80'lerde çocuk olmak...

ahmet akyol

Onursal Üye
18 Ocak 2016
654
2,551
İzmir
ZWTnc0a.jpg
Ajda Pekkan'ın ALO, Michael Jackson'ın Pepsi reklamlarını hatırlayacak kadar şanslı olmak, en az bir technotronic kasetine sahip olmak demek.

"Voltran! Voltran! Voltran!" demek, depozito toplamak adına kola şişesi biriktirmek demek, Adile Naşit`ten masal dinlemek demek.

Evden çıkmayan bilgisayar bebeleri haline gelmeden çocukluğunu yaşayabilmiş,son dönemin bir üyesi olmak. Pazar akşamları mecburen yıkanmak ve erken yatmak demek.

TRT'nin yayın akışının bitmesiyle çalan İstiklal Marşı için ayağa kalkıp, marşı hazır olda bangır bangır söylemek ve marşın bitiminden sonra çıkan tiz "biiiiiiiiiiiiip" sesine rağmen televizyonu kapatmamak demek.

"Breyk breyk arkadaş arıyorum!" demek. "Ne güzel bir çocukluk yaşamışım" demek...
 
Moderatör tarafında düzenlendi:

ahmet akyol

Onursal Üye
18 Ocak 2016
654
2,551
İzmir
Ayrıca burda sayamadığım bir çok şey demek...Aklına gelen arkadaşlar burda paylaşabilir....Ha aklıma geldi,ayrıca Clementine çizgi filmindeki yaratıklardan acaip tırsmak demek :)
 

kandraks53

Onursal Üye
29 Ağu 2010
2,778
7,980
Ne mutlu sana hep güzel şeyleri hatırlıyorsun..Demekki 80 lerde çocuk olmak güzelmiş..Ama 80 lerde 25 li yaşlarda olmak hiç güzel değildi..Sokaklar korku,şarkılar ürkü doluydu..Ne reklamlar umut veriyordu ne yarının garantisi vardı..İnsan istediği gibi yürüyemiyor,istediği gibi traş bile olamıyordu..Çoğunlukla Kedi'nin Aslan'ı boğduğu yıllardı..Gölgemizden çekinirdik..Neyse iyiki o yılları çocuk olarak yaşamıssın..Çocukta olsa büyükte olsa Allah bir daha yurdumuzda kimseye o yılları yaşatmasın..Senin genede kafan karışmasın..O mutlu hayellerinle çok yaşa..
 

scanfan

Yönetici
25 Eyl 2013
7,211
75,231

1980'lerde artık çocuk değildim, 20'li yaşların tam ortasındaydım, otuzuma merdiven dayamıştım. Ama içimdeki çocuk hep canlı kaldığı için artık yepyeni oyuncaklar peşindeydim. Yaşımızla birlikte bu oyuncakların fiyatları da artmıştı. O yıllarda peşinden koştuğumuz oyuncakların başında "video oynatıcıları" geliyordu. Henüz Türkiye'de renkli TV yayınlarının deneme aşamasında olduğunu belirtirsem bu oyuncağın ne kadar önemli olduğunu size anlatmış olurum. Daha sonra benzer oyuncaklar da gelecekti (video kamera, walkman vb)

Yanılmıyorsam buydu benim ilk video oynatıcım. Taksitle almıştım.
Sony_Betamax.jpg

 

HACILI

Onursal Üye
14 Kas 2012
2,170
7,981
60'larda çocuk olmak ise ;
Kendi topunu bezden,
Kendi arabanı telden ve bozuk rulmanlardan,
Kendin yapman demek demekti.
GS - FB lig finali şampiyonluk maçını
Komşunun radyosundan, hayal gücünü çalıştırıp,
Halit Kıvanç'ın sesinden, izliyormuşcasına pürdikkat kesilip dinlemek demekti.
Ve yine 60'larda çocuk olmak;
Gece yarılarına kadar sokakta,
Korku nedir bilmeden doyasıya oynamak demekti.
Ve yine 60 'larda çocuk olmak;
Türk Sana Müziği dinleyici istekleri,
Türk Halk Müziği dinleyici istekleri proğramı için,
Radyo başında beklemek demekti.
60 larda çocuk olmak;
Hafta sonları Radyo Tiyatrosunu,
Her akşam üstü ve Sabahları 09.40 da arkası yarınları
Kaçırmadan ve de sahneleri hayalinde canlandırarak,
TV den daha da fazla keyifli olarak, izlemek demekti.
( En azından benim açımdan öyleydi ve 80 lere kadar sürdü.)
 

