Baltimora

Yönetici
16 Nis 2009
9,592
34,891
İstanbul
uk_PSU0_M.jpg


Bir dönemler telsizler yasaktı. Yasak kalktıktan sonra 80lerde bir telsiz furyası başladı.
Hemen hemen herkesin çevresinde telsizi olan bir tanıdığı vardı.

Telsiz ile;
"arkadaş arıyorum, arkadaş.." ya da "bayan arkadaş arıyorum, bayan arkadaş.." diye anons yapılır ama genelde buradaki arkadaşlıklar yüzeysel olmaktan öteye gitmezdi..

Bu konuyla ilgili kült olsa da; merhum Kemal Sunal'ın "Yakışıklı" filmini de unutamam.. :)
 
Moderatör tarafında düzenlendi:

scanfan

Yönetici
25 Eyl 2013
7,211
75,311
Ahhh, bizi yine nostaljik bir zaman yolculuğuna çıkardın sevgili "Baltimora".
Hemen aklıma bu konuyla çok yakından ilgili "DX'cilik" geldi.O yıllarda ve çok daha öncesinde dünyada çok popülerdi bu "hobi". Bunun için iki yönlü telsiz şart değildi (olsa iyi olurdu tabii), herhangi bir kısa dalga radyo alıcısı bile olurdu. Örneğin ben Eminönü'ndeki bir işportacıdan galiba 3 liraya (veya 5) aldığım sabun kalıbı kadar transistörlü bir Japon radyosuyla ve kalörifer borusuna doladığım tel bir antenle dünyayı dinlerdim (radyo dalgalarının tabiatı ve atmosferik koşullar nedeniyle geceleri yayın kalitesi çok artardı). Tabii binlerce dolarlık cihazlar, özel çatı antenleri kullananlar da vardı. Burada maksat uzaktan düzenli yayın yapan bir radyo istasyonunu saptayıp yayın kalitesi hakkında kısa bir rapor tuttuktan sonra radyo istasyonuna bir mektup ya da kart atmaktı. Karşılığında onlar da size istasyona ait, genelde o ülkeyi tanıtan çok albenili güzel bir posta kartı ve arkasında basılı bir sertifika gönderiyorlardı. benim DX posta kartı dediğim bu kartpostalların resmi adı "QSL kartı"ydı (doğrulama kartı) ve bunun koleksiyonerleri vardı (halâ da var). Tabii TV'nin, uydu yayınlarının, bilgisayar ve internetin olmadığı bir dönemde muazzam zevkli bir uğraşıydı bu "DX'cilik". Bu işten radyo istasyonlarının kazancı, yayınlarının hangi coğrafyalardan hangi güçte dinlendiğini öğreniyorlardı, ona göre yayın kalitelerini ve yayın içeriklerini düzenliyorlardı. DX'cilerin kazancı da aşağıda örneklerini gördüğünüz hepsi birer sanat eseri sayılan koleksiyonluk karpostallar ve uzak ülkelerin kültür ve dilleri hakkında bilgi sahibi olmaktı. Şimdi var mı bilmiyorum ama, 70'lerde TRT'nin bile Dx'cilikle ilgili bir departmanı vardı ve oldukça popülerdi.


Muhtelif "QSL" kartları
QLS_Kartlar_topl.jpg


Milliyet gazetesinin "TV radyo" ekinde 1973 Şubat-Nisan ayları arasında çıkmış, Dx'cilikle ilgili 3 makale.
Milliyt_73_Dx_clk.jpg


Soldaki benim 1960'larda kullandığım transistörlü minik radyonun bir benzeri (çok iş gördü!).
Sağda da günümüzde ciddi amatör Dx'cilerin kullandığı üst model radyo cihazlarından biri (anten tesisatı burada gösterilmemiş)

Radyo_Ekipman.jpg

 
Son düzenleme:

