürel yelpazenin üç aşırı ucunda yer alan tutumların temsilciliğini ve sözcülüğünü üstlenmiş üç farklı gazetenin hepsi de aynı adı seçmiş olmalarıdır bence

Bu ara, daha da eskiye varan dördüncü bir isim benzerliği daha var, Türkiye dışından: Çarlık Rusya'sı egemenliğinde, Tatarstan'da 1905li yılları sonrasında, Ayaz İshâkî ve Sadrî Maksudî Arsal ( o zamanki adlarıyla Ğayaz İshakof ve Sadreddin Maksudof) tarafından yayınlanan bir "Tan Yıldızı" gazetesi ve bir "Tan" dergisi daha var, ama internette halihazırda bunlara ait görseller bulamadım.

[Motion]

Sevgili "Lichtenberg"
"İmâ" olduğunu düşünmemiştim zaten :)

Senin paylaşımlarına önem veriyoruz.
Sevgilerimle...

[Baltimora]

Alıntı: Motion´isimli üyeden Alıntı

Bu arada o bahsettiğin kişi hakkında ''Atatürk'ün hatırasına alenen hakaret"suçundan 4 gün önce soruşturma açıldı.
Paylaşımlarının devamını dilerim.
Sevgilerimle...

Şuna açıkça "Fesli Deli Kadir" desenize yaaa!..