ahmet akyol

Onursal Üye
18 Ocak 2016
654
2,551
İzmir
Çok güzel hacılı Abi...O dönemleri bilmiyorum ama,dediğiniz gibi malesef güzel şeyler sadece 80 lerin sonuna kadar sürdü...Sonrasında teknolojinin baş döndürücü bir hızla hayatımıza girişiyle bir çok değeri kaybetik...Ve sanırım bu kaybetiğimiz değerlerden en önemlisi ise misafirperverliğimiz ve insanlığımız oldu...Artık cebimizde gazoz kapakları ve He-Man oyun kartalarımızla kocaman bir kalple dolaştığımız dönemler sona erdi...Ve ben kendi adıma hala o yılları çok özlüyorum...Ve bir nebze burda bunları bulmak beni çok mutlu ediyor....Sanki kaybolmuş kocaman bir çocukluğu bulmuş gibi...Peter Pan filmindeki kaybolmuş misketleri bulmak gibi... : )
 

enger66

Onursal Üye
26 Eyl 2010
1,036
3,182
Tursil deterjan kulaklarından ptt yoluyla He-Man dergileri almak demek.
Pazar sabahları uçan kaz izlemek demek...
Dayıgillere her misafirliğe gidişimizde halı altında dolap üstündeki
Çizgi romanları bulup okumak demek.
Küçük antenli el radyolarından müzik dinlemek demek...
80 li yıllara daha çok şey sığdırdık...
 

ahmet akyol

Onursal Üye
18 Ocak 2016
654
2,551
İzmir
Hayalet Avcıları demek. Gerçek "Yıldız Savaşları" ve "Uzay Yolu" demek. "Back to the Future" demek, o doktorun yanında çalışmak istemek, "zamanda yolculuk" demek. Tüm bunları sinemada izleyebilmek demek.Kara şimşek demek, böyle bir araba olur mu acaba diye ciddi ciddi kafa yormak demek. "Maykıl Nayt" demek.
 

Baltimora

Yönetici
16 Nis 2009
9,577
34,702
İstanbul
80’lerde çocuk olmak; Karne hediyesi olarak Pinokyo bisiklet, Atari 2600 ya da Commodore 64 istemekti… Sokaklarda oynarken “Hadi oğlum akşam ezanı okundu, baban birazdan eve gelir, sen de eve gel” diyen annelere sahip olmaktı.. "Ki Ki Ki Ko Ko Ko Gulu Gulu Ku Vak Vak" şarkısını söyleyen amcayı taklit ederek ölesiye eğlenmekti.. TV’de gözünü bile kırpmadan Uykudan Önce, Sirk, Sihirbaz ve de çizgi filmleri izlemekti.. Cam şişeden Coca Cola ya da Pepsi içmekti.. Çeşmeye ağzını dayayarak su içmekti.. Bahçelerdeki meyvalara dalmaktı.. Tercüman ya da Milliyet Çocuk okumak demekti.. Ve de en güzeli; Zagor, Mandrake, Tommiks, Çelik Blek gibi çizgi roman kahramanlarıyla her sayıda, heyecanla bir maceradan başka bir maceraya atılmak demekti..

Açtığınız bu güzel başlık için teşekkür ederim Ahmet bey.. Yüreğinize sağlık..
 
Son düzenleme:

HACILI

Onursal Üye
14 Kas 2012
2,170
7,981
Eskiden su çeşmeden içilirdi...


ESKİDEN SU ÇEŞMEDEN İÇİLİRDİ...
Sevgili dostumuz öyle güzel bir konuyu gündeme getirmiş ki...
Geçmişi özlemle anan benim gibi biri dönüp dönüp işte böyle defalarca okur.
Sadece okumakla da kalmaz,
Masasının üzerindeki gözünün önünden bir an olsun ayırmadığı çocukluk günleri 60 ların hatırası,
bir kavanoz cıncık gülleyi (misket) avuçlar sever, okşar.
Sonra çekmecesinden tahta fırıldağını ( Topaç ) çıkarır...
Birden aklına 2-3 yıl önce hazırladığı bir video klip gelir.
Can Dündar'ın " Eskiden " isimli şiiri eşliğinde hazırladığı video...
Dostları ile paylaşmak ister.
Bakalım beğenecek misiniz..?​

 
Moderatör tarafında düzenlendi:

İskenderunlu

Onursal Üye
29 Tem 2012
5,347
12,822
iskenderun-Hatay
Sinema salonları önüne tezgah açan Teksas-Tommiksçileri unutmamak gerekir.Bruce Lee filmi başlayana kadar zaman geçirmek için okuma ücretini verip okurduk çizgi romanımızı tabure üstünde ya da tabureler doluysa kaldırım kenarına oturarak..
 