Baltimora

Yönetici
16 Nis 2009
9,592
34,891
İstanbul
Ahhh, bizi yine nostaljik bir zaman yolculuğuna çıkardın sevgili "Baltimora".
Hemen aklıma bu konuyla çok yakından ilgili "DX'cilik" geldi.O yıllarda ve çok daha öncesinde dünyada çok popülerdi bu "hobi". Bunun için iki yönlü telsiz şart değildi (olsa iyi olurdu tabii), herhangi bir kısa dalga radyo alıcısı bile olurdu. Örneğin ben Eminönü'ndeki bir işportacıdan galiba 3 liraya (veya 5) aldığım sabun kalıbı kadar transistörlü bir Japon radyosuyla kalörifer borusuna doladığın tel bir antenle dünyayı dinlerdim (radyo dalgalarının tabiatı ve atmosferik koşullar nedeniyle geceleri yayın kalitesi çok artardı). Tabii binlerce dolarlık cihazlar, özel çatı antenleri kullananlar da vardı. Burada maksat uzaktan düzenli yayın yapan bir radyo istasyonunu saptayıp yayın kalitesi hakkında kısa bir rapor tuttuktan sonra radyo istasyonuna bir mektup ya da kart atmaktı. Karşılığında onlar da size istasyona ait, genelde o ülkeyi tanıtan çok albenili güzel bir posta kartı ve arkasında basılı bir sertifika gönderiyorlardı. benim DX posta kartı dediğim bu kartpostalların resmi adı "QSL kartı"ydı ve bunun koleksiyonerleri vardı (halâ da var). Tabii TV'nin, uydu yayınlarının, bilgisayar ve internetin olmadığı bir dönemde muazzam zevkli bir uğraşıydı bu "DX'cilik". Bu işten radyo istasyonlarının kazancı, yayınlarının hangi coğrafyalardan hangi güçte dinlendiğini öğreniyorlardı, ona göre yayın kalitelerini ve yayın içeriklerini düzenliyorlardı. DX'cilerin kazancı da aşağıda örneklerini gördüğünüz hepsi birer sanat eseri sayılan koleksiyonluk karpostallar ve uzak ülkelerin kültür ve dilleri hakkında bilgi sahibi olmaktı. Şimdi var mı bilmiyorum ama, 70'lerde TRT'nin bile Dx'cilikle ilgili bir departmanı vardı ve oldukça popülerdi.


Muhtelif "QSL" kartları
QLS_Kartlar_toplu.jpg


Milliyet gazetesinin "TV radyo" ekinde 1973 Şubat-Nisan ayları arasında çıkmış, Dx'cilikle ilgili 3 makale.
Milliyt_73_Dx_clk.jpg


Üstadım, yazdığınız her cümleyi büyük keyifle okudum. Lütfen bu kıymetli paylaşımlarınızdan bizi mahrum etmeyin. Sayenizde nostalji bölümüz ayrı bir güzellik kazanıyor.. Sevgilerimle teşekkürler...
 
Moderatör tarafında düzenlendi:

kicker

Süper Üye
14 Nis 2010
637
1,446
"Amatör telsizcilik" ya da "Radyo Amatörlüğü"...

Evet şimdi de aktif olarak mevcut bir hobi bu. Bu hobi ile meşgul olan insanlar hem dünyada, hem de ülkemizde mevcutlar. Bu hobi kapsamında bir telsiziniz, bir anteniniz ve bir de konuşma kayıt defteriniz olur. Telsizinizi kullanarak dünyanın çeşitli köşelerinden insanlar ile İngilizce çet yaparsınız.

Bu hobiyi yapmanın koşulları:
1- Bu işi sevmek, telsiz ve diğer haberleşme cihazlarına meraklı olmak. Çünkü maddi götürüsü çok, maddi kazancı ise sıfır olan bir hobidir, sevmeden yapılmaz.
2- Yılda 2 kez KEGM (Kıyı emniyeti genel müdürlüğü) tarafından yapılan yazılı sınavlara katılıp başarılı olmak ve amatör telsizci lisansı almak.
3- Lisansı aldıktan sonra, evinize telsiz ve antenden oluşan bir haberleşme istasyonu kurmak. Bu telsizleri kendileri imal eden insanlar da vardır. Gerekli parçaları satın alıp planına uygun olarak lehimler ve telsiz aletini ortaya çıkarırlar. Elektronik cihaz imalatı da çok meraklısı olan ayrı bir hobi branşıdır. Kendi yaptığınız telsizler ile konuşmak çok daha zevkli olur.
4- Usülüne uygun olarak yurt içi ve yurt dışında sizin gibi bu hobiyi yapan insanlar ile konuşmak.

