Pınar Şaşal Su..

Baltimora

Yönetici
16 Nis 2009
9,577
34,703
İstanbul
file


1984'de ülke olarak Pet şişeli su ile tanışmıştık. Yıllardır cam şişeden su içen bir millet olarak hepimize değişik gelmişti bu şişeler. İnce bir tabakadan oluşuyordu ve plastik özlü olduğundan kırılmıyordu haliyle.. Şaşal Pınar'ın bir ürünü olsa da; adeta şişelenmiş su ile özleşmişti; tıpkı sana yağı denince insanın aklına margarin, Selpak denince kağıt mendil, UHU denince kırtasiye tipi yapıştırıcı, Kot denince Blue Jean, Pimapen denince PVC doğrama, Kalebodur denince seramik gelmesi gibi... Daha sonraları onlarca pet şişe markası çıktı piyasaya ama hiç biri bir şaşal olamadı çünkü "O" ilkti ve bu yüzden çok özeldi..

Çocukluğumdan Şaşal ile aklımda kalan önemli bir anı da; ufak boy şaşalları bisikletimizin arka tekerleği ile çamurluğu arasına sıkıştırarak giderken motorsiklet sesi çıkartmamızdı. Ne kadar hızlı gidersek, tekerlekten o kadar kuvvetli motor sesine benzeyen ses çıkardı... :)
 
Moderatör tarafında düzenlendi:

ahmet akyol

Onursal Üye
18 Ocak 2016
654
2,551
İzmir
file


1984'de ülke olarak Pet şişeli su ile tanışmıştık. Yıllardır cam şişeden su içen bir millet olarak hepimize değişik gelmişti bu şişeler. İnce bir tabakadan oluşuyordu ve plastik özlü olduğundan kırılmıyordu haliyle.. Şaşal Pınar'ın bir ürünü olsa da; adeta şişelenmiş su ile özleşmişti; tıpkı sana yağı denince insanın aklına margarin, Selpak denince kağıt mendil, UHU denince kırtasiye tipi yapıştırıcı, Kot denince Blue Jean, Pimapen denince plastik doğrama, Kalebodur denince seramik gelmesi gibi... Daha sonraları onlarca pet şişe markası çıktı piyasaya ama hiç biri bir şaşal olamadı çünkü "O" ilkti ve bu yüzden çok özeldi..

Çocukluğumdan Şaşal ile aklımda kalan önemli bir anı da; ufak boy şaşalları bisikletimizin arka tekerleği ile çamurluğu arasına sıkıştırarak giderken motorsiklet sesi çıkartmamızdı. Ne kadar hızlı gidersek, tekerlekten o kadar kuvvetli motor sesine benzeyen ses çıkardı... :)

O ses var ya o ses,ben de çok iyi hatırlıyorum tekerlekten çıkan o sesi...:) Sahi bunları bu denli net hatırlıyorken, bakıyorum da ne kadar hızlı geçmiş o güzel yıllar... :(
 
Moderatör tarafında düzenlendi:

scanfan

Yönetici
25 Eyl 2013
7,211
75,231

Biz çocukken daha piyasada pet şişe yoktu. Ama onların o zamanki muadilleri olan cam meşrubat şişeleri sinemalarda içine çiş yapmak için kullanılırdı. Eskiden sinemalar çok perişan, tuvaletleri de son derece pis oldukları için çocuklu aileler, "çişim geldi" diye bas bas bağıran küçük çocuklarını tuvalete götürmek yerine (özellikle de filmin en heyecanlı yerine denk gelmişse!) boş bir gazoz şişesine çocuğun (ön şart: çocuk erkek çocuğu olmalıydı) mesanesi boşaltıldıktan sonra şişe sessizce yere bırakılırdı. Ama hesapta olmayan şey, sinemaların çoğunun perdeye doğru meyilli bir yapısı olduğuydu! Yani şişe eninde sonunda büyük bir gürültü çıkararak yuvarlanıp perdenin önüne kadar gelirdi. Bu durumda filme konsantre olup, gözleri perdeden hiç ayırmamak gerekirdi (o şişe bana ait değil hesabI!). Belki 1984'ten sonra aynı olay pet şişelerle de tekrarlanmıştır!

 
Üst