HACILI

Onursal Üye
14 Kas 2012
2,170
7,981
Sinema salonları önüne tezgah açan Teksas-Tommiksçileri unutmamak gerekir.Bruce Lee filmi başlayana kadar zaman geçirmek için okuma ücretini verip okurduk çizgi romanımızı tabure üstünde ya da tabureler doluysa kaldırım kenarına oturarak..

İskenderunlu hemşehrim,
Ceyhan' da çarşıdaki Malaz Pasajı pazar günleri biz çocukların mekanıydı.
Sabah erkenden kalkılırdı.
Belki kahvaltı bile yapılmadan koşa koşa pasaja gidilir,
kapalı dükkanların darabaları (Kepenk) önüne
kitaplar itina ile dizilir ve müşteri beklenirdi.
Herkes birbirine saygılı idi.
Hiçbir yazılı anlaşma olmamasına rağmen
herkesin sergi yeri belli, kimse kimsenin yerini işgal etmezdi.
Okuması 10 kuruş, resmine bakması 5 kuruştu.
Bazı uyanıklar resmine bakacağım deyip, okumaya çalışırdı ama...
Yutmazdık.
" Çabuk çevirsene ooolum... okuyon mu yoksa..? "
ikazımızla karşılaşırdı hemen.
Ogün kazandığımız paranın gideceği yer de belli idi.
Önce hemen karşıdaki Ulus pastanesine gidilir,
Sinemanın 14 matinesi için sinema ve gazoz parası ayrılır,
geri galan para ile artık ne bulunursa,
paramız neye yeterse harcanırdı.
Güzel günlerdi o günler vesselam.​
 

gobalak

Kıdemli Üye
6 Tem 2011
183
271
İstanbul
80'lerde çocuk olmak güzeldi, ama o zaman film diye seyrettiğimiz birçok şeyi gerçekten yapabiliyoruz. Hepsi olmasa bile.
Uzay 1999'da o iletişim cihazlarını hatırlarsınız, görüntülü konuşuyorlardı, çoğumuzun cep telefonunundan artık mümkün, hatta bazılarımızın ev telefonundan, o da olmadı, bilgisayarımızdan.
80'li yıllarda
Uzay yolunda ışınla beni scati yapıyordu, eh henüz ışınlama yok ise de cepten söylemek mümkün. O uzay filmlerinde veya başka filmlerde gördüğümüz bilgisayarların dik alasını kullanıyoruz, hatta cep telefonlarımızın kapasitesi bile onları aştı.

Görevimiz tehlike'e o zamanlar seyredipte ağzımızın açık kaldığı bir çok cihaz neredeyse günlük yaşamımızda...

Kitt kadar olamasa da, kendi kendine gidebilen, engelleri aşabilen arabalar var, belki kitt'ide yapmışlardır.

6 milyon dolarlık adam kadar olamasa da, birçok biyonik organ üretilmiş durumda. daha da geliştiriliyor...

Henüz insan ayın ötesine insanlı uzay aracı gönderemese de (en azından bizim bildiğimiz) insansız olarak mars'a birçok araç gönderdi.

Henüz güneş sistemi sınırlarını insansız olarak yeni aşsak da, daha gidilecek çok yol var.
Eh 80'lere güzeldi ama, bugün daha güzel. O zamanların bilim kurgusunun, şimdi birçoğunu yaşıyoruz. En azından kötü olanlarını değil. EH yaşadıkça daha nelerini göreceğiz.

Yoksa ben rüyada mıyım?

Bakacaksınız çocuklarımız, torunlarımız 20-30 yıl sonra 2000'li yıllar diye aynı konuyu açacaklar...
 

ahmet akyol

Onursal Üye
18 Ocak 2016
654
2,551
İzmir
Bir çok insanımızın 80 li yıllara karşı sadece bir nebze olsun içindekini paylaşması ve sıcak yıllara götürmek istedim.Asıl ben ilginize teşekkür ederim ve o yılları sadece benim özlemle hatırlamadığımı görmek beni çok mutlu etti....Bu formdaki her bir insanı benim gibi dışı büyümüş ama içi hep çocuk kalmış olarak lanse ediyorum etrafımdaki insanlara..Ve sanırım bu denli sizi kendime yakın bulmamın sebebi de bu....İyiki büyümemişsiniz,ve iyiki bu denli güzel bir form açmışsınız....
 