Amatör telsizciliğin tarihçesi: Bu hobi ülkemizde uzun yıllar yasak idi. Daha doğrusu sivil şahısların telsiz kullanmaları kanun ile yasaklanmıştı. Bu yasak 1983 yılında kalktı. Ülkemize ilk giren telsiz cihazları CB (sibi) telsizler oldu. (Açılımı: Citizen band: Halk bandı) Bu telsizler lisansı olsun olmasın herkes tarafından alınıp kullanılabilir. O yıllarda GSM cep telefonları, hatta kocaman araç telefonları bile yoktu, bu nedenle haberleşme ihtiyacı olan herkes bir ara bu telsizleri alıp kullandı. Doktorlar, avukatlar, iş adamları yazıhanelerinde bulunan sekreterleri ile bu cihazları kullanarak haberleştiler. Telsizden "brek brek, bayan arkadaş arıyorum" diye çağrı yapanlar (ve onlara yanıt verenler de tabii) bu yıllarda türediler. Bu telsizlerin kötü tarafı, siz konuşurken herkes tarafından dinlenebiliyordu. Sonra araç telefonları ve cep telefonları çıktı. Bir yandan haberleşme ihtiyacının bunlar tarafından karşılanması nedeni ile, öbür yandan da cb bandındaki konuşmaların kalitesinin gittikçe düşmesi ile cb telsizlere rağbet gittikçe azaldı ve sonunda sıfırlandılar. Bugün bu telsizler tüpgaz dağıtım araçları, sucular ve kahveciler tarafından mesleki işlerinde kullanılmakta.
 

kicker

Süper Üye
14 Nis 2010
637
1,446
Asıl "amatör radyoculuk" hobisi telsiz yasağı kalktığı anda başlamış ve günümüze kadar devam etmektedir. Bu hobi, cb telsizlerle değil, büyük boyutta telsizler ile uzun mesafe konuşarak yapılır. Amatör telsizcilik lisansı olan herkes bu telsizleri alıp evine kurar ve usulüne uygun bir şekilde diğer amatörler ile konuşarak bu hobiyi yapabilir.

Bir kaç amatör telsiz cihazı örneği:







Bu cihazları kullanarak 100 değişik ülke ile konuşma yapan amatörlere ödül verilir. Bazen amatörler kendi aralarında telsizle konuşma yarışmaları yaparlar.

En önemli konu da şudur: Büyük afetler olduğu anda normal telefonlar ve cep telefonları kesilebilir. İşte böyle durumlarda amatör telsizciler gönüllü ve ücretsiz olarak afet bölgesine giderek uzun mesafe haberleşme imkanı sağlarlar. Büyük Marmara depreminde ve Van depreminde amatörlerin haberleşmeye büyük katkıları olmuştur. Afet bölgelerinden ilk sağlıklı haber akışı amatörler tarafından sağlanmıştır.
 

kicker

Süper Üye
14 Nis 2010
637
1,446
Amatör telsizcilik hakkında bilgi almak isteyenler, bu konu ile ilgili kurulan pek çok dernek vardır. Bu derneklere giderek yüz yüze görüşebilir veya internetten arama yaparak e-posta ile vb ulaşıp kendilerinden bilgi alabilirsiniz.

Ben burada iyi bildiğim iki derneğin web sitesini vereyim:





Şüphesiz başka değerli dernekler de vardır, ama bu iki adres başlangıç olarak incelenebilir.

Bir de bu konuyu işleyen bir forum var bildiğim, oraya da üye olup bilgi alabilirsiniz:

 

kicker

Süper Üye
14 Nis 2010
637
1,446
Bir kaç tane de evine telsiz kurmuş ve bu hobisini icra eden amatör resmi vereyim:

Salvo_radio.JPG


dok_radio.jpg


Bu kişilerin duvarlarında amatör telsiz faaliyetleri sonucunda almış oldukları çeşitli sertifikalar ve flama gibi diğer ödüller görülmekte.
 
Son düzenleme:

kicker

Süper Üye
14 Nis 2010
637
1,446
Az önce bir arkadaşım ikaz etti, CB telsizler sıfırlanmamış :)

Bu telsizler günümüzde uzun yol kamyon şoförleri ve TIR şoförleri tarafından sohbet ve haberleşme amaçlı olarak kullanılmakta imiş. Ayrıca büyük şehirlerde de (gittikçe azalmış olsalar da) hala bu telsizleri evinde kullanan ve birbirleri ile sohbet yapan kişiler mevcutmuş. Ancak bu telsizler genelde kısa mesafeli konuşurmuş, bazen atmosfer şartları uygun olunca minik mucizeler sayesinde Türkiye - Almanya gibi uzun mesafelerde de konuşulurmuş ama bu her zaman olmazmış.

Asıl amatör telsizler, bu CB telsizler değilmiş. Lisans sahibi insanlar tarafından kullanılan ve çok uzak mesafelerle görüşme yaptırabilen HF-VHF-UHF telsizler imiş.

Yanlış bilgilendirmemek için bunları da ekleyeyim dedim.
 
Üst