Televizyon Ekran Filtreleri

[scanfan]

Televizyon Ekran Filtreleri
1980'li Yılların Popüler TV Aksesuarlarından

Ülkemize bir yenilik gelir de onun yan ürünleri anında piyasada yerini almaz mı? S&B TV'lerle birlikte ortaya çıkan "voltaj regülatörleri"ni, video cihazlarıyla birlikte hayatımıza giren "kafa temizleme" kaset ve solüsyonlarını, kaset geri sarma aletlerini hatırlarsınız. Bir de aşağıda görüldüğü gibi televizyon ekran filtreleri vardı. Kontrastı arttırarak tüplü televizyonların görüntüsünü daha mükemmel hale getireceği vaadiyle satılırlardı, tabi bir de radyasyonu ve zararlı UV ışınları süzdüğü iddia edilirdi. Bunlar çok ucuz şeyler değildi, oldukça da ağırdılar. Birkaç yıl sonra kişisel bilgisayarlar hayatımıza girince bu sefer bunların "PC monitörleri" için olanları piyasaya sürüldü. Ben de 15 inçlik tüplü PC monitörümde uzun yıllar kullandım, hatta bir de kalörifer borusuna filan bağlanan bir tel uzantısı vardı (statik elektriği boşaltması için miydi acaba?).

Aşağıdaki reklam bir derginin arka sayfasından kopartılmış. Kitapların arasından çıktı, ne işe yarayabilir diye düşünürken böyle bir forum konusu olduğunu hatırladım ve taradım, paylaştım.​

1987 yılı Aralık ayında çıkmış bir TV filtresi reklamı.

​

 

[yeryüzü]

Ben de hatırlıyorum, ekranlarımızı, tv.lerimizi koruyacak
böyle voltaja karşı dirençli cihazların reklamlarını...
Scanfan üstadım, binlerce yıllık insanlık tarihinde
kim bilir daha ne ilginç/garip/açıklaması insanın
"hırslı" tarihinde gizli şeylerle karşılaşacağız, bunu
biliyoruz... Bu tarihi sonda ile bir ilginç konu daha
gün yüzüne çıkıyor. Teşekkürler, saygılar üstadım.

 

[hüseyin aksakal]

Bende bir tane var... Ardiyede sürekli ayağıma takılıp duruyor. Atsan atılmaz, satsan satılmaz. Pazarlamacı evde tanıtıma gelmişti, rahmetli babam kimse almayınca garibim eli boş gitmesin diye aldıydı. Eleman giderken benim pahalı tükenmezkalemi kazara çantasına atıp götürmüştü de bir daha ulaşıp alamamıştık. Altına giren tozu temizlemek başlı başına bir işti. Bir de üstünde biriken statik elektrik fena çarpıyordu. Nesneden kurtulabilmemiz, sadece takıldığı televizyonun mevta olmasıyla mümkün olmuştu diyeceğim ama ardiyede durduğundan onu da diyemiyorum. Daha bir süre bende anı üretmeye devam edecek galiba...

 

[scanfan]

... Atsan atılmaz, satsan satılmaz.... Nesneden kurtulabilmemiz, sadece takıldığı televizyonun mevta olmasıyla mümkün olmuştu diyeceğim ama ardiyede durduğundan onu da diyemiyorum. Daha bir süre bende anı üretmeye devam edecek galiba...

Şimdi aklıma geldi, 4 yıl önce Çizgi romanları nasıl korumalı? başlıklı bir konu paylaşmıştım. Orada ÇR'ın düşmanları arasında morötesi (ultraviole) ışınlar da vardı. Tıpkı ÇR'larda olduğu gibi renkli fotoğraflar da güneş ışığının yaydığı morötesi ışınların etkisiyle zamanla solarlar. İlla bol ışıklı bir odada duvara asılması gereken bir renkli fotoğraf varsa bunu korumak için bu eski ekran filtrelerini kullanabiliriz. Ama tek sakıncası şu olabilir: hatırladığım kadarıyla bu camların renkleri biraz koyuydu (hafif renkli bir güneş gözlüğü gibi). Nispeten açık renkli olanlar bir çerçeveye oturtularak değerli fotoğrafların korunması amacıyla kullanılabilirler.

Laboratuvar şartlarında gün ışığını taklit eden lambalarla renkli fotoğrafların solma hızları simüle edilmiş, çeşitli koruma metodları karşılaştırılmış.

​

 

[Sinan Atik]

Bu filtreler, siyah beyaz televizyonların ekranının önüne konan, ya da ekran çıkıntısının üzerine takılan mavi renkli pleksiglaslara göre çok daha yeni bir teknoloji tabii
O mavi camların görevi, o dönemde dedikodusu çıkan renkli televizyon fikrinden insanları bir süre de olsa uzaklaştırmaktı. Öyle bir şeyleri filtreleme filan diye kaygısı yoktu. Tek yaptığı, siyah beyaz tvlerimizi mavi beyaz yapmasıydı

 

[Baltimora]

Biz bu aleti hiç kullanmadığımız halde (PC monitörleri de dahil) gözlerim şahin gibi.. Demek ki saydıkları çoğu madde bir pazarlama stratejisinden başk abir şey değilmiş..
Paylaşım için teşekkürler sevgili Scanfan..

 

[Baltimora]

Biz bu aleti hiç kullanmadığımız halde (PC monitörleri de dahil) gözlerim şahin gibi..
Demek ki saydıkları çoğu madde bir pazarlama stratejisinden başk abir şey değilmiş..
Paylaşım için teşekkürler sevgili Scanfan..

 

[garfield67]

Biz televizyonu 1973'de aldık... Yüzlerce zırlamamızın ardından komşulara, ev sahibine devamlı gitmemizi önlemek için almıştı babam...
Biz çocukları kinaye sözlerle göndermeye çalışan tv sahiplerini dinlemiyorduk, aklımız tv deydi zaten... O sözleri anlayacak kadar da anlamıyorduk... Ben 8 yaşındaydım çünki...
İtalyan malı, 31 ekran, indesit marka siyah beyaz tv idi... Elde taşınabilirdi... Üzerinde uzun iki anteni vardı... Ayarlamak için sağa sola çevirirdik... Babam haber spikerinin bıyıklarını sayabildiğini söylerdi herkese net çektiğini gururlanarak göstermek için... Oysa diğer tv'ler 61 ekrandı...
Neyse tv'nin önünde koyu renkli extra koruma camı vardı... Belki net göstermesi o yüzdendi... Bozulana kadar kullandık... Sonraki tv aldığımızda ekran filtresi dönemi sona ermek üzereydi... Almadık zati... Ama sık sık elektrik kesilirdi bizim tv de de 12 v ile çalışma seçeneği vardı... Babam ve amcam 8 tane büyük boy pili birleştirip çalıştırmayı denediler... Başarılı da oldular ama piller uzun ömürlü dayanmadığından vaz geçtiler... Ah bir arabamız ve aküsü olsaydı ama yoktu...
.....

 

[abolardis]

Benzer teknolojilere ihtiyaç var zannımca.
Her yerde radyo dalgası , manyetik dalgalar , elektromanyetik dalgalar olunca çevreci filtreler aslında bugünde olmalı.
Bu değerli konu için çok teşekkür ederim.