ahmet akyol

Onursal Üye
18 Ocak 2016
654
2,551
İzmir
ve sözlerime 80 li yıllarla devam ediyorum ;"Şeri şeri leydi... rını rını rınnı!" diye şarkı söylemek, sözleri zor gelince de "Şeri Şeri Leydi, bu ne biçim kedi, bütün eti yedi rınnın nırını!" diye yeni sözler üretmek. "Bradır Luyi" demek. Hatta "Grup Vitamin" demek."Lambada" ve "Yeke yeke" demek. "Ken taç diz!" demek. Mc.Hammer'ın şalvarına hayran olmak, onun uğruna ağı iki karış aşağıda pantalonlarla dolaşmayı göze almak. Dr.Alban demek, "its may layf" demek, "no haş haş no vitamin" demek. Gerçekte sözlerinde "vitamin" değil "no haş haş no amfitamin" dediğini yıllar sonra anlayabilmek demek.
 

ahmet akyol

Onursal Üye
18 Ocak 2016
654
2,551
İzmir
80’lerde çocuk olmak; Karne hediyesi olarak Pinokyo bisiklet, Atari 2600 ya da Commodore 64 istemekti… Sokaklarda oynarken “Hadi oğlum akşam ezanı okundu, baban birazdan eve gelir, sen de eve gel” diyen annelere sahip olmaktı.. "Ki Ki Ki Ko Ko Ko Gulu Gulu Ku Vak Vak" şarkısını söyleyen amcayı taklit ederek ölesiye eğlenmekti.. TV’de gözünü bile kırpmadan Uykudan Önce, Sirk, Sihirbaz ve de çizgi filmleri izlemekti.. Cam şişeden Coca Cola ya da Pepsi içmekti.. Çeşmeye ağzını dayayarak su içmekti.. Bahçelerdeki meyvalara dalmaktı.. Tercüman ya da Milliyet Çocuk okumak demekti.. Ve de en güzeli; Zagor, Mandrake, Tommiks, Çelik Blek gibi çizgi roman kahramanlarıyla her sayıda, heyecanla bir maceradan başka bir maceraya atılmak demekti..

Açtığınız bu güzel başlık için teşekkür ederim Ahmet bey.. Yüreğinize sağlık..
O kadar güzel yıllardı ki değinmeden yapamadım,sizinde yüreğinizden geçen güzel düşünceleri ifade ettiğiniz için ellerinize sağlık.
 

ahmet akyol

Onursal Üye
18 Ocak 2016
654
2,551
İzmir

ESKİDEN SU ÇEŞMEDEN İÇİLİRDİ...
Sevgili dostumuz öyle güzel bir konuyu gündeme getirmiş ki...
Geçmişi özlemle anan benim gibi biri dönüp dönüp işte böyle defalarca okur.
Sadece okumakla da kalmaz,
Masasının üzerindeki gözünün önünden bir an olsun ayırmadığı çocukluk günleri 60 ların hatırası,
bir kavanoz cıncık gülleyi (misket) avuçlar sever, okşar.
Sonra çekmecesinden tahta fırıldağını ( Topaç ) çıkarır...
Birden aklına 2-3 yıl önce hazırladığı bir video klip gelir.
Can Dündar'ın " Eskiden " isimli şiiri eşliğinde hazırladığı video...
Dostları ile paylaşmak ister.
Bakalım beğenecek misiniz..?​

Ellerine sağlık Abi,çok güzel bir paylaşım oldu...Emin ol bende hala 80 lerden kalma oyuncaklarımla oynuyorum,tek bir farkla artık o dönemdeki arkadaşlarımla değil iki kızımla...
 

ahmet akyol

Onursal Üye
18 Ocak 2016
654
2,551
İzmir
80 lerden kalma yarı uzaktan kumandalı ''pilsiz-telli'' kara şimşek..Bununla sokakların asfaltını az yakmadık :)
 

Ekli dosyalar

  • kara şimşek.jpg
    kara şimşek.jpg
    36 KB · Görüntü: 2

Baltimora

Yönetici
16 Nis 2009
9,577
34,702
İstanbul
80 lerden kalma yarı uzaktan kumandalı ''pilsiz-telli'' kara şimşek..Bununla sokakların asfaltını az yakmadık :)

80'lerde her şey daha basitti. İstekler daha sınırlıydı. Cebinizde paranız olsa dahi işe yaramayabilirdi. Çünkü almak istediğiniz şeyi satan yoktu. Hal böyle olunca da; bize bir telli araba alındığında dünyalar bizim olurdu.. :)

Halbuki ABD'nin yanı sıra, bir çok Avrupa ülkesinde hayallerimizi süsleyen hemen hemen her şey vardı. Buna en iyi örnek olarak; ülkemizde satılan kara şimşek oyuncağı ile yurt dışında satılan kara şimşek oyuncağını kıyaslamayı verebiliriz..

Farkı görmek için aşağıdaki linki tıklamanız yeterlidir.. :)

http://www.cizgidiyari.com/forum/31678-post14.html
 
Son düzenleme:

Beymelikli18

Onursal Üye
26 Eyl 2014
18,823
52,189
Kendi Koltuğunda
İlk ses kaydı teypden kendi sesini duyunca korkmak demekti.Radyo gibi çıkıp içinde canlı insanların oynayacağı tv kutuları çıkacakmış..Hadi bee kim inanır daaa istanbulda şarkıcıyı burada görecekmişiz.Hııh hıh adamı güldürmeyin gavur icadı..İnanmayın böyle şeylere denilen günlerdi işte o günler...
 

oktay_izm

Onursal Üye
8 Nis 2009
3,619
38,280
izmir
Misket (meşe) oynamaya bayılırdık. Kovboyculuk oynardık. Genelde ben kızılderili olurdum. Taştan baltam eksik olmazdı. Yapardım işte bir şekilde. Bizde kimse ölmezdi. Ölmek (oyundan çıkmak) istemezdi. Daha neler neler.
 

ahmet akyol

Onursal Üye
18 Ocak 2016
654
2,551
İzmir
Misket (meşe) oynamaya bayılırdık. Kovboyculuk oynardık. Genelde ben kızılderili olurdum. Taştan baltam eksik olmazdı. Yapardım işte bir şekilde. Bizde kimse ölmezdi. Ölmek (oyundan çıkmak) istemezdi. Daha neler neler.
evet oyunlarımızda kimse ölmezdi zaten 80 lerde çizgi filmlerde ve kitaplarda da kimse ölmezdi...he man iskeletoru ve hayvan adamı pataklar yuvalarına geri gönderirdi,voltranda kimse ölmez sadece robotlar yok edilirdi...velasıl o dönemler öldürmekten çok çevremizi ve sevdiklerimizi korumayı öğrendik....o yüzdendir hala sevdiklerimize tutkuyla bağlı olmamız...
 

ahmet akyol

Onursal Üye
18 Ocak 2016
654
2,551
İzmir


80'lerde her şey daha basitti. İstekler daha sınırlıydı. Cebinizde paranız olsa dahi işe yaramayabilirdi. Çünkü almak istediğiniz şeyi satan yoktu. Hal böyle olunca da; bize bir telli araba alındığında dünyalar bizim olurdu.. :)

Halbuki ABD'nin yanı sıra, bir çok Avrupa ülkesinde hayallerimizi süsleyen hemen hemen her şey vardı. Buna en iyi örnek olarak; ülkemizde satılan kara şimşek oyuncağı ile yurt dışında satılan kara şimşek oyuncağını kıyaslamayı verebiliriz..

Farkı görmek için aşağıdaki linki tıklamanız yeterlidir.. :)

http://www.cizgidiyari.com/forum/31678-post14.html
fark bariz bir şekilde ortada :) ama inan bana baltimora o yılları bu densiz eşsiz kılan zaten yokluk içinde geçmesiydi,hayellerimize çabuk ulaşamazdık,basit ama mutlu çocuklardık...Şu anki neslin yuzde 90 nı daha çocuk yaştan pskolojik sorunlarla boğuşuyor ve ilaç kulanıyor sebebi ise her istediklerine çabuk sahip olmaları ve mutsuzluğa,umutsuzluğa alıştırılmaları..
 

ahmet akyol

Onursal Üye
18 Ocak 2016
654
2,551
İzmir
ve devam :) 80 lerde çocuk olmak arefe gecesi saç traşı olduktan sonra saçım bozulmasın diye koltukta uyumaktı,yada yeni alınan ayakabı ve elbiseleri yastığımız yanına koyup onları izleyerek ve okşayarak huzur içinde uyumaktı....Sabah herkesden önce kalkıp evin içinde Barış Mançonun ''bu gün bayram erken kalkın çocuklar'' şarkısına eşlik etmek ve herkesi uyandırmaktı.....
 

HACILI

Onursal Üye
14 Kas 2012
2,170
7,981
ve devam :) 80 lerde çocuk olmak arefe gecesi saç traşı olduktan sonra saçım bozulmasın diye koltukta uyumaktı,yada yeni alınan ayakabı ve elbiseleri yastığımız yanına koyup onları izleyerek ve okşayarak huzur içinde uyumaktı....Sabah herkesden önce kalkıp evin içinde Barış Mançonun ''bu gün bayram erken kalkın çocuklar'' şarkısına eşlik etmek ve herkesi uyandırmaktı.....

Adaşım işte bu senin yazdıklarını 60 larda tüm yaşıtlarım yaşadığı halde
ben hiç yaşamadım ya da yaşayamadım.
Çocukluğumu yaşadığım o yıllarda terzi çıraklığı yapıyordum.
Çırak olduğumuz için aileden sayılır,
tüm müşterilerin elbiseleri dikildikten sonra
bizim bayramlık elbiselerimize el atardı kalfalarımız.
Tabi bu arada arefe günü sabaha kadar dikilen tüm elbiseler
sırayla biz çıraklar tarafından,
sahiplerinin evlerine teslim edilirdi.
Gün ışırken elbiselerimizin dikilmiş olmasının sevinci ile evin yolunu tutardık.
Hemen uyumak mı...? o da ne
Vücudumuzda yorgunluk olsa bile gözümüzde uyku olmazdı ki.
O elbise ve yine arefe günü kabir azabı çektirircesine,
günün son saatlerinde alınan
bayramlık ayakkabıları giymek varken uyunur mu hiç..?
Hemen banyo yapılır arkasından sabah kahvaltısı.
Aile büyüklerinin eli öpüldükten sonra
doğru akrabalara ve komşulara el öpmeye...
Tabi bildiğimiz bir şey vardı.
Önceki bayramlardan bildiğimiz...
Bayram harçlığını çok verenlere öncelik tanınırdı.
Sanırım... ya da galiba öyle idi. Yanılıyor muyum yoksa...?
Ama benim ve kardeşlerimin ilk tercihi hep önce teyzemlerin evi olmuştur. Rahmetle anıyorum Allah rahmet eylesin.
 

ahmet akyol

Onursal Üye
18 Ocak 2016
654
2,551
İzmir
Adaşım işte bu senin yazdıklarını 60 larda tüm yaşıtlarım yaşadığı halde
ben hiç yaşamadım ya da yaşayamadım.
Çocukluğumu yaşadığım o yıllarda terzi çıraklığı yapıyordum.
Çırak olduğumuz için aileden sayılır,
tüm müşterilerin elbiseleri dikildikten sonra
bizim bayramlık elbiselerimize el atardı kalfalarımız.
Tabi bu arada arefe günü sabaha kadar dikilen tüm elbiseler
sırayla biz çıraklar tarafından,
sahiplerinin evlerine teslim edilirdi.
Gün ışırken elbiselerimizin dikilmiş olmasının sevinci ile evin yolunu tutardık.
Hemen uyumak mı...? o da ne
Vücudumuzda yorgunluk olsa bile gözümüzde uyku olmazdı ki.
O elbise ve yine arefe günü kabir azabı çektirircesine,
günün son saatlerinde alınan
bayramlık ayakkabıları giymek varken uyunur mu hiç..?
Hemen banyo yapılır arkasından sabah kahvaltısı.
Aile büyüklerinin eli öpüldükten sonra
doğru akrabalara ve komşulara el öpmeye...
Tabi bildiğimiz bir şey vardı.
Önceki bayramlardan bildiğimiz...
Bayram harçlığını çok verenlere öncelik tanınırdı.
Sanırım... ya da galiba öyle idi. Yanılıyor muyum yoksa...?
Ama benim ve kardeşlerimin ilk tercihi hep önce teyzemlerin evi olmuştur. Rahmetle anıyorum Allah rahmet eylesin.
O yıllar zormuş ,o yıllarda çocuk olmak dahada zormuş Abi.Ama insan genede özlemle anıyor değilmi ? Şimdi ben kendi adıma söylüyorum keşke tekrar o yılların zorluğunu yaşasaydım,ama o yılların güzelikleride beraberinde gelseydi.Her şeye sahihip olamıyorduk,olduğumuz şeyleride çok zor elde ediyorduk belki o denli değerli olması,ve o yılları değerli kılanda bu bizim için...Şimdi herşeyi o kadar kolay elde ediyoruz ki,insan fıkratındandır kolay elde edilen hiç bir şeyin değerli olmaması...Tabiki geçmişte yaşamıyorum,geçmişte yaşadığım ger günü gülümseyerek ve özlemle anıyorum sadece.Ve burda hala benim gibi düşünen değerli insanların olması ve bunları paylaşmak bile bir nebze olsun hasretimi gideriyor...Sende dahil burdaki arkadaşların,sanki çocukluğumdan fırlamış birer armağan gibi geliyorsunuz bana Abi...Burda olup o yılları yad etmek ve bunun üzerine yüzümde tatlı bir tebessümle sizlere yazmak çok güzel...Ve evet bizim zamanımızdada hala en çok para verenin evine gidilirdi öncelikle el öpmek için.. :)
 

ahmet akyol

Onursal Üye
18 Ocak 2016
654
2,551
İzmir
80 lerde çocuk olmak;She-Ra, He-Man'in kardeşi yoksa sevgilisi mi diye anlayamamak, yine de She-Ra güzel kız ama! demek. Red-Kit demek, Daltonlar demek. Rintintin ve Düldül demek. "Leyk leyk laki luyk" diye uydurma sözlerle Red-Kit'in şarkısını söylemek.Eğer gerçekten iyi bir çocuk olursak, bir gün ormanda Şirinler'i görebileceğimize inanmak demek. "Şirin Baba"ya itimat etmek, "Şirine"ye aşık olmak demek.Leblebi tozu demek, leblebi tozu yerken "Yusuf!" demek, bütün tozları ağızdan püskürmek demek. Turbo sakızlarının tadını alabilmek, içinden çıkan bütün resimleri biriktirmek demek. Minti demek, Pembo demek.GırGır demek, Fırt demek. "Avni" demek. "Oğuz Aral" demek."Yavlum Mithat" demek. "Prof. Dr. Zihni Sinir"in en önemli icatlarına şahit olmak demek."Çıkma teklifi" demek. "Benimle çıkar mısın?" demek ama "harbiden sevmek!" demek. Cep Telefonu'ndan haberder bile olmamak, ev telefonundan sevgilinle saatlerce konuşabilmek demek. Evini aradığın sevgilini, telefona bir başka hemcinsinin istemesi, sonra telefonu sana vermesi demek. Telefonla "şifreli konuşmak", "annemler yanımda!" durumunu ifade etmeye çalışmak demek. Zırt pırt arayamamak, çağrı bırakamamak, mesaj atamamak demek böylece daha çok, daha gerçek özlemler yaşamak demek. Mahalledeki ablalara abilere aşık olmak demek. Hatta büyüyünce onla evleneceğini kafaya koymak demek.
 
Moderatör tarafında düzenlendi:

abdullahersoy

Aktif Üye
19 Ocak 2012
311
667
70 li yıllarda çocuk olmak, sinama önlerinde çizgi roman almak, yağ kuyruğu ve tüpgaz sırası beklemekti. Sinema önünde bekliyor, arada sırada da yağ almak için Hal e gidip bakıyorduk. Bir Ramazan günüydü, Yağ iftarda gelecek dediler. Gittim daha gelmedi dediler. Sahurda gelecek dediler, gittiğimde yok, bitti dediler. Burası Türkiye'nin en büyük ilçesi Kırıkkale idi. Sonra 80 yılında ver elini Almanya. Orası da bir başka dert. Bir başka yazıda yazarım. İnşaallah. Yıllar sonra Çizgi Diyarı bana yeniden Çizgi Romanı sevdirdi. Benim en güzel yılların 70 li yıllardı. Maçları Aydın Köker ve Halit kıvanç ın sesinden dinler, Orhan Boran'ın 'Beşi bir yerde 5000 ceplerinde 'yarışma proğramını heyecanla radyodan dinler, İki haftada bir Kırıkkale Spor'un maçlarına gider eve gelincede dayağı yerdik. Sabahtan akşama kadar nerde kaldığımızın cezasıydı.
 

ahmet akyol

Onursal Üye
18 Ocak 2016
654
2,551
İzmir
70 li yıllarda çocuk olmak, sinama önlerinde çizgi roman almak, yağ kuyruğu ve tüpgaz sırası beklemekti. Sinema önünde bekliyor, arada sırada da yağ almak için Hal e gidip bakıyorduk. Bir Ramazan günüydü, Yağ iftarda gelecek dediler. Gittim daha gelmedi dediler. Sahurda gelecek dediler, gittiğimde yok, bitti dediler. Burası Türkiye'nin en büyük ilçesi Kırıkkale idi. Sonra 80 yılında ver elini Almanya. Orası da bir başka dert. Bir başka yazıda yazarım. İnşaallah. Yıllar sonra Çizgi Diyarı bana yeniden Çizgi Romanı sevdirdi. Benim en güzel yılların 70 li yıllardı. Maçları Aydın Köker ve Halit kıvanç ın sesinden dinler, Orhan Boran'ın 'Beşi bir yerde 5000 ceplerinde 'yarışma proğramını heyecanla radyodan dinler, İki haftada bir Kırıkkale Spor'un maçlarına gider eve gelincede dayağı yerdik. Sabahtan akşama kadar nerde kaldığımızın cezasıydı.
Anlaşılan 60 lar 70 ler veya 80 ler değil...En güzel şey Çocuk olmakmış...Tarihler değişiyor ama çocukluk anılarımız hep güzel hep neşeyle anımsanıyor bu 60 larda olsakta,70 lerde olsakta 80 lerde olsakta hep aynı...80 lerin tek farkı hayatımıza ve türkiyeye getirdiği bir çok yenilik...O yüzden 80 ler her zaman benim açımdan ülkemiz için çok farklı yıllardı...
 

ahmet akyol

Onursal Üye
18 Ocak 2016
654
2,551
İzmir
Bu da unutamadıklarımızdan; en etkili stres atma yoluydu :)
 

Ekli dosyalar

  • patlat.jpg
    patlat.jpg
    27.8 KB · Görüntü: 8
Moderatör tarafında düzenlendi:

ahmet akyol

Onursal Üye
18 Ocak 2016
654
2,551
İzmir
ve devam ;TRT 1´de oluşan sorunlar sonucu yayına bir süre ara verildiğinde ekrana getirilen donuk ağaç, dağ bayır resmine 10 dakika hareketsiz bakabilmek demek,İcraatın içinden izleyip Özal´ın kalemine bakıp hipnotize olmaya çalışmak
Videocudan American Ninja, Kartal, Kan Sporu ve Evil Dead gibi filmleri kiralamak demek..Gorbaçov´un kafasındaki kırmızılığın ne olduğunu merak etmek,Çok güzel bir ülkenin son yıllarını hayal meyal hatırlamak, sonra da çivisinin çıkışını görerek büyümek demek...
 

ahmet akyol

Onursal Üye
18 Ocak 2016
654
2,551
İzmir
Aklıma geldide hangi sene bilemiyorum Ümit Besen kasetleri çıkmadan
ön sipariş veriyordum plakçılara ve plaklardan kasetlere kayıt yaptırıyordum..

Kaset dönemleri,evet şu an bana hiç bir mp3 ses formatı o kasetlerin ve plakların ses kalitesini dinlerken verdiği hazı vermiyor...O dönemler zor sahip olmak bile değerli olmaları için başlı başına yeterliydi.Şimdilerde her çıkan albüme o kadar kolay elde edebiliyoruz ki,sadece internette bilgisayar başına oturup aratmak yeterli oluyor...Ama benim açımdan her zaman zor sahip olunan şeyler çok daha güzeldi.
 

ahmet akyol

Onursal Üye
18 Ocak 2016
654
2,551
İzmir
www.youtube.com/watch?v=RnMo6Q5oOQ0Uykudan Önce icinde yayınlanan stop-motion teknigi ile hazırlanmış Pepe'nin Balonu'nu nasil unutabiliriz? Pepen bir boruyu üfleyince oyuncak maymun, karga, kızıl saçlı kız birden balonun içine girip uçarak bir yerlere gider, maceralar yaşardı. Karga "hey Pepen uçur bizi haydi" derdi, maymunun da "ÜZÜNTÜ VE MUZ KABUĞU" lafı klasik olmuştur...
 

ahmet akyol

Onursal Üye
18 Ocak 2016
654
2,551
İzmir
İki obje resmi daha dikkatimi çekti o yıllara ait,paylaşmadan duramadım....Özelikle etiketler bizim için o dönem çok önemliydi deftere yapıştırılana kadar özenle saklanırdı :)
 

Ekli dosyalar

  • etiket.jpg
    etiket.jpg
    75.2 KB · Görüntü: 13
  • etiket 2.jpg
    etiket 2.jpg
    90.9 KB · Görüntü: 12

Malatyalı

Aktif Üye
15 Şub 2016
287
576
speedforce
Dallasta ceyar öldü diye ulusal yas ilan edilen bi dönemdi. Kim vurdu diye günlerce konuşuldu o ara yapılan zamlar filan kimsenin umurunda olmadı. Yalan Rüzgarı, Hayat Ağacı, Köle İzaura, Şeker Kız Candy...geri dönmeyecek ve asla yaşanmayacak muhteşem bir dönemdi. Saflığın son demleriydi. Gece bekçilerinin olduğu kendimizi güvende hissettiğimiz dönemdi. Çocuklar rahatça dışarıda oynayabiliyordu. Çok özlüyorum o günleri.
 

ahmet akyol

Onursal Üye
18 Ocak 2016
654
2,551
İzmir
Dallasta ceyar öldü diye ulusal yas ilan edilen bi dönemdi. Kim vurdu diye günlerce konuşuldu o ara yapılan zamlar filan kimsenin umurunda olmadı. Yalan Rüzgarı, Hayat Ağacı, Köle İzaura, Şeker Kız Candy...geri dönmeyecek ve asla yaşanmayacak muhteşem bir dönemdi. Saflığın son demleriydi. Gece bekçilerinin olduğu kendimizi güvende hissettiğimiz dönemdi. Çocuklar rahatça dışarıda oynayabiliyordu. Çok özlüyorum o günleri.

İşte bu siteyi de özel yapan bu zaten,paylaşılan kitaplardan çok o yıllara ait paylaşma duygusunu ve o ruhu kaybetmemiş bir çok insan olması burda...Ve bu siteye her girişimde sanki bir zaman makinasıyla o yıllara geri dönme hissi...
 
